Türkiye'de Gündem

İDMİB Başkanı Güven Karaca: Varlık Fonu dünya markası satın alsın

İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Karaca, ihracat pazarlarını kaybetmeye başladıklarını belirterek “Perakendeciler ithalata yöneliyor. Takım oyunu şart. Varlık Fonu devreye girerek yurt dışından marka alırsa onun üzerinden ihracat yapabiliriz” dedi.

6dk okuma
17.04.2024
İDMİB Başkanı Güven Karaca: Varlık Fonu dünya markası satın alsın

Türkiye ve dünyada son dönemlerde yaşanan ekonomik gelişmeler vatandaşlardan ihracatçılara kadar herkesi derinden etkiledi. Yükselen maliyetle ve fiyatlar hem iç piyasada üreticileri zor durumda bırakırken, birçok sektörde istihdam, ihracat ve satışlar azalıyor. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Güven Karaca, çıkış için takım oyunun şart olduğunu belirterek, Varlık Fonu’nun devreye girerek yurt dışından marka alması önerisinde bulundu. Deri ve deri mamulleri sektörünün 2023 yılı ihracatında, 2022’ye göre yüzde 9,5 azalış yaşandığını ve 1,8 milyar dolar olarak gerçekleştiğini ifade eden Güven Karaca “2024 yılının ilk çeyreğinde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30’a varan bir düşüş var. Bu düşüşte; dünyada yaşanan resesyon, bazı ülkelerdeki savaş süreci ve ülkedeki ekonomik şartlar etkili oldu. Yüksek enflasyonla mücadele devam ediyor. Kurların şu anki seviyesi Türk ihracatçısının rekabet şansını azaltıyor. TL maliyetlerimiz giderek yükseliyor. Özellikle işçilik ve enerji maliyetlerimiz rakip ülkelere göre yüksek kalmaya başladı. Faizler yükselişte. Yüksek faiz ortamında da ticaret yapmak, yatırım yapmak zorlaşıyor. Ekonomi konuşmaktan iş konuşamaz hâle geldik” dedi. 

İSTİHDAM HIZLA AZALIYOR

Türkiye’nin ihracatının 2023’ü yükselişle kapattığını hatırlatan Güven Karaca “İhracat yüzde 0,5 artmış ancak sektörel olarak bakıldığında 13 sektörde artmış, 13 sektörde azalmış. Dolayısıyla biz, ‘Yıl sonu itibarıyla ihracat iyi gitti’ diyemeyiz. İhracatı düşen sektörler ülkemizin istihdam fabrikaları. İhracatı düşen sektörlerde çalışan insan kaynağını da kaybediyoruz. Bizim sektörümüzde 80 binlerde olan istihdam sayısı 68 bine kadar geriledi. Son 2 yılda 1 milyar dolar kaybımız var. Sektör olarak ilk üç aydaki yüzde 30’luk ihracat kaybının yılın ikinci yarısında ve son çeyrekte toparlanacağını düşünsek de yılı yüzde 15-20 düşüşle kapatacağımızı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. 

DÜNYADA RESESYONUN ETKİLERİ DEVAM EDİYOR

Avrupa ve Asya’da birçok fuara katıldıklarının altını çizen Karaca, şunları kaydetti:  Ocağın ikinci haftası İtalya’da fuara gittik. Kuru 40 lira baz almamıza rağmen elimiz boş döndük. İstanbul’da Aymod Fuarı’nda istediğimizi alamadık. Beş yıl sonra Hong Kong’a gittik, sonuç alamadık. Dünyada resesyonun etkileri devam ediyor. Amerika pazarı biraz daha hareketli ancak, önemli pazarlarımız arasında yer almıyor. Önümüzdeki günlerde ihracatı destekleyecek ya da hareketlendirecek bir ışık göremiyoruz. Şu anda kurların yükselmesinden başka hiçbir destek ihracatçının önünü açamaz. Ancak, kurların yükselmesiyle enflasyonun nereye gideceğini de çok iyi biliyoruz. Maalesef dış piyasaya kaybettiğimiz bir noktadayız. İhracatta fiyat tutturamıyoruz. Üreticilerin kapasiteleri boş kaldı. Ortalama yüzde 50 kapasite ile çalışıyoruz. Bugün dışarıdan da içeriden de sipariş gelse karşılayacak gücümüz var. Fiyatlar iç piyasada da yüksek kalıyor. Her şey yeniden sil baştan yeniden düzenlenmeli. Teşviklerde ölçülebilir bir sisteme ihtiyacı var. İstihdama, ciroya ve ihracata göre teşvikler verilebilir. İhracatçıya terzi usulü teşvik verilebilir. Takım oyununa ihtiyacımız var. Varlık Fonu mesela yurt dışında dünya markalarını satın alabilir. 6-7 yıl önce Mango satıldı. Biz de böyle marka satın alırsak onun üzerinden ihracatımızı artırabiliriz.

MALEZYA ÜZERİNDEN İTHALAT OTOBANI OLUŞTURULDU

İç piyasadaki oyuncuların özellikle Uzak Doğu’dan ithalata yöneldiğini dile getiren Güven Karaca “Perakendeciler için artık Çin’den ürün almak daha avantajlı hâle geldi. Perakendeci ürünü Çin’den direkt getireceğine, menşeini değiştirerek vergi hırsızlığı yapıyor. 10 liraya Çin’den aldığı ürünü, STA imzaladığımız Malezya üzerinden ülkemize sokuyor. Bu yöntemde de devleti büyük bir vergi kaybına uğratırken, haksız rekabet ortamı oluşuyor. Çünkü, 10 liraya aldığı ürünü, içeride 22 TL’ye satabiliyor. Bunlar işini doğru yapan tüccarların başvuracağı yöntemler kesinlikle değil. Ancak, sadece Malezya örneğini incelemek bile birçok şeyi ortaya çıkaracaktır. Türkiye’de satılan birçok ayakkabı ve çantanın ‘Made in Malezya’ olarak satıldığı görülebilir. Bunun mümkün olmadığını herkes aslında çok iyi biliyor. Çünkü, Malezya’da böyle bir üretim kapasitesi yok. Malezya, sektörümüzde vergileri delmek için bir yan yol olmuş durumda. Malezya üzerinden bir ‘illegal ithalat otobanı’ oluşturulmuş durumda. Bu noktada STA’ların gözden geçirilmesi şart” dedi. 

Türkiye'de Gündem
Yorum Yaz