MAİB Sürdürülebilirlik Eylem Planı Açıklandı 

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB), imalatçıların İkiz Dönüşüm'e hızla uyum sağlayabilmeleri için hazırlanan Sürdürülebilirlik Eylem Planı Raporunu kamuoyuna açıkladı.

Raporun bugüne kadar planlanan sürdürülebilirlik kavramlarından farklı olduğunu söyleyen MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu söz konusu planı yalnızca Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatına indirgemekten kaçındıklarını, amaçlarının planı dünya standartlarına entegre etmek olduğunu belirtti.

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe ile MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu'nun liderlik ettiği basın toplantısında sürdürülebilirlik çalışmalarının çatı markası Mundus+ ile sektörün geleceğine ışık tutulacağı sözü verildi. Şişli'de Ritz-Carlton Hotel'de gerçekleşen toplantıda söz konusu rapor tüm hatlarıyla masaya yatırıldı.

Birleşmiş Milletler tarafından 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı'nın, 169 alt başlığın ve 241 göstergenin ince elenip sık dokunması sonrası oluşturulan strateji raporu kamuoyuna duyuruldu.

Toplantıya liderlik ederek ilk açıklamaları yapan MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “sürdürülebilirlik” mevzusunun tüm dünyayı doğrudan etkilediğine ve hayatın her alanında köprü görevi üstlendiğine vurgu yaparak şunları söyledi: “Sürdürülebilirlik artık sadece belli bir çevrede konuşulan bir kavram bir moda tabiri olmanın ötesine çoktan geçti. Bir nevi ekonomik gerçeklik haline geldi, hayatımızın her alanında önemli bir stratejik konum kazandı çünkü bu konu ‘Yarın nasıl bir dünyada yaşamak istiyoruz ?’ sorusunun yanıtlarını içeriyor. Tüm doğal afetler sürdürülebilir kalkınmayı doğrudan etkiliyor. BM raporunda da buna değinilir. Küresel ticarette baş faktör olan rekabetçilik yerini teknolojik egemenliğe bırakıyor ve burada da bizleri teknolojide liderlerin egemen olduğu yeni bir ticari düzen bekliyor. Bu yüzden sürdürülebilirlik günümüzde olmazsa olmaz bir başlıktır. “

"DÖNÜŞÜM SÜRECİ YERLİ TEKNOLOJİNİN İLERLEMESİNDE ÖNEM TAŞIYOR"

Konuşmayı konuya sadık kalarak devralan Mustafa Gültepe  “Ülkemizin 2053 yılı net sıfır karbon hedefi doğrultusunda, ihracat ailesi olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve göstergelerini büyük bir titizlikle takip ediyoruz. Sektörlerimiz kendi dinamiklerini gözeterek hazırladıkları sürdürülebilirlik stratejileriyle ihracatçı firmalarımızı uluslararası rekabette güçlü kılacak unsurları belirlemeye çalışıyor.

Hazırlık aşamalarına katkı sağlamak üzere çalıştığımız bu stratejilerin her birinin özgün yanları var. Türkiye Makine Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı Raporu'nun, izlediği yöntemle diğer sektörlerimiz için de ilham kaynağı olacağına inanıyorum." diye konuştu.

"DİJİTAL TERİMLER KILAVUZU VE YEŞİL TERİMLER KILAVUZU HAZIR"

Kutlu Karavelioğlu, bütünsel bir dönüşüm projesi olarak Mundus+ markasını yeniliklere ve iş birliklerine açık, ortak bir düşünme noktası olarak geliştirmeyi sürdüreceklerini bildirdi.

İkiz Dönüşüm başlığında başvuru kaynağı olarak bir kılavuz daha yayımladıklarını aktaran Karavelioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Güçlü bir eylem birliği oluşturmanın yolunun ülke, sektör ve kurumlar olarak ortak dil ve kültür oluşturmamızdan geçtiğine inanıyoruz. Kavramları doğru anlamlandırmanın da bunların ortaya çıktığı yabancı zihniyet ve kültür dünyasını anlamaktan geçtiğini düşünüyoruz.

Bugüne kadar binlerce kişinin online erişim sağladığı Dijital Terimler Kılavuzu bir yıldır hizmet veriyordu, Yeşil Terimler Kılavuzu'nu da kendi adını taşıyan web sitesinde ve mobil cihaz uygulamalarında yayına almış bulunuyoruz. Kılavuzlarımızda, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik bahsinde karşımıza çıkan 1.000’i aşkın kavramın nasıl anlaşılması gerektiğini Almanca ve İngilizce karşılıkları ile açıklamakla kalmıyor, bunların ortaya çıkışından itibaren geçirdikleri evrimi de kaynakları ile ortaya koyuyoruz."

Türkiye’de İş  Dünyası dergisi muhabirinin “Deprem sonrası Mersin ve İskenderun limanında meydana gelen kriz neden geç çözüldü?" sorusunu yanıtlayan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, cevap olarak bölgede zayiatın beklenenden fazla olduğunu, araçları kullanacak şoförlerin de enkaz altında kaldığını, teknik bilgi gerektiren makineleri herkesin kullanamayacağı gerçeğine bağlayarak yanıt verdi.