AÇIK
Uzun ömür ekonomisi tanımı, dünyada artan yaşam süresi ve yaşlanan nüfusla birlikte hayatımıza girdi. Küresel bir öncelik haline gelen bu kavram, 65 yaş üstü nüfusun önümüzdeki 20 yılda 1,6 milyara ulaşması beklenirken, emeklilik ve iş gücüne dair köklü değişimlere ışık tutuyor.
Emeklilik sistemlerinin 1980’den bu yana ortalama 10 yıl olan emeklilik süresinin iki katına çıkmasıyla modernize edilmesi gerektiği sık sık ele alınan bir konu haline geldi. Tanımlanmış emeklilik geliri sisteminden tanımlanmış katkı sistemine geçiş, bireylerin katkılarının piyasa performansına bağlı olarak özelleşmesini sağlıyor.
Bu oran 2004’te %40 iken bugün %59’a ulaştı. Genç nesillerin erken birikim yapması için bu sistem, uzun vadeli finansal güvenliği desteklerken artan yaşlı nüfusa uyum sağlayacak şekilde yapılandırılması gerektiğinin altı çiziliyor.
Küresel ekonomiler, küreselleşmeden teknoloji odaklı büyümeye geçerken, Asya’da 1 milyardan fazla kişinin kentleşmesi gayrimenkul ve enerji sektörlerinde büyümeyi tetikliyor. Uzun vadeli yatırımlar için çeşitlendirme, pension fonlarının farklı pazarlara yönelmesini gerektiriyor. Genç nüfus avantajına sahip ekonomiler ise gelişmiş pazarlarla karşılıklı fayda sağlıyor.
Enflasyon ve konut krizi gibi faktörler büyümeyi sınırlasa da, yapay zeka gibi yeniliklerin bu boşluğu dolduracağı düşünülmekte. Ancak bu süreçte emekli nüfus ile üretken genç nüfus arasındaki çizginin önemi dikkat çekiyor.
Esnek roller, ömür boyu öğrenme ve çok nesilli iş yerleri, ekonomik büyümeyi desteklerken sağlıklı yaşlanmayı teşvik ediyor. 55-64 yaş grubunda iş gücü katılımı 1992’den beri %7 arttı; Japonya’da 65 yaş üstü çalışanların oranı %25’e ulaştı. McKinsey & Company’e göre, yapay zekâ küresel ekonomiye yılda 2,6-4,4 trilyon dolar ekleyebilir.
İş, sadece gelir değil, aynı zamanda sosyal bağ ve zihinsel sağlık sunuyor.
GÜNDEM KORİDORU
20 Temmuz 2025