Geleneksel perakende pazaryeri ile moda sahnesinde

Çocukluğumuzda hepimizin hafızasına maymunlu logosuyla kazınan LC Waikiki, serüvenine 2009 yılında yurt dışına yaptığı yatırımlarla başladı. Bugün binden fazla mağazaya ulaşan marka ilk çıktığında orta ve üst segmente hitap ederken yıllar içinde ‘iyi giyinmek herkesin hakkı’ mottosu ile dar gelirlinin de dolabını süsledi. Aradan geçen yıllar alışveriş kültürünü de değiştirdi, şekillendirdi elbet… Tüketici alışkanlıklarındaki değişimi ve online alışverişin artan önemini fark eden marka, dijital dönüşüm süreçlerini ana gündem maddesi olarak belirleyerek aksiyon almaya başladı. Markanın kendi pazar yerini kurma kararı da bu vizyonun bir parçası olarak doğdu. LC Waikiki, bu hamleyle kendi ürünlerini satmakla kalmadı, aynı zamanda diğer markalar ve satıcılar için de bir platform sunarak çeşitliliği ve müşteri tabanını genişletti. Böylelikle marka, artık sadece bir moda perakendecisi olmaktan çıkarak geniş ürün yelpazesi ile bir e-ticaret platformu haline geldi. Markanın bu hamlesine ilişkin daha detaylı bilgi almak ve önümüzdeki dönemde geliştirilecek olan stratejilerini öğrenmek adına LC Waikiki E-Ticaret Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Barbaros Yiş ile konuştuk…

“ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİMİZİ ARTIRMAK ADINA PAZAR YERİ DÖNÜŞÜMÜ BAŞLATTIK”

Pazar yeri dünyasına yeni bir oyuncu kazandırarak, başta kendi ürünleriniz olmak üzere birçok farklı markanın ürünlerinin e-ticaretini yapma kararı aldınız. Bu kararı almanızda ne ya da neler etkili oldu?

Bu yolculuğumuz üç sene önce başladı. Biz radikal bir karar alarak 2021 yılında tüm pazar yerlerinden çıktık ve sadece kendi platformumuzda satışa başladık. Bu kararın arkasında müşterilerimizi daha iyi tanıma istediği yatıyordu. Satışlarımızın yüzde 50’si diğer platformlardan geldiği için bu müşterilerimizi tanımıyorduk. Müşterilerimiz bizim platformumuza daha fazla ilgi göstermeye başladı ve biz daha önce diğer pazar yerlerinde yaptığımız satışlarımızı geri kazandık ve hatta daha da üzerine koyduk. Müşterilerimizi daha da iyi tanıdıkça onların bizim sunduğumuz ürünler dışında da ihtiyaçlarını bizden almak istediklerini gözlemledik. Tabii ki bunun için bir beklentileri vardı: LC Waikiki’ye duydukları güveni diğer markalara da duyabilmeleri. Biz de bu güveni sağlayabilecek markalarla ürün çeşitliliğimizi artırmak adına bir pazar yeri dönüşümü başlattık.

“BAŞARILI OLMANIN BİRİNCİL KOŞULU GÜVEN”

E-ticaret pazar yerleri artık perakende sektörünün ayakta kalmasında adeta bir kaldıraç görevi üstlenmeye başladı. Ama geçmiş dönemlerde bu alanda yatırım yapanların bir kısmının da ayakta kalamadığını gördük. Bu alanda ayakta kalmanın yani başarılı olmanın sırrı ne ya da neler?

Başarılı olmanın birincil koşulu güven. Müşterilerimiz, çalışanlarımız, paydaşlarımız, dokunduğumuz herkesle olan iletişimimizde güven öncelikli başlığımız. Bu bağ sadece ticari bir ilişkiden ibaret olmamalı ki, ilişkiniz uzun soluklu olsun. Bunu sağlamak için de sadece fiyat, kalite, satış sonrası destek gibi konuları ele almak yeterli değil. Bunların yanında markanızın sosyal duruşu, çevreye ve topluma sağladığı katkı da sizin müşteriniz ile olan bağınızı güçlendirecek en önemli unsurlardan biri. Bunu sağlamadan üzerine inşa ettiğiniz hiçbir şey kalıcı olmayacaktır. Bir diğer değer verdiğimiz konu müşterilerimizi dinlemek. Onların ihtiyaç ve beklentilerini iyi analiz etmek ve bu doğrultuda çalışmalar gerçekleştirmek. Bu aynı zamanda marka ve müşteri arasında sağlam bir bağ kurmanın önemli yollarından biri. Finansal olarak sürdürülebilir büyümenin anahtarı da bu. Müşteri bağlılığı sağlamadan ayakta kalamazsınız.

SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMENİN SIRRI…

Bir diğer değer verdiğimiz konu müşterilerimizi dinlemek. Onların ihtiyaç ve beklentilerini iyi analiz etmek ve bu doğrultuda çalışmalar gerçekleştirmek. Bu aynı zamanda marka ve müşteri arasında sağlam bir bağ kurmanın önemli yollarından biri. Finansal olarak sürdürülebilir büyümenin anahtarı da bu. Müşteri bağlılığı sağlamadan ayakta kalamazsınız.

Tüm bunlara ek olarak sadece günümüzü değil geleceği de iyi okumak gerekiyor. Teknolojiyi, dijitalleşmeyi, yapay zekâyı iş süreçlerine nasıl entegre edeceğimizi planlamak, bu alanda sektörümüzde önde gelen uygulamalara imza atmak da bizi ayakta tutacak unsurlar arasında yer alıyor.

ALIŞVERİŞİ KOLAYLAŞTIRAN ADIMLAR “LCW.COM

içerisinde yapay zekâ tabanlı teknolojiler ve kişiselleştirmeye yönelik uygulamalarla da fark sunmayı amaçlıyorsunuz. Bu uygulamalarınızdan da kısaca bahseder misiniz?

Pazar yerimize müşteri deneyimini artıracak teknolojileri entegre ediyoruz. Örneğin ürün yorumlarından beden önerme sistemi kurduk, böylelikle müşterilerimize bir beden büyük/küçük al şeklinde öneriler sunuyoruz ve müşterimizin onlarca yorumu tek tek okumasının önüne geçiyoruz. Teknoloji odağımızı yansıttığımız güvenlik tarafında da örneğin uygunsuz görsel tespiti uygulamasını hayata geçirdik. Bu sistem, görsel tarama ile site içeriklerini inceliyor, lisanslı olmayan ürünlerin pazar yeri satıcı görsellerini tespit ediyor ve ilgili içeriğin kaldırılmasına olanak tanıyor. Böylelikle markaların itibarı korunuyor. Özellik etiketleme ile uzun kol, bisiklet yaka, çiçekli desen gibi ürün özellikleri görsel taranarak etiketleniyor. Yapay zekâ sayesinde ürün özellikleri ve görseli eklendiğinde, ürün açıklaması editoryal bir şekilde yazılıyor. Bu da zamandan tasarruf sağlıyor ve doğru içerikle müşteriyi buluşturuyor. Türkiye’nin ilk dijital stil danışmanı olarak hayata geçirdiğimiz Elsiva ise kullanıcıların kişiselleştirilmiş ürün ve kombinlere ulaşmasını sağlayan, öğrenen ve sürekli gelişen bir yapay zekâ algoritmasına sahip. Bu algoritma; görsel tarama teknolojisiyle LC Waikiki kombinleri ve sosyal medyadaki trend kombinlerden oluşan ve sürekli genişleyen bir veri havuzundan besleniyor. Elsiva, kişinin tarzına en uygun, yeni satışa sunulan, indirime giren ürünleri hızlıca kullanıcıya ulaştırıyor ve LC Waikiki web sitesi üzerinden giyim alışverişini kolaylaştıran özellikleriyle öne çıkıyor.