DOLAR 40,5747 0.02%
GBP 54,2351 0.03%
EURO 47,0725 0.05%
ALTIN 4.323,870,03
BIST 10.542,09-0,94%
BITCOIN 4815253-0.5549%
ETH 154089-3.34694%
İstanbul
29°

AÇIK

İhracatla büyüyen bir ekonomi: Gaziantep

İhracatla büyüyen bir ekonomi: Gaziantep

2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatında liderliğini sürdüren Güneydoğu Anadolu Bölgesi, özellikle Gaziantep merkezli üretim gücüyle dünya sofralarına yön veriyor. Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, bölgenin stratejik konumunu, sektörün ihracattaki payını ve yeni hedef pazarlara açılma vizyonunu Türkiye’de İş Dünyası’na anlattı.

14/07/2025 15:58
İhracatla büyüyen bir ekonomi: Gaziantep

Türkiye’nin en büyük ihracat üslerinden biri haline gelen Gaziantep, yalnızca sanayi üretimiyle değil; tarım ve gıda sektöründeki ihracat performansıyla da dikkat çekiyor. 2024 yılı verilerine göre yıllık yaklaşık 10 milyar Dolarlık ihracatıyla Anadolu’nun üretim ve ticaret üssü konumunu sürdüren şehir, hem iç hem dış piyasada güçlü bir aktör.

Mobilyadan tekstile, makinadan gıdaya kadar geniş bir üretim yelpazesi bulunan Gaziantep, aynı zamanda Türkiye’nin en büyük altı ihracatçı ilinden biri. Dünyanın 200’den fazla ülkesine ihracat gerçekleştiren kent, özellikle gıda ve tarım sanayisinde gösterdiği performansla dikkatleri üzerine çekiyor. Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatında bölgesel liderliği elinde bulunduran Gaziantep, bu alanda Türkiye’yi küresel arenada temsil eden lokomotif şehirlerden biri.

Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, bölgenin sektörel gücüne, yeni pazarlara açılım stratejilerine ve karşılaştıkları ekonomik zorluklara ilişkin açıklamalarda bulundu.

“ULUSAL BİTKİSEL ÜRÜN İHRACATININ YARISI BİZDEN GELİYOR”

Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörü, Türkiye ihracatında yüzde 5,3’lük bir paya sahip. Bu oranın yaklaşık üçte biri Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden geliyor. Kadooğlu, bu sektörün bölge için sadece ekonomik değil; sosyolojik olarak da hayati öneme sahip olduğunu söyleyerek, “Yıllık yaklaşık 12 milyar Dolarlık ihracat hacminin üçte bire yakın kısmı bölgemizden. GAİB-Hububat, Türkiye’deki altı hububat birliği içinde lider konumda. Bölge ihracatının yaklaşık üçte biri sektörümüzden geliyor. Bu topraklar tarih boyunca insanları doyurdu, şimdi ise dünyanın sofralarına ulaşıyor” dedi.

Türkiye’nin un ve ayçiçek yağı ihracatında dünya lideri, makarna ihracatında ikinci ve bulgurda ise en büyük üretici ve ihracatçı ülke olduğunu vurgulayan Kadooğlu, bu başarıya ilişkin şu maddeleri sıralıyor;

  • Coğrafi konum ve toprak verimliliği
  • Güçlü sanayi altyapısı
  • Kaliteli ve hızlı üretim
  • Kamu, STK ve özel sektör arasındaki koordinasyon
  • Türkiye ürünlerine yönelik olumlu marka algısı

Kadooğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Bu faktörler birleştiğinde gıda ürünlerimiz, dünyanın dört bir yanındaki sofralarda hak ettiği yeri buluyor. Gıda güvenliğinin ve sürdürülebilirliğin öne çıktığı bu çağda, Türk ürünleri daha da kıymetli hale geliyor.”

“MEVCUT KUR REKABET GÜCÜMÜZÜ ZAYIFLATIYOR”

Yüksek enflasyon ve artan maliyetler karşısında sektörün dayanma gücü sınanıyor. Özellikle enerji, ham madde ve lojistik maliyetlerindeki artış üretici firmalar üzerinde ciddi bir baskı oluştururken; döviz kurunun, TL’deki enflasyonla uyumlu artmaması, ihracatçıların rekabet gücünü düşürüyor. Celal Kadooğlu konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor; “Kur, ihracatı destekler seviyede değil. Döviz bazında maliyetlerimiz arttı. Buna rağmen üretimi ve ihracatı sürdürüyoruz.

Zamanla döviz bazlı maliyetlerin düşmesini ve dengeli bir kur politikasıyla nefes almayı umut ediyoruz.”

Kadooğlu, uzun yıllardır Irak gibi birkaç geleneksel pa- zara yüksek bağımlılığın, sektörü kırılgan hale getirdiğini vurguluyor. Bu nedenle pazar çeşitlendirmesi stratejisine ağırlık verildiğini anlatan Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı, yeni hedef pazarları şöyle sıralıyor:

  • Afrika: Cibuti, Etiyopya, Gana, Benin, Togo
  • Uzak Doğu: Japonya, Vietnam, Malezya, Singapur, Güney Kore
  • Latin Amerika: Panama, Venezuela
  • Avrupa: Birleşik Krallık

Bu ülkelere yönelik ticaret ve alım heyetleri organize ettiklerini belirten Kadooğlu, ayrıca Dubai, Fransa, Almanya, ABD gibi pazarlarda da fuarlara katıldıklarını ifade ederek, Ticaret Bakanlığı’nın “Uzak Ülkeler Stratejisi”nin kendilerine yol gösterdiğini ve bu yönde kararlı adımlar attıklarını da sözlerine ekliyor.

“LOJİSTİK VE NAKLİYE MALİYETLERİ BÖLGE İHRACATININ EN ZAYIF HALKASI”

Bölgenin en büyük handikaplarından biri ise limana olan uzaklık. Mardin gibi üretim üssü şehirlerde karayoluna mecbur kalındığını belirten Kadooğlu, bu durumun rekabet gücü- nü düşürdüğünü şu sözlerle açıklıyor; “İhracatımızın önemli bir kısmı karayolu ile Irak’a yapılıyor. İç nakliye ve navlun maliyetleri ciddi yük oluşturuyor. Bu nedenle bölge-liman bağlantılarını güçlendirecek karayolu ve demiryolu projelerini destekliyor ve yakından takip ediyoruz.”

Kadooğlu, “Yaptırımların kalkması, Merkez Bankası üzerindeki blokajın sona ermesi ve bankacılık sisteminin normale dönmesi Suriye ile ticari ilişkileri hızlandıracaktır. Suriye’ye yapılan ihracatın ortalama olarak yüzde 40’ı gıda ürünlerinden oluşuyor” diyerek gerçek potansiyelimizin şu anda yarısını bile kullanmadığımıza vurgu yaptı.

Kadooğlu, Türk firmalarının Suriye’ye dönmeye başladığını, gıda sektörünün bu açılımda öncü olacağını da vurgulayarak sözlerini şu şekilde sonlandırdı; “Türkiye, Orta Doğu’nun en önemli gıda tedarikçisi konumunda. Kalitemiz, hizmet altyapımız ve deneyimimizle bu pazarda büyük avantajımız var. Önümüzdeki dönemde yeni bayilikler, lojistik iş birlikleri ve ortaklıkların kurulmasını bekliyoruz.”


En az 10 karakter gerekli