Ülkemizde en önemli sektörlerin başında savunma sanayisi geliyor. Bu sektöre son dönemlerde gençlerin de ilgisi artmış durumda. Bu ilginin en büyük sebeplerinden biri ise şüphesiz ki Teknofest… Gençler tarafından bu kadar ilgi görmesinin sebebini anlatan SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, “Bizim gençlerimiz gelişmiş ülkelerin birçoğundan daha fazla mobil uygulama kullanıyor. Bu sebeple de Teknofest çölde susuz kalmış insana su vermek gibi oldu. Gençler teknolojiye aç ve kendileri bir şeyler başarmak istiyorlar. Bu potansiyel ve bu hırs bizim gençlerimizde var” diyor.
SAHA İstanbul, 770 firma ve 22 üniversiteyi bünyesinde barındıran Türkiye’nin en büyük sanayi kümelenmesi. Avrupa Kümeler Birliği’nde şu anda Airbus’tan sonra ikinci büyük küme. Çok değil yalnızca birkaç ay sonra dünyanın en büyük sanayi kümesi olarak bahsedeceğiz SAHA İstanbul’dan…
Son dönemde gündemde olan Rusya – Ukrayna savaşının ihracat rakamlarımızı etkilediğini söyleyen SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, “Ukrayna’yla geliştirmiş olduğumuz savunma sanayi iş birlikleri ve bu kapsamda Ukrayna’nın envanterine aldığı TB2’lerin savaşta çok etkili olarak sembolik sistemler haline gelmesi ve hatta Ukrayna’nın savunma direncinde bir motivasyon kaynağı olması Türkiye’ye olan talebi artırdı. Özellikle Karabağ savaşında Ermeni lobisinin etkisiyle olumsuz değerlendirmeler yapan Amerikan menşeli uluslararası medya bile bu süreçten sonra Türk sistemlerinden övgüyle bahsetmeye başladı. Dolayısıyla bugün bu kadar fazla ülkenin bizden sistem almak için müracaat ediyor olması başarımızın en büyük kanıtı” dedi.

SAHA EXPO DÜNYA MARKASI OLMA YOLUNDA İLERLİYOR
SAHA EXPO, savunma, sivil havacılık ve uzay sektörlerinde faaliyet gösteren ve bu alanlara üretim yapabilme yetisine sahip firmaların sanayi ihtisas fuarı. SAHA EXPO’da bir alan yakaladıklarını ve buradan bir dünya markası çıkarma potansiyeli gördüklerini söyleyen Keleş, “Sistemlerimiz, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Karabağ’da, Ukrayna’da kullanılan, üzerine makaleler yazılan sistemlere dönüştü. Olay sadece insansız hava araçları da değil. Mühimmat teknolojileri, elektronik harp, benzeri endüstriyel yeteneklerin kara araçlarına yansıması, deniz platformları gibi alanlarda da gelişmeler oluyor. Bu gelişmeler arkasına konjonktürel rüzgarı da alınca Türkiye için çok önemli bir şey oluyor. Ekim ayında yapacağımız SAHA EXPO’da hem uluslararası teveccühün oraya yansımasını hem de sivil firmaların yeteneklerinin dün-ya vitrinine çıktığını göreceğiz” diye konuştu.
Savunma sanayisinin yüksek teknoloji gerektirdiğini aktaran Keleş, “Öyle ki bugün üretilen birçok teknoloji savunma sanayisinin ürünü. Bunları üretebilir hale geldiğiniz zaman sivil teknolojileri de çok hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırabiliyorsunuz. Savunma Sanayii Başkanlığı’nın 700’ün üzerinde projesi var. Savunma sanayisinin yıllık ciroları 10 milyar doların üzerinde. Bunların ihracata yansıması geçen yıl 3 milyar 224 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu çok hızlı bir şekilde artacak. Platform satmaya başladık. Platform sattığınız zaman onun altındaki mühimmatlar, alt sistemler birer ihracat kalemi haline geliyor” açıklamalarında bulundu.

Türk savunma, havacılık ve uzay sektörünün, yerlilik oranının arttırılması, henüz sahip olmadığı kritik teknolojilere kavuşturulması ve uluslararası rekabette üst seviyelere taşınması amaçlarıyla ilk dönem çağrısına çıkan SAHA Girişim programı ile yüksek teknoloji projesi olan girişimci firmalar desteklenecek. SAHA Girişim Programının 15 Haziran tarihine kadar başvuru almaya devam edeceğini ifade eden Keleş program ile hedeflediklerini şöyle açıklıyor;
“*Teknoloji Girişimlerinin Startupların basta Savunma ve Havacılık Sanayilerine mal ve hizmet satabilmesini sağlamak.
*Savunma, Havacılık ve Uzay Firmalarının startuplarla işbirliğine girmesine vesile olmak.
*Savunma, Havacılık ve Uzay Firmalarının Startuplara imkan ve yeteneklerini yani laboratuvar, test, analiz, insan kaynağı gibi alt yapılarını açmalarını sağlamak
*Türk startuplarının dünya startup pazarında ilgi görmesini sağlamak. Bunun için yabancı fonlarla buluşturmak, uluslararası mentörlerle bir araya getirmek ve ürünlerini satabilmelerinin yolunu açmaktır.”
Gerçekleştirilen Teknofest’in gençler tarafından büyük ilgiyle karşılandığını belirten Keleş, “Biz Türk milleti olarak teknolojiye çok düşkünüz. Ve teknolojiyi kullanmayı çok seviyoruz. Dolayısıyla teknolojik yatkınlığımız çok fazla. Mesela Almanya’nın banka sisteminden çok daha gelişmiş bir dijital bankacılık altyapımız var. Bizim gençlerimiz ilerdeki ülkelerin birçoğundan daha fazla mobil uygulama kullanıyor. Teknofest çölde susuz kalmış insana su vermek gibi oldu. Gençler teknolojiye aç ve kendileri bir şeyler başarmak istiyorlar. Bu potansiyel ve bu hırs bizim gençlerimizde var. Ve gençlerimiz böyle yarışmalara katılarak dünyada eşlerinden daha düşük olmadıklarını ve onlarla yarışabilecek güçte olduklarını ve hatta onları geçebileceklerini gördüler. Bu durumda gençlerimizde ciddi bir özgüven oluşturdu. Ve bunlar ayrım yapılmadan bütün yurda yayılıp bu gelişmeler aileler tarafından da çok desteklenince herkes tarafından bilinir hale geldi” diye konuştu.
Gaziantep Teknofest’te yaşadığı bir anıyı paylaşan Keleş, “ 8 yaşında bir çocuk elinde slayt butonu ile geldi. Uçan araba tasarlamış detaylarını anlatıyor bize hatta alt sistemlerine kadar girmiş konunun. Karşısında 16 jüri ve onu izleyen 70-80 kişiye bir mühendis edasıyla anlattı. tasarımını. Bu beni çok etkilemişti. Çünkü biz Amerika’nın ikinci dünya savaşında Avrupa’da artık bıraktıklarını kullanarak ülkesini savunmaya çalışan nesilden geliyoruz. Dolayısıyla bunların bizim için anlamı çok farklı. Mesela son yapılan Teknofest’lerde sadece roket fırlatma değil geri dönen roket yarışmaları yapılıyor. Bunlar ufak şeyler değil, bunları bizim üniversiteli öğrencilerimiz yapıyor” diyerek duygularını paylaştı.