Yazarlar

Gelenekten geleceğe uzanan kültürel miras

Asırlar boyunca Türk tarihinde, kültüründe, sanatında önemli bir rol üstlenen lale, İstanbul’un da en önemli simgelerinden biri. Baharın gelişini temsil eden lale, aynı zamanda bir çiçek olmanın çok ötesinde kültürel bir öge niteliği taşır.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası07.05.2023
Gelenekten geleceğe uzanan kültürel miras

Asırlar boyunca Türk tarihinde, kültüründe, sanatında önemli bir rol üstlenen lale, İstanbul’un da en önemli simgelerinden biri. Baharın gelişini temsil eden lale, aynı zamanda bir çiçek olmanın çok ötesinde kültürel bir öge niteliği taşır. Bu zarif çiçeğin ülkemiz için büyük bir değer olduğunu ifade eden İLAV Yönetim Kurulu Başkanı Salih Arslan, “İstanbul'un sembolünü yeni nesillerle buluşturmak ve sahiplenmelerini sağlamak benim için çok değerli” diyor.

Tarihimiz boyunca birçok alanda karşılaştığımız lale, kültürümüzün de önemli bir parçası. Bu kültürel mirasın devamlılığının sağlanması ve gelecek nesillerin bu kültürü unutmamasını sağlamak adına 2 buçuk yılın ardından yeniden açılan İstanbul Lale Vakfı (İLAV), Emirgan Korusu’ndaki yerini aldı. Lale dikmeye yarayan sabandan lale ayıklama eleğine, lale motifli padişah kaftanından savaş aletlerine kadar birçok tarihi ögeyi bünyesinde bulunduran müze, önümüzdeki dönemde dünyaca ünlü eserlere de ev sahipliği yapacak.

İstanbul Lale Vakfı’nı (İLAV) anlatır mısınız biraz? Kuruluş amacı nedir, neler yapar?

İstanbul Lale Vakfı, Türkiye genelinde lalelerin yaygınlaştırılması, lale türlerinin araştırılarak çoğaltılması, ulusal ve uluslararası platformda tanıtılması, bilinirliğinin artırılması ve üretiminin geliştirilmesi; lalenin Türk kültür ve sanat hayatındaki yerinin araştırılması ve bu konuda yapılmış bilimsel çalışmaları ve eserleri tanıtmak, sergilemek amacıyla İstanbul eski Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın önderliğinde 2016 yılında kuruldu. Vakfımız, adı ile özdeşleşen Emirgan Korusu'nun yanı başındaki tarihi bir yapıda hizmet veriyor. Önümüzdeki yıl bahçenin ekimini vakıf olarak biz yapmak istiyoruz. Dolayısıyla İBB'ye hiçbir ekonomik yükü de olmayacak. Seneye Taksim Meydanı'nda da lale halısı yapmayı planlıyoruz. Bu sadece İBB, Lale Vakfı değil Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da içerisinde olduğu bir proje olacak. İstanbul'daki lale ve çiçek kültürünü bahar aylarıyla sınırlı kalmadan yılın her mevsimine yaymak istiyoruz. Şu ana kadar vakıf bünyesinde 61 ülkeden katılımın olduğu Dünya Lale Zirveleri yapıldı bu mekânda. Yılda 50 milyon lale soğanı üretilip, bunun bir kısmı İstanbul'a bir kısmı da diğer şehirlere dağıtıldı.

Daha önce İstanbul'da Emirgan Korusu'na 10 milyon adet lale soğanı ekiliyordu. Bu yıl yaklaşık üç buçuk milyon ekildi. Biz şehirde lalenin yeniden görünür hale gelmesini sağlamak istiyoruz. Türk ve İslam Eserleri Müzesi gibi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müzelerde lalemizi ücretsiz olarak turistlere dağıttık. Lale’nin ekim dönemlerinde de lale soğanlarını yine ücretsiz olarak dağıtacağız.

LALE, ÇİÇEK OLMANIN ÇOK ÖTESİNDE BİR KÜLTÜR ÖGESİ

İstanbul Lale Vakfı’nın bir ihtiyaçtan doğduğunu söylüyorsunuz… Nedir bu ihtiyaç?

Yerelde İstanbul´un genelde ise ülkemizin endemik bitkisel florasında önemli bir yer tutan lalenin tekrar geçmiş ışıltılı günlerinde olduğu gibi bir peyzaj ögesi olarak öneminin ortaya çıkarılması, üretiminin artırılması, yaygınlaştırılması, ülkemizin ekonomisine ve istihdamına katkı sağlayacak çalışmaları yürütmek, bu konuda çalışan, kişi, kurum ve kuruluşları desteklemek, bilimsel amaçlı çalışmaları yürütmek gayesiyle kurulan bir vakıfız. Bu anlamda lalenin bir çiçek olmasının ötesinde kültürümüzde geleneksel el sanatlarımızda ve edebiyatımızın çeşitli dallarında bir figür ve esin kaynağı olmasından hareketle bu değerlerimizin gelecek nesillere aktarılmasını hedefliyoruz. Kısacası, Vakfımız lalenin gerek ülkemizde gerekse dünyada bilinirliğini artırmak, İstanbul lalesi gibi artık yetişmeyen türlerini tekrar yetiştirmek ve topraklarımızdan dünyaya yayıldığını anlatmak ihtiyacı ile kurulmuş.

Laleyi Türk kültürünün en önemli simgelerinden biri olarak görüyorsunuz… Lalenin sizin için anlamı nedir, bu çiçeği size anlamlı kılan en büyük etkenler hangileri? Lalenin Türkler için farklı bir değer taşımasının sebebi, göze hitap etmesi dışında, en çok yetiştirildiği dönemle ilgisi. Saray ve saray çevresi yanında sıradan halkın da ilgilendiği bu çiçek kelimenin tam anlamıyla “moda” halini almış. Aynı zamanda değeri gittikçe artan ve çeşitleri çoğaltılan bu çiçek ticari bir mal haline gelmiş. Bir çiçeğin bir döneme ismini verecek kadar önem kazanması, belki de tarihte nadir rastlanan olaylardan biri. Lale motifi, Osmanlıdan günümüze tüm el sanatlarında en çok kullanılan desen olarak kabul ediliyor. Selçuklular zamanından başlayarak lale, Anadolu-Türk sanatının önemli bir figürü olmuştur. Bugün başta İstanbul olmak üzere pek çok anıtsal bina ve sanat eseri lale figürleriyle süslüdür.

Topkapı Sarayı’nda III. Ahmet zamanında yapılan Yemiş Odası’nın duvarlarını ve pek çok camiyi süsleyen çiniler, kalem işleri, cam eserler ve tezhipler bilhassa 16. yüzyılda önem kazanmış laleler ile bezenmiş. Lale, ebru sanatından minyatüre, seramikten kumaşlara, halı ve kilimlerden yapıların duvarlarına her alanda karşımıza çıkmakta. II. Süleyman’ın, Yavuz Sultan Selim'in ve III. Murat’ın yalnızca lâle motifi kullanılmış kaftanları bulunuyor. Hatta padişah fermanlarında da karşımıza çıkıyor. İstanbul'un sembolünü yeni nesillerle buluşturmak ve sahiplenmelerini sağlamak benim için çok değerli. Bu yüzden bütün ilçe belediyelerinin sahipleneceği bir model haline getirmeye çalışıyoruz. 39 ilçenin tamamının başkanları ile görüşüyoruz. Çünkü bu ortak bir değerimiz, İstanbul'un ve Türkiye'nin sembolü. Lale İstanbul'da onore edilmiş, asırlar boyunca bu kadar sahiplenilen tek çiçek. Üzerine çok fazla şiir yazılan, çok fazla sanatsal çalışma yapılan dönemler olmuş.

İstanbul’da lale denilince akla ilk gelen semtlerden Emirgan’da, 2,5 yılın ardında Lale Müzesi’ni yeniden İstanbullularla buluşturdunuz… Biraz müzeyi de anlatır mısınız?

Vakıf ve dolayısı ile müzemizin bulunduğu bu bina 1871- 1878 yılları arasında Emirgan Korusu'nda inşa edilen köşklerin müştemilatı olarak kullanılmış. 19. yüzyılın ikinci yarısında Sultan Abdülaziz bugün Emirgan Korusu olarak bilinen alanı Mısır Hidivi İsmail Paşa'ya vermiş. Köşklerin alt tarafındaki bu yapının da at ahırı, hizmetlilerin ve lojistik ihtiyaçlarının karşılandığı, içinde çamaşırhane, mutfak, ekmek fırını ve benzeri birimlerin yer aldığı bir hizmet alanı olduğu düşünülüyor. Müzede lale figürüne sahip her döneme ait eserleri görebilmeniz mümkün. Tekstilden bakıra, tahtadan mermere kadar her türlü obje yer alıyor. Müzede sergilenen eser sayısı şimdilik pek de yeterli değil. Ancak Topkapı Sarayı, Dolmabahçe ve Askeri Müze gibi kurumlarımızın bize emanet olarak vereceği eserlerle bu sayıyı artırmayı hedefliyoruz.

Ülkemiz 12 ay boyunca dünyaya çiçek ihracatı yapıyor. Bu ihracat rakamları 2022 yılında nasıl gerçekleşti ve gelecek yıl nasıl bir ivme bekleniyor?

Ülke genelinde yaklaşık 55 bin dekarlık alanda üretilen çiçek ihracatı yılın 12 ayına yayılmış durumda. Türkiye, Avrupa başta olmak üzere 83 ülkeye yıl boyunca çiçek satışı yapıyor. Geçen yıl yaklaşık 150 milyon Dolarlık bir rakam söz konusu. Bu seneden itibaren 200 milyon Doları zorlamaya başlayacak. Süs bitkileri üretiminde de ciddi bir artış yaşandı. 2 milyar 59 milyon 512 bin adet ile rekor bir artış oldu. Kesme çiçek diye tabir ettiğimiz sektör ise, dünya çapında ulaştığı 23 milyar Dolarlık değeri ile hızla büyüyen ve gelişen bir yatırım alanı olarak dikkat çekiyor.

ÇİÇEKTE KIŞIN ANTALYA, YAZIN ISPARTA ÖNE ÇIKIYOR

Ülke olarak dünyaya ihraç ettiğimiz çiçek türlerinden en çok hangileri tercih ediliyor? Ve bu ihracatta lokomotif şehirler hangileri?

Türkiye, süs bitkileri yetiştiriciliğinde uygun iklimsel ve coğrafi koşulları, pazar ülkelere yakınlığı ve ucuz işgücüne sahip olması gibi nedenlerle önemli avantajlara sahip. TÜİK verilerine göre Türkiye’de 26 ilde kesme çiçek üretimi, toplam 42 ilde ise kesme çiçek, çiçek soğanları ve diğer süs bitkileri üretimi yapılıyor. Çiçekte kışın Antalya yazın da Isparta öne çıkan iller. İzmir, Adana, Mersin, Yalova, Sakarya ve Konya'da da ciddi bir potansiyel var. Dünya kesme çiçek üretimi, tüketimi ve ticareti incelendiğinde gül ve krizantem türleri ilk sıralarda yer alıyor. Bununla birlikte lale ve zambak gibi soğan, rizom gibi toprak altı organlarından yetiştirilen soğanlı bitkilerin de kesme çiçek sektöründe yoğun olarak yer aldığını söyleyebiliriz.

Gelecek projeksiyonunuzda neler yer alıyor?

 Lale Vakfı ve Müzesi'nin sanat camiasının buluşma noktası olması ve daha fazla sanatseverin burayı tanıması hedefimiz. Böylelikle lale kültürü daha geniş kesimlere ulaşabilecek ve yurtdışında da tanınmasına katkı sağlayacağız. Gerek İstanbul gerekse Türkiye’nin diğer illeri ve hatta farklı ülkelerde lale bahçeleri, lale tarlaları kurmak, laleyi yeniden Türkiye’nin bir sembolü haline getirmek ve bu yolla Türkiye tanıtımına katkıda bulunmak için çalışmaya devam edeceğiz.

Türkiye'de Gündem
Yorum Yaz