Depremin yaralarını sarmaya çalışan Adıyaman, henüz eski günlerine dönebilmiş değil. Şehrin toparlanması için çalışmalarını sürdüren, Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı koltuğunda oturan Abdulgani Bereket, asrın felaketi olarak adlandırılan 6 Şubat depremlerinden sonra Adıyaman’ın büyük bir darbe aldığını ve OSB’lerde yer alan 201 işletmeden 15’nin yıkıldığını, 30’unun ise hasar gördüğünü belirtiyor.
Özellikle deprem ve ardından gelen kalifiye işçi sorununun işletmelerde yüzde 40’lık bir verim düşüşüne sebep olduğunu belirten Bereket, şunları söylüyor: “5 Şubat itibarıyla 22 bin olan istihdam, deprem sonrası 4 binlere kadar geriledi ve depremden en çok etkilenen sektörlerden biri hazır giyim oldu. Tarıma dayalı gıda sanayi ve mobilya sektörü de bu felaketten fazlasıyla nasibini aldı. Çünkü depremin getirdiği yıkım, can kayıpları ve işgücü göçü ile birlikte kalifiye eleman sıkıntısı nedeniyle çoğu fabrika kapandı ya da yarı kapasiteye düştü.”
Adıyaman’ın ekonomik olarak zor durumda olduğunun altını çizen Bereket, “Mücbir sebep 30 Kasım 2024 tarihine kadar uzatıldı ancak bu zaman aralığı da çok yetersiz. Çünkü işletmeler hala yer arıyor ya da yerinde dönüşüm için finansman arıyor. Hala şehirde ne ekonomik ne sosyal hayat normale dönmüş değil. Barınma sorununun devam ettiği yerde işletmelerin vergi ve SGK ödemelerini yapma şansı yok. Mücbir sebep en az 3 yıl daha uzatılmalı çünkü aksi takdirde işletmelerimiz çok zora girecektir” diyerek mücbir sebebin mutlaka uzatılması gerektiğini vurguluyor.
Abdulgani Bereket, merkezde yıkılan işletmelere yerinde dönüşüm için verilen hibe ve kredi tutarının çok yetersiz olduğunu söyleyerek, konuşmasına şöyle devam ediyor: “Enflasyonist bir dönemde maliyetlerin çok artması, işçilik fiyatlarının oldukça yukarılara çıkması yerinde dönüşüm yapmak isteyen esnafımızı ve tüccarımızı zora soktu. Dolayısıyla yerinde dönüşümde istenilen performans iş dünyası açısından iç açıcı değil. KDV oranının yüzde 20’den yüzde 1’e düşmesi maliyetleri düşürecektir.”
Abdulgani Bereket, Adıyaman’ın rekabet gücünün kaybolduğuna vurgu yaparak, Gaziantep’in bir markası kadar katma değer üretmiyor diyor ve devam ediyor: “Adıyaman’da yüzlerce sanayici işlerini sonlandırıp fabrikalarını devredebilir. Depremin ardından 11 ilin faydalandığı teşvikler, yardımlar ve vergi muafiyetlerinin adil olmadığını hepimiz biliyoruz. Gaziantep sanayicisi ile Adıyaman’daki sanayiciyi aynı kefeye koyamayız. Orada inanılmaz bir ihracat, sermaye ve para gücü var. Böyle olunca da rekabet edemiyoruz. Elektrik fiyatı aynı, giderler aynı ama imkânlar farklı. Nakliye ve ulaşım her zaman Adıyaman için sorum olmaya devam ediyor. Depremin üzerinden 18 ay geçti ve biz hala Adıyaman’da yıkılmayı bekleyen binaların gölgesinde oturuyoruz. Bitmesini dört gözle beklediğimiz kalıcı deprem konutlarını yani TOKİ evlerinin hayalini kuruyoruz. Eğer Adıyaman için pozitif ayrımcılık yapılmazsa ekonomik hayat durma noktasından çıkamaz ve herkes kışa doğru batar. Şu anda konkordato çekmeyi düşünen çok sayıda fabrika var. Banka ve faiz borçlarının altında adeta ezilmiş durumdalar. Adıyaman’daki sanayicimiz Gaziantep’teki, Malatya’daki ya da Kahramanmaraş’taki yatırımcı ile aynı kefeye giremez. Bizler zorla toparlanmaya çalışan bir memleketin küçük sanayicileriyiz. Sermayemiz diğer iller kadar büyük değil. Bizden giden işler şu anda Batman’da ekonomiye katkı sağlıyor. Biz teşvikte farklı bir uygulama, vergide ise bölgesel gelire göre adaletli bir yüzdelik dilim istiyoruz. Adıyaman asla çevresindeki büyük illerin sanayicisi veya esnafıyla aynı kefeye giremez. Eğer bu pozitif ayrımcılık olmazsa biz biteriz. Tek seferliğine de olsa vergi affı şart” diyerek yardım beklediklerini dile getiriyor.
GÜNDEM KORİDORU
27 Aralık 2024