Şirket Haberleri

e-ihracat büyüyecek, türkiye zenginleşecek

Dijitalleşen yeni dünya düzeni ile birlikte ihracatta yıldızı giderek parlayan e-ihracat, uluslararası pazarlara girişin kapısını aralıyor. Hedef kitlelerle dahi iyi iletişim kurabilme, müşteri tabanlarını genişletebilme ve rekabet avantajı sunan bu yöntem, aynı zamanda geleneksel ihracata göre daha ekonomik verim elde edilmesini sağlıyor. Peki Türkiye’nin e-ihracat karnesi nasıl? Bu sorunun yanıtını, “e-ihracat büyüyecek, Türkiye zenginleşecek” başlığı altında düzenlediğimiz yuvarlak masa toplantısında Envoyo Kurucu Ortağı Gökhan Akar’dan aldık…

6dk okuma
08.04.2024
e-ihracat büyüyecek, türkiye zenginleşecek

E-ihracatta köprü görevi üstlenen ve girişimcilerin uluslararası pazarlarda ihracat yapmasını kolaylaştıran Envoyo, ülkemizin yükselen e-ihracat grafiğine etki etmeye devam ediyor. İhracatçıyı yorulmadan son tüketiciye ulaştıran marka, adeta firmaların e-ihracat departmanları gibi çalışarak kullanıcılara birçok kolaylık sunuyor.

Türkiye’de e-ihracatın payının düşük olduğunu ancak potansiyelinin yüksek olduğunu söyleyen Envoyo Kurucu Ortağı Gökhan Akar, markaların yurt dışına götürülmesi, orada şirket kurdurulması ve yüksek hacimlerle satış yapmanın sağlanması halinde katma değerin ülkemizde kalacağını belirtti. 

İHRACATIN GLOBALLEŞME KÖPRÜSÜ

Startup ekosisteminin önde gelen melek yatırımcıları arasında yer alan Akar, bu oluşum için bir servis yapısı kurduklarını ve Türkiye’deki üreticilere hizmet vermeye başladıklarını söyleyerek, “Devlet bunun arkasında. Ticaret Bakanlığı içerisinde E-ihracat Daire Bakanlığı kuruldu. Belli destekler ve teşvikler veriliyor. Hedef, devlet destekleriyle beraber toplam ihracat içerisindeki yüzde 1’lik payı hızlıca yüzde 10’lara taşımak. Özellikle KOBİ tarafında bankaların da bu konu hakkında çalışmaları başladı. Katma değerin ülkemizde kalması açısından Envoyo olarak üç yıldır çalışmalar yapıyoruz. 200’ün üzerinde markaya hizmet verdik. Üreticiden yurt dışındaki tüketiciye giden ürünlerin ihracatı tarafında bir köprü kurduk” diye konuştu.  

Türkiye de bir markalaşma problemi olduğundan da bahseden Akar, sözlerine şöyle sürdürdü; “Maalesef markalaşabilmiş bir ülke değiliz. Ülke olarak üretmeyi çok seviyoruz. Satmayı da çok iyi biliyoruz. Ama bizim tek istediğimiz bir alıcının gelip hızlıca üretimimizi satın alıp gitmesi. Yurt dışında markalaşma stratejisini benimseyemiyoruz. Dünya artık perakendeden çıkıp online tarafa kayıyor. Perakende de bu fırsatı kaçırdık ama online pazarda Türkiye için fırsat hala var.”

Ülkemizde ekonomik derinlik olmamasından yakınan Akar, Türkiye’de inanılmaz bir girişimcilik ruhunun ve yetişmiş insan gücünün olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Girişimcilik Türkiye’de kalkınabilir ama maalesef insanları tutamıyoruz” dedi.

“YÖNÜMÜZÜ İNGİLTERE’YE ÇEVİRDİK”

Envoyo COO’su İpek Güler de, e-ihracatın henüz küçük bir payı olduğunu ve bu sebeple de belli sektör tarafından domine edilemediğini belirterek, “B2C ile ürün üreten firmalarda ilgi daha yoğun oluyor. Örneğin; gıda, kozmetik, ev eşyaları ve tekstil sektöründe ilgi çok büyük. Bu işte doğru ürünü, doğru fiyatı ve girebileceğiniz doğru pazarı bulmak çok önemli. İhracatta tecrübesi olan firmalarla çalıştığınız zaman onların pazarda tecrübeleri olduğu için konumlanmamız daha kolay. Ama hiç ihracatı yapılmamış, Türkiye ihracatına yeni yeni girmiş ürünlerde derin araştırmalar yapmak gerek” şeklinde konuştu.

E-ticarette Amerika, İngiltere ve Çin’in dünyada önde koşan pazarlar olduğunu, Çin ile rekabet etmenin zor olması sebebiyle yönü İngiltere’ye çevirdiklerini dile getiren Güler, “Bu sektörü e-ticaretin ilk yıllarına benzetiyorum. O zamanlar satmak için ürün bulamazdık. Firmalardan bizlere stok ayırmalarını rica ederdik. O zamanlar perakendecilik daha ön plandaydı. Sonrasında markalar bir günde 17 bin – 20 bin ayakkabı satabildiklerini fark ettiklerinde bu alana yöneldiler. Artık günümüzde sadece internet satışı yapan birçok marka var” dedi.  

 

Şirket Haberleri
Yorum Yaz