Şirket Haberleri

Hem lezzetli hem sağlıklı ürün artık hayal değil

Ne güzel demiş atalarımız ağaç yaşken eğilir... Gerçekten de insanoğlu küçük yaşta öğreniyor ve öğrendikleri alışkanlıkları tercihlere dönüşüyor. Bu alışkanlıkların en zorlusu ise sağlıklı beslenme konusunda karşımıza çıkıyor, özellikle çocuklarına sağlıklı beslenme alışkanlıklarını kazandırma çabasında olan ebeveynleri zorlu bir süreç bekliyordu. Bu yazımızda ebeveynlerin işini kolaylaştıran bir markayı ağırlıyoruz. Humm Organic’i ve sağlıklı atıştırmalık sektörünü konuşmak üzere firmanın Genel Müdür’ü Şirin Işık ile konuştuk…

6dk okuma
12.03.2024
Hem lezzetli hem sağlıklı ürün artık hayal değil

Bize Humm Organic’ten bahseder misiniz?

Humm Organic; 2017 yılında, üç kadın girişimcinin, kendi annelik deneyimlerinden yola çıkarak, çocukların sağlıklı beslenmelerine katkı sağlamak misyonuyla yola çıkmış, yüzde 100 yerli sermaye ile kurulan bir Türk markası. Bu nedenle renkli ve eğlenceli ambalajıyla çocukların dikkatini çeken, sağlıklı beslenmeyi sevdirecek, yeni lezzetler keşfetmelerini sağlayacak bir marka çıktı ortaya. Humm Organic o kadar sevildi ki, keşfetme isteği çocuklardan büyüklere geçti. Çocuğundan önce tadını test eden anneler, kardeşinden gören ve merak eden abiler, ablalar….

Diyet ve spor yapan, gluten duyarlılığı olan ya da vegan beslenen yetişkinler de dahil olmak üzere herkes tarafından tercih edilen hem sağlıklı hem lezzetli ve günün her saatinde tüketmek üzere aranan bir atıştırmalık markası olduk. Ve bugün üç kadın girişimcinin çıktığı yolculuk, alanında uzman ve genç ekibiyle sürdürülebilir şekilde büyüyen kurumsal bir yapıya dönüştü.

“GENİŞ ÜRÜN SIKALASI OLAN TEK MARKAYIZ”

Humm Organic’i sektördeki diğer oyunculardan ayıran özellikler, ürünler, çalışmalar neler?

Her şeyden önemlisi Humm Organic, organik atıştırmalık pazarında, sermayesi, dağıtım ağı ve üretimi ile yüzde 100 yerli bir marka. Ve odaklandığımız, uzmanı olduğumuz, ürün çeşitliliğimizle sahiplendiğimiz tek bir alan var o da organik sağlıklı atıştırmalıklar. Ürünlerimiz, hiçbir katkı ve koruyucu madde içermeyen, renklendirici ve ilave şeker bulundurmayan, yüzde 100 organik ürünler. Yüksek besin değerine sahip; kimyasal gübre kullanılmayan, yüksek toprak kalitesinde yetişen, organik tarımla üretilen içeriklerden oluşuyor. Yani temiz içerikli gıdalar… Böylece Humm Organic, ara veya temel öğünü sağlıklı ve besleyici geçirmeyi sağlayarak, kaliteli kalori alımını ve doğal enerji oluşumunu destekliyor. Sadece çocuklar değil güne sağlıklı bir başlangıç yapmak isteyenler, ara öğünlerinde farklılık arayanlar, spor yapanlar, vejetaryen beslenenler ve formuna dikkat edenler için de Humm Organic, keşfedilmeye değer lezzetler sunuyor. Humm Organic’i ayrıştıran en önemli özelliklerden biri de lezzeti. Çünkü, sağlıklı ürünlerin lezzetli olmadığına dair yanlış bir algı var ve Humm Organic Türk damak tadına uygun lezzetiyle bu algıyı kırmayı başarıyor. Yeni lezzetler keşfetmeyi ve denemeyi de seviyoruz. Mesela pancarlı grissini ürünümüz şu an Türkiye’de hiçbir markada yok. Bu kadar geniş bir ürün gamına sahip olan tek markayız.

TOPLUMUN TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI NASIL?

Bize ürünlerinizden bahseder misiniz? Türk toplumunda tüketim alışkanlıklarında değişim gözlemliyor musunuz, yenilikçi ürünlere bakış nasıl?

Şu an kurabiye, kek, bar, gevrek, puff, kraker gibi sekiz ana grupta 20’ye yakın farklı ürünümüz bulunuyor. Pazardaki en geniş ürün yelpazesine sahip markayız. Her zevke hitaben, keşfedilecek yeni sağlıklı ve organik lezzetlerle bu sayıyı daha da artırmak istiyoruz. Mevcut ürünlerimizden 13’ü vegan. Tamamı şeker ilavesiz, organik; tamamına yakını süt ve süt ürünleri içermiyor. Beş ürünümüzse hem vegan hem de glutensiz. Ürünlerimizin hepsi temiz içerikte. Yani katkı ve koruyucu madde yok, renklendirici yok. İçinde bulunan her bir malzeme son derece güvenilir ve sağlık koşullarına uygun. Ürünlerin bazında buğday ve karabuğday unu, siyez unu, yulaf ezmesi kullanıyoruz. Ayrıca keçiboynuzu, zencefil, hurma, elma, tahin, bal, pancar, tarçın gibi besin değeri yüksek vücudun ekstra ihtiyacı olan ham maddeleri kullanmaya özen gösteriyoruz. Tohumdan tabağa kadar tüm üretim süreçlerimiz organik ürün üretim esaslarına uygun ve birçok denetime tabi tutularak yapılıyor.

Toplumumuzun tüketim alışkanlıklarına gelince… Genel sağlık bilincinin artmasıyla birlikte insanlar, beslenme alışkanlıklarına daha fazla dikkat etmeye başladılar. Özellikle COVID-19 sonrasında genel yaşam kalitesini artırmak amacıyla doğru beslenmeyi araştırmaya, uygulamaya, gıda ürünlerinin etiketlerini okumaya başladık… Gıda endüstrisi de taleplere yanıt olarak daha sağlıklı ve doğal ürünler üretmeye yöneldi. Organik gıdalar, katkı maddelerinden arındırılmış temiz reçeteli daha fazla talep görmeye başladı. Globalde yükselen bu trend, Türkiye'de de hızla benimsendi. Artık sağlıklı beslenmeye çalışan, ne yediğine içtiğine dikkat eden, araştıran, sorgulayan daha bilinçli bir toplum var. Özellikle gıda alışverişinde kendimiz için olmasa dahi çocuklarımız için en doğru ürünü almanın sorumluluğunu daha çok hissediyoruz. Organik beslenmeyi tercih edenlerin dikkat ettiği bir başka şey ise doğal lezzet.

Pek çok gurme şef de dahil olmak üzere yemek severlerin çoğunluğu organik besinlerin tatlarının daha iyi olduğu konusunda hemfikir. Bunun nedeni, organik tarımın sebze ve meyvelere olgunlaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları zamanı ve doğal koşulları sağlıyor olması. Diğerlerine göre sağlıklı topraklarda yetişen besinler orijinal tatlarını koruyabiliyor. Çok yakın bir zamanda Twentify araştırma şirketiyle gerçekleştirdiğimiz araştırmaya göre, tüketicilerin yüzde 66'sı sağlıklı atıştırmalıkları yaşam tarzı olarak benimsediğini söylüyor.

Tüketiciler rafine şekerden ve katkı maddelerinden uzaklaşıp, doğal ve doğru beslenmek istiyor. Organik sağlıklı atıştırmalık tercihi, özellikle çocuklu kadınlarda, gebelikten itibaren başlıyor. Katılımcıların yüzde 30’una yakını, gebelikte ve çocuğu olduğunda organik atıştırmalıkları tüketmeye başladığını ifade ediyor.

Küresel olarak baktığımızda; her beş tüketiciden ikisinin öğünler arasında atıştırmalık ürünler tükettiğine yönelik veriler var. Aynı zamanda bitki bazlı ürünlere yönelen insan sayısı her geçen yıl artıyor. Bu alışkanlıklar pazar verilerine de yansıyor. Vegan beslenenler dünya çapında 79 milyona ulaşırken, 2014 ve 2020 yılları arası Hollanda’da yüzde 645, Yunanistan’da yüzde 590, Türkiye’de ise yüzde 395 oranında bir yükseliş tespit edilmiş. 2025 yılına kadar vegan ürün pazarının 22 milyar Dolar büyüklüğe ulaşacağı düşünülüyor.

Türkiye organik sektöründe dünyanın neresinde?

2023 yılı itibarıyla küresel ölçekte organik gıda pazarının büyüklüğü 125 milyar Euro’yu buldu. Türkiye’nin organik ürün ihracatı ise 1 milyar Doları geçmiş durumda. Organik atıştırmalık pazarı bu pazar büyüklüğü içerisinde daha az paya sahip ancak hem dünyada hem de Türkiye’de büyüme trendini sürdürüyor. Bu etkiyi en iyi gözlemleyebildiğimiz yıl, COVID-19 pandemisini en yoğun bir biçimde hissettiğimiz yıl yani 2020 oldu.

Türkiye’de ise organik atıştırmalık pazarı gelişme alanları oldukça fazla olan bir pazar. Toplam organik ürün ithalat hacmi 2 milyon 794 bin 103 ton kapasiteye sahip olan Avrupa Birliği’nin organik ürün ithalatı yaptığı ülkeler arasında Türkiye 7’nci sırada yer alıyor. Aslında Türkiye’nin bu alandaki potansiyeli bu rakamların da üstünde. Çünkü Türkiye coğrafyası ve üretim yeteneği buna müsait. Ülkemizin organik tarım konusunda ciddi bir bilgi birikimi ve son yıllarda oluşturulmuş iyi bir mevzuatı var.

Şirket Haberleri
Yorum Yaz