Mehmet Öntürk ve iş insanları Hatay’ı yeniden inşa edecek projeleri anlattı

Deprem felaketinin ardından Hataylı vatandaşların il dışına en yoğun göç ettiği iller arasında yer alıyor. On binlerce Hataylının yaşamını sürdürdüğü İstanbul'da gerçekleşen programda İş İnsanları, STK Temsilcileri ve basın mensuplarıyla bir araya gelen Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Öntürk, ayrıca kentin ayağa kaldırılmasının ardından tüm vatandaşlara baba, Ata ocağı Hatay’a geri dönmeleri çağrısında bulundu.

Hayata geçirecekleri projeler ile Hatay'ın Yaşam Konutlarından, iş imkanlarına, sosyal donatı alanlarından turizme kadar kenti yeniden ayağa kaldıracak projelerimizle 1 Nisan'dan itibaren Hatay’ın 50 yılını planladık.

Bugün Cumhurbaşkanımız ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet ÖZHASEKİ tarafından 3600 Deprem konutlarının Kuraları çekilerek hak sahipleri belirlendi. İnşaatı devem eden Deprem konutlarının da tamamlanması ile önümüzdeki günlerde yeniden kura çekilerek hak sahiplerine teslim edilmeye devam edilecektir.

Konuşmasında Hatay’da 10 yıldır altyapı ve su sorununun çözülemediğine dikkat çeken Öntürk, “Hatay'da su Hükümetimiz marifetiyle veriliyor” dedi.

“HATAY'DA ULAŞIM SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ”

Hatay’da hala ulaşım sorununun çözülemediğini söyleyen Mehmet Öntürk, “İlimizin birçok ilçelerinde sık sık kavşaklarda sorunlar devam ediyor. Belen'den Ova’ya alternatif yol yapacağız. Havaalanı kavşağından başlanacak ışıksız ve çok şeritli yol ile bu kavşaktaki trafik sorununu ortadan kaldıracağız. Yine 10 yılda yapılamayan Arsuz -Samandağ yolunu tamamlayacağız. Her ilçemizde modern Otogarlar yapacağız.

“HATAY İLİMİZİN TURİZMİ OLMAZSA OLMAZIMIZ”

Hatay’da turizmi hareketlendirecek projeler geliştireceklerini söyleyen Mehmet Öntürk, “Şehrimizin deniz ve yayla turizmi ile ekonomisini güçlendirip, depremin yaralarını Hatay Büyükşehir Belediyesi ve İktidarın gücü ile yapacağız” diye konuştu.

ÖMER NİZİPLİOĞLU'NDAN HATAY İÇİ 3 ÖNERİ 

Hatay’ın sahip olduğu potansiyelleri değerlendirilerek ve daha önce yapılan hatalardan ders çıkarılarak master planlarını hazırlamalıyız diyen İş İnsanı Ömer Niziplioğlu şöyle konuştu;

“Bunun için 3 önerimiz var;

1) Herkesin gelmeye can attığı güzel ,neşeli, eğlenceli ,bir turizm şehri yaratılmalı.

2) Hatay’ın milli gelirini 2-3 katına çıkaracak tersine göçü başlatabilecek tekstil organize sanayisinin oluşturulması.

3) Deprem korkusu yaşanmadığı sağlam zeminli yeni yerleşim bölgeleri oluşturulması.

1) Dünya deniz turizmi Akdeniz’dir bu deniz sayesinde İspanya, Fransa, İtalya ,Mısır hatta Cezayir ,Fas Tunus gibi Afrika ülkeleri dahi ülkelerine büyük ekonomik kazanım sağlarken biz Antalya hariç  Adana, Mersin, ve Hatay illerimizin bu potansiyelini  yazlık ve konut olarak kullanıyoruz. Doğası gereği bu illeri değerlendirmeliyiz” dedi.

“HATAY DENİZ TURİZMİ CANLANDIRILMALI”

Arsuz, Samandağ arasındaki 48 km’lik sahil şeridini ve dünyanın en uzun 14 km’lik  12. kumsal plajının master planını hazırlamalıyız diyen Niziplioğlu, “Doğaya saygılı, az yoğunlukta hoteller bölgesi oluşturulmalı butik ve markalı oteller için alanlar oluşturulmalıyız. Bunun için, halkımızın denize girebileceği plajlar, Beachler, Cafe, Resturantlar, Barlar sokağı, Voleybol, Bisiklet, Koşu yolu, Çocuk parklarının, Global marka mağazaların, dünya deniz misafirlerinin uğradığı bir Marina ve Cruise gemi limanın, ormanın, yeşilin 10 katına çıkarıldığı, planlı Bodrum ,Antalya gibi Güney Fransa’daki Nice, Cannes, Monako, Güney İtalya’daki Amalfi, Portofino gibi tüm dünyadan talep gören güzel, şirin bir bölge yaratıp yatırımcılara ve Hatay halkına sunmalıyız” ifadelerini kullandı.

“DÜNYANIN EN BÜYÜK TEKSTİL ORGANİZE SİTESİNİ KURMALIYIZ”

Bu bölgenin altını olan pamuğu değerlendirilmeliyiz diyen Ömer Niziplioğlu, “Türkiye Dünya pamuk üretimde 6. Sıradadır. Hatay (Amikovası) ,Adana (Çukurova) ve Şanlıurfa (Harranovası) ülkemizdeki pamuğun yüzde 75 i bu bölgede yetişir. Bu pamuk yurdumuzun başka şehirlerine işlenmek üzere gönderilir çıktığı yerde kullanılması hem rekabet, hem de maliyet acısından çok önemlidir, Pamuğun ipliğe, ipliğin kumaşa, kumaşın konfeksiyona, dönüştüğü içinde boyahanelerin, düğme ,fermuar, dikim atölyelerinin, cafe, spor salonlarının, koşu parkurlarının, kreşlerin, minik bir ormanın ,olduğu tekstil organize sitesi kurulmalıdır, 100 bin kişilik istihdam, senelik 5-10 milyar dolar gelir sağlanmalıdır, işsizlik bu yolla bitirilip göç tersine çevrilmelidir” dedi.

“HATAY’A YENİ YERLEŞİM BÖLGELERİ KAZANDIRILMALI”

Zemini sağlam, Amanos dağının etekleri planlanlanıp imara açılmalı diyen Niziplioğlu, “Yaklaşık 200 bin aileye bu yolla ev arsası verilmeli, master planında geniş meydanları, yol ,kaldırım ,çocuk parkları, otopark ,hastane ,okul, avm’nin başta düşünüldüğü tek veya 2 katlı evlerden oluşan deprem riskinin olmadığı her kesimin güvende yaşadığı yeni Hatay’ı birlikte kurmalıyız” diye konuştu.

DOSABSİAD BAŞKANI NİLÜFER ÇEVİKEL: HATAY’I HEP BİRLİKTE AYAĞA KALDIRMALIYIZ

DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel ise şunları söyledi; “Ramazan ayının bereketi ve manevi atmosferiyle bir araya geldiğimiz bu iftar sofrasında birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Ramazan aynı zamanda paylaşmanın, sevginin ve dayanışmanın da zirveye çıktığı bir aydır. Ancak, geçtiğimiz yıl Ramazan süreci ülkemiz için biraz farklı geçti. Kahramanmaraş'ta yaşanan deprem, hepimizi derinden üzdü ve büyük acılarla mücadele etmek zorunda bıraktı . Bu acı anlarda toplumsal dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Büyük felaketin yaşandığı andan itibaren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve AFAD koordinasyonunda, DOSABSİAD'ın da destekleriyle, ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak üzere çok sayıda yardım TIR'ını hızla bölgeye ulaştırdık. Deprem bölgesinin 'Kalkınmada Öncelikli 6. Bölge' kapsamına alınması için yaptığımız çağrı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından karşılık buldu. Önerilerimizin hayata geçmesinden son derece mutlu olduk. Özellikle yeni kurulacak Teknokentler ile bölgenin teknoloji odaklı yatırımların merkezi olması ve kadın kooperatiflerinin çoğaltılması ticari hayatın canlanmasına katkı sağlayacaktır. Diğer taraftan son yıllarda ülkemizde büyük bir sorun olan tarım yatırımlarının, sera ve dikey tarım uygulamalarının bölgede hayata geçirilmesi de yerinde bir karar olacaktır. 

Bir yandan hala yaralarımızı sarmaya çalışırken diğer yandan depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için hala el ele vermemiz gereken bir süreçten geçiyoruz. Bu yardımlar, sadece maddi değil, aynı zamanda manevi destek de sunmakta, depremzedelerin yanlarında olduğumuzu hissettirmektedir. Bugün burada bir araya gelmemizin bir nedeni de de birlik ve beraberlik ruhumuzu pekiştirmek, yardımlaşmanın, dayanışmanın gücünü bir kez daha hatırlamaktır. DOSABSİAD üyelerimizin katkılarıyla da her türlü yardım gerektiren konuda elimizden gelenin fazlasını yapmaya gayret ediyoruz. Bu yılki erzak kolilerimiz de Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB) iş birliğinde Ramazan ayı boyunca ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor olacak. Bu vesileyle, gerek deprem bölgesi gerekse ihtiyaç sahibi ailelere desteklerini esirgemeyen herkese teşekkür ediyorum. Birlik ve beraberlik içinde, daha güçlü bir Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz.”