PARÇALI AZ BULUTLU
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global Ratings, Türkiye ekonomisine dair 2025-2028 dönemine ilişkin ekonomik öngörülerini kamuoyuyla paylaştı. Dolar/TL kuru, enflasyon, büyüme, faiz ve işsizlik oranlarına yönelik tahminler, piyasaların dikkatini çekti. İşte detaylar…
S&P Global Ratings, Türkiye için dolar/TL kuru tahminlerini 2025 yılı için 43 TL, 2026 için 48 TL, 2027 için 52 TL ve 2028 için 55 TL olarak açıkladı. Bu tahminler, Türk lirasındaki değer kaybının önümüzdeki yıllarda devam edeceğini ve özellikle reel döviz kurundaki değerlenmenin ihracatı olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor.
Kurum, mevcut ekonomik programın enflasyonu düşürme ve dolarizasyonu azaltma çabalarını desteklediğini, ancak siyasi gelişmeler sonrası rezerv kaybının hızlandığını belirtti.
Dolar/TL’nin mevcut seviyesi olan 35,37’den 2028’de 55 TL’ye ulaşması, yıllık yaklaşık yüzde 11,7’lik bir artış anlamına geliyor. Bu öngörü, özellikle ithalat maliyetleri ve hanehalkı satın alma gücü üzerinde baskı yaratabilir.
Dolar/TL tahminleri, küresel ekonomik dinamikler ve Türkiye’deki makroekonomik politikalarla yakından bağlantılı. Türk lirasının değer kaybı, yüksek enflasyon ve dış ticaret açığı gibi yapısal sorunlarla besleniyor.
S&P, rezerv birikiminin ve sıkı para politikasının dış hesapları dengelemeye yardımcı olduğunu, ancak 2025’te reel döviz kuru değerlenmesinin ihracatı zorlaştırabileceğini vurguladı. Finansal piyasalarda, bu tahminler yatırımcıların uzun vadeli stratejilerini şekillendirmede etkili oluyor.
Özellikle, yüksek faiz oranlarının devam etmesi gerektiği yönündeki görüş, kur volatilitesini sınırlamak için kritik görülüyor. Öte yandan, sosyal medyada bazı kullanıcılar, 55 TL’lik tahminin ekonomik istikrar sağlanamazsa daha erken gerçekleşebileceğini öne sürüyor.
S&P, Türkiye’de enflasyonun 2025’te yüzde 33, 2026’da yüzde 18,3, 2027’de yüzde 14,2 ve 2028’de yüzde 12,7 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyor. Bu tahminler, enflasyonun kademeli olarak gerileyeceğini, ancak tek haneli seviyelere ulaşmanın 2028 sonrasına kalabileceğini işaret ediyor.
Yüksek enflasyon, gıda fiyatlarındaki artışlar, enerji maliyetleri ve Türk lirasındaki değer kaybından kaynaklanıyor. Kurum, 2025’te minimum ücret artışlarının yüzde 30’u aşması durumunda dezenflasyon sürecinin uzayabileceğini ve tek haneli enflasyon hedefinin 2027’de zorlaşabileceğini belirtti. Enflasyonun yüksek seyri, hanehalkı tüketimini ve reel ücretleri olumsuz etkiliyor.
Büyüme tarafında ise S&P, 2025 için yüzde 2,7, 2026 için yüzde 2,9, 2027 için yüzde 3,3 ve 2028 için yüzde 3,2 oranında GSYH artışı bekliyor. Bu tahminler, hükümetin Orta Vadeli Program’daki (OVP) 2025 için yüzde 4 ve 2026 için yüzde 4,5’lik büyüme hedeflerinin altında kalıyor.
Sıkı para politikası, iç talebi baskılayarak büyümeyi sınırlıyor. Reel döviz kuru değerlenmesinin ihracatı olumsuz etkileyeceği öngörüsü, büyüme beklentilerini aşağı yönlü etkiliyor. Hizmetler ve iç talebe duyarlı sektörler, büyümenin ana itici gücü olmaya devam ederken, imalat ve ihracat odaklı sektörler zorlanabilir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 ikinci çeyrekte yüzde 2,5’lik büyüme verisi, S&P’nin temkinli büyüme tahminlerini destekliyor.
S&P, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faiz oranlarının 2025’te yüzde 38, 2026’da yüzde 17,5, 2027’de yüzde 12,5 ve 2028’de yüzde 12,5 seviyesinde olacağını tahmin ediyor. Mevcut politika faizi olan yüzde 47,5’in 2025’te kademeli olarak düşeceği öngörülüyor.
Sıkı para politikası, enflasyonu kontrol altına almak ve döviz kuru istikrarını desteklemek için kritik görülüyor. Ancak, yüksek faiz oranları kredi büyümesini kısıtlayarak iç talebi ve yatırımları olumsuz etkiliyor. TCMB’nin 2023’ten itibaren uyguladığı ortodoks para politikasına dönüş, yabancı sermaye girişlerini artırarak rezerv birikimini destekledi. S&P, bu politikaların devam etmesi durumunda dış hesap dengelenmesinin süreceğini belirtiyor.
İşsizlik oranına ilişkin tahminler ise 2025 için yüzde 10,2, 2026 için yüzde 10,0, 2027 için yüzde 9,8 ve 2028 için yüzde 9,7 seviyesinde. İşsizlik oranının kademeli olarak gerilemesi, iş gücü piyasasındaki toparlanmayı yansıtıyor, ancak geniş tanımlı işsizlik oranı (yüzde 28,4) hala yüksek seyrediyor.
Şubat 2025’te resmi işsizlik oranı yüzde 8,2 olarak kaydedilmişti, ancak cesareti kırılmış işçiler ve eksik istihdam edilenler dikkate alındığında iş gücü piyasası kırılganlığını koruyor. S&P, minimum ücret artışlarının iş gücü maliyetlerini artırabileceğini ve bu durumun işsizlik üzerinde sınırlı bir baskı yaratabileceğini öngörüyor. Güçlü iş gücü talebi, hizmet sektörü ve turizm gibi alanlarda istihdamı desteklerken, imalat sektöründeki daralma işsizlik riskini artırabilir.
S&P Global Ratings, 2025 yılı için dolar/TL kurunu 43 TL, 2026 yılı için ise 48 TL olarak öngörüyor. Bu tahminler, Türk lirasındaki değer kaybının devam edeceğini ve ihracat üzerinde baskı yaratabileceğini gösteriyor. Kur volatilitesi, enflasyon ve rezerv seviyeleri bu tahminleri etkileyebilir.
S&P, 2025 yılında Türkiye’de enflasyonun yüzde 33 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyor. 2026’da bu oran yüzde 18,3’e gerileyecek, ancak tek haneli enflasyon 2028 sonrasına kalabilir. Minimum ücret artışları ve enerji fiyatları, enflasyon üzerinde belirleyici olacak.
S&P, işsizlik oranının 2025’te yüzde 10,2, 2026’da yüzde 10,0, 2027’de yüzde 9,8 ve 2028’de yüzde 9,7 olacağını öngörüyor. Resmi işsizlik oranı Şubat 2025’te yüzde 8,2 olsa da, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 28,4 ile yüksek seyrediyor. İş gücü piyasası, hizmet sektörüyle destekleniyor.
GÜNDEM KORİDORU
01 Haziran 2025