Her şey gelecek nesiller için

Sürdürebilirliği odak noktasına alan PepsiCo, uzun süredir tüm ekosistemin sürdürülebilir olması hedefiyle çalışmalarına devam ediyor. Kendileri için sürdürülebilirliğin bir gıda sistemi inşa etmek olduğunu söyleyen PepsiCo Türkiye Kurumsal İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Kıdemli Direktörü Esra İren, “Gelecek nesiller için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” diyor

Sürdürülebilirlik ana teması etrafında, iklim değişikliği konusundaki hassasiyet başta olmak üzere son zamanlarda artan bir farkındalık olduğu gözleniyor, sizin sürdürülebilirlik ile ilk temasınız nasıl gerçekleşti?

PepsiCo olarak uzun yıllardır sürdürülebilirlik en temel odak alanlarımızdan. Özellikle 2006 yılından bu yana, tüm ekosistemin sürdürülebilir olması hedefiyle çalışmaya devam ediyoruz. Hepimizin ortak paydası olan bu konuda, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını sürdürülebilirlik ajandamızı oluştururken bir rehber olarak kullanıyoruz. Bu yolda; küresel ve yerel iş birliklerine büyük bir önem veriyor, hep birlikte etkimizi daha da artırabileceğimiz ortak platformlarda yer alıyoruz. Gezegen ve insanlar için olumlu değişime ilham verip ortak değer oluşturarak daha sürdürülebilir bir yaşam için katkı sağlıyoruz. Sürdürülebilirlik uzun soluklu bir yolculuk. Deneyim odaklı olarak sürekli geliştirilmesi gereken bir alan. Biz de bu çabamızı 2021’de açıkladığımız PepsiCo Pozitif (pep+) stratejimiz doğrultusunda daha da ileriye taşımayı amaçlıyoruz.

SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA SİSTEMİ

Gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünya bırakmak adına neler yapılmalı sizce?

Sürdürülebilir bir dünya için iklim krizinden küresel ısınmaya, eşitsizliklerin azaltılmasından nitelikli eğitime kadar Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) çerçevesinde atılacak hızlı adımlar tüm dünyada sistem temelli bir dönüşüm yaratabilir. Paris İklim Anlaşması ve her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen İklim Zirvesi bu konuda yol haritası oluşturulması açısından önemli bir rol üstleniyor. Geçmişe kıyasla bugün artık sürdürülebilirlikle ilgili çabaların çok daha kapsayıcı olduğunu görüyoruz. Üstelik iş birlikleri de çok daha güçlü sonuçlar üretmeye başladı. Bunun birlikte artık hayatımıza AB Yeşil Mutabakat gibi somut uygulamalar içeren kurumsal bir yaklaşım girmek üzere. Bu kapsamda atılacak adımlar Avrupa’dan başlayarak tüm dünyada gerçek bir değişimi tetikleyecektir. Eşgüdüm hiçbir zaman olmadığı kadar üst düzeyde. Devletler, kurumlar, şirketler ve bireyler olmak üzere herkes sürdürülebilirlik ortak paydasında birleşmiş durumda. Uygulama ve aksiyonlarda da bu birlikteliği uyum içinde geleceğe taşırsak gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz. Kaynakların daha verimli kullanıldığı, suyun, toprağın ve havanın tüm canlıların yaşamı için korunduğu, toplumsal refah artışının sürdürülebilir şekilde sağlandığı, hepimizin hayal ettiği bir dünya hayalini gerçekleştirebiliriz. Bunun için bizim gibi şirketlere büyük bir sorumluluk düştüğüne inanıyoruz. PepsiCo olarak 200'den fazla ülke ve bölgede, ürünleri tüketiciler tarafından günde 1 milyardan fazla tüketilen bir şirketiz. Ölçeğimiz sebebiyle bu konuda sorumluluk hissediyor, aynı zamanda ölçeğimizden dolayı sürdürülebilir bir yaşamın inşasında; özellikle sürdürülebilir gıda sistemi oluşturulması için anlamlı bir değişim sağlama fırsatına sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Çünkü biz iklim değişikliği ve küresel ısınma başta olmak üzere temel küresel meseleleri bir bütün içerisinde ele alıp çözümlemeden, sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmenin mümkün olmadığına inanıyoruz. Bizim için sürdürülebilirlik temelde sürdürülebilir bir gıda sistemi inşa etmek anlamına geliyor ve bu yolda gelecek nesiller için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Sürdürülebilirlik standartlarına uyum noktasında nasıl çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz. Firmanızın sürdürülebilirlik politikaları ve bu alanda attığı adımlardan bahseder misiniz?
PepsiCo olarak 'Uzun yıllar Fayda Gözeten Performans' vizyonumuzla şekillenen sürdürülebilirlik yaklaşımımızı, 2021 yılında uçtan uca stratejik bir dönüşüm vizyonunu içeren PepsiCo Pozitif (pep+) ile bir iş stratejisine dönüştürdük. Sürdürülebilir bir gıda sistemi için PepsiCo Pozitif (pep+) ile gezegen limitleri içinde çalışırken, dünyamız ve insanlar için olumlu bir değişime ilham vererek; tüm paydaşlar için değer oluşturacak bir iş stratejisiyle çalışmaya başladık. Pozitif Tarım, Pozitif Değer Zinciri ve Pozitif Seçenekler olmak üzere üç temel başlık altında belirlenen hedefler ve bu doğrultuda alınan aksiyonlarla bu iş stratejisini uyguluyoruz. Biz de PepsiCo Türkiye olarak küresel olarak belirlenen hedeflere katkı sağlamak için çalışmaya devam ediyoruz. “Pozitif Değer” başlığı altında yenilebilir enerjiye yaptığımız yatırımlarla, global Net Sıfır Emisyon hedefimize çok ciddi katkılar sağlıyoruz. PepsiCo içerisinde tüm dünyada yüzde 100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden biriyiz. Organik Atık İşleme Tesislerimizde elektrik üretim kapasitesini artırarak, fabrikalarımızın elektrik ihtiyacının yüzde 50’sini bu tesislerden karşılıyoruz. Elektrik ihtiyacımızın geri kalan kısmını solar panellerden ve yenilenebilir elektrik tedariki sağlayan şirketlerden temin ediyoruz. Diğer taraftan 'Net Su Pozitif Hedefi' doğrultusunda Türkiye’de geliştirdiğimiz projelerle tarımda birim başına kullandığımız suyu yüzde 50 azaltmayı, su kullanımımızı ise yiyecek fabrikalarında yüzde 18, içecekte ise yüzde 24 oranında azaltmayı başardık. Sürdürülebilir ambalajda da çok önemli adımlar atıyoruz. Geri dönüştürülmüş PET kullanımında lider firmalardanız. Pepsi, Yedigün ve Fruko gibi gazlı içecek ürünlerimizde kullandığımız 1 litre pet şişelerimizin yüzde 100’ü geri dönüştürülmüş plastikten üretiliyor. Bu, içecek sektöründe bir ilk. Altı fabrikamızın hepsi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Sıfır Atık Belgesi ile sertifikalandırılmış olarak sıfır atık faaliyet gösteriyor.

POZİTİF SEÇENEKLER

Sürdürülebilir tarım hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Bu alanda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

“Pozitif Tarım” başlığı altında yenileyici tarım uygulamalarından sözleşmeli tarıma, çiftçileri bilinçlendirmeyi amaçlayan eğitim odaklı çalışmalardan tarımda teknoloji kullanımına kadar uzanan birçok alanda çalışıyoruz. Sözleşmeli tarım çerçevesinde, Türkiye’deki cipslik patates üretiminin yüzde 63’ünü Türkiye’deki 20 şehirde toplam 50 bin dönüm arazi üzerinde binlerce çiftçi ile birlikte yapıyoruz. Çiftçilerimizi 15 yıldır tedarikçi eğitim ve iletişim platformu olan PepsiCo Agro Akademi ile destekliyoruz. Bu platform aracılığıyla bugüne kadar tüm Türkiye’de yaklaşık 20 bin saatin üzerinde eğitim verdik. Pozitif Tarım kapsamında teknolojiyi tarımda çok etkin bir şekilde kullanıyoruz. Teknoloji yatırımlarımız sayesinde, iş birliği yaptığımız çiftçilerin tarlalarında 2010 yılından beri net tarla verimleri yüzde 30 artırıldı; depo fireleri yüzde 26 azaldı. Birim patates üretiminde salınan CO2 seviyesi ise yine yüzde 50 azaltıldı. Düşük basınçlı sulama teknolojileri konusunda yaptığımız çalışmalar ve verim artışı sayesinde tarımda birim başına kullandığımız suyu Türkiye’de yüzde 50 azaltmayı başardık. Croptrak adlı uygulamamızla tüm tarlalarımızda yapılan uygulamaları iki yıldır online olarak takip ediyor ve aldığımız verilere göre çiftçilerimizi yönlendiriyoruz. Bununla birlikte tarım uygulamalarımız arasındaki en iyi örneklerden biri olan Naturalis gübremizi, cips üretiminde kullandığımız patateslerin organik atıklarından üretiyoruz. Geleneksel bir gübreye kıyasla Naturalis, yüzde 40 daha az kimyasal içeriyor ve organik içeriğin yanı sıra besin de sağladığı için toprakta pozitif etki sağlıyor. Patateste Yenileyici Tarım Uygulamaları” projesiyle toplam 2350 dekar alanda yenileyici tarım uygulaması gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalarla PepsiCo’nun 2030 yılı için global olarak koyduğu yüzde 100 yenileyici tarım uygulamalarına geçiş hedefine iki yıl önce ulaşabileceğiz. Ayrıca yenileyici tarım ile ilgili iş birliklerine de büyük bir önem veriyoruz. Bir süre önce PepsiCo Vakfı desteği ve Anadolu Meraları iş birliğiyle Lay’s markamız Konya’da çok güzel bir projeye de imza attı. “Lay’s Yenileyici Tarım” projemiz kapsamında Konya’daki arazimizde, yenileyici tarım uygulamalarını kullanarak patates, pancar, ayçiçeği ve mısır yetiştirdik. Arazimize davet ettiğimiz çiftçilerimize bu uygulamalar ile ilgili bilgi vererek kendi arazilerinde kullanmaları için gerekli eğitimleri verdik. Uygulama sahamızın yaklaşık bin çiftçi tarafından ziyaret edilmesi ile yenileyici tarım alanında farkındalıklarını artırıyoruz. Eğitim faaliyetlerimizde 200 çiftçiye ulaştık. Hibe programı ile de 75 çiftçinin yanında olarak onları destekliyoruz. Ayrıca ilham veren markalarımız aracılığıyla tüketicilere “Pozitif Seçenekler” sunmaya da devam ediyoruz.