Yazarlar

Gyoder konut sorununda düğmeye bastı

Barınma, insanın en temel ihtiyaçlarından biri. Bu sebeple de gayrimenkul sektörü, gerek istihdama gerekse ekonomiye sağladığı katkıyla kalkınmada itici güç konumunda. Aynı zamanda en güvenilir para bağlama aracı olarak görülen bu piyasada, inşaat firmalarının yürüttüğü projelere gün geçtikçe dikkat çekici detaylar ekleniyor. Sektörde son zamanlarda sert rüzgarlar esse de aktörler güneşli günlerin uzak olmadığını söylüyor…

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası10.08.2023
Gyoder konut sorununda düğmeye bastı

Barınma, insanın en temel ihtiyaçlarından biri. Bu sebeple de gayrimenkul sektörü, gerek istihdama gerekse ekonomiye sağladığı katkıyla kalkınmada itici güç konumunda. Aynı zamanda en güvenilir para bağlama aracı olarak görülen bu piyasada, inşaat firmalarının yürüttüğü projelere gün geçtikçe dikkat çekici detaylar ekleniyor. Sektörde son zamanlarda sert rüzgarlar esse de aktörler güneşli günlerin uzak olmadığını söylüyor…

Gayrimenkul sektöründe bir yandan yeni yatırımlar sürerken diğer yandan firmalar halka arz için çalışmalarına hız verdi. Sektörün çatı kuruluşu GYODER ise piyasadaki konuta ulaşma sıkıntı[1]sına bir nebze de olsa çözüm olacak yepyeni bir proje ile uygun fiyatlı kiralık konutlar üretmek için düğmeye bastı. Gayrimenkul sektörünü üç temel konu ile masaya yatırdığımız dosyamızda, sektör liderlerinin yeni yatırım ataklarını, halka arz süreçlerini ve topluma fayda sağlayacak erişilebilir konut projelerini inceledik…

 ERİŞİLEBİLİR KONUT MÜMKÜN MÜ?

Tüm dünyanın gündeminde olan ‘barınma’ sorununa çözüm bulabilmek için GYODER tarafından geliştirilen GYODER Yeni Konut Modeli ile ilgili bilgi veren GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Konut üretme sürecinde en büyük maliyet arsa maliyeti. Şu anda Türkiye ortalaması yüzde 50 seviyelerinde. Kamu kuruluşlarının, yerel yönetimlerin veya benzeri kurumların elindeki arsalar, belli bir dönemde Kamu–Özel İş birliği Yöntemi ile değerlendirilerek ve bir kira tarifesiyle belli üst limitler konularak on binlerce düşük kiralı konut üretilebilir. Bu noktada GYODER Yeni Konut Modeli’ni oluşturduk. Yap-işlet-devret modeliyle, bireysel değil kamusal kiraya veren yapısını oluşturuyoruz ve kiracıyla kiraya veren arasındaki problemleri ortadan kaldırıyoruz. Bu model, arsa maliyetini sıfıra indirerek kiraları yarı yarıya düşürüyor. Kamu ve özel sektör iş birliği modeliyle kullanıma açılacak arsalarda konutların üretilmesi sağlanırken, arsaların mülkiyeti de devlette kalıyor.

Kiralar ise, ev sahiplerinin kontrolünden çıkarılarak devletin hakkaniyetli denetimine ve kurumsal firmaların yönetimine veriliyor. Bu modelle konut üretimlerinin 1 yıl içinde tamamlanması hedefleniyor. Bu sayede düşük kira rakamlarıyla çevredeki yerleşim yerlerinin de ucuzlaması sağlanmış olacak. Sözleşmelerde yatay mimari, yerli malzeme ve enerji tasarrufu da şart koşulacak. Bu sayede orta ve orta alt gelir grubunun hane halkı gelirinin yüzde 30-50’sini aşmayacak bir formülle barınma çözümü sunmuş olacağız” dedi.

“KAMU İLE BİRLİKTE EKOSİSTEM KURACAĞIZ”

Bu modelin mekân bağımsız bir model olduğunu vurgulayan Mehmet Kalyoncu, “Üretilecek konutlar ne kadar şehrin merkezinde olursa o kadar merkezdeki kiraları düşürmeye yarar. Ama ne olursa olsun; arsanın maliyeti sıfırlandığı için burada mekânın etkisi de sıfırlanmış olacak. İnşaat maliyetleri bir şehirde aynı il sınırları içerisinde değişmiyor. Burada rant diye nitelenen konu arsa maliyeti idi Biz de bu modelle ciddi bir maliyet avantajı elde ederek kiraları yarı yarıya düşürüyoruz” diye konuştu.

GYODER Başkan Yardımcısı Cem Yılmaz da konuşmasında;  Avrupa yakasında Büyükçekmece kıyı kesimleri, Beylikdüzü, Bakırköy, Avcılar, Küçükçekmece, Bahçelievler; Anadolu yakasında Maltepe, Kartal, Pendik, Sultanbeyli, Tuzla ilçelerinin yüksek deprem riski  taşıdığına değinerek, GYODER Yeni Konut Modeli’nin rezerv konut olarak da kullanılabilecek konutlar üreteceğini ve bunun da İstanbul’un kentsel dönüşümünün önünü açacağını söyledi. Yılmaz, “Bu sayede 650 bin kişilik bir ilçe geliştirilebilir. Kiralık konutlarla birlikte bölgede sağlık, eğitim, turizm, perakende gibi alanlardaki yatırımlarla aslında bir ekosistem kuracağız. İstanbul’un kentsel gelişiminde eksikliği hissedilen yeşil ve açık alanlar, projenin kilit noktasını oluşturuyor. Kamu alanlarının doğru planlamasını yapabilmek, yaya ve bisiklet kullanımını önceliklendirmek, dayanıklı, uyumlu, dirençli sürdürülebilir kentsel mekanlar kurgulamak ‘iyi uygulamalar’ın da önünü açacak dedi.

 ‘DÜNYADA ÖRNEK BİR İŞE İMZA ATABİLİRİZ’

Türkiye’nin yıllık yaklaşık 1,5 milyon konut satışı ile Avrupa’da birinci, OECD ülkeleri arasında ise ikinci büyük pazar olduğunu hatırlatan GYODER Başkan Yardımcısı Neşecan Çekici ise konut açığına dair şu verileri paylaştı: “TÜİK’in açıkladığı verilerde ev sahipliği oranının yüzde 56,7’ye (AB ortalaması yüzde 70) gerilediğini görüyoruz. Bu oran 2000’lerde yüzde 65’in üzerinde idi. Yine bu sürede yılda evlenen çift sayısı 550 binlerden 600 binlere doğru yükseliş gösteriyor. Boşanmalarda da 90 binlerden 180 bin[1]lere doğru bir yükseliş söz konusu. 2022 itibariyle tek kişilik hane halkı sayısı 5 milyonu aştı. Bu istatistikler, konut sek[1]töründe arzı baskılıyor. Bir de kiralık ev sektöründe oluşan bir baskı mevcut. Artık ‘hayalet evler’ denilen bir gerçek var. Bu rakamın 700 bin civarında olduğunu tahmin ediyo[1]ruz. Tabii, burada evini kiraya vermek istemeyenler de var, yüzde 25 kira artışı düzenlemesini sebep gösterenler de… Fakat tüm bunlardan daha öte bir ‘deprem’ gerçeğimiz var. Türkiye’nin sağlıkta, altyapıda imza attığı başarılı kamu-ö[1]zel iş birliği (KÖİ) modelini bütün dünya konuşuyor. Bu modeli konut sektöründe de uygulayabilir isek, dünyada yine örnek bir işe imza atılmış olacak.”

Dosya Haberi
Yorum Yaz