Söyleşi

Deden toruna sağlık girişimciliği

Eczane sektörüyle başlayan aile hikayesine sağlık girişimciliği ile devam eden Sifar İlaçları (New Life Besin Destek Ürünleri) Genel Müdürü Sinan Müderrisoğlu, “Ailemizin sağlık sektörüne başlaması Türkiye Cumhuriyeti'nden eski.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası19.06.2023
Deden toruna sağlık girişimciliği

Değişen ve gelişen dünyada teknoloji faktörü hayatımızı kolaylaştırırken doğala ulaşmayı da güç hale getiriyor. Tarımda yaşanan sıkıntılar, iklim değişikliği ve mevsimi dışında yetişen ürünler bizlerin sağladığı faydayı minimuma indirerek, sağlık sorunlarına yol açıyor. Besinlerden elde edemediğimiz bu açığı kapatmak için ise devreye besin takviyeleri giriyor. Peki bu ürünleri kullanırken nelere dikkat etmek lazım? Gelin bu sorunun yanıtını Sifar İlaçları (New Life Besin Destek Ürünleri) Genel Müdürü Sinan Müderrisoğlu’ndan alalım…

Eczane sektörüyle başlayan aile hikayesine sağlık girişimciliği ile devam eden Sifar İlaçları (New Life Besin Destek Ürünleri) Genel Müdürü Sinan Müderrisoğlu, “Ailemizin sağlık sektörüne başlaması Türkiye Cumhuriyeti'nden eski. Dedemin 1922 yılında eczacılık fakültesinden mezun olup Beyoğlu'ndaki Rebul Eczanesi'nde ikinci eczacı olarak çalışmaya başlamasıyla beraber ailemiz sağlık sektörüne girmiş oluyor. Daha sonra dedemin üç oğlu da eczacı. Bir yandan eczacılık devam ederken diğer yandan da ecza ilaç sanayine giriş başlıyor” diye konuştu. Sifar İlaçları’nın kuruluş sürecini anlatan Müderrisoğlu, şunları söyledi; “1966 yılında bir İtalyan firmasının temsilcisi olan dedem Dr. Parodi tarafından kuruldu. Verem, epilepsi, anemi, alerji, mide bulantısı gibi hastalıklara karşı ürettiği ilaçlar, Sifar İlaçları'nı Türk ilaç sektörünün önemli bir üyesi haline getirdi. Çok uluslu firmaların Türkiye temsilciliklerinin yanı sıra, kendi markalı jenerik ürünlerinin de üretimini ve satışını yapan Sifar İlaçları, 1991 yılında eski Sovyet ülkelerine yaptığı ihracatlarla, bu ülkelere ihracat yapan ilk Türk firması oldu.”

GİRİŞİMCİLİĞİ DEDEDEN TORUNA

Değişen ve gelişen dünyada teknoloji faktörü hayatımızı kolaylaştırırken doğala ulaşmayı da güç hale getiriyor. Tarımda yaşanan sıkıntılar, iklim değişikliği ve mevsimi dışında yetişen ürünler bizlerin sağladığı faydayı minimuma indirerek, sağlık sorunlarına yol açıyor. Besinlerden elde edemediğimiz bu açığı kapatmak için ise devreye besin takviyeleri giriyor. Peki bu ürünleri kullanırken nelere dikkat etmek lazım? Gelin bu sorunun yanıtını Sifar İlaçları (New Life Besin Destek Ürünleri) Genel Müdürü Sinan Müderrisoğlu’ndan alalım…

“BESLENMEK İÇİN DEĞİL, DOYMAK İÇİN YİYORUZ”

2004 yılında kabuk değiştirerek New Life markasıyla sektöre giriş yaptıklarını söyleyen Sinan Müderrisoğlu, “Sektör o zamanlar daha emekleme dönemindeydi. Henüz doktorların, eczanelerin bile ilgi seviyesi düşüktü. Ancak geçen 20 yılda herkesin bilgi seviyesinin yükseldiğini görüyoruz. Özellikle pandemi sürecinde bu sektöre olan ilgi ve bilinç daha da artarak gittikçe büyüyen bir pazar halini aldı. Ancak batı ülkelerine baktığımızda hala gidecek yolumuz olduğunu gözlemliyoruz” dedi. Besin destek ürünlerine olan ilgilinin gün geçtikçe arttığına değinen Sinan Müderrisoğlu, bunun sebebini ise şu şekilde açıklıyor; “Günlük yaşam alışkanlıklarımızda artık eskisi gibi doğru şekilde beslenemiyoruz. Artık beslenmek için değil doymak için yemek yiyoruz. Bu durumu da hastalıkların artışından anlıyoruz. Mesela diyabet ve obezite ciddi oranda artış gösteriyor. Belli ki beslenmede bir şeyleri yanlış yapıyor. "Yediğime içtiğime dikkat ediyorum" deseniz bile tarım şartları artık eskisi gibi değil bu sebeple de yeterli faydayı sağlayamıyoruz. Burada da açığı kapatmak için besin takviyeleri devreye giriyor.”

“SAĞLIKTA İKİNCİ KALİTE KABUL EDİLEMEZ

Besin takviyelerini kullanırken bazı kriterler olduğunu ifade eden Sinan Müderrisoğlu, bunları ise şöyle sıraladı; “Birincisi hangi içeriğin kullanılacağına iyi karar verilmesi gerekiyor. Omega 3 mü, C vitamini mi, yoksa B12 mi kullanılacak detaylıca araştırmak lazım. Bu araştırmayı yaparken sağlık uzmanları, doktor veya eczaneler gidilebilecek en doğru adresler. Hangi ürünün kullanılacağı araştırıldıktan sonra marka tercihi de oldukça önemli. Fiyatı birinci kriter olarak ele almamak lazım. Çünkü bu sağlık ürünü. Sağlıkta ikinci kalite kabul edilemez. Çünkü kalitesiz ürünü ucuza almaktansa hiç ürün almamak daha iyi. Onun yerine kaliteli ürün alın her gün alacağınıza iki günde bir alın. En azından bir faydasını görürsünüz.” Ürünleri geliştirirken medikal ekiple birlikte hareket ettiklerine değinen Müderrisoğlu, “Öncelikle hangi ürünü çıkarmak istediğimize karar veriyoruz. Ardından dünyada bunu üreten farklı ham madde üreticileriyle konuşup en etkin, insan vücuduna en büyük faydayı sağlayacak ürünleri bulmaya çalışıyoruz. Bulduktan sonra çalıştığımız İtalya'daki üreticiye, şu formülde ve bu ham maddenin kullanıldığı bir ürün istiyoruz diye bilgi veriyoruz. İtalya, Avrupa'da besin destek ürününün en büyük olduğu pazar. Bizde ürünlerimizi orada üretiyoruz. Her ürünü 'bizde de olsun' amacıyla üretmiyoruz. Seçtiğimiz alanlarda en iddialı, en faydalı, insan sağlığına en yüksek faydayı sağlayacak formülasyonu uygulamaya çalışıyoruz” dedi.

“MUCİZE VAAT EDEN ÜRÜNLERDEN UZAK DURULMALI”

Besin takviye ürünlerinin fırsatçılığa çok açık olduğunu ve tüketicilerin kendilerine mucize vaat eden ürünlerden uzak durmaları gerektiğini aktaran Müderrisoğlu, özellikle insanların hassas olduğu konularda -kilo problemi gibi- dikkatli olması gerektiğini ve bilinen içerikler ve markaları kullanmanın burada önemli bir faktör olduğunu vurguladı. Besin takviyelerinin geleceğine dair fikirlerini de paylaşan Sinan Müderrisoğlu, son olarak şöyle konuştu; “Az öncede bahsettiğim gibi tarımsal anlamda yaşanan sıkıntılar gıda takviyelerini gerekli kılmaya devam edecek. Bugün kaç çocuk ağaçtan bir meyve koparıp yiyebiliyor, belki tatile gittiğinde bunu yapabiliyordur ama şehir yaşamında artık bunu yapmak oldukça zor. Eski hayat tarzına geri dönüş yaşanacak gibi durmuyor. Çevresel sıkıntılar, iklim faktörleri, yetişen meyve-sebzelerdeki vitaminler gittikçe zor bulunuyor olacak ya da miktarlarda açıklar olacak. Dolayısıyla gıda takviyeleri vazgeçilmez olmaya doğru ilerleyecek.”

Söyleşi
Yorum Yaz