Gündem Koridoru

Adnan Dalgakıran: İSO’da yeni bir yönetime ihtiyaç var

İstanbul Sanayi Odası Başkanlığına aday olduğunu açıklayan Adnan Dalgakıran, meslek örgütleri, ihracatçı birlikleri ve İSO’da uzun yıllara dayanan deneyime sahip olduğunu ve bu deneyimin ışığında artık İSO’da yeni bir yönetime ihtiyaç olduğunu ifade etti.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası06.11.2022
Adnan Dalgakıran: İSO’da yeni bir yönetime ihtiyaç var

İstanbul Sanayi Odası Başkanlığına aday olduğunu açıklayan Adnan Dalgakıran, meslek örgütleri, ihracatçı birlikleri ve İSO’da uzun yıllara dayanan deneyime sahip olduğunu ve bu deneyimin ışığında artık İSO’da yeni bir yönetime ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Uzun yıllar sivil toplum örgütlerinde görev yaptığını belirten Adnan Dalgakıran “Makine İhracatçılar Birliği Başkanlığı, TİM Yönetim Kurulu Üyeliği, TÜBİTAK Bilim Kurulu üyeliği görevlerini yürüttüm. Uzun süredir İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyeliği görevimi sürdürüyorum. Bir dönem de İSO’da ikinci başkanlık görevini yürüttüm. Bu süreçlerde başkanlığını yaptığım kurumlarda önce hedef belirledik, sonra bu hedeflere yönelik stratejileri oluşturduk ve bunların önemli bir kısmını gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.

"TÜRK SANAYİSİNİN MARKALAŞMASI GEREKİYOR"

Makine İhracatçılar Birliği Başkanı olduğunda Türkiye’nin 2 milyar dolara yakın ihracatı olduğunu, bugün ise ihracatımızın 30 milyar dolara dayandığını söyleyen Adnan Dalgakıran, İstanbul Sanayi Odası’nın 70 yıl önce kurulan Türkiye’nin en köklü iş örgütlerinin başında geldiğini dile getirdi. Hedefi olmayan gemiye hiçbir yelkenin hiçbir rüzgarın yardım edemeyeceğini ifade eden Dalgakıran “Bir şeyler yapmayı seviyoruz. Ama eksiklerimiz var. Hedefleri doğru koymak, o hedeflere yönelik stratejileri geliştirmek, bu stratejileri hayat geçirmek için de el birliği ile işbirliği içinde doğru organizasyonları kurmak gerekiyor” dedi.

Kaynakları çok daha verimli kullanmak noktasında çok daha etkin kullanmak noktasında yapılması gereken çok başlık olduğunu belirten Dalgakıran sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte bunların hepsini yapabilmek için İstanbul Sanayi Odasını geçmişte sahip olduğu etkinliğe ve güce ulaştırabilmek, hatta o günkünden bile daha yukarıya çıkarabilmek için İSO Başkanlığına aday oldum. Doğru organizasyon, doğru hedef, doğru strateji gerekiyor. Yapacağımız yapmak istediğimiz çok şey var. Nitelikli bir ekip, liyakatlı bir ekiple bütün bunları gerçekleştirmek, sanayide yeni bir dönemi başlatmak ve daha nitelikli, daha katma değer üreten bir sanayiyi oluşturmak istiyoruz. Sadece üretim anlayışının değil ürettiklerimizi daha kaliteli, verimli ve değerli hale getirebilmek gerekiyor. Türk Sanayinin markalaşması gerekiyor. Bütün bunları gerçekleştirmek içinde İSO yönetimine arkadaşlarımızla birlikte talibiz.”

"SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN SÜRATLİ REAKSİYON GEREKİYOR"

Sorunların ilgili mercilere iletilme sürecinin çok hantal ve sorunlu olduğunu ifade eden Dalgakıran, “Bugünkü sistemde sahadan gelen sorunlar önce komitelere gidiyor. Bu sorunlar komitelerde değerlendirildikten sonra komiteler bir karar alıyor ve İSO yönetimine bildiriliyor. Çok merkeziyetçi bir yaklaşım var. İSO da bu sorunları denetlendikten sonra birçok merciye gidiyor. Eğer İSO bir şirket olsaydı ve sorunları şirket bu silsile ile çözmeye kalksaydı, o şirket günde 3 kere batardı. Odaların etkinliğinin zayıflamasının ana nedeni bu süreçlerdir. Zaten 21. yüzyıl hız yüzyılı. Değişim ve gelişim çok süratli. Dolayısıyla şirketlerin de kurumlarında çok süratli bir şekilde reaksiyon vermesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE’NİN SANAYİ STRATEJİSİNİ OLUŞTURACAĞIZ"

İSO’nun bu değişimin dışında kalamayacağını ve odaların birinci görevinin üyelerinin problemlerini çok büyük bir süratle çözmek olması gerektiğini belirten Adnan Dalgakıran son olarak şunları söyledi:  “En önemli konulardan biri de sanayi stratejisi,  İSO’nun bir sanayi stratejisi var mı? Biz bunu meclisteki arkadaşlarımıza sorduğumuzda hiç biri bunu bilmiyor. Ben de bilmiyorum. İlk yapmamız gereken iş tüm Türkiye’deki sanayicilerle beraber Türkiye’nin sanayi stratejisini oluşturmaktır. Bu bizim için olmazsa olmaz koşuldur. Bütün sanayicilerimizin kabullendiği bir çalışmayı ortaya çıkardıktan sonra bunun arkasından kamuoyu desteğini de alacağız. İSO’nun işi sanayinin lobisini yapmaktır. Türkiye üreten bir sanayi ülkesi mi olacak? Yoksa başka şekillerde mi ekonomisini geliştirecek? Önce bu karar doğru bir şekilde verilmeli. Verimlilik problemimiz var. Endüstrimizin verimliliğine baktığınızda Almanya’nın 3’te biri kadar, Danimarka’nın 5’te biri kadar olduğunu görüyoruz. Bunun için bir verimlilik enstitüsü kurulması için çalışmaları başlatacağız. Ölçülebilir, izlenebilir, paylaşılabilir süreçler yaratmak ve İSO tarafından oluşturulan bu veriyi bütün sanayinin hizmetine sunmak istiyoruz. Datanın her şey olduğu çağımızda kurumun olabildiğince faydalı ve değere dönüşen data üretmesi gerekiyor.”

Türkiye'de Gündem
Yorum Yaz