Yazarlar

Çevre sorunlarına 10 maddelik çözüm önerisi

Dünya yavaş yavaş öldüren en büyük tehditlerin başında çevre sorunları geliyor. Küresel ısınma, iklim krizi, orman yangınları, karbon salınımı başta olmak üzere birçok çevre sorunlarına farkındalık oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Çevre Günü olarak kabul edilen 5 Haziran, Türkiye’de de çevre konusunda büyük bir farkındalığa yol açıyor. Türkiye’de çevre sorunlarıyla mücadelenin dümenlerinden birini çeviren Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) Genel Sekreteri Mete İmer 5 Haziran Dünya Çevre gününe farkındalık oluşturmak için hazırladıkları 5 maddelik çözüm önerisini bu yazımızda açıklıyor.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası05.06.2023
Çevre sorunlarına 10 maddelik çözüm önerisi

Dünyayı yavaş yavaş öldüren en büyük tehditlerin başında çevre sorunları geliyor. Küresel ısınma, iklim krizi, orman yangınları, karbon salınımı başta olmak üzere birçok çevre sorununa farkındalık oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Çevre Günü olarak kabul edilen 5 Haziran, Türkiye’de de çevre konusunda büyük bir farkındalığı beraberinde getiriyor. Türkiye’de çevre sorunlarıyla mücadelenin dümenlerinden birini çeviren Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) Genel Sekreteri Mete İmer 5 Haziran Dünya Çevre gününe farkındalık oluşturmak için hazırladıkları 10 maddelik çözüm önerisini bu yazımızda açıklıyor.

Türkiye’yi tehdit eden başlıca çevre sorunlarına ve bunların çözüm yollarına değinen Mete İmer şunları söylüyor; “Ülkemizin ve dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük çevre sorunu hiç kuşkusuz iklim krizidir.  Bu sorunun çözümünde bireylere, sivil topluma, medyaya, akademik kurumlara, kamu ve özel sektör kuruluşlarına, yerel yönetimlere, merkezi hükümetlere, parlamentolara ve uluslararası örgütlere önemli görevler düşüyor.”

10 MADDELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

İklim krizine karşı yapılması gerekenlerle ilgili, 10 maddeden oluşan bir öneri paketi geliştirdiklerini söyleyen ÇEVKO Vakfı bu maddeleri şöyle sıralıyor;

1-Türkiye’nin 2053 “karbon nötr” olma hedefine ulaşabilmesi için mutlak azaltım hedefi belirlenmesi,

2-İklim yasası ve düzenlemelerinin hızla çıkartılarak yürürlüğe konulması,

3-Emisyon Ticaret Sistemi veya benzer yöntemlerle karbon salımına sınır ve bedel konulması,

4- Enerji üretiminde kömüre kademeli olarak son verilmesi,

5- Ormanların ve karbon yutaklarının çoğaltılması,

6-Enerji verimliği ve yenilenebilir enerjinin arttırılması,

7-Enerji sektörü, sanayi, binalar, ulaşım, tarım ve atıklardan çıkan salımların azaltılması,

8-“Uyum” konusunda bölgesel planların yapılıp uygulanması,

9-Bunlar için ciddi finansal kaynak ve

10-Ulusal farkındalık kampanyası oluşturulması.

Mete İmer “İklim krizi ile mücadele dışında, atık yönetimi, su kalitesi, hava kalitesi, gürültü, yatay mevzuat, kimyasallar gibi pek çok alt başlığı içeren çevre sorunları için de öneriler geliştiriyoruz.  Örneğin, atık yönetimi, döngüsel ekonomiye geçiş sürecinde özellikle önem kazanıyor; atıklar değerlendirilmesi gereken kaynaklar haline geliyor. Bu konuda uzmanlaşmış bir kuruluş olarak atıkların kaynağında, ayrı olarak toplanıp geri dönüştürülmesi için AB’de başarılı bir model olarak uygulanmakta olan ve ülkemizde de iki yıl öncesine kadar uygulanan Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu modelinin, ülkemizin atık sorununa çözüm getirecek verimli ve etkin bir yöntem olduğunun altını özellikle çizmek isteriz” diye konuştu.

İklim krizi başta olmak üzere küresel çevre sorunlarına BM ve AB tarafından sunulan çözüm önerilerini değerlendiren Mete İmer şu ifadeleri kullanıyor;  “İklim krizi başta olmak üzere küresel çevre sorunlarına BM ve AB tarafından sunulan çözüm önerilerini insanlığın geleceği için çok önemli buluyorum. Ancak bu önerilerin gereken hızda ve tüm taraflarca eyleme dönüştürülemediğine ve özellikle Paris İklim Anlaşması’nın üç önemli hedefinden birisi olan, azaltım ve uyum çabaları için başta ABD, AB olmak üzere gelişmiş ülkelerin yeterli mali akışı sağlamadığına üzülerek tanık oluyoruz.”

Şu anda olmasa da eğer önlem alınmazsa gelecekte çevre için tehdit potansiyeli taşıyan konulara yönelik değerlendirme yapan Mete İmer ; “İklim krizi tehditlerin en büyüğü ve çevreyle ilgili pek çok tehdidi de içinde barındırıyor.  Aşırı meteorolojik olaylar sonucu oluşan seller ve su taşkınları, aşırı kuraklık ve sıcak hava dalgaları, artan orman yangınları, okyanusların asitlenmesi, artan ve yayılan tropik hastalıklar, göçler, biyoçeşitliliğin azalması gibi pek çok tehdidi sayabiliriz” dedi.

BM Sürdürülebilirlik ilkelerinin kabul edilmesiyle kullanımı artan yeşil enerjinin etkisine yönelik değerlendirme yapan İmer şöyle konuştu; “İklim krizine yol açan sera gazı salımlarının nedenleri araştırıldığında en büyük payın fosil yakıtları kullanarak enerji üretmeğe ait olduğu anlaşıldı.  Bundan ötürü, yeşil enerjiye geçilmesi sorunun çözümüne yönelik en öncelikli ve etkili alanların başında geliyor. “

Türkiye'de Gündem
Yorum Yaz