DOLAR 35,2444 0.22%
GBP 44,2107 0.03%
EURO 36,7465 0.14%
ALTIN 2.983,490,21
BIST 9.949,010,33%
BITCOIN 3376162-2.80466%
ETH 117986-3.39262%
İstanbul

HAFİF YAĞMUR

Teknoloji teknoloji için mi yoksa toplum için mi?

Teknoloji teknoloji için mi yoksa toplum için mi?

Teknolojinin hayatımızı şekillendirmeye başladığı hatta kontrolü ele aldığı 21. yüzyılda, dijital dönüşümün etkilerine yaşayarak şahit oluyoruz. Bu dönüşüm teknolojinin nasıl bir gücü olduğunu yaşantımızın her aşamasına dokunarak bize hissettiriyor. Artık dünya eskisi gibi değil. Yeni dünya ise teknolojiyi de arkasına alarak birçok açıdan işleri insanlar için kolaylaştırırken diğer yandan da yıkıcı etki oluşturabiliyor. Örneğin yapay zekâ gibi... Durum böyle olunca gözler teknoloji odaklı şirketlere çevriliyor. Biz de teknolojinin geldiği noktayı ve günümüzdeki etkilerini teknoloji firmalarından biri olan Lenovo Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu ile konuştuk.

07/12/2024 14:28

Teknoloji sektörüne 1999 yılında giren ve bu konuda büyük tecrübeye sahip Lenovo Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu, gelişen teknolojiyle birlikte özellikle yapay zekânın etkisi için “Akıntıya karşı yüzemezsiniz” diyor. Ek olarak ilginç bir bakış açısıyla da edebiyat ile teknolojinin ortak yönünden bahsediyor, “Sanat, sanat için midir yoksa sanat toplum için midir? Tartışması yıllardır sürüyor. Teknolojiye de böyle bakabiliriz. Teknoloji, teknoloji için midir yoksa teknoloji toplum için midir? Bu ayrımı doğru anlayıp teknoloji toplum içindir diyebilirsek ve buna göre hareket edersek o zaman teknolojinin yıkıcı tarafını değil insanlar için faydalı olan tarafını kullanabiliriz” diyerek literatüre yeni bir kavram kazandırıyor.

Toplumla birlikte kurumların da yapay zekâ teknolojisini anlayıp öğrenmeleri gerektiğine dikkat çeken Hantaloğlu, Lenovo’nun dijital dönüşüm konusunda hem bireylere hem de kurumlara gerek danışmanlık gerek yazılım gerekse de donanım olarak destek vermek için çalışmalarını sürdürdüğünü söylüyor ve devam ediyor: “Burada sürdürülebilirlik konusu da önemli. Hem yeni kurulan fabrikalarımızın hem de var olan fabrikalarımızın dönüştürülmesi ve 2030 karbon emisyonunda net sıfır hedefi şirketimiz için çok önemli. Sadece doğa açısından değil sürdürülebilirliğin başka konuları da var. Kadın-erkek eşitliği gibi. Bu konuya da dikkat ediyoruz. Yaklaşık bir rakam verecek olursam, Türkiye’de kadın çalışan sayımız yüzde 50’nin üzerinde.”

TÜRKİYE DÜNYANIN EN UCUZ BİLGİSAYARLARINI KULLANIYOR

Kendi mağazaları gibi Türkiye’de üretimi de olmayan Lenovo, üretim için genellikle Çin, Amerika ve Avrupa gibi merkezi yerleri seçiyor. Aynı zamanda fabrikaların önemli bir kısmı da kendilerine ait. Türkiye açısından bakacak olursak enflasyondan kaynaklı alım gücünün düşük olduğu ülkemizde, teknoloji ekipmanlarına ulaşmak bir hayli pahalı oluyor. Bu konu üzerine Hantaloğlu şunları söylüyor: “Bizim amacımız şu: Türk insanı teknolojiyi en uygun fiyatla alsın. Bunun için çaba sarf ediyoruz. Tabi sadece kendimiz değil iş ortaklarımızla beraber. Esasında şu an belki kimse farkında değil ama göreceli olarak dünyanın en ucuz bilgisayarlarının olduğu ülkelerden biri Türkiye’dir. Alım gücünden kaynaklı kimse bunun farkında değil. Haklı olarak pahalı diyorlar.”

“BİLGİSAYAR SATIŞLARINDA PAZAR LİDERİYİZ”

Lenovo’nun Türkiye’deki satış oranları hakkında bilgiler veren Hantaloğlu, “Satışlarımız iyi gidiyor. IDC pazar verilerine göre söylüyorum, son dört yılın bilgisayar satışlarında pazar lideriyiz. 2024 yılı da öyle olacakmış gibi görünüyor. Çünkü ilk altı ay sonuçlarına göre önde götürüyoruz. Bizim açımızdan 2023 yılında son zamanların en yüksek pazar büyüklüğüne ulaşıldı ve 2 milyon adet bilgisayar sattık” diyerek satış rakamlarının altını çizdi.

Lenovo, genel olarak sadece bilgisayar firması olarak algılansa da ürün ailesinde; cep telefonundan, tablete, sunuculardan depolama ürünlerine, network ürünlerinden yazılımlara kadar geniş bir portföye sahip. Bu konu üzerine Hantaloğlu, “Bizim ürün gamımız sadece bilgisayarlardan oluşmuyor. Cep telefonundan bulut bilişime adresleyen ‘pocket the cloud’ yani cepten buluta kadar uzanıyor. Örneğin, köklü bir marka olan Motorola’yı biliyorsunuzdur. Şu an Lenovo’ya ait. Lenovo akıllı telefon işi yapıyordu ama beş yıl önce dünyadaki birçok pazarda olduğu gibi Türkiye’den de çekilme kararı aldı. Şu an yavaş yavaş pazara dönüyor. Bunun sebebi de şu: Özellikle Güney Amerika’nın bazı ülkelerinde Motorola kullanımı ya birinci ya da ikinci sırada” diyor.

E-TİCARET HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

Detaylı inceleme gerektiren ve hassas olan teknoloji ürünlerinin e-ticaret satışlarında geldiği noktayı değerlendiren Hantaloğlu şunları söylüyor: “Bu konu, biraz karışık bir durum. Türkiye’deki büyük e-ticaret sitelerinin hepsi bizim iş ortağımız. Bu konuya genel olarak bakarsak, aslında internetten çoğunlukla özellik ve fiyat araştırması yapılıyor. Tabii ki alım da yapılıyor. Ama genellikle kullanıcı mağazaya gidip, ürünü inceliyor sonra internetten alıyor. Bu anlamda internetten satışın her geçen gün arttığını söyleyebilirim.”

Son olarak da Lenovo’nun üstlendiği sosyal sorumluluk projelerinden bahseden Hantaloğlu, “Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’yla (TÜGEV) 50 bin çocuğa İTÜ Tekno Arıkent’teki laboratuvarımızda eğitim verdik. Yine TÜGEV’in Diyarbakır ve İzmir’deki teknoloji sınıflarına destek veriyoruz. Kendi çalışanlarımız içinde farkındalığı artırmak için Ortak İdealler Derneği’ndeyiz. Çanakkale’de 10 bin fidandan oluşan ormanımız var. Depremden etkilenen çocuklara tablet ve bilgisayar sağladık. TÜBİSAD üzerinden bir tane konteyner eğitim sınıfı kurduk. Bir de BlindLook’un görme engelliler için geliştirdiği ses ile komut veren bir yazılımı var. Onları destekledik. Bütün Lenovo bilgisayarlarında bu yazılım kurulu olarak geliyor” diyerek sosyal sorumluluğa verdikleri öneme dikkat çekiyor.

En az 10 karakter gerekli