Yazarlar

Gastronomi turizminin kalbi “Deraliye Restaurant”ta atıyor

Medeniyetlerin beşiği kabul edilen İstanbul, aynı zamanda birçok mutfağın da kalbi konumunda. Binlerce yıl öncesinden gelen bu yemek kültürünün bıraktığı izler, günümüz mutfak anlayışıyla etkileşime girmiş ve ortaya muhteşem bir İstanbul “Saray Mutfağı” doğmasına neden olmuştur.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası17.04.2023
Gastronomi turizminin kalbi “Deraliye Restaurant”ta atıyor

Medeniyetlerin beşiği kabul edilen İstanbul, aynı zamanda birçok mutfağın da kalbi konumunda. Binlerce yıl öncesinden gelen bu yemek kültürünün bıraktığı izler, günümüz mutfak anlayışıyla etkileşime girmiş ve ortaya muhteşem bir İstanbul “Saray Mutfağı” doğmasına neden olmuştur. Dolayısıyla bu kentte dünyada eşi benzeri pek bulunmayan ve muhteşem tatlar içeren çok iyi restoranlar bulabilmek mümkün. İşte adeta menüsünden lezzet fışkıran bu mekânlardan biri de Sultanahmet’te bulunan ‘Deraliye Restaurant ’tır.

Osmanlıya dair motif ve görsellerle döşeli restoranın adı çok ince düşünülerek İstanbul’un eski isimlerinden ve Osmanlıca “Yüce Kapı” anlamına gelen bir kelimeden ilham alınarak ‘Deraliye’ konulmuş. Osmanlı Türk mutfağına ait yemeklerin tadına varmak isteyenlerin adresi niteliğinde olan Deraliye Restaurant, sizi tam da Tarihi Yarımada'nın ortasında o eşsiz lezzetlerine davet ediyor.

Restorana girdiğinizde mekânın kurucusu Necati Yılmaz Şef’e turistlerin inanılmaz ilgisiyle karşılaşıyorsunuz. Yemeklerin sunum ve lezzetinden gerçekten de Şef’in saray mutfağı konusunda ne kadar mahir ve yetenekli olduğunu hemen anlıyorsunuz. Deraliye’de saray mutfağının et ile meyveleri birleştiren o nadide yemeklerini, şahane aromatik kokan mezelerini ve ‘Hibiskus’ denilen o egzotik Osmanlı şerbetlerinden birini içtikten sonra en az bir hafta bu lezzetlerin tadı dimağınızdan ve hayalinizden çıkmayacaktır. Tabir yerindeyse tarihi yarımada içerisindeki ‘Deraliye Osmanlı Mutfağı’nda sarayların o eşsiz mutfağının yemeklerini tadarken bir nevi kendinizi padişah gibi hissedeceksiniz.

SARAY MUTFAĞINA GÖNÜL VEREN BİR ŞEF

Bana göre Ordulu Necati Yılmaz Şef’in başarısı, yüzyıllardır devam eden saray mutfağı reçetelerini günümüz beslenme şekline uyarlıyor olmasında yatıyor. Necati Şef, ilk ciddi iş deneyimini saray mutfağıyla ünlü Edirnekapı’daki Asitane Restoran’da bir nevi staj mahiyetinde yapıyor. Burada kısa sürede çok başarılı olduktan sonra kariyerine Ayasofya’nın hemen yanında ‘Ottoman Hotel Imperial’de Matbah Restoranı’nda devam ediyor. 2014 yılında ise artık piştiğini düşünen ve Sultanahmet’te Sura Oteli’nin hemen yanında kendi restoranını açan Şef, ‘Saray Mutfağı’ konusundaki bu deneyimini mekâna gelen yerli, yabancı misafirlere restoranda kurulu mutfakta bizzat uygulamalı Türk ve Osmanlı mutfağı dersleri vererek de gelecek nesillere aktarma niyetinde.

GASTRONOMİ TURİZMİNİN ÖNEMİ GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR

Birçok ülke, turistik ürün çeşitlendirilmesi adına yöresel yemek kültürünün lezzetlerini bir seyahat aracı olarak kullanılmasıyla ilgili çalışmalar yapıyor. Yapılan araştırmalara göre bu anlamda gastronomi turizmine en çok katkı verenlerin de yüksek oranda restoranların olduğunu görüyoruz. Deraliye Restaurant ’ta tam bir turist ağırlama merkezi olarak kurgulanmış olduğundan Türk gastronomi turizmine inanılmaz bir destek katıyor. Bana göre İstanbul Sultanahmet bölgesinde tamamen Osmanlı dönemine ait padişahların yediği Türk yemek kültürünün lezzetlerini tadan bir turistin bir sonraki sene tekrar gelmemesi için hiçbir neden yok. Yine bu yemeklerle damakları şenlenen misafirin kendi ülkesindeki ikametine döndüğünde çevresine bu deneyimi anlatması kadar doğal bir şey de yoktur. Deraliye ’ye giden binlerce turiste tam yerinde Türk ve saray mutfağını deneyimleten Necati Şef, “Türk mutfağının tanıtım işini iyi becerebilirsek dünyada ilk 3’e girebiliriz. Sarayda emin olun çok güzel yemekler çıkıyordu. Biz burayı kurarken de hayalimiz yabancılara Türk mutfağını anlatmaktı ve biz bunu gerçekten başardık” diyor. Necati Yılmaz Şef kimdir? Hikâyenizden biraz bahseder misiniz? Karadeniz’in en hırçın dalgalarının olduğu Ordu’da doğdum ve büyüdüm. Liseyi yine ilimizde bulunan Anadolu Otelcilik Meslek Lisesi Aşçılık bölümünde tamamladım. Her otelcilik mezunu kişinin hayali gibi ben de okul sonrası Akdeniz’de Marmaris ve Ege Bölgesi’ndeki otellerde görev yaptım. Biraz sıcakkanlı olmam ve İngilizceyi iyi konuşmam dolayısıyla otellerin hem salon hem de mutfağında çalıştım. Askerlik sonrası İstanbul’a geldim ve saray mutfağında en iyilerden biri olan Asitane Restoran’da işe başladım.

Türkiye'de Gündem
Yorum Yaz