Aran, geçen yıl yaptığı 2024 tahminlerinin, kur seviyeleri ve sektör destekleriyle ilgili doğru çıktığını belirtti. Enflasyonla mücadelede önemli bir adım atıldığını ancak bu süreçte yaşanan zorlukların da göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti. “Enflasyonla mücadele konusunda Türkiye’nin tarihsel olarak zorlandığını biliyoruz, ancak 2024 yılında yavaş da olsa ilerleme kaydedildi” diyen Aran, fiyat istikrarı hedefiyle yürütülen politikaların doğru yolda olduğunu söyledi.
Aran, 2025 yılı için enflasyonun yüzde 24-26 seviyelerine inmesini öngördüğünü ve bu oranın, ülke için büyük bir kazanım olacağını belirtti. Bununla birlikte, özellikle kira artışları ve sektörel enflasyon farklarının hane halkı üzerinde ciddi etkiler yarattığını belirterek, enflasyonla mücadelede tüm toplumsal kesimlerin üzerlerine düşeni yapması gerektiğinin altını çizdi.
ENFLASYONLA MÜCADELE İÇİN GÜVEN SAĞLAMAK ŞART
Hakan Aran, şirketlerin 2024 yılında ciddi kârlılık baskılarıyla karşı karşıya kaldığını belirtti, ancak bazı dönemlerin kâr etme değil, hayatta kalma dönemi olduğunu vurguladı. Aran, “Her yıl kâr etmek mümkün olmayabilir, ama ülke olarak doğru adımlar atıldığında, zorlukların ardından büyüme dönemi başlayacaktır” diyerek uzun vadede ekonomik istikrarın önemine değindi.
Enflasyonla mücadelenin zorluklarına değinen Aran, Türkiye’nin uzun yıllar yüksek enflasyonla yaşamış bir ülke olduğunu hatırlatarak, bu durumun alışkanlık haline geldiğini ifade etti. Bu nedenle, yalnızca kısa vadede sonuç alınmasının yeterli olmayacağını, halkın enflasyon beklentilerinin yönetilmesinin önemli olduğunu söyledi. Aran, “Enflasyonla mücadelede başarılı olmak için, halkın güvenini kazanmak ve kararlı bir duruş sergilemek gerekiyor” dedi.
“EKONOMİMİZ JEOPOLİTİK SORUNLARDAN ETKİLENİYOR”
Aran, Türkiye ekonomisinin iç risklerden daha çok dışsal faktörlerden, özellikle jeopolitik sorunlardan etkilendiğini belirtti. Ekonomik dengelerin sağlanmaya çalışıldığı bir dönemde, dış dünyadaki büyük risklerin ekonomiyi zorlayabileceğini ifade etti. Buna karşın, ülke içinde izlenen politikaların Türkiye’nin ekonomik hedeflerine ulaşmasını sağlayacak potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Öte yandan 2024 yılı itibarıyla turizm sektörüne yapılan kredi desteklerinin arttığını açıklayan Aran, “Turizm sektörüne verdiğimiz kredi bakiyesini 2025’te 2 milyar dolara çıkarmak için kararlıyız” dedi. Hem bankacılık hem de turizm sektörü için karşılıklı güven ve iş birliğinin önemine değinen Aran, sektörler arası zorlukların paylaşılarak yönetilmesinin, uzun vadede olumlu sonuçlar doğuracağına inandığını ifade etti.
“TÜKETİMİ AZALT, ÜRETİMİ ARTIR”
Aran, küçük ölçekli sanayi işletmelerinin, nakit akışlarını yönetmede zorluklar yaşadığını belirterek, likidite sıkışıklığının bu işletmeleri daha fazla zorlayabileceğini vurguladı. Hane halkının tasarruf yapabilmesi için öncelikle borçluluk seviyelerinin düşürülmesi gerektiğini söyleyen Aran, “Tüketimi azaltarak, üretimi artırarak bu sorunun üstesinden gelebiliriz” dedi.
TURİZMDEKİ BAŞARI DÜNYA ÇAPINDA LİDERLİK GETİREBİLİR
2024’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına denk gelmesi nedeniyle de bir değerlendirme yapan Aran, Banka olarak Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına katkı sağlamak adına önemli projeler geliştirdiklerini belirtti. “Cumhuriyetin 100. yılına yakışır şekilde, Türkiye ekonomisinin daha güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için çaba harcıyoruz. İş Bankası olarak, 37 Türk genciyle başlayan yolculuğumuzu 1,3 trilyon dolarlık ekonomiyle devam ettiriyoruz” dedi.
Aran, Türkiye’nin büyüme potansiyelinin yüksek olduğunu, özellikle turizmdeki başarıların dünya çapında bir liderlik için fırsatlar sunduğunu belirtti. Ancak, ekonomik büyümenin sadece rakamsal başarılarla değil, aynı zamanda gelir dağılımının daha adil hale getirilmesiyle taçlandırılmasının önemine dikkat çekti.
