Söyleşi

Türk Girişimciliğinin Kılavuzu ATİAD

Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik ilişkiler, ATİAD’ın kuruluşundan bu yana önem verdiği konuların ilk sıralarında yer alıyor. ATİAD’ın 1996 yılındaki Gümrük Birliği Anlaşması'nda üstlendiği rol ve sorumlu yaklaşım, derneğin bu konuya bakış açısını daha o zamanlardan ortaya koymuş. Türk girişimciliğinin kılavuzu ve simgesi olmayı hedefleyen bir yapıda olduklarını belirten ATİAD Yönetim Kurulu Başkanı Av. Aziz Sarıyar, sektörler arası bir birlik oluşturmak amacıyla 30 yıldır çalışmalara aralıksız devam ettiklerini söylüyor.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası17.03.2023
Türk Girişimciliğinin Kılavuzu ATİAD

Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik ilişkiler, ATİAD’ın kuruluşundan bu yana önem verdiği konuların ilk sıralarında yer alıyor. ATİAD’ın 1996 yılındaki Gümrük Birliği Anlaşması'nda üstlendiği rol ve sorumlu yaklaşım, derneğin bu konuya bakış açısını daha o zamanlardan ortaya koymuş. Türk girişimciliğinin kılavuzu ve simgesi olmayı hedefleyen bir yapıda olduklarını belirten ATİAD Yönetim Kurulu Başkanı Av. Aziz Sarıyar, sektörler arası bir birlik oluşturmak amacıyla 30 yıldır çalışmalara aralıksız devam ettiklerini söylüyor.

ATİAD hedef olarak kendinize Avrupa’daki Türk girişimciliğinin kılavuzu ve simgesi olmayı koymuştunuz. Bu konuda bugüne kadar yapılanları özetler misiniz? Bundan sonra bu konuda neler yapılacak bilgi verir misiniz?

Bunun için dilerseniz önce ATİAD’ın kurulma hikâyesine kısaca bir göz atalım. Bildiğiniz gibi geçen yıl 30'uncu yaşımızı kutladık. Bir iş dünyası organizasyonu olarak Almanya’da bunu göçmen kimliğinizle başarabiliyorsanız, demek ki temeli sağlam atılmış diyebiliriz. Gerçekten de öyle. Zamanın Bonn Büyükelçisi Onur Öymen’in öncülüğünde, ağırlıklı olarak gıda, tekstil ve turizm sektöründe hizmet veren önemli firmaların katılımı ile kurulduk.

O dönemde sektörel bağlamda yapılanmalar vardı fakat tüm sektörleri kapsayan bir çatı derneği söz konusu değildi. Amacımız Öymen’in de ön ayak olduğu sektörler arası bir birlik oluşturmaktı. O bakımdan da hedef Türk girişimciliğinin kılavuzu ve simgesi olmaktı. Çünkü bir rol modeline gereksinim vardı. Türkiye’den göç etmiş insanların girişimcilik potansiyeli çok yüksektir. Önemli olan o potansiyeli doğru bir şekilde kanalize etmek ve bilinçli hareket etmeyi sağlamak. Biz de üzerimizdeki “kılavuz” ve “simge” rol modeli ile bunun çabası içine girdik. Yapılan işlerle, yazılan başarı hikâyeleriyle girişimcilere ilham verdik. Gerek Almanya’da iş kurmak veya işini genişletmek isteyenlere gerekse Türkiye’den Almanya’ya yatırım yapmak isteyen girişimcilere doğru bilgilendirmeler, danışmanlıklar ve yönlendirmelerle ışık tuttuk. Etkinliklerle, projelerle, güçlü iş birlikleriyle, geniş iş ağlarıyla, hükümetlerle kurulan sağlam ilişkilerle bu rol modeline yakışır bir duruş sergiledik. Bundan sonra da aynı şekilde, ilkelerimiz doğrultusunda, her iki ülkeye de fayda sağlayarak çalışmalarımıza devam edeceğiz.

"EFEKTİF OLABİLMEYİ ÖNEMSİYORUZ"

ATİAD’ın Almanya ve Avrupa’daki Türk iş insanlarına yönelik çalışmalarına katılım sizce yeterli mi? Bu noktada bir çağrınız olur mu?

Almanya’daki Türk iş dünyası çok büyük bir hacme sahip. Hemen hemen her sektörde faaliyet gösteren on binlerce iş insanlarımız var. Fakat tabii ki herkesi bir araya getirmek gibi ütopik bir fikrimiz yok. Biz burada daha efektif olabilmeyi önemsiyoruz. Yaptığımız çalışmalarda da buna ağırlık veriyoruz. Daha hızlı hareket edebileceğimiz ve daha etkili sonuçlar alabileceğimiz spesifik çalışmalarla daha güçlü sinerjiler oluşturuluyor. Bunları çeşitli platformlarda uyguluyoruz ve buradaki katılım bizi tatmin ediyor. Burada hem karşımızdaki insanların beklentisini iyi analiz etmemiz hem de ne vereceğimizi doğru anlatmamız önemli. Böylece iki taraf için de faydalı bir faaliyet oluyor.

Bizim 30 yıldır itinayla savunduğumuz ve üzerinde hassasiyet gösterdiğimiz ilkelerimiz çok açık. Biz partiler üstü bir derneğiz. Hukukun üstünlüğü, inanç ve düşünce özgürlüğü, azınlık haklarına saygı, kültürlerarası uyuma olan bağlılık bizim olmazsa olmazlarımız. Bizim beklentimiz, hedefleri bizim hedeflerimizle örtüşen, iki ülke ilişkilerine ve toplumlarına olumlu katkı sağlamak isteyen iş insanlarının her organizasyonu aynı kefeye koymamaları, daha aktif rol almaları ve ortak amaçlar doğrultusunda yürümeleri.

ATİAD’ın Türk-Alman ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesine verdiği katkıyı nasıl görüyorsunuz? Bu konuda yeni çalışmalar olacak mı?

Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik ilişkiler, ATİAD’ın kuruluşundan bu yana en önem verdiği konuların ilk sıralarında yer alır. ATİAD’ın 1996 yılındaki Gümrük Birliği Anlaşması'nda üstlendiği rol ve sorumlu yaklaşımı bu konuya bakış açımızı daha o zaman ortaya koyan somut bir örnektir. İki ülke arasındaki ticaretin geliştirilmesi, yatırımların artırılması ve iş birliklerinin çoğaltılması için yoğun mesailer harcadık ve harcıyoruz. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2021 yılında rekor seviyeye ulaşarak 40 milyar Euro’ya dayandı. 2022 yılının ilk yarısında Türkiye’den Almanya’ya yapılan ihracat yüzde 36.7 artarak 14,1 milyar Euro’ya, Almanya’dan yapılan ithalat yüzde 18.1 artarak 14,5 milyar Euro’ya ulaştı. Bugün Türkiye’de Alman sermayesi ile kurulmuş 7 bin 800 firma söz konusu. Almanya’da faaliyet gösteren Türkiye kökenli iş insanlarının gerçekleştirdiği yıllık ciro 50 milyar Euro seviyesinde.

İki ülke arasında var olan ve çok eskilere dayanan tarihi ilişki giderek daha yoğun bir evreye ulaşıyor. Biz hep bu ilişkinin gelişmesinden yana olduk. Gerek Türkiye ve Almanya’daki hükümet yetkilileri ile gerekse üyelerimiz ve paydaşlarımızla hep bunu nasıl daha ileriye taşıyabilirizi düşünen, projeler üreten, öneriler sunan bir tutum sergiledik. Bunu daha da ileriye taşıyarak sorumluluğumuzu sürdüreceğiz.

“ ‘İŞTE BİLGİ’ İLE İNSANLARA YOL GÖSTERDİK”

Gençlere yönelik eğitim ve işsizliği önleme çalışmalarınız nasıl gidiyor? Bu çalışmalarınıza etkinlik kazandırmak için ATİAD çatısı altında İŞTE BİLGİ adını taşıyan projede hangi adımlar atıldı?

Türkiye kökenli gençler arasında işsizlik oranı ne yazık ki ortalamanın üzerinde. Bu durum bundan 10-15 yıl önce çok daha olumsuzdu. ATİAD bunu bir sosyal sorumluluk meselesi olarak gördü ve hayata geçirdiği projelerle bu soruna çözümler üretti. Meslek eğitimi, ağırlık verdiğimiz konuların başında geliyor çünkü Almanya’daki meslek eğitimi sistemi tüm dünyada kabul görmüş başarılı bir sistem. Bu sistemin kazanımlarını ön planda tutup gençlerimize bu yolun da çok önemli alternatifler sunduğunu göstermek için Diversity Factory, FIBA, FIBO, FIBO-Transfer gibi projeleri gerçekleştirdik. Meslek eğitiminin önemine vurgu yapan projelerle yıllarca gençlerimizi eğittik, destek verdik, teşvik ettik. Ebeveynlere meslek eğitiminin ne denli önemli olduğunu anlattık. Üyelerimizi ve paydaşlarımızı gençlerimize daha fazla şans vermeye motive ettik. Orta eğitim çağındaki çocuklarımızın gelecekte meslek seçiminde kararsız kalmamaları için meslekleri tanımalarına ön ayak olduk. Bilgilendirme toplantıları, seminerler, fuarlar, interaktif platformlar, birebir danışmanlıklar, yayınlar ve türlü etkinliklerle farkındalık yaratmaya çalıştık. Meslek eğitimi dışında iş hayatında da insanlarımızın başarılı olabilmeleri için İŞTE BİLGİ projesini yürüttük. İş kurmak isteyen, işini geliştirmek isteyen, sertifikasını tanıtmak isteyen, kendisine yeni bir yol çizmek isteyen kişiler gibi farklı amaçları olan on binlerce insana yol gösterdik, danışmanlık hizmeti sunduk. Yayınlarımız, danışma hatlarımız, internet sayfalarımız ve bilgilendirme stantlarımızla bilgilerimizi, deneyimlerimizi aktardık.

Almanya’daki küçük ve orta ölçekli Türk işletmelerini bilgilendirme, destek ve teşvik merkezi kurulmuştu. Bunun yansımaları gelmeye başladı mı?

Söz konusu destek ve teşvik merkezi İŞTE BİLGİ Projesi kapsamında faaliyetini sürdüren bir merkezdi. Yaklaşık sekiz yıl boyunca bu yönde bize gelen soruları konunun uzmanı danışmanlarımızla yanıtladık. Gelen talepleri ilgili kurum ve kuruluşlarla olan iş birliğimiz çerçevesinde karşıladık. Çok başarılı bir projeydi. Bu alanda Türkçe ve Almanca olarak yapılan en geniş kapsamlı çalışmaydı. Hem teknik olarak yapılması gerekenler aşama aşama, konu konu işlendi hem de iş dünyasının içinden birebir yaşanmış örneklerle tecrübeler aktarıldı. Almanya çapında konuyla ilgili çok sayıda kurum ve kuruluş bu projeden çok istifade etti. Proje 2015 yılı sonunda tamamlanınca yukarıda belirttiğim merkezin de işlevi bitti. Fakat bu proje kapsamında yayımladığımız geniş kapsamlı rehberimizi hala ihtiyaç duyanların yararlanabilecekleri bir kaynak olarak sunmaya devam ediyoruz.

"ATİAD GÜVENİLİR BİR REFERANS KURULUŞU"

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in “Türk şirketleri ekonomimizin temel sütunlarındandır“ sözlerini nasıl değerlendiriyoruz? Almanya kamuda genel eğilimde bu yönde mi?

Evet, Steinmeier o sözü bundan yaklaşık 10 yıl önce düzenlediğimiz Türk-Alman Ekonomi Günü’nde sarf etmişti. O zaman SPD Meclis Grup Başkanı’ydı. Ardından Dışişleri Bakanlığı yaptı ve şu anda da hala Almanya Cumhurbaşkanı. Steinmeier ile ilişkilerimiz hala sıcak ve Türk şirketlerine bakışını da değiştirmedi. ATİAD’ı güvenilir bir referans kuruluşu olarak görür. Son olarak 30’uncu kuruluş yıldönümümüz için kullandığı yapıcı ifadeler de bunu kanıtlar niteliktedir. Bu söz de öylesine söylenmiş bir söz değildi. Türkiye kökenli iş insanlarının Almanya’da ekonomiye katkıları yadsınamayacak ölçüde değerli. Gerek sağlanan istihdam gerekse yapılan yatırımlar Alman ekonomisine olumlu katkılar sağlıyor. İş dünyası ile ilişkisi olan herkesin takdir ettiği bir gerçek bu. Ancak bunu kamuoyunun da aynı şekilde değerlendirebileceğini beklemiyoruz. Toplumun bu konuya ilgisi özellikle Almanya’da başarılı olan Türkiye kökenli iş insanlarının medyaya yansımasıyla oluşuyor. Bunun son örneklerini Biontech’de, üyemiz olan Getir’in Gorillas’ı satın almasında çok daha açık bir şekilde yaşadık. Türkiye kökenli iş insanlarının başarı hikâyeleri bizleri gururlandırıyor. Yeni nesile ilham vermeleri, toplumdaki Türk imajına sağladıkları olumlu yansıma ve ekonomiye katkıları takdir edilir nitelikte.

“İYİ BİR TAKIMIZ”

ATİAD yönetim kurulu üyelerini oluşturan isimler herkes tarafından çok iyi takım olarak değerlendiriyor. Sizin bu konudaki aktarımınız neler olabilir?

O zaman bu sorunuzu bir atasözümüzle yanıtlayayım. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, derler. Bizim birbirimizle olan ilişkilerimiz bu denli yakın ve ortak amaçlar etrafında birleşmeseydi, böyle bir yorum da yapılmazdı sanıyorum. Gerçekten iyi bir takımız. Birbirini tamamlayan, görevlerinin sorumluluğunun bilincinde ve sonuç odaklı bir yönetimimiz var. Değerlerimiz, ilkelerimiz ve hedeflerimiz için çalışıyoruz. Asıl işlerimiz dışında gönüllülük prensibiyle, zaman zaman ailemize ayırmamız gereken zamanlardan çalarak zaman zaman kendi işlerimizi ikinci plana iterek bir dayanışma içinde bütünlük oluşturuyoruz. Şu andaki yönetim kurulumuzun büyük bir bölümü uzun yıllardır birlikte bu sorumlulukları üstlenen kişilerden oluşuyor. Birbirimizi çok iyi tanıdığımızı ve istikrarlı bir birliktelik oluşturduğumuzu söyleyebilirim. Biliyorum ki, ATİAD kuruluşundan bu yana hep ahenk içinde çalışan yönetim kurullarına sahip oldu. Ben değil, biz diyebildiğimiz sürece de bu aynı uyumla devam edecektir.

Söyleşi
Almanya'da İş Dünyası
Yorum Yaz