Yazarlar

Deprem sonrası çalışanlarda göç endişesi

Araştırmalarıyla iş dünyasının nabzını tutan Kariyer.net, Curiocity Research iş birliğiyle gerçekleştirdiği "Deprem Sonrası Çalışma Hayatı" araştırması ile 6 Şubat 2023'te meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen depremlerin çalışma hayatındaki etkilerini ortaya koyuyor. Bin 262 çalışan ve bin 522 insan kaynakları profesyoneli ve şirket yöneticisinin katılımıyla Nisan ayında yapılan araştırma; İstanbul, İzmir gibi deprem riski bulunan illerde endişenin daha büyük olduğunu gösteriyor.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası12.05.2023
Deprem sonrası çalışanlarda göç endişesi

Araştırmalarıyla iş dünyasının nabzını tutan Kariyer.net, Curiocity Research iş birliğiyle gerçekleştirdiği "Deprem Sonrası Çalışma Hayatı" araştırması ile 6 Şubat 2023'te meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen depremlerin çalışma hayatındaki etkilerini ortaya koyuyor. Bin 262 çalışan ve bin 522 insan kaynakları profesyoneli ve şirket yöneticisinin katılımıyla Nisan ayında yapılan araştırma; İstanbul, İzmir gibi deprem riski bulunan illerde endişenin daha büyük olduğunu gösteriyor.

EV DEĞİŞTİREMEMENİN EN BÜYÜK SEBEBİ YÜKSEK KİRALAR

Deprem Sonrası Çalışma Hayatı Araştırması'nın Çalışan Raporu'na göre çalışanların yüzde 89'u, deprem endişesi yaşıyor. Deprem endişesinin özellikle kadınlarda ve İstanbul – İzmir illerinde yaşayanlarda daha belirgin olduğu görülüyor. Katılımcıların yüzde 37'si yaşadığı evin depreme dayanıklı olduğunu, yüzde 19'u ise dayanıklı olup olmadığını bilmediğini söylüyor. Araştırmaya göre, çalışanların yüzde 19'u, yani her 5 çalışandan biri deprem nedeniyle evini değiştirdiğini ya da değiştirmeyi düşündüğünü belirtiyor. Ev değiştirenlerin yüzde 59'u aynı ilde başka bir konuta, yüzde 35'i ise başka bir ile gittiğini ya da gideceğini belirtiyor. Ev değiştirmeye engel olan sebeplerin başında ise yüzde 49 oranı ile kira maliyetleri geliyor. 

DEPREM SONRASI İŞİNİ DEĞİŞTİRMEYİ DÜŞÜNEN ÇALIŞANLARIN ORANI YÜZDE 30 

Araştırmaya katılan çalışanların yaklaşık yüzde 30'u depremden sonra işini değiştirmeyi düşünüyor. Bu kişiler çoğunlukla; İstanbul'da yaşayanlar ve 26-35 yaş aralığındaki erkek çalışanlar olarak dikkat çekiyor. İş değiştirmeyi düşünenler, deprem sonrası bakış açılarının değişmesi ile ailelerine daha fazla zaman ayırmak istemelerini ve yaşadıkları şehirde depreme karşı herhangi bir hazırlığın olmamasını gerekçe gösteriyorlar. Araştırmaya katılan çalışanların yüzde 76 gibi büyük çoğunluğu tamamen ofisten çalıştığını belirtiyor. Hibrit, esnek veya uzaktan çalışma modeli uygulayanların oranları yüzde 10'un altında kalıyor. Çalışma modeli buna uygun olması durumunda yaşadığı ili değiştirebileceğini belirtenlerin oranı yüzde 67 olurken, bu oran çoğunlukla İstanbul'da yaşayıp 26-40 yaş aralığında olanlardan oluşuyor. Yaşanan deprem sonrası sivil toplum kuruluşlarına ilgi artarken, çalışanların yüzde 38'i bir STK veya derneğe üye olmayı düşündüğünü belirtiyor.

Deprem sonrası çalışanlarda olumsuz duygu durumları da ağır basıyor. Araştırmaya göre, çalışanların yüzde 50'ye yakını kendini mutsuz, yorgun ve tükenmiş olarak tanımlıyor.

ÇALIŞANLAR ŞİRKETLERİNİN DEPREM BÖLGESİ İÇİN ALDIĞI AKSİYONLARI 'YETERLİ' BULUYOR

Çalışanların yüzde 47'si çalıştıkları şirketin deprem bölgesi için aksiyon aldığını, yüzde 15'i ise bu konuda bilgisi olmadığını söylüyor. Çalışanların yüzde 60 gibi büyük çoğunluğu, şirketlerinin deprem bölgesi için aldığı aksiyonları yeterli buluyor. Şirketlerinin aksiyonlarını yetersiz bulan çalışanların ise yüzde 70'i bunun nedeni olarak aksiyonların sürdürülebilir olmadığını düşündüklerini belirtiyor. 

İLK YARDIM VE PSİKOLOJİK DESTEK EĞİTİMİ VEREN ŞİRKETLER ÇOĞUNLUKTA 

Deprem Sonrası Çalışma Hayatı Araştırması'nın İşveren Raporu da şirketlerin deprem sonrasında planlamalarının ne yönde değiştiğine odaklanıyor. Araştırmaya katılan bin 522 İnsan Kaynakları profesyoneli veya şirket yöneticisinin yüzde 43'ü, 100-1000 arası çalışana sahip, yüzde 55'i İstanbul'da yaşıyor. Başta Üretim/Endüstriyel Ürünler, Otomotiv, Sağlık ve Tekstil olmak üzere farklı sektörlerde faaliyet gösteren yöneticilerin yüzde 83'ü işyerinin depremden etkilenmediğini belirtiyor. Bununla beraber, deprem endişesini yaşadığını söyleyenlerin oranı yüzde 92. Yaşanan deprem felaketi sonrası şirketlerin yüzde 76'sı maddi, yüzde 64'ü ise ayni yardım yaptıklarını, yüzde 27'si de deprem bölgesindeki çalışanlarına destek olduğunu ifade ediyor.

Çalışanlarına deprem / afet / ilk yardım / psikolojik destek gibi eğitimleri vermiş olan veya vermeyi düşünen şirketler yüzde 70 ile dikkat çekiyor. İşverenlerin yüzde 81'i ise deprem sonrası çalışma modelinde değişiklik yapılmadığını belirtiyor. 

Şirketlerin yüzde 84'ü deprem sonrası istihdam planlarında değişikliğe gitmeyeceklerini belirtiyor. Değişikliğe gidecek olduklarını söyleyen şirketler ise çoğunlukla bu değişikliğin artış yönünde olacağını ifade ediyor. Göç kaynaklı oluşabilecek yetenek kaybının önüne geçmek için ilgili şirketlerin yüzde 27'si daha fazla işe alım ve uzaktan çalışma opsiyonlarını düşünebileceklerini belirtiyor. Yüzde 15'i ise çalışanlarını elde tutmak için cazip maaş artışı ya da yan haklar sunabileceğini belirtiyor. 

"DAHA FAZLA EMPATİYE SAHİP ÇALIŞMA ALANLARI YARATMAMIZ GEREKİYOR"

Depremin yaralarını el birliğiyle sarmaya devam ederken, çalışma hayatının da deprem nedeniyle önemli değişimlerden geçtiğini söyleyen Kariyer.net CEO'su Fatih Uysal, araştırmanın sonuçlarını şöyle değerlendirdi: "Afet öncesi ve afet sonrası diye ayırdığımızda bu dönemde daha iyi bir yaşamı yeniden tasarlama adına hepimize özellikle de işverenlere önemli görevler düşüyor. İşverenlerin öncelikle çalışanların ihtiyaçlarını gözetmeye ve hayatlarını kolaylaştıracak adımlar atmaya odaklanmaları gerekiyor. Şirketler, çalışanlarının STK üyeliğini destekleyici adımlar atarak, çalışanların topluma faydalı olma hissiyatını ve anlam arama ihtiyacını beslemeyebilmeleri için onlara yol gösterici olabilir. Ayrıca kurum içi düzenlenecek eğitimlerin periyodik olarak verilmesi hem çalışanların olası afet durumlarına hazırlıklı olmaları hem de afet sonrası psikolojik olarak dayanıklı olmaları açısından son derece önemli. Daha esnek çalışma ortamı, yan haklar ve farkındalığı artıracak eğitim programları hayata geçirmek, yeteneği çekmek ve elde tutmak için bugün şirketlerin en büyük kozları haline gelmiş durumda. Afetler, salgın hastalıklar, ekonomik krizler, savaşlar insanların her anlamda zorlandıkları dönemler. Bu nedenle iş yaşamında da daha insan odaklı ve çok daha fazla empatiye sahip çalışma ortamları yaratmamız gerekiyor". 

Araştırma sonuçlarını yorumlayan Curiocity Research Kurucusu Fulya Durmuş ise şunları söyledi: Tüketici güveninin ekonomide yaşanan dalgalanmalar nedeniyle tarihindeki en büyük gerilemeye ulaştığı bu günlerde, depremin yarattığı üzüntü, korku ve kaygılar da insanları hayatlarını gözden geçirme ve olanakları çerçevesinde değişim çözümleri düşünme, planlama veya harekete geçmeye yönlendiriyor. Metropoller iki açıdan da en büyük riski taşıyan iller, bu nedenle çalışanların büyük şehirlerden uzaklaşma isteği yakın gelecekte ülkemizin demografik değişiminin önemli bir gerekçesi olmaya aday.

Gündem Koridoru
Türkiye'de Gündem
Yorum Yaz