DOLAR 39,5568 0.05%
GBP 53,2041 0.16%
EURO 45,5542 0.2%
ALTIN 4.286,970,15
BIST 9.196,13-1,54%
BITCOIN 4151676-0.39845%
ETH 99713-0.53584%
İstanbul
25°

AÇIK

Agentik yapay zekâ çağı başlıyor

Agentik yapay zekâ çağı başlıyor

2025’e doğru ilerlerken yapay zekâ, iş dünyasından bireysel kariyerlere kadar her alanda dönüşüm yaratmaya devam ediyor. Dell Technologies CTO’su John Roese, şirketlerin ve bireylerin, bu değişime hızla adapte olmalarını sağlayacak 2025 öngörülerini paylaştı.

16/12/2024 10:49
Agentik yapay zekâ çağı başlıyor

Yapay zekâ çağının etkileri her geçen gün daha fazla hissedilirken, 2025’in bu alanda çığır açan bir yıl olması bekleniyor. Dell Technologies CTO’su John Roese Yapay zekânın yalnızca iş modellerini değil, bireylerin beceri ve kariyer haritalarını da kökten değiştirdiğini belirtiyor. Roese, “Yapay zekâ temelli iş modelleri, çalışanların becerilerini sürekli geliştirmesini zorunlu hale getiriyor. Mevcut roller yeniden tanımlanırken, daha önce var olmayan meslekler hayatımıza giriyor. Bu nedenle, kurumlar birer öğrenme platformu gibi hareket etmeli ve insan kaynağını yapay zekâ çağına uygun niteliklerle donatmaya odaklanmalı” diyor.

2025’te yapay zekâ, geleneksel becerilerle yetinmenin mümkün olmadığı bir dünya yaratırken, iş dünyasında rekabetin ve inovasyonun merkezinde yapay zekayla güçlendirilmiş insan becerilerinin yer alacağına vurgu yapan Roose, 2025 yılı öngörülerini şöyle sıralıyor:

YENİ DÖNEM BAŞLIYOR

2025 yılının öne çıkan kavramlarından biri “agentik yapay zekâ” olacak. Agentik yapay zekâ mimarileri, üretken yapay zekâ (GenAI) araçlarının gelişimiyle şekilleniyor ve insanla yapay zekâ etkileşiminde yeni bir dönem başlatıyor. Sanal asistanlar ve sohbet robotları (chatbot) gibi ilk örneklerini gördüğümüz bu yapılar, 2025’te doğal dilde iletişim kurabilen, çevreleriyle etkileşim halinde çalışabilen ve ekip içinde görev paylaşımı yapabilen yeni nesil yapay zekâ ajanları olarak karşımıza çıkacak.

Bu ajanlar, yazılım geliştirme, kod inceleme, altyapı yönetimi, iş planlama ve siber güvenlik gibi özel alanlarda optimize edilecek. Artan karmaşıklık, agentik mimarilerle tasarlanmış çoklu ajan sistemlerini gerektirecek. Şirketlerin bu dönüşümden en iyi şekilde faydalanabilmesi için veri merkezlerinden uç birimlere kadar tüm altyapılarını bu yeni yapay zekâ sistemlerine uygun hale getirmesi gerekiyor. Bu dönüşüm, yapay zekanın iş yükünü güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde tüm bilgi teknolojileri altyapısına yaymayı sağlayacak.

KURUMSAL YAPAY ZEKÂ DAHA PRATİK OLACAK

Kuruluşlar yapay zekâyı bir fikir olmaktan çıkararak iş süreçlerine entegre etmeye odaklanıyor. Kurumsal yapay zekâ, işletmelerin en kritik alanlarında verimliliği artırmayı hedefleyen stratejik bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. Bu süreçte işletmelerin, “Hangi problemi çözmeye çalışıyorum?” ve “Bu problemi nasıl çözerim?” gibi sorulara yanıt araması gerekiyor.

Rastgele araçlarla yapılan bağımsız yapay zekâ projeleri genellikle ölçeklenemez. Bu nedenle kuruluşlara, tekrar tekrar kullanılabilecek yapay zekâ altyapıları tasarlamaya odaklanmalarını öneriyoruz. Bu altyapılar, öncelikle kritik sorunları çözmek için geliştirilebilir ve gelecekte karşılaşılacak tüm yapay zekâ problemleri için temel oluşturabilir.

Dell Technologies olarak öncelikli alanlarımız arasında küresel tedarik zinciri, hizmet kapasitesi, satış süreçleri ve Ar-Ge yatırımları yer alıyor. Bu alanlara yapılan yatırımların getirisi, diğer alanlara kıyasla çok daha yüksek. Örneğin, satış ekipleri için müşteri toplantısı öncesinde içerik toplama sürecini hızlandırmak amacıyla üretken yapay zekâ (GenAI) kullanılabilir. Bu sayede ekipler, daha fazla müşteriye odaklanabilir ve gelir artışı sağlanabilir.

2025 yılında kuruluşlar, yapay zekâ araçlarını özel altyapılarına entegre ederek veri modernizasyonunu hızlandıracak ve “veri ağ yapısı” (data mesh) gibi yenilikçi çözümlerden faydalanacak. Dell AI Factory ile son bir yılda kaydedilen ilerlemeler, bu altyapıların benimsenmesini ve uygulanmasını daha erişilebilir hale getirdi. Bu sayede net, tekrarlanabilir yöntemler ve anahtar teslim, iyi tanımlanmış yapay zekâ platformları, kurumsal yapay zekayı daha pratik ve etkin bir şekilde hayata geçirme imkânı sunuyor.

ULUSAL STRATEJİLER GELİŞİYOR

Egemen yapay zekâ (Sovereign AI), ülkelerin kendi altyapılarını ve verilerini kullanarak yapay zekâ uygulamalarında değer ve farklılık yaratma kabiliyetini ifade ediyor. Bu kavram, yerel kültüre, dile ve fikri mülkiyet haklarına uygun ekosistemler oluşturmayı hedefliyor. Veri güvenliğinin öncelikli hale geldiği bu dönemde, giderek daha fazla ülke, egemen yapay zekâ stratejilerine odaklanarak kamu ve özel sektör arasında güçlü iş birliği modelleri geliştiriyor.

Bazı ülkeler, yalnızca hükümete özel yapay zekâ sistemleri oluşturmak yerine hem kamu hem de yerel özel sektöre hizmet verebilecek ulusal yapay zekâ platformları oluşturuyor. Bu platformlar, işlem gücüne ve veri kapasitesine erişim sağlarken, geniş bir kullanıcı kitlesine hitap edebiliyor. Diğer ülkeler ise, hükümetlerin yeni altyapılar kurmasına gerek kalmadan, özel sektörle iş birliği içinde modernizasyonu teşvik eden ulusal stratejiler geliştiriyor.

Egemen yapay zekâ, ülkelerin kritik altyapıları korumasına, ekonomik büyümeyi hızlandırmasına ve küresel rekabet gücünü artırmasına olanak tanıyor. Yapay zekanın geliştirilmesini teşvik ederek benimsenme hızını artıran bu yaklaşım, altyapı, veri yönetimi, yetenek geliştirme ve ekosistem inşası gibi alanlarda artan yatırımları beraberinde getiriyor. Bu eğilimin önümüzdeki yıllarda hızlanarak devam etmesi bekleniyor.

Egemen yapay zekâ stratejileri, uluslara dijital dönüşümde daha fazla kontrol ve esneklik sağlarken, yapay zekanın potansiyelinden maksimum ölçüde faydalanma fırsatı sunuyor.

İŞ DÜNYASINDA YENİ ÇAĞ ŞEKİLLENİYOR

Yapay zekânın gerçek gücü, diğer yükselen teknolojilerle birleşiminden doğuyor. Tek başına dönüştürücü bir güç olan yapay zekâ, kuantum hesaplama, akıllı uç (intelligent edge), Zero Trust güvenlik mimarisi, 6G teknolojileri ve dijital ikizler gibi yenilikçi çözümlerle entegre edildiğinde etkisini katlayarak artırıyor. Bu sinerji, inovasyona açık bir ortam oluştururken mevcut sorunların çözümü için yeni fırsatlar yaratıyor.

Kuantum hesaplamayla yapay zekânın iş birliği, klasik hesaplama yöntemlerinin yetersiz kaldığı alanlarda, karmaşık malzeme bilimi, ilaç keşfi ve optimizasyon problemleri gibi konularda yeni bir dönem başlatacak. Bu iş birliği sayesinde birçok sektörde yapay zekanın ölçeklenmesi hızlanacak ve daha önce mümkün olmayan çözümler hayata geçirilebilecek.

Yapay zekâ ve telekomünikasyonun entegrasyonu, hücresel ağların işleyiş biçimini kökten değiştirecek. Spektrum optimizasyonu gibi temel unsurları dönüştürerek, daha hızlı ve verimli ağlar oluşturulmasına olanak tanıyacak. Yapay zekanın bilgisayar dünyasındaki etkisiyse şimdiden görülmeye başlandı. YZ destekli bilgisayarlar, artık sadece istemci cihazlar olarak değil, uçtan uca yapay zekâ altyapısının ayrılmaz bir parçası olarak konumlanıyor. Agentik yapılar sayesinde, yapay zekâ ajanlarının veri merkezlerinden uç birimlere veya YZ destekli bilgisayarlara taşınması bekleniyor.

Zero Trust güvenlik mimarisi ve yapay zekâ da kesişim noktasında bulunuyor. Zero Trust, daha güvenli bir dijital dünya için en etkili çözümü sunarken, eski IT altyapılarında uygulanması oldukça zor. Buna karşılık, yapay zekâ altyapısı sıfırdan (greenfield) inşa ediliyor ve bu süreçte varsayılan olarak Zero Trust mimarisi benimsenecek. Bu yaklaşım, yapay zekâ fabrikalarında optimal güvenliği sağlamak adına önemli bir adım olacak. Yapay zekanın giderek artan kritik önemi düşünüldüğünde, bu gelişmeler yalnızca şirketler için değil, toplumlar için de büyük bir kazanım.

Yapay zekâ, diğer yükselen teknolojilerle birleşerek inovasyonun sınırlarını genişletiyor ve yeni çözümler için fırsatlar sunuyor. Bu teknolojilerin sinerjisi, iş dünyasında ve bireysel kullanımda yeni bir çağı şekillendirecek. 2025’te yapay zekâ ve yükselen teknolojiler arasındaki bu bağın daha da güçlenmesi bekleniyor.

GELECEĞE YÖN VERİLİYOR

Yapay zekâ, mesleklerin ve sektörlerin vazgeçilmez bir parçası haline gelerek iş dünyasında köklü değişiklikler yaratacak. Tıpkı önceki teknolojik dönüşümlerde olduğu gibi, bazı rutin görevler azalırken, yazılım bestecileri, yapay zekâ içerik editörleri ve sufle mühendisleri (prompt engineers) gibi yepyeni iş kolları ortaya çıkacak.

Bilgi Teknolojileri liderlerinin yüzde 72’si, yapay zekâ becerilerindeki eksikliği kritik bir açık olarak değerlendiriyor. Bu nedenle, organizasyonların çalışanlarının yapay zekâ becerilerini geliştirmek için ciddi yatırımlar yapması gerekecek. Yapay zekâ, birçok görevi otonom şekilde tamamlarken, insanların stratejik karar alma süreçlerinde daha fazla rol üstlenmesi bekleniyor. Bu durum, profesyonellerin karmaşık problem çözme, eleştirel düşünme ve liderlik gibi daha üst düzey sorumluluklara odaklanmasını sağlayacak.

Yapay zekânın iş dünyasında yaygınlaşmasıyla birlikte sadece ortadan kalkan meslekler değil, aynı zamanda yapay zekâ uygulamalarını yönlendiren, şekillendiren ve liderlik eden yeni roller de değer kazanacak. Yapay zekâ destekli işletmeler, insan-makine iş birliğinden yararlanarak inovasyonun sınırlarını genişletecek ve geleceğin iş dünyasına yön verecek.


En az 10 karakter gerekli