Otomotiv sektörü, 2023 yılında ortalamanın üstünde bir büyüme gösterse de uzmanlar 2024 için daha temkinli. Sektörün önde gelen isimlerinden alınan bilgilere göre, artan üretim kapasitesi ve rekabet, fiyatların düşmesine neden oldu. Ancak bu durum, sektörün uzun vadeli sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri getiriyor. Otomotiv sektöründe bu yılın ilk dokuz ayındaki performansın yılın geri kalanında da devam edeceğini düşündüğünü söyleyen Gerçek Otomobilcilik Otomotiv Grup Başkanı Serkan Sucu, 2024 yılının sonuna kadar da araç satışının 1 milyon adeti geçeceğini öngörüyor. 2024 yılı itibariyle otomotiv sektöründeki çip krizinin büyük ölçüde hafiflediğini söyleyen Aldo Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcı Haluk Veli ise; “Bu kalemlerin stratejik ürün olarak kabul edilmesiyle ve alınan önlemlerle çip arzı 2023 yılı boyunca daha tahmin edilebilir hale geldi ve otomobil üreticileri de tedarik zincirlerine uyum sağladı” diyerek çip krizi sorunlarının azaldığını açıklıyor. Peki, otomotiv sektörünün son durumu nedir ve önümüzdeki yıl bizi sektörde neler bekliyor? Gelin, sektör uzmanlarının görüşleriyle birlikte bu soruların cevaplarını birlikte inceleyelim. Sektörün bu yılın ilk dokuz ayındaki performansı hakkında değerlendirmelerde bulunan Gerçek Otomobilcilik Otomotiv Grup Başkanı Serkan Sucu, “Otomobil sektöründe eylül ayı sonu itibariyle 849 bin adet binek ve hafif ticari araç satıldı. 2011-2022 yılları arasındaki ortalama araç satışı ise 800 bin küsür. Bu tarihler arasında bilindiği üzere ülkemizde olumlu ve olumsuz birçok olay yaşandı. Fakat yaşanan bütün olaylara rağmen otomotiv sektörü hiçbir zaman hızını ve gücünü kaybetmedi. Sonrasında yine bilindiği üzere uzun bir pandemi süreci atlattık. Bu süreçte bazı otomotiv parçalarının üretilememesinden kaynaklı üretimde sorunlar yaşandı ve değişik bir iki yıl geçirdik. 2023 yılında ise 1 milyon 233 bin adet araçın satışı gerçekleşti. Bu yılın ilk dokuz ayındaki performansın yılın geri kalanında da devam edeceğini düşünerek 2024 yılın sonuna kadar da araç satışının 1 milyon adeti geçeceğini öngörüyorum” dedi.
Otomotiv distribütörü şirketlerin piyasada talep edilenden daha fazla araba getirdiğini ve bu durumun yoğun bir rekabete sebebiyet verdiğini söyleyen Sucu, “Piyasada var olan rekabetten dolayı da şirketler, kurunda bir miktar sabit kalmasıyla bu durumu avantaja çevirip müşterileri için muazzam indirimler yapıyor. Var olan arz kadar talep var mı? Diye soracak olursanız; aslında getirilen araç kadar müşteri yoktu fakat fiyatların düşüşünden kaynaklı insanlar araç alımına tekrardan yöneldi” ifadelerini kullandı. Otomobilin artık bir yatırım aracı olmadığını ve otomotivdeki arzın talepten çok daha fazla olduğunun altını çizen Sucu, “Pandemi döneminde yaşanan çip krizi ve yedek parça üretim sorunlarını şu anda yaşamıyoruz” dedi. 2025 yılı için otomotiv sektöründeki öngörülerini paylaşan Sucu sözlerini şu şekilde noktaladı: “Son iki yıllık dönemde otomotiv sektöründe gözlemlenen güçlü büyüme, yıllık araç satışlarının 1 milyon adetin üzerine çıkmasıyla somutlaştı. Bu olumlu trendin devamlılığı, sektörde önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. Özellikle dışsal şoklarla karşılaşılmaması durumunda, gelecek yılda yıllık satış rakamlarının 1 milyon adetin üzerinde seyretmesi bekleniyor. Kurun sabit kalmayıp bir miktar yükselmesi araç fiyatlarını zamlandırırsa alım azalabilir. Genelde müşteriler takas yoluyla veyahut var olan araçlarını satıp eline geçen parayla araç alıyor. İlk aracını bayiden alanların sayısı çok fazla değil. Bu ve bunun gibi sebeplerden dolayı 2025 yılında da araç satışının 1 milyon adeti geçeceğini düşünüyorum.” Otomotiv sektöründe ilk 9 ayda ortaya çıkan tablonun çok olumsuz olmadığını fakat geçtiğimiz yıllara kıyasla günden güne artan bir fiyat baskısı oluştuğunu söyleyen Aldo Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcı Haluk Veli, “Bunun temelinde de son dönemde Avrupa’da artan enflasyon ve Çinli markaların da pazara girişi yatıyor. Sektörde büyük bir yatırım ihtiyacı var ama enflasyonist bir ortamda finans maliyetlerinin yükselişini de hesaba katınca yatırımların da yurt dışına yönlendiğini gözlemliyoruz. Tüm bu faktörleri ele alarak değerlendirdiğimizde gerek üretimin gerekse iç pazardaki yerli payının düşüşü kaçınılmaz. Özellikle ağır ticari araçlarda çok daha sert hissedilen bu gerileme gecikmeden bazı önlemler alınması gerektiğini gösteriyor.
İhracattaki daralma önümüzdeki dönemlerde sektörün geneli için büyük bir risk teşkil ediyor” dedi. 2024 yılı itibariyle otomotiv sektöründeki çip krizinin büyük ölçüde hafiflediğini açıklayan Veli, “Bu kalemlerin stratejik ürün olarak kabul edilmesiyle ve alınan önlemlerle çip arzı 2023 yılı boyunca daha tahmin edilebilir hale geldi ve otomobil üreticileri de tedarik zincirlerine uyum sağladı. Otomotiv endüstrisinin artan çip talebi daha ziyade gelişmiş sürücü destek sistemleri ve daha merkezi elektronik mimarilere duyulan ihtiyaca dayanıyor. Otomotiv firmaları, bu alanda yaşanan sorunlarla başa çıkmak için tedarik zincirlerini daha dayanıklı hale getirmeye, yarı iletken stratejilerini ürün stratejileriyle uyumlu hale getirmeye ve uzun vadeli tedarik anlaşmaları yaparak riskleri azaltmaya çalıştı. Ayrıca, çip üretim kapasitesinin büyük kısmının Çin’de bulunması ve geçtiğimiz süreçte yaşanan sorunlar firmaları kendi teknolojilerine odaklanmaya, daha az çipe ihtiyaç duyan araç tasarımlarına ve gerek çip gerek yazılım konularında yerel üretim süreçlerine geçiş için adım atmaya yönlendirdi” şeklinde konuştu.
“İçinden geçtiğimiz sürece ve son 9 ayın verilerine baktığımızda 2024 yıl sonu için pek de olumlu şeyler söylemek mümkün değil” şeklinde konuşan Haluk Veli sözlerini şu şekilde noktaladı: “Hatta bu şartlar altında 2025 için de zorlu bir sürecin bizleri beklediğinden bahsedebiliriz. Gerek Avrupa’da gerekse ülkemizde artan enflasyon pazarda genel olarak bir daralmaya neden olurken, ülkemizde kur farkının özellikle orta sınıfın otomobil alım eğilimleri üzerinde negatif yönde büyük bir etkisi var. Sadece premium segmentteki satışların tüm sektörü taşıması beklenemez. Daha bütünleşik bir yaklaşımla alınacak önlemlere ihtiyaç var. Elektrikli araçlar konusunda vergi mevzuatından, şarj istasyonlarının yaygınlaştırılmasına kadar ele alınması gereken pek çok konu var. ÖTV matrahlarının ise bir an evvel yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Ülkemizde giriş-orta seviyeden tutun da premium segmente kadar çoğu araç, enflasyon ve kur farkının da etkisiyle, yüzde 80 ve daha üzeri ÖTV ile satılmak durumunda kalıyor. Araç finansmanında kredilerin kısıtlı, faiz oranlarının da yüksek olduğunu eklediğimizde maalesef sektörün kısa vadede toparlanması çok da mümkün görünmüyor. Kısa ve orta vadede bahsettiğimiz tüm bu konularda çözüm üretmemiz gerekirken uzun vadede ise dünyada otomotiv sektörünün yaşadığı dönüşüme hızlıca ayak uydurmak ve bu alanda yazılım ve teknoloji üretebilir duruma gelmek zorundayız. Bunun için de bu alanda öncül, teşvik edici, ciddi ve büyük adımların şimdiden atılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de hızla büyüyen BYD, 30. kuruluş yıldönümünde ülkemize önemli yatırımlar yapmaya devam ediyor. Sadece 18 ayda 2 milyon araç üreterek sektörde benzersiz bir büyüme hızı yakalayan marka, altı yeni modelini bu yıl içerisinde müşterileriyle buluşturuyor. Otomotiv sektöründe yaşanan büyük dönüşümde öncü olmak istediklerini belirten BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun, “Türkiye’de müşterilerimize premium özellikleri uygun fiyatlarla sunmaya devam edeceğiz. Üç yıl içinde Türkiye’nin en çok satan ilk üç otomobil markası arasında yer almayı hedefliyoruz” diyor…
GÜNDEM KORİDORU
04 Aralık 2024