Türkiye'de Gündem

Tuncay Özilhan: Dünyada muazzam bir güç mücadelesi yaşanıyor

2022 yılının ilk Yüksek İstişare Konseyi toplantısı bugün gerçekleştiriliyor. Toplantının açılış konuşmalarını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan yaptı.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası15.06.2022
Tuncay Özilhan: Dünyada muazzam bir güç mücadelesi yaşanıyor

2022 yılının ilk Yüksek İstişare Konseyi toplantısı bugün gerçekleştiriliyor. Toplantının açılış konuşmalarını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan yaptı.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, "Küresel ekonomideki dönüşüme ayak uydurarak dünya ekonomisinden daha yüksek bir pay alacağımız, refahımızı artıracağımız bir yola girmeliyiz" dedi.

Turan, TÜSİAD YİK Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, görevi devraldıktan sonraki ilk TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı'nda yönetim kurulu başkanı olarak hitap etmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.

Başkanlığının ardından geçen kısa süre içinde ülkenin çeşitli bölgelerine, sanayi merkezlerine yaptığı ziyaretlerde deneyimlere dayalı bir görüşünü teyit etme imkanı bulduğunu dile getiren Turan, Türkiye'de iş dünyasının kaygıları, beklentileri, özlemleri, hedeflerinin coğrafi konumlarla, kökenlerle belirlenmediğini, Türkiye'nin tümünde, doğudan batıya, kuzeyden güneye iş dünyası olarak aslında aynı durumlarla, güçlüklerle karşı karşıya olduklarını söyledi.

"Hem vatandaş hem de iş insanı olarak Anadolu girişimcileri de bir an önce rasyonel, dünya ve memleket gerçekleriyle uyumlu ve yalnızca ekonomiyle sınırlı kalmayan bir gelecek projesine ihtiyaç duyuyor" diyen Turan, geçen ekim ayında yayımladıkları "Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa" raporundaki analizlerin giderek daha fazla kabul gördüğünü kaydetti.

Yeni gerçeklerin iktisat biliminin merceğinden değerlendirildiğinde yakın geçmişe damgasını vuran para politikalarının sürdürülemeyeceğinin belirginleştiğini, geride bırakılan 14 yılın genişlemeci para politikası döneminin kapandığını ifade eden Turan, şunları aktardı:

"Bu politikalar Türkiye'nin dönem dönem yaşadığı krizlerden çıkabilmesini kolaylaştıran bir etki yaptı. Oysa şu an küresel ekonominin geçmekte olduğu döngüde rüzgar karşıdan esiyor ve işimizi çok daha fazla zorlaştırıyor. Küresel koşullar artık lehimize değil. Rekabetçi kur, yüksek ihracat ve cari fazla mantığıyla kurgulanan ama günümüz kalkınma anlayışı ve pratiğiyle yeterince örtüşmeyen politikalar kalkınma açısından istenilen sonuçları vermiyor. Büyüme kalkınma için tek başına yeterli olmuyor, hatta maalesef fakirleşerek büyüyorsunuz. Artık ucuz TL ve ucuz iş gücü ile ihracatta rekabet avantajı kazanma devri, yerini yüksek nitelikli iş gücüyle ve teknolojiyle yüksek katma değer yaratmaya bıraktı."

Turan, enerjide dışarıdaki fiyat artışlarının cari açığı artırırken, içeride özellikle sanayiye uygulanan rayiçlerin üretimi ve ihracatı olumsuz etkilediğini belirterek, "Türkiye ekonomisi dünya hasılasından aldığı payı 2000'lerin başından 2013'e kadar yüzde 0,60'tan yüzde 1,24'e kadar yükseltmişken, bu pay son 7-8 yıldır hızla düşerek yüzde 0,8'e kadar geriledi. Türkiye'nin potansiyeline sahip bir ülke için bu gerçekten kabul edilemeyecek bir durumdur" dedi.

"TEDARİK SORUNLARI YAŞANIYOR"

Tuncay Özilhan, TÜSİAD YİK Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, hem Türkiye'nin ikinci yüzyılına hazırlanıldığını hem de seçim ortamına girildiğini belirtti.

Zor bir dönemden geçildiğini, dünyada bir dönemin sona erdiğini ancak yerine geçenin ne olduğunun henüz netleşmediğini ifade eden Özilhan, "Bizden kaynaklanan belirsizlikler ile yeni dünya düzenine ilişkin belirsizlikler iç içe geçiyor. İktidardan ve muhalefetten yeni dönem için net ve somut yol haritaları bekliyoruz." diye konuştu.

Özilhan, yeni sularda geçmişin tecrübesinin yeterli olmayacağını, yeni koşullara uygun yeni çözümler bulunması gerektiğini aktararak, şunları kaydetti:

"İlk olarak cevaplamamız gereken soru; küresel mimarideki dönüşümde ülke olarak nerede duracağımız. Dünyada muazzam bir güç mücadelesi yaşanıyor. ABD-Avrupa ile Çin- Rusya aksları arasında gerilim giderek tırmanıyor. Bu tırmanışın son durağı Rusya'nın Ukrayna'yı işgali oldu. Ukrayna savaşının nasıl sonuçlanacağını bilmiyoruz ama küresel mimariyi şimdiden değiştirdiğini biliyoruz. Senelerdir alışkın olduğumuz düzen, yerleşik anlayışlar, fiyat belirleme davranışları, lojistik yaklaşım değişti.

Teknolojik ürünlerden ham maddeye, tarım ve gıda ürünlerinden enerjiye her alandaki arz zincirleri kırıldı ve tedarik sorunları yaşanıyor. Ama bunların ötesinde, Soğuk Savaş sonrası düzen de bozuldu. Dünyada güvenlik dengeleri yeniden kurulmaya başladı. Ekonomik konular bir kez daha ulusal güvenlik önceliklerine tabi kılınır oldu. Bu gelişmeler sonucunda yeni bir Soğuk Savaş dönemine mi girilecek? Öyle ise kendimizi nasıl konumlamalıyız? Bu süreç küreselleşmenin en temel özelliklerini sarsıyor. İki bloklu bir küreselleşme dönemine girilirse dünya ekonomisi yeniden şekillenecek."

Tek kutuplu bir dünyada küreselleşme sayesinde hızla büyümüş olan Çin'in, iki kutuplu bir dünyada başarılı olmaya devam edip etmeyeceğini bilmediklerini, Çin'in yıllardan beri devam eden çabalarına rağmen dünyadaki rezerv para birimlerinin halen Batı ülkelerinin para birimleri olduğunu söyleyen Özilhan, piyasa fiyatlarıyla ölçüldüğünde dünya ekonomisinin yüzde 60'a yakınını hala Batı ekonomilerinin ürettiğini söyledi.

Türkiye'de Gündem
Yorum Yaz