Gündem Koridoru

Neden dönerden bir marka çıkaramadık?

Döner biz Türklerin en sevdiği yiyecekler arasında yer alıyor. Her geçen gün sektöre yeni oyuncular giriyor, döner pazarı çeşitleniyor ve restoran sayıları artıyor. Peki döneri bu kadar severken neden dünyaya adımızı duyuramadık, neden dönerden bir marka çıkaramadık? Gelin tüm bu soruların cevabını ÖzDöner Kurucu Genel Müdürü Bahar ÖZÜRÜN'den dinleyelim...

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası11.04.2022
Neden dönerden bir marka çıkaramadık?

Döner biz Türklerin en sevdiği yiyecekler arasında yer alıyor. Her geçen gün sektöre yeni oyuncular giriyor, döner pazarı çeşitleniyor ve restoran sayıları artıyor. Peki döneri bu kadar severken neden dünyaya adımızı duyuramadık, neden dönerden bir marka çıkaramadık? Gelin tüm bu soruların cevabını ÖzDöner Kurucu Genel Müdürü Bahar ÖZÜRÜN'den dinleyelim...

Türk Döneri sadece dünya çapında yaygın olarak tüketilen milli yiyeceğimiz değil, aynı zamanda en önemli kültür ihracat ürünümüz. Dönerimizin satıldığı her restoran da fahri turizm elçiliğimiz ve ticari ataşeliğimiz. Bu açıdan bakılınca dönerin ekonomik değeri son tüketiciye yapılan satış cirosunun çok üzerinde aslında…

Dünyada son dönemde sokak yiyecekleri trendi ön planda ve döner bu konuda çok şanslı. Tüketicinin gözü önünde hazırlanıyor, hızlı servis edilebiliyor, protein ağırlıklı ve sağlıklı bir yiyecek. Pandemi döneminde de gel-al ve paket servis dışında seçenek olmadığından yurt dışında bu hizmetleri sunan restoranlar satışta patlama yaşadılar.

Ancak dünya üzerinde neredeyse her ülkede bulunan, bunca tanınan ve sevilen bir yiyecek olmasına rağmen hala uluslararası başarı kazanmış bir döner zincirimiz yok. Bugüne dek bunu başarmayı misyon edinmiş birçok marka çıktı ise de henüz başaran olmadı maalesef.

Bunun birbirinden farklı birçok sebebi var elbette, ama her şeyden önce döner denince akla gelen net bir imaj yok. Pizza deyince aklımıza üzerinde farklı malzemeler ve erimiş kaşar olan yuvarlak bir pide geliyor. Burrito yine içinde çeşit çeşit malzeme barındıran soslu bir dürüm mesela. Hamburger bütün dünyada iki ekmeğin arasında köfte olarak sunuluyor, sadece aradaki malzemeler değişiyor. Özetle bir üründen bahsedildiğinde ortada net bir algı var. Ancak dönerimiz öyle zengin ki, ocaktaki duruşundan son tüketimdeki sunumuna kadar birçok farklı döner çeşidi mevcut. Kıymadan yapılan döner de var, sadece etten yapılan da. Bu ikisinin birleşiminden oluşan da….  Dönerimizi tabağa koyup soğanla da sunuyoruz, dürüm lavaş içinde sosla da.. Pide arası servis de mümkün, pilav üstü de..  Bunlar bir yana Avrupa’da pide içinde birçok salata malzemesi ve sosla satılan dönerle Türkiye’deki sunumlar arasında muazzam fark var. Dolayısı ile bu kadar çeşit arasından net bir resim çıkmıyor. Bunun tek istisnası İskender, ancak o da tabaksız sunumun olamayışı ve yüksek kalorisi nedeniyle uluslararası arenada çok şanslı değil maalesef.

Yerel döner çeşitlerimizden tüm dünyada kabul görecek ve hızlı servis zincirlerindeki standartları karşılayabilecek birini ön plana çıkarıp bunun bir modelini oluşturmamız gerekiyor. Bunu başardıktan sonra diğer çeşitler için ayrı bir çalışma yapmak veya bu modelin içine almak mümkün olabilir.  

Modelini oluşturmak dendiğinde bunu masa-sandalye-aydınlatma olarak algılıyoruz ki, bu da dönerin marka olamamasının diğer bir nedeni. Bir yiyecek zinciri, öncelikle sayısal temellere dayanan aritmetik bir modeldir. Yiyecek maliyetleri, sabit ve operasyonel giderler sürdürülebilir gelir elde edilmesine yönelik belirlenmeli ve düzenli olarak kontrol edilmelidir. Sonrasında ise davranış modeli gelir ki buna “operasyon standartları” diyoruz. İkisi de çok önemli olan bu konu döner restoranlarında tam olarak oturtulamamıştır. Bunun neticesinde de daha çok aile işletmelerinden oluşan Türkiye’de küçük büfeler, Avrupa’da da imbissler pazarın ezici çoğunluğunu oluşturur, organize perakende ancak  yüzde 5 civarındadır.

Dönerin artık gerçekten “yurtiçi ve yurtdışında sevilen, yaygın tüketilen yiyecek” olmaktan çıkıp, bir tanıtım unsuru ve muazzam bir ekonomik güç olduğunun anlaşılması gerekiyor. Gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında hükümet, ilgili Sivil Toplum Kuruluşları, üreticiler ve markalarla birlikte döneri hem tüm dünyada sahiplenmek hem de kalitesini artırmak için birlikte çalışmalı, örgütlenebilmeli ve artık bir Türk Döner Markası çıkarmalıyız.  Biz ÖzDöner  olarak üstümüze düşeni yapmaya hazırız….

Gündem Koridoru
Yorum Yaz