DOLAR 39,1883 -0.02%
GBP 52,9012 -0.12%
EURO 44,7971 -0.09%
ALTIN 4.206,580,46
BIST 9.659,311,82%
BITCOIN 42928290.09047%
ETH 1094864.63211%
İstanbul
23°

AZ BULUTLU

Dünyanın enerji üssü olacağız

Dünyanın enerji üssü olacağız

Son dönemde enerjiyle ilgili birbirinden ilginç zirveler, buluşmalar yapılıyor ya da COP29 gibi önemli zirvelerin ana konusu enerji oluyor. Türkiye enerji konusunda dünyanın önemli oyuncularından biri haline gelirken sektörün önde gelen uzmanları da özel değerlendirmelerini dergimize aktardı.

10/12/2024 15:43
Dünyanın enerji üssü olacağız

Teknolojinin büyüyen ve gelişen ivmesiyle birlikte tüm dünyada enerjiye olan ihtiyaç hızla artıyor. Enerjiye olan talebin artması ise beraberinde mevcut enerji kaynaklarının sorgulanması ya da yeni enerji kaynaklarının üzerinde çalışılmasına vesile oluyor. Fosil yakıtların hızla tükenmesi ve yakın gelecekte kaynak problemi yaşanabilecek olmasının yanı sıra Paris Anlaşması’nın 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda alternatif kaynaklar, tercihten ziyade zorunluluk haline gelmiş oluyor. Gelişmekte olan ülke niteliğinde olan Türkiye’nin de bu alandaki potansiyelini dikkate aldığımızda, küresel rekabette yerini almak için yenilenebilir enerji yatırımları konusunda titizlikle çalışması gerekliliği gün yüzüne çıkıyor. Sonuç olarak değişen yeni dünyada ülkeler, yenilenebilir enerji ve elektrikli araç sektörüne ilişkin yatırımlarına paralel olarak küresel pazarı domine edecekler diyebiliriz. Geçtiğimiz günlerde yapılan Atlantik Konseyi toplantısında da enerji meselesinin önemine dikkat çekildi. Ayrıca COP29’da ana konu olarak enerjinin gündeme getirilmesi de önemliydi. Hem Atlantik konseyinin hem de COP29’un önemli isimlerinden Defne Arslan, yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin önümüzdeki dönemde bölgesel enerji üslerinden biri olacağı görüşünü dile getirdi. Arslan, bu görüşünü Atlantik Konseyi’nin İstanbul’daki Enerji Zirvesi’nde yapılan görüşmeler ve önerilere dayandırdı. Benzer bir görüşü de Türkiye’nin önemli enerji kuruluşlarından Orge Enerji’nin CEO’su Nevhan Gündüz dile getirdi.

BÜTÜN ENERJİ SİSTEMLERİ ENTEGRE OLUYOR

Geçtiğimiz günlerde 26’ncı yılını kutlayan Orge Enerji, elektrikli araçların şarj istasyonlarının üretimini de yapmaya başladı. Orge Enerji CEO’su Nevhan Gündüz, “Üretilen ürünlerin her birinin hem yazılımları hem donanımları milli” diyor ve şöyle devam ediyor: “Bilhassa AC dediğimiz 7 kW, 11 kW, 22 kW’lık modellerde yerlilik oranları yüzde 70’in üzerinde. DC tarafında da çalışmalarımız devam ediyor. Bir de kendi yazılımımıza sahip modellerimiz olduğu için dünyayla da rekabet edebilecek bir ürün ürettiğimizi düşünüyoruz.” 2025 yılında güneş enerjisi yatırımlarının artacağını haber veren Gündüz, güneş enerjisi yatırımlarına ilişkin şunları söyledi: “Türkiye’de bu sektöre ilişkin dünyadan ayrışılan birkaç nokta var ve söz konusu noktalar çözüme kavuştuktan sonra yatırımcılar daha hızlı aksiyon alacak. Tüm dünya net sıfır hedeflerine ilişkin planlamalar içinde. Yeşil enerji konusunda bütün enerji sistemlerinin bir entegrasyonu söz konusu. Çatınızdan elde ettiğiniz enerjiyle depolamadaki aküleri dolduruyorsunuz. O akülerden isterseniz aracınızı, isterseniz evinizi şarj ediyorsunuz.

Şimdi bunun bir ilerisi olmaya başlayacak. Diyelim kırsal bir bölgedesiniz, aracınızda fazla enerji var, oradan evinizi beslemeye başlayacaksınız. Bu şekilde yeni modellemeler de var. Biz tüm bunlara uyum sağlayabilecek bir yazılımı geliştirdik ve kendi araç şarj istasyonlarımız içerisinde bu yazılımları kullanıyoruz. Bu arada tabi zaten var olan güneş enerjisi kurulumu konusundaki yatırımlarımızı artık bu konularla entegre ederek daha dijital bir şirket yaratmayı planlıyoruz.”

NEVZET YENI

HER YIL YÜZDE 5 BÜYÜMEMİZ LAZIM

Nevhan Gündüz’ün bu görüşlerine şirketin Orge Enerji Yenilenebilir Enerji Bölümü Başkanı Mehmet Tahir Özsoy’dan da tam destek geldi. Özsoy Türkiye’nin bir enerji hub’ı olmak için büyük bir potansiyele sahip olduğunun altını çizdi ve şu sözlerle devam etti: “Son yıllarda Türkiye bir atak içerisinde aslında. Kurulu güç olarak baktığımızda son 3 yılda kurulu gücünü yaklaşık ikiye katladı. Bu aslında oran olarak önemli bir büyüklük. Diğer taraftan bu yeterli mi diye aslında bir soru sormamız gerekiyor. Bugün bunun yeterli olduğunu söylemek çok mümkün değil. Türkiye’de elektrik tüketimi, yıllık yüzde 4 civarında her yıl artıyor talebe bağlı olarak. Bu artışın devam etmesini öngörmek çok mümkün. Dolayısıyla bizim daha büyük adımlarla büyüyor olmamız lazım. Bir de Türkiye, Paris iklim anlaşmasına imza attı ve bunun belli taahhütleri var. 2053 net sıfır karbon emisyonu hedefimiz var. Bu doğrultuda 2035 için hedef olarak Enerji Bakanlığı’nın yaptığı planlamalar var. Bu planlamalara baktığımızda 2035’te Türkiye’de kurulu gücün yaklaşık 180 bin kilovat civarında olması gerekiyor. Şu an 115 gigavat civarında. Bu şu anlama geliyor: Önümüzdeki on yılda yüzde 50’den fazla bir büyüme demek. Bunu 10 yıla böldüğünüzde bizim yüzde 5 civarında büyümemiz lazım. Bu büyümemizi; solar, rüzgâr, nükleer yatırımlarımızdan elde ediyoruz. Çünkü net sıfır hedefine ulaşmak için bundan sonra artık karbon bazlı enerji santrali yapmamamız lazım.”

e4c3781ca7e5d2a

TRENİ KAÇIRMADAN ÜLKEDEKİ MOMENTUMU ARTIRMALIYIZ

Güneş tarafı olayı bu şekilde değerlendirirken Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden de Türkiye’nin rüzgâr enerjisi konusunda önemli avantajlara sahip olduğunun altını çizdi ve şu görüşleri paylaştı: “Sektörün gelişiminden bahsetmek gerekirse yenilenebilir enerji açısından bu yıl çok önemli bir dönüşüm yılı. Geçtiğimiz 1,5-2 senede çok büyük kapasite tahsisleri yapıldı enerji sektörü yatırımcıları için. 19 MW’lık depolama rüzgâr kapasitesinin üzerine takriben 15 bin MW’lık da güneş kapasitesi tahsis edildi. Bu yatırımların hayata geçmesi için tabi bazı ihtiyaçlar var. Yatırımcılar olarak biz de onları talep ediyoruz. İzin süreçlerin hızlanması, finansmanın kolaylaşması gibi çeşitli ihtiyaçlarımızı Enerji Bakanlığımıza arz ediyoruz. Özellikle bundan sonra yeni kapasitelerin gelmesi ve yerli sanayinin desteklenmesiyle ilgili konular var. Ülkede bu kapasitelerin yatırıma dönmesi sırasında yapılması gereken ihtiyaçlara karşılık yasal düzenlemeler var. Enerji Bakanlığımız ilgili bakanlıklarla beraber çalışmalar yapıyorlar. İnşallah bu yılın sonu, gelecek yılın başında kanuni düzenlemeler ve diğer mevzuat düzenlemeleri şeklinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Ondan sonra umuyorum yatırımların, finansmanın daha rahatlayacağı bir yıl olur. Benzer şekilde globalde de çok büyük bir dönüşüm var. Biz o treni kaçırmadan ülkedeki momentumu artırarak, ihracat yaparak ve ülkemize yatırımcı çekerek bundan faydalanmaya çalışıyoruz.”

HEDEFLERE ULAŞILIRSA KATMA DEĞER KAÇINILMAZ

2035 yenilenebilir stratejisindeki hedeflerin iddialı olduğunu vurgulayan Erden, “Bu iddialı hedefler gerçekleşir ve ihtiyaç duyulan altyapı sağlanırsa gerçekten ülkemize katma değer sağlanacak. Önemli olan burada sektörün ihtiyaçlarının karşılanması. Sanayi tarafında ülkemizde bu yatırım dönüşümü gerçekleşirse bu sefer sanayide de bunun etkisi olacak. Sanayimizde geçtiğimiz yıl, son 13 senenin en düşük kurulumundan dolayı bir sıkıntısını yaşadık. Ne kadar az kurulum yaparsak takdir edersiniz ki o kadar az sanayiye bunun yansıması oluyor. Herkesin beklentisi ve hedefi şu: Büyük hedeflerin hayata geçirileceği şekilde düzenlemelerinin yapılması ve bunların yatırıma dönmesi, hayata geçmesi ve sonucunda sanayi tarafında hareketlenmeyi sağlaması” diye konuştu.

ELEKTROLİZÖR YATIRIMI İÇİN HENÜZ ERKEN

Hidrojenle ilgili özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında aslında doğal gazın kesilmesi sonucunda önemli bir dönüşüm ve hareket oldu. Erden, hidrojen meselesindeki global dengeleri şu şekilde anlattı: “Burada Uzak Doğu’da, özellikle Çin’in çok ciddi yatırım yaptığını biliyoruz. Gerçekten çok büyük elektrolizör kapasitesine sahip ve teknolojik olarak ileri. Avrupa da elektrolizör imalatı açısından Çin’le rekabet etmeye çalışıyor. Elektrolizör yatırımında Avrupa istediği birim üretim maliyetlerine henüz ulaşabilmiş ve fizibilitelerini sağlamış değil. Bunların gerçekleşmesi için önemli teşvik uygulamaları ve teknolojiyi ucuzlatacak destek mekanizmalarının olması lazım. Ülkemizde de bu alanda çalışmalar yürütülüyor ama henüz hidrojen üretimini yapacak bir elektrolizör yatırımını erken görüyoruz.”

Organizasyon semasi diger arkin 1761

YENİ BİR DÖNÜŞÜM SAĞLAMAK ZORUNDAYIZ

İ brahim Erden’in bu görüşlerini rüzgâr enerjisinin önemli oyuncularından Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay da doğruladı ve şu noktaların altını çizdi: “Türkiye’de rüzgâr enerjisi konusunda koyulan hedefler aslında amaca hizmet ediyor. Yeni bir dönüşüm sağlamak durumundayız. Bu sadece temiz olduğu için değil, birinci önceliği bu ama daha ekonomik olduğu için, refahı ve kalkınmayı tabana yayacağı için. O yüzden şimdi biz ekonomik enerjiye kavuştuğumuzda enerji yoğun sektörlerimizde yavaş yavaş bilgi yoğun sektörlere doğru evirdiğimizde, gelirimiz ve tasarrufumuz otomatikman artacak. Biz bugün fosil kaynakları enerji bağımsızlığımızı tehlikeye sokacak şekilde dış kaynaklardan büyük oranda ithal ediyoruz. Bunların yerine yenilenebilir kaynakları koymak durumundayız.”

ENERJİ İLETİMİYLE MALİYETİ AZALTABİLİRİZ

Fosil enerji kaynaklarının çıkarma maliyeti kadar ulaştırma maliyeti de oluyor. Bu sebeple enerjinin üretimi kadar iletiminin de önemli olduğunu belirten Akbay, “Enerjinin iletimi de çok önemli. Uzun mesafe üretirseniz yüksek bedeller ödersiniz. Bu boru hatlarında da böyledir. Yüksek gerilim elektrik hatlarında da böyledir. Siz tüketime yakın yerlerde enerji üretimi yapmak durumundasınız. Bir kömür madenin tüketime yakın bir yerde olması çok kolay değil. Çünkü emisyonunu düşünün. Ama yenilenebilir enerji kaynağını rüzgâr kaliteniz, güneş kaliteniz iyiyse tüketime çok yakın yerlerde konumlandırabilirsiniz. Çatı üstlerinden arazi üstlerine kadar her alanda biz bunları daha seri yapabilecek durumdayız. Böylece uzun taşınmayacağı için belirli bir maliyeti azaltmış olacağız.”

TÜRKİYE BİLİNÇLENME YÖNÜNDE HIZLA İLERLİYOR

Türkiye’nin yenilenebilir enerjideki potansiyelini çok iyi bir yerde gördüğünü ve bu ülkenin bir enerji üssü olma potansiyeli olduğunu vurgulayan Akbay, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “Bir kere çok vicdanlı bir millete sahibiz. Biz bir şey kirlettiğimiz zaman acı duyarız. O yüzden çok iyi sahiplendik yenilenebilir enerjiyi. Rüzgârımızı, güneşimizi hayata geçirmek konusunda önemli olan samimi olmamız. Halkı ve kamuyu kazanmamız bizim için en değerli unsur o. Buna ihtiyacım var diyecek olan aslında tüketici. Biz bunun kapısını açıyoruz. Biz aracıyız. Tüketici buraya karar verir. Türkiye bilinçlenme yönünde hızla ilerliyor.”

“SUYUMUZU KORUMAKLA YÜKÜMLÜYÜZ”

Ülkemizin yenilenebilir enerji kaynağı açısından zengin olduğunu dile getiren Akbay, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Su kaynaklarımızı kaybediyoruz. Suyu korumak esasımız. O zaman karbon emisyonunu azaltmak, sera efektini düşürmek, yine o yağmurları yine o karlara kavuşmak durumundayız. Böylece suyumuzu da koruyacağız, yani yenilenebilir enerjiyi, rüzgârı, güneşi, jeotermali… Sadece kendi temizliği için değil aynı zamanda suyu korumak için de bunlara ihtiyacımız var. Bu döngüyü, ekosistemin kendisini korumasını tekrar sağlamakla yükümlüyüz.

ONUR U╠eNLU╠e ESCON

ENERJİ VERİMLİLİĞİ KNOW-HOW’INI DÜNYAYA TAŞIYORUZ

Enerjiyle ilgili en önemli hususlardan biri de enerji verimliliği. Enerji son yıllarda hem iklim değişikliğinin etkileri hem de arz, güvenlik ve maliyet sorunları nedeniyle ülkelerin ve şirketlerin gündeminde ön sıralarda yer alıyor. Konuya ilişkin görüşlerini paylaşan ESCON Enerji CEO’su Onur Ünlü, “İş modelimiz ESCO 4 Zero; karbon net sıfır için enerji geri kazanımı, enerji verimliliği, enerji dönüşümü ve yenilenebilir enerjiye yönelik hizmetlerimizi kapsıyor. Böylece karbon nötr olmayı hedefleyen şirketlere tek noktadan tüm hizmetleri (one stop shop) sunuyoruz” diye konuştu.

“YARIM MİLYON TON KARBON AYAK İZİ AZALTTIK”

Türkiye’de yılın ilk yarısında özellikle seçim atmosferi nedeniyle yavaşlayan enerji verimliliği yatırımlarının yılın ikinci yarısıyla yeniden hız kazandığını, dünyada da benzer bir tablo olduğunu ifade eden Ünlü şöyle devam etti: “KOBİ’ler, finansman zorlukları ve insan kaynaklarının yetersizliği dolayısıyla bilgi eksikliği yaşamalarından dolayı bu alanda istenilen düzeyde değil. Büyük şirketlerde ise bu konudaki farkındalığın daha yüksek olduğunu ve enerji verimliliği yatırımlarının yeniden başladığını görüyoruz. Biz de Türkiye’de ve yurt dışında çalışmalarımıza devam ediyoruz. Toplam enerji tüketimleri yıllık 1 milyon TEP (Ton Eşdeğer Petrol) olan işletmelerde yaptığımız çalışmalar neticesinde yarım milyon tondan fazla karbon ayak izinin azaltılmasını sağladık.”

“ASYA PASİFİK’E GİREN İLK TÜRK FİRMAYIZ”

Hizmet ve teknolojilerini bir adım daha ileri taşımak adına geçtiğimiz yıl ESCON Enerji Ar-Ge Merkezi’ni kurduklarını hatırlatan Ünlü şöyle konuştu: “Bu merkezde işletmelerin enerjide karbonsuzlaşma ve kaynak verimliliği sağlayabilmeleri için ileri mühendislik çalışmaları yürütüyoruz. Geçtiğimiz Haziran ayında Mitsubishi Heavy Industries (MHI) partnerliğinde Asya-Pasifik pazarına açıldık. Bu pazara giriş yapan ilk Türk enerji hizmet şirketiyiz. Önümüzdeki süreçte de Asya Pasifik, Orta Doğu ve Avrupa pazarlarına ağırlık vermeye devam edeceğiz.”

“SINIRDA KARBON DÜZENLEMESİ İÇİN SÜRE AZALIYOR”

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’nda 1 Ocak 2026 itibarıyla ikinci faza geçileceğini hatırlatan Ünlü şunları söyledi: “Özellikle AB ile ticaretin yeniden şekilleneceği bir dönem başlıyor. Bu süreçte yeşil dönüşüm ve dijitalleşme alanında yapılan tüm çalışmalar, uluslararası tedarik zincirlerinde pazar payını artırma, maliyetleri azaltarak karlılığı yükseltme gibi önemli avantajlar sağlıyor.”

105 ilk cagri mektubu cw enerji genel muduru volkan yilmaza 0

ELEKTRİKLİ ARAÇ TALEPLERİ ARTACAK

Elektrikli şarj istasyonları konusunda Nevhan Gündüz’ün dile getirdiği görüşleri CW Enerji Yurt İçi Satış Noktaları Koordinatörü Oktay Küçükoğlu da destekledi ve sektörün geleceğine ilişkin şu mesajları verdi: “2010 yılında yola güneş paneli üretimi yaparak çıkan CW Enerji, güneş paneli için hammadde üretimini de eş zamanlı ilerletiyor. Charcing Vehicles markasıyla da Türkiye’de şarj ağı operatörlüğü yapıyor. CW Enerji Yurt İçi Satış Noktaları Koordinatörü Oktay Küçükloğlu, “Türkiye’nin dört bir yanında şarj cihazları olan ve mobil uygulamasını indirdiğinizde elektrikli aracınızı şarj edebileceğiniz bir uygulama. Elektrikli araç piyasasının Türkiye’de artması ile beraber bizler de elektrikli araç şarj istasyonları üretimine başladık. AC ve DC araç şarj cihazları üretimi yapmaktayız Antalya organize sanayide” diye konuştu. Geçtiğimiz 5 yıla baktığımızda elektrikli araçlarla ilgili yoğun bir talep yoktu ama Türkiye’de elektrikli araç üretimine başlandı ve birkaç firma da daha sonrasında ilave edilerek üretim arttı. Şu anda Türkiye’de yaklaşık 160 tane lisanslı şarj operatörü var. Belki 180 oldu tam rakamı bilmiyorum. Bu şarj ağı operatörleri Türkiye’ye ciddi bir şekilde şarj istasyonu yatırımı yapıyor. Bizler de bunlardan biriyiz. Yakın zamanda Avrupa’daki gibi artmaya devam edecek. 2053 karbon anlaşmasının etkisiyle Türkiye’de de elektrikli araç taleplerinin daha da artacağını, satışların daha da çok olacağını düşünüyoruz.

160 OPERATÖR İÇİNDE İLK 5’TEYİZ

Elektrikli şarj istasyonları ile ilgili bu sene yayınlanan rapora göre, 160 lisanslı şarj ağı operatörü içerisinde ilk 5’te olduklarını vurgulayan Küçükoğlu, “67 ülkeye ihracat yapıyoruz. Her geçen gün yatırımlarımız artıyor elektrikli araçlarında artmasıyla paralel olarak. CW yalnızca araç şarj istasyonları ile ilgilenmiyor, beraberinde yenilenebilir enerjinin farklı kollarında da üretim yapıyor. Örneğin, lityum batarya üretimi, güneş paneli üretimi, sulama sistemleri, güneş paneli satışı için 14 müdürlük bulunuyor. Güneş panelli batarya, araç şarj cihazı, ısı pompası gibi yapılarla entegre sistemlerimiz var” diye konuştu.

 


En az 10 karakter gerekli