Türkiye'de Gündem

"Cari açığı milli gelirin yüzde 2,5 ve altına çekeceğiz"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Olağan Meclis Toplantısına katıldı. Küresel ekonomi, Türkiye’de uygulamaya konan yeni ekonomi programı ve beklentilere ilişkin sunum yapan Şimşek, "Enflasyonun yerçekim gücüne karşı mücadele edeceğine inanmıyorum, düşecektir. Bu program sabırla ve kararlılıkla uygulanacaktır. Siyasi sahipliği olan bir programdır, geçici bir heves değildir” diye konuştu.

6dk okuma
02.02.2024
"Cari açığı milli gelirin yüzde 2,5 ve altına çekeceğiz"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İSO'nun olağan meclis toplantısına katıldı. Küresel büyümenin yavaş seyrettiğini belirten Mehmet Şimşek, Dünya Bankası tahminlerine göre küresel büyümenin bu sene yüzde 2,6, IMF’ye göre yüzde 3,1 civarında olacağını belirtti. Şimşek, “İçinde büyük finansal kriz ve pandeminin olduğu 2002-2020 yılı dönem ortalaması yüzde 3,6. Küresel büyümenin yavaş seyrettiği bir dönemdeyiz. Büyüme zayıf fakat 2024’te bir miktar yükselecek. Bu sene yüzde 1 yakın bir büyüme söz konusu olacak. Küresel ticarette canlanma başlaması öngörülüyor. Yüzde 2-3 arası bir büyüme değerli olacak” dedi.
Dezenflasyonun dünyada devam ettiğini aktaran Şimşek, "Küresel olarak enflasyonun yüzde 8,1’e düşmesi öngörülüyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında klasik fark var. Bizim için önemli olan gelişmiş ülkelerdeki enflasyon trendidir. Burada enflasyonun yüzde 2.6’ya düşmesi öngörülüyor bu da finansal koşullarda iyileşmeyi içeriyor” dedi.

FED VE ECB İÇİN FAİZ İNDİRİM BEKLENTİLERİ

Küresel enflasyonun iniyor olmasıyla 2024 ve 2025’te Fed ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimi yapacağı beklentisini arttığını ifade den Şimşek, “2024 yılında Fed için 140 baz puan, Avrupa Merkez Bankası için 130 baz puan faiz indirimi bekleniyor” diye belirtti.
Küresel ticarette korumacı politikaların yoğunlaştığını anlatan Şimşek, “Artık korumacılık yeni normale döndü. Dost ülkelerden tedarik önemli bir trende dönüşmüş durumda. Jeopolitik olarak uzak olan ülkelerden tedarik azalıyor. Yakın ülkelerden tedarik güçlü bir şekilde artıyor. Türkiye’nin bu konularda avantajları var” şeklinde konuştu.

"KALICI VE YÜKSEK BÜYÜMENİN TEK KOŞULU; FİYAT İSTİKRARIDIR"

Orta Vadeli Programla ilgili değerlendirmede bulunan Şimşek, “Programı oluştururken hedeflerimizi belirledik. Biz tekerleği yeniden keşfetmeyeceğiz. Kurala dayalı olacak ve şeffaf olacak. Bu programın temel hedefleri var. Ana hedef fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarının olmadığı bir yerde öngörülebilirlikten bahsedemezsiniz. Bunu sağlayamazsanız arzuladığınız tarzda nitelikli sürdürülebilir ve rekabetçi bir sanayi asla olmaz, sadece geçici ve dönemsel kazanımlar olur. Kalıcı ve yüksek büyümenin tek koşulu; fiyat istikrarıdır. Enflasyonun kalıcı bir şekilde düşük tek haneye indirilmesini başardığında Türkiye, hiçbir müdahale gerektirmeden çözülmüş olacak. Makul maliyetler nitelik değiştirmenize sürdürülebilir bir çerçevede yolunuza devam etmenize zemin hazırlayacak ekosistem oluşmuş olacak” dedi.

“TÜKETEREK BÜYÜMEYİ SÜRDÜRMEK MÜMKÜN DEĞİL”

Sadece içeride dış kaynakla tüketerek büyümenin mümkün olmadığını belirten Şimşek, “Sürdürülebilir bir cari açık hedefliyoruz, dış borcun milli gelire oranını artırmayacak bir düzeyde tutmak önemli. Büyümede bir dengelenme ihtiyacı var. Sadece içeride ve dış kaynakla tüketerek büyümeyi sürdürmek mümkün değildir. Yapısal reformlar bu programın olmazsa olmazıdır. Programımızın temel çerçevesi budur” diye konuştu.

“TEKERLEĞİ YENİDEN KEŞFETMEYECEĞİZ”

“Daha adil gelir dağılımı açısından da fiyat istikrarı olmazsa olmazdır” diyen Şimşek, “Dezenflasyon programının çerçevesi basittir. Tekerleği yeniden keşfetme çabası yoktur. Uluslararası normlar nasılsa odur. Fed ve AB enflasyonu nasıl indirdiyse biz de öyle yapıyoruz. Enflasyonun yerçekim gücüne karşı mücadele edeceğine inanmıyorum, düşecektir. Bu program sabırla ve kararlılıkla uygulanacaktır. Siyasi sahipliği olan bir programdır, geçici bir heves değildir. Önümüzdeki dönemde dezenflasyonu sınırlamaya devam edeceğiz. (Aralık ayındaki harcama), harcamalar peyderpey oluyor biz o kaynağı ilgili kuruluşa aktarmaya devam ettik. Biz o kaynağı geri almadık. Dolayısıyla deprem hariç geçen sene bütçe açığı yüzde 1,7’dir. Deprem geçici bir şoktur bizimle beraber bir süreliğine harcamaları yapacağız. Ama kalıcı değildir. Maliye politikası ayağında bir kaygıya gerek yoktur” ifadelerini kullandı.

Mehmet Şimşek, Türkiye'nin geçici bir deprem şokuyla karşı karşıya kaldığını, bunun getirdiği borç yüküne katlanabileceğini söyleyerek "Türkiye’nin bütün borçluluğunun milli gelire oranı bize benzer ülkelerdekinin yarısının altındadır" dedi.

Cari açık konusuna değinen Şimşek, "Makro finansal istikrarın önemli bir bileşimi dünyayla olan dengemizin sürdürülebilir bir patikada olması gerekir. Dış borcun sürdürülebilir bir düzeyde şekilde olması lazım. Türkiye’nin kırılganlığı azaltmak için rezerv biriktirmesini önceliklendirdiğini belirten Şimşek, “Sıkı para ve maliye politikası, altın ithalatının normalleşmesi, enerjide dışa bağımlılığının azaltılması, sanayide dönüşümün artırılmasıyla bunu sağlayacağız. Buna ilişkin programlar var, ilave çalışmalar da yapılacak. İdeal olarak cari açığı milli gelirin yüzde 2,5 ve altına çekeceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye'de Gündem
Yorum Yaz