Yatırım

Sürdürülebilir kalkınmada sağlık sektörü

Sürdürülebilir sağlık, doğal kaynakları tüketmeden veya ciddi ekolojik hasara neden olmadan yüksek kaliteli bakım ve iyileştirilmiş halk sağlığını temin ederek sağlanır. Sürdürülebilir sağlık; enerji, seyahat, atık, tedarik, su, altyapı adaptasyonu ve binalara dikkat ederek sektörü geliştirmeyi hedefler. Sürdürülebilirlik ve sağlık arasındaki ilişkiyi konuşmak üzere sizler için sektörün önemli temsilcileriyle bir araya geldik. Keyifli okumalar…

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası21.02.2023
Sürdürülebilir kalkınmada sağlık sektörü

Sürdürülebilir sağlık, doğal kaynakları tüketmeden veya ciddi ekolojik hasara neden olmadan yüksek kaliteli bakım ve iyileştirilmiş halk sağlığını temin ederek sağlanır. Sürdürülebilir sağlık; enerji, seyahat, atık, tedarik, su, altyapı adaptasyonu ve binalara dikkat ederek sektörü geliştirmeyi hedefler. Sürdürülebilirlik ve sağlık arasındaki ilişkiyi konuşmak üzere sizler için sektörün önemli temsilcileriyle bir araya geldik. Keyifli okumalar…

Sağlık, tüm birey ve toplumlar için büyük öneme sahip temel bir ihtiyaç. Dünya Sağlık Örgütü’nün anayasasında sağlık, yalnızca hastalık ya da sakatlığın olmayışı değil, bedenen, ruhen ve toplumsal yönden tam iyilik durumu olarak tanımlanır. Bu durum Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımından da anlaşılacağı üzere ruhsal ve zihinsel iyiliği de kapsar. Sağlık sektöründeki sürdürülebilirlik tartışmalarının genelinde kalite vazgeçilmez bir unsurdur. Sağlıkta sürdürülebilirlik ve dönüşüm sürecinde kalitenin, pozitif ve değer yaklaşımına önemli bir katkısı olduğunu net bir şekilde ifade edebiliriz. Genel kabul gördüğü şekliyle sürdürülebilirliğin ekonomik, sosyal ve çevresel üç boyutu bulunur. Sağlık sektörünün karmaşık yapısı ve sağlık kuruluşlarının yarattığı sosyal, ekonomik ve çevresel etkiler dikkate alındığında sağlıkla ilgili tüm sürdürülebilirlik girişimlerinin bu üç boyutu da hedeflemesi kaçınılmaz bir olgu olarak karşımıza çıkar. Tüm bunlardan hareketle ülkemizin yapı taşı olan sağlık sektörünün sürdürülebilirlik ile ilişkisini işlemezsek olmaz dedik ve bu ayki dosya konularımızdan birini ‘Sağlıkta Sürdürülebilirlik’ olarak belirledik. 'Özel Sağlık Sektörü’nü konuşmak üzere Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanı Dr. Reşat Bahat, ‘Sağlık Hizmetlerinde Sürdürülebilirlik’ konusunu konuşmak üzere Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü (TÜSPE) Bilim Kurulu Üyesi Hüseyin Çelik, ‘Sağlık Ekonomisi’ için Altınbaş Üniversitesi Dr.Öğretim Üyesi Özgül Özkoç, ‘Yerel Yönetimlerde Sağlık' konusunu konuşmak üzere Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ve İBB Sağlık Dairesi Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Önder Yüksel Eryiğit, ‘Sağlıkta Operasyonel Verimlilik ve Kurumsal Yönetişim’ için Sağlık Kurumları Yönetim Danışmanı Dr. Neslihan Kahraman, ‘Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon’u konuşmak için Rönesans Yönetişim Bilimleri Enstitüsü Kalite Yönetim Direktörü Medine Yetim ile görüştük…

DR. REŞAT BAHAT
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları
Derneği Başkanı

TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ

Özel sağlık sektörü, ülke genelinde yaklaşık 600 hastane ile hizmet vererek konusunda uzman hekim, nitelikli sağlık personeli ve ileri teknoloji kullanımı ile kaliteli hizmet üretiyor. Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan pandemi sürecinde salgına yönelik verilen sağlık hizmetinin yaklaşık yüzde 25’inin özel sağlık kuruluşları tarafından sağlandığını belirten Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanı Dr. Reşat Bahat, “Hala Covid-19 aşıları özel sektör tarafından halkımıza ücretsiz olarak yapılmakta ve özel sektörün katkısı ile salgın sürecinden başarı ile çıkan ülkemiz dünyaya da örnek oluyor. Pandemi öncesinde de ülkemizin hizmet ihracatında önemli bir yer tutan sağlık turizmi faaliyetleri nedeniyle sektörümüzün bu yıl ülkemize 4 milyar Dolar döviz kazandıracağı tahmin ediliyor” dedi. Sektörün sadece sağlık hizmeti alanında değil Vakıf Üniversiteleri ve bu üniversitelerle afiliye özel hastaneler aracılığı ile verilen sağlık eğitiminde de önemli aktörlerden biri haline geldiğini aktaran Bahat, “Kullanılan teknolojiler ve yapılan Ar-Ge çalışmaları ile eğitim faaliyetleri sadece yurt içi ile sınırlı kalmamış, yurt dışında birçok ülkede de ileri tıp teknikleri eğitimi verilmektedir. Giderek büyümeye devam eden bir sektörün çatı derneği olarak; Genel Sağlık Sigortası, Özel Hastaneler Yönetmeliği, ATT Yönetmeliği, Sağlık Uygulama Tebliği gibi temel mevzuatların yanı sıra, Sağlık Turizmi, Tıbbi Atıkların Bertarafı, İmar Mevzuatı gibi sektörümüzü direk ve dolaylı olarak ilgilendiren tüm konularda çalışmalar yürütüyoruz” diye konuştu.
OHSAD AKADEMİ İLE SEKTÖREL EĞİTİM
Yapılan çalışmalar sonucu sektörün sorunları, çözüm önerileri ve talepleri ile ilgili oluşan görüşleri aktarmak için Cumhurbaşkanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve diğer kurumlar nezdinde görüşmeler yaptıklarını belirten Bahat, “Uzun yıllardır mücadele verdiğimiz Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) katsayı artışı da bu konularımızın en başında gelmekteydi. Geçtiğimiz günlerde SUT katsayısında kayda değer bir artış gerçekleşti. Tüm bu çalışmaların yanı sıra yönetim kurulu toplantılarımızda üye sağlık kuruluşlarından gelen gündem önerilerini de görüşüyor ve üyelerimizin sorunlarının çözümü doğrultusunda sürecin takibini sağlıyoruz. Ayrıca üye sağlık kuruluşlarımıza, derneğimiz bünyesinde kurulan OHSAD Akademi tarafından gerçekleştirilen ve alanında uzman eğitmenler tarafından verilen sektör ihtiyaçlarına yönelik eğitimler gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu. Çalışmalarına önümüzdeki dönemde de belirlenen amaçlar doğrultusunda ve çalışma gruplarıyla devam edeceklerini ifade eden Bahat şunları söyledi; "Yine Derneğimiz bünyesinde faaliyete geçirdiğimiz OHSAD Enstitü ile kendi alanında uzman sektör gönüllülerinden oluşan komiteler kurularak faaliyete geçirilmiştir. İhtiyaç duyulan konularda yeni komiteler oluşturulması, eğitim ve ARGE faaliyetleri yürütülmesi hedeflerimiz arasında." Asıl amacımızın işimizi iyi yaparak halkımızı tedavi etmek olduğunun bilinciyle, daha sağlıklı bir toplum, sürekli gelişen bir sektör ve tüm hedeflerini yakalamış bir Türkiye için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

HÜSEYİN ÇELİK
Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü
(TÜSPE) Bilim Kurulu Üyesi

SAĞLIKTA SÜRDÜRÜLEBİLİR ADIMLAR

Sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği genelde finansman boyutu ile tartışılsa da finansmanın sürdürülebilirliği kadar; sağlıklı yaşamın, vatandaş memnuniyetinin, kalitenin, hizmet sunumunun, insan kaynağının ve çalışan memnuniyetinin sürdürülebilirliği de en az finansman konusu kadar önem ve öncelik taşır. Sağlık sistemlerinin en öncelikli görevinin, bireyler hasta olduktan sonra onları tedavi etmek değil, bireyleri sağlıklı tutmak, onları hasta etmeyecek her türlü koruyucu sağlık hizmetini yürütmek olduğuna dikkat çeken Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü (TÜSPE) Bilim Kurulu Üyesi Hüseyin Çelik, “Genel Sağlık Sigortası (GSS) sisteminin kurgulanmasında önceki SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı sistemlerinden farklı olarak, ilk defa bireye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri de GSS kapsamına alındı. Ancak uygulamada SGK’nın koruyucu sağlık uygulamalarını tümüyle Sağlık Bakanlığının yürütmesine razı olduğu görülüyor. Hatta Aile Hekimliği pilot uygulamasından sonra sistemin yaygınlaştırılması aşamasında koruyucu sağlığı en üst düzeyde hayata geçirebileceği Aile Hekimliği sistemini devralma konusunda da
yeterli çaba sarf edilmedi” dedi. GSS ülkemizde tasarlanırken hükümetin reform ekibinden iki temel beklentisi olduğunu söyleyen Çelik, “Birincisi
prim oranlarının artırılmaması, ikincisi ise sağlık hizmetleri kapsamının daraltılmaması idi. Dolayısıyla sistemin açık vermesi, baştan öngürüldüğü için devlet katkısı ile GSS yürürlüğe girdi” şeklinde konuştu. Sağlık hizmetlerinin finansmanında nihai ödeyicinin devlet değil, vatandaş olduğunun gözden kaçırılmaması gerektiğinin altını çizen Çelik, “Prim, vergi, açık halinde borçlanma veya cepten ödeme ile tüm sağlık giderlerini vatandaş karşılıyor. Dolayısıyla sistemin tasarım ve uygulamasında sağlık hizmetinin ücretsiz zannedilmesi, topluma çok daha yüksek bedel ödettiğinin gözden kaçırılmaması gerekir. Sürdürülebilirlik açısından değerlendirilmesi gereken bir konuda; Hastadan SGK'nın ödediği tutardan daha fazla hak talep edildiğinde, jenerik ilaç yerine orijinal ilaç alınmak istendiğinde, uzman doktor yerine öğretim üyesi doktor tercih edildiğinde, iyi otelcilik hizmeti, yeni teknolojilerin hemen kullanılmak istenmesi durumunda ve kamu tesisi yerine özel sağlık tesisi tercih edilmesi durumlarında vatandaşın bu ek maliyetlere katlanması konusunda nasıl bir çözüm üretileceğidir. Aksi taktirde sürekli harcama arttırıcı talepler, sistemin sürdürülebilirliği adına felaket ile sonuçlanabilecek nedenlere yol açar” diye konuştu.

ÖZGÜL ÖZKOÇ
Altınbaş Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölüm Başkanı
ve UBF Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi

SAĞLIKTA EŞİTLİK HERKESİN HAKKI

Kaliteli sağlık hizmetlerine erişim konusunda eşitsizliklerin ve ayrımcı yaklaşımların giderilmesi küresel çapta ele alınan önceliklerden biri.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın 2030 yılına kadar gerçekleştirilmek üzere 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi belirlediğini vurgulayan Altınbaş Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Özgül Özkoç, “Bu hedeflerden 10'uncusu eşitsizliklerin azaltılmasına, 3'üncüsü ise sağlığın ve refahın
iyileştirilmesine yönelik. Sağlık hizmetlerine erişimde eşitsizliklerin azaltılmasına yönelik diğer küresel çabalar arasında Dünya Sağlık Örgütü Küresel Eylem Planı, Herkes İçin Sağlık Stratejisi ve Sağlık 2020 Avrupa Sağlık ve Refah Politikası sayılabilir” dedi. Yoksulluğun sonlandırılması ve eşitsizliklerin azaltılması ile kapsayıcı sağlık sigortasının varlığının sağlıkta eşitsizliği önleme hedeflerine ulaşmada tamamlayıcı unsurlar olduğunun altını çizen Özkoç, “Sağlık durumu ve sağlıkta eşitlik sadece verilen sağlık hizmetleri ile ilişkili olmayıp bireylerin biyolojik özelliklerine ilaveten sağlığın sosyal belirleyicileri olarak belirtilen güvenli barınma ortamı, güvenli ulaşım olanakları, çevre; ırkçılık, ayrımcılık, şiddet; eğitim, iş olanakları ve gelir durumu; sağlıklı gıdaya erişim, fiziksel egzersiz olanakları; temiz hava ve su; iletişim ve sağlık okuryazarlığı
gibi konulardaki olumsuzluklar da sağlığa erişimi ve sağlıkta eşitliği olumlu ya da olumsuz etkileyebilir” diye konuştu.


TOPLUMDAKİ DİĞER BİREYLER YATIRIM OLARAK GÖRÜLMELİ
Sağlıkta eşitlik, hem ulusiçi hem de uluslararası eşitliğe odaklanır. Toplum içinde bazı gruplar sağlık hizmetlerine erişim ve sağlığın diğer belirleyicileri açısından daha savunmasızlardır. Sağlıktaki eşitsizlik faktörlerinden birinin toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu belirten Özkoç, “Toplumsal cinsiyet kavramı, biyolojik cinsiyet kavramından farklı olarak kadın erkek, erkek çocuk, kız çocuk gibi kavramları içerir ve belirli bir toplumun erkekler ve kadınlar ile kız ve erkek çocuklar için uygun gördüğü roller, davranışlar, faaliyetler ve nitelikler anlamına gelir. Bu roller bireylerin sağlık durumları üzerinde önemli rol oynar. Toplum içinde kadın, erkek modeline uymayan farklı cinsel kimlik gruplarına karşı da duyarlı olmak önemlidir. Cinsiyet normları, rolleri ve ilişkileri, insanların hastalığa yakalanma riski ve farklı sağlık koşullarına duyarlılık ve sağlık sonuçları üzerinde etkilidir. Dünya Sağlık Örgütü, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda stratejiler geliştirmek üzere çalışmalarına devam etmektedir” şeklinde konuştu. Sağlıkta eşitliğin sağlanmasında devlet kurumlarına ve uluslararası topluma önemli görevler düştüğünü aktaran Özkoç şunları söyledi; “Sağlıkta eşitlik ve sağlığın yükseltilmesi için, sağlığın diğer belirleyicileri de göz önünde tutularak, iyileştirmeye yönelik tedbirlerin alınması, makro ekonomik politikalar ile Gayri Safi Milli Hasıladan sağlık için ayrılan payın artırılması ve bu payın adil ve etkin kullanımı, sosyal politika düzenlemeleri ile nakdi ve ayni yardımların sağlanması bu amaca ulaşmada karar vericilerin dikkate alması gereken önemli konulardandır. Özetle kimsenin geride bırakılmaması için hep birlikte çalışmalıyalıyız."

HAYDAR ALİ YILDIZ
Beyoğlu Belediye Başkanı

SAĞLIKLI BİR TOPLUM SAĞLIKLI BİR GELECEĞİN İNŞASIDIR

Toplum sağlığının korunması, koruyucu sağlık önlemlerinin geliştirilmesi, eğitim desteğinin sunulması ve hastalıkların erken teşhisi ile erken müdahalenin yapılması amacıyla Koruyucu Hekimlik Çalışmaları başlattıklarını söyleyen Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, “Dış kuruluşlarla iş birliği ve koordinasyona dayalı eğitimler, seminerler ve çocuklarımıza yönelik atölye çalışmaları düzenledik. Tüm dünyaya yayılan COVID-19 salgınının etkilerini en aza indirmek amacıyla İlçe Sağlık Müdürlüğümüz ile koordineli çalışmalar gerçekleştirdik. Salgına karşı bağışıklama programını hızlı bir şekilde hayata geçirerek aşılama çalışmalarına destek olduk. Beyoğlu’nun dört bir yanında kurduğumuz mobil aşı noktalarında vatandaşlarımızın aşılarını kolayca yaptırabilmelerini sağladık” dedi.

İLK YARDIM EĞİTİMİ VE HASTA NAKİL HİZMETİ
İlk yardım uygulamalarının gerekli eğitimi almış kişilerce yapılması büyük önem arz ediyor. Bu durumu çok önemsediklerini ve Beyoğlu Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü bünyesinde ‘İlkyardım Eğitim Merkezi’ açarak personellerine sertifikalı Temel İlkyardım Eğitimi verdiklerini ifade eden Yıldız, “Bir diğer hizmetimiz ise özellikle dar gelirli vatandaşlarımıza sunduğumuz Hasta Nakil Hizmeti. İlçemizde ikamet eden yaşlı ve yatağa bağımlı acil müdahale gerektirmeyen hastalarımızı ikametgahından sağlık kuruluşlarına, sağlık kuruluşlarından da ikametlerine kendi ambulanslarımızla ücretsiz ve güvenli bir şekilde naklediyoruz” diye konuştu.

KAN BAĞIŞI VE TAZİYE HİZMETİ
Kan ve kan ürünlerinin sadece insanlardan elde edilen dokular olması, kan bağışının önemini artırıyor. Beyoğlu’nda kan bağışının önemini ilçe sakinlerine anlatmak ve düzenli kan bağışı anlayışını yaymak amacıyla Türk Kızılay’ı iş birliğinde kan bağış kampanyaları düzenlediklerini aktaran Yıldız, “Başta belediye personelimiz olmak üzere vatandaşlarımızın katılımlarıyla yürüttüğümüz çalışmalarla zaman zaman kan stoklarında oluşan sıkıntının azalmasına da katlı sağlıyoruz. Beyoğlu Belediyesi olarak sürdürmekte olduğumuz bir diğer çalışma ise Taziye Hizmetimizdir. İlçe sınırları içerisinde sağlık kurumları dışında vefat eden vatandaşlarımızın, 7 gün 24 saat esasına göre evlerine giderek ölü muayenesi yapıyoruz ve Ölüm Belgesini (Gömme İzin) düzenliyoruz. Bu üzüntülü günlerinde ilçe sakinlerimizin acılarını paylaşan ekiplerimiz, cenaze işlemleri konusunda da yapılacakları anlatarak yardımcı oluyor” diyor.

ÖNDER YÜKSEL ERYİĞİT
İBB Sağlık Dairesi Başkanı Dr. Öğr. Üyesi

SAĞLIKLI KENT, SAĞLIKLI YAŞAM

İstanbul Büyükşehir Belediyesi sosyal belediyecilik anlayışıyla sağladığı hizmetleri; ayakta teşhis ve tedavi, evde sağlık, psikolojik danışmanlık, vektörlerle mücadele, yaşlı bakım, bağımlılıkla mücadele ve rehabilitasyon hizmetleri olmak üzere geniş bir yelpazede halka sunuyor. Ücretsiz verilen bu hizmetlerden vatandaşların Alo 153 Çözüm Merkezi üzerinden kolaylıkla faydalanabildiklerini belirten İBB Sağlık Dairesi Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Önder Yüksel Eryiğit, “İstanbul’un her köşesine açtığımız ve açmaya devam edeceğimiz sağlık merkezlerimizle sağlıklı birey, sağlıklı toplum oluşturma gayesindeyiz” dedi. Sağlık ve Hıfzıssıhha Şube Müdürlüğü üzerinden sosyal yönden dezavantajlı, yatağa bağımlı, bakıma muhtaç, engelli ve yaşlı bireylere, dışarı çıkmadan kendi evlerinde sağlık hizmetleri ulaştırdıklarını aktaran Eryiğit, “Böylelikle yurttaşlarımıza evlerinin konforunda sağlık hizmetlerini kesintiye uğramadan ulaştırıyor, hastanelerdeki yığılmaların bir nebze olsun önüne geçiyor ve onların enfeksiyon kapma risklerini azaltıyoruz. Yine Sağlık ve Hıfzıssıhha Şube Müdürlüğümüz üzerinden Ayakta teşhis ve tedavi hizmetlerinin verildiği Tıp Merkezlerimizde, mesai saatleri içerisinde; SGK güvencesi ve GSS (Genel Sağlık Sigortası) kapsamındaki tüm vatandaşlara randevu usulü ile hizmet veriyoruz. Uzman doktorların muayene hizmeti dışında; laboratuvar, radyoloji, görüntüleme hizmetleri ve diğer tıbbi hizmetleri ücretsiz olarak sağlıyoruz" diye konuştu.


YEREL YÖNETİMLERDE BİR İLK
“Sağlık ve Hıfzıssıhha Şube Müdürlüğü çatısı altında Türkiye’de yerel yönetimlerde ilk defa hayata geçirdiğimiz ‘Vektörlerle Mücadele Bilim Kurulu’ ile vektörlerle mücadele çalışmalarımızı bilimsel boyutta yürütüyoruz” diyen Eryiğit, rehberlik hizmeti alarak, yapılan saha çalışmalarını bilimsel ortamda değerlendirip, kısa, orta, uzun vadeli, etkili ve verimliliğe dayalı çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. Eryiğit, “Bu kapsamda insanlarda hastalık oluşturabilecek mikroorganizmaları taşıyan ve insanlara bulaştırma riski olan sivrisinek, fare gibi vektörlerle kültürel, fiziksel, biyolojik ve kimyasal yöntemlerle yılın 12 ayı aralıksız olarak mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu. İBB ailesi olarak vatandaşlara verdikleri hizmetlerden bahseden Eryiğit şunları söyledi: “Beden ve ruh sağlığı hizmetlerimizin yanı sıra, kimsesiz, ihtiyaç sahibi yaş almış bireylerimize İstanbul Darülaceze Şube Müdürlüğü Huzurevi ve Bakımevlerimizde; barınma, beslenme, giyim, sağlık, eğitim gibi sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarına yönelik hizmet veriyoruz. Bunların yanı sıra sokakta kalan evsiz vatandaşlarımızı da unutmadık elbette. Soğuk ve karlı havalarda sokakta veya terk edilmiş mekânlarda kalan vatandaşlarımızı tesislerimizde kış boyunca misafir ederek, onları soğuk havaların olumsuz etkilerinden koruyoruz. Bunun yanı sıra İBB Bölgesel İstihdam Ofisleri vasıtasıyla da iş olanağı sağlıyoruz.” Sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini hayata geçirerek dünyada ve Türkiye’de birçok belediyeye ilham kaynağı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, en önemli hizmetlerini toplum sağlığı alanında Sağlık Dairesi Başkanlığı çatısı altında yürütüldüğünü belirten Eryiğit son olarak şunları söyledi; “Halk sağlığını korumak ve daha sağlıklı ve yaşanılabilir bir İstanbul’u gelecek nesillere taşımak adına çalışmalarımızı aralıksız hemşerilerimize sunacak ve sahadan gelen verileri bilimsel olarak değerlendirip yeni projelerimizi bir bir hayata geçireceğiz.”

Dosya Haberi
Araştırma
Analiz
Türkiye'de Gündem
Bölgesel Bakış
Sürdürülebilirlik
Finans Dünyası
Yorum Yaz