Gündem Koridoru

Sultanhamam’da doğan tekstil devi: Abdullah Kiğılı'nın hayat hikayesi

Sultanhamam’dan Türkiye’nin hazır giyim devine dönüşen bir hikâyenin başrol oyuncusudur Abdullah Kiğılı… Babasından miras kalan kumaşçılığı, girişimci ruhuyla birleştirip bugünkü markasını oluşturmaya 1969'da başlıyor. Yoluna çıkan engellere rağmen tekstil sektöründe Kiğılı bayrağını dalgalandırmayı başararak bugün yurt içinde toplam 200 mağazaya sahip olan Abdullah Kiğılı, sektöre altın harflerle yazdığı başarı hikayesini tüm hatlarıyla dergimize anlatıyor.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası01.09.2023
Sultanhamam’da doğan tekstil devi:                Abdullah Kiğılı'nın hayat hikayesi

Sultanhamam’dan Türkiye’nin hazır giyim devine dönüşen bir hikâyenin başrol oyuncusudur Abdullah Kiğılı… Babasından miras kalan kumaşçılığı, girişimci ruhuyla birleştirip bugünkü markasını oluşturmaya 1969'da başlıyor. Yoluna çıkan engellere rağmen tekstil sektöründe Kiğılı bayrağını dalgalandırmayı başararak bugün yurt içinde toplam 200 mağazaya sahip olan Abdullah Kiğılı, sektöre altın harflerle yazdığı başarı hikayesini tüm hatlarıyla dergimize anlatıyor.

Tekstil pazarı, ülke ekonomisinin gelişimine katkı sağlayan en büyük alanlardan biridir. Türkiye’de erkek giyim markası olarak pazarın ayakta kalmasını sağlayan Kiğılı, yarım yüzyılı aşkın deneyimiyle sektörde “organize perakende devi” yakıştırmasına layık görülüyor. Beyoğlu’nda küçük bir dükkanda sektöre kapılarını açan Abdullah Kiğilı günümüzde perakendenin anahtarı konumuna geliyor. Gerek dış pazarda gerekse sivil toplum kuruluşlarındaki rolüyle sektörde egemenlik kuran Abdullah Kiğılı uzun yıllara dayanan başarısını ince eleyip sık dokuyarak anlatıyor.

Kiğılı markasının kurucusu olarak çocukken arşınladığınız Sultanhamam sokaklarından bugünlere geleceğinizi hayal etmiş miydiniz? Bize hikayenizden bahseder misiniz?

Sizlere Kiğılı markamızın hikayesini şöyle anlatayım; babamın da isteğiyle üniversite imtihanlarına hazırlandığım yıllardı. Ancak sonrasında kendisi hastalandı ve artık mağazaya dönemeyecek durumda olduğunu söyledi. “Okumana belki mani olacak ama burayı bırakmak istemiyoruz” diye konuştu. Haklıydı dededen oğula geçen 40 yıllık bir meslekti bizimkisi... Üniversite okumak yerine dükkanı işletme kararına sıcak baktım ve dolayısıyla üniversite defterini kapattım. Babamın da hasta vaziyeti nedeniyle bu ricasını kıramazdım. Hal böyle olunca mağazaya başladık. Dükkanımız eskimeye yüz tutmuştu. Buna rağmen bizimkilerin en çok üzerinde durdukları konu masraf çıkmamasıydı.

Kiğılı'nın resmi kıyafet sponsoru olduğu Türkiye Voleybol Federasyonu'nun
Başkanı Mehmet Akif Üstündağ'ın Abdullah Kiğılı'yı makamında ziyaret
ederek, FIVB Milletler Ligi'nde şampiyon olan A Milli Kadın Voleybol
Takımı'nın başarısını kutladığı anlardan bir kare

Mağazaya geçtikten yaklaşık altı ay sonra babam da bana işi öğrettiğini düşünerek elini eteğini çekmeye başladı her şeyden… Sonrasından mağaza için bir miktar harcama yaptım, tüm aile ayağa kalktı. Akşam aile meclisi toplandı ve gidişatımın iyi olmadığını söylediler.

Abdullah Kiğılı, Türkiye'de İş Dünyası dergisi Genel Yayın Yönetmeni
Celal Toprak'a başarı hikayesini anlatıyor

TEK HALKADAN ALTIN ZİNCİRE DOĞRU

Mağazalaşma yolunda milad noktanız olan yer Beyoğlu.. Bu nokta ile aranızdan geçmişten gelen duygusal bir bağ olmalı.. Beyoğlu Abdullah Kiğılı’nın hayatında nasıl bir yerde duruyor?

O dönemde piyasayı fuar ve mecmualardan yakından takip eden biri olarak sektörün hazır giyime kaydığını fark ettim. Türkiye'de hazır giyim pazarı o zaman neredeyse yoktu. Avrupa’da ise tam tersi hazır giyim sektörü büyük rağbet görüyordu. Bizde Singer dikiş makinesiyle dikiliyordu kıyafetler. “Bu işe gömlekle başlamak lazım” dedim. O zamanlar Sultanhamam’da bir gömlek yapmak fazla zor değildi; beyaz, mavi, krem üç renk bulunur ve yola çıkılırdı. Gömlekleri yavaştan satmaya başladım. Bu arada aileden tamamen gizli İstiklal Caddesi'nde mağaza arayışına geçtim. Mehmet Amcam 1943 yılında açtığı mağazasını yaklaşık bir sene sonra kapatmak zorunda kalmıştı. Bu acı tecrübeden dolayı ailemin Beyoğlu’nda dükkan açma fikrine karşı olacağını bildiğim için bunu gizli tuttum. İstanbul'un en önemli ticaret merkezi İstiklal Caddesi olduğu için konum olarak burayı tercih ettim. Bir gün bir eczane sahibinin dükkanını boşaltacağını duydum, koşa koşa emlakçıya gittim. Söyledikleri rakamı hiç pazarlık etmeden kabul ettim. İşleri bitirdim mağaza dekorasyonunu abimin mimar bir arkadaşı halletti ve 24 Ekim 1969 günü Beyoğlu İstiklal Caddesi'ndeki Kiğılı mağazasının kapılarını ailemden gizli açtım.

Babamın görmesi için mağazaya ilk götürdüğümde tabelada Kiğılı yazısını görünce “Ne yaptın?” dedi. Babama anlattım ve duasını istedim. İçeri girip dua etti fakat kahve içmeye dayanamadan çıktı. Eve geçince aile meclisi iflas senaryolarını yazmaya başlamıştı. Ama işlerimiz görüldüğü üzere beklenenin aksine ilerledi. İlk yıllarımızda kumaş işinin yanı sıra gömlek ve pantolon dikimine de başladık. En iyi terzileri buldum bittabi bugün olduğu seri üretim yapamıyorduk ama günde 20-30 dikim yapılıyordu. Yavaş yavaş satılıyordu. Bu yüzden mağazanın üst katını açıp takım elbise işine de girdik ve Kiğılı 1970 yılında takım elbiselerini satışa sunmaya başladı.

Kumaşçı babanın kumaşçı oğlu olmaya giden yolda tercihleriniz kaldıraç görevi görmüş olsa gerek…Başarıya giden yolda kilometre taşları diyebileceğimiz dönüm noktalarınız neler oldu?

Hayatımdan memnun olduğum, yeterli para kazanabildiğim bir dönemde Altınyıldız Kumaş Fabrikası'nın Sahibi Osman Boyner’den ansızın gelen bir telefon yaşamımızı değiştirdi. Osman Bey uçuk bir rakam karşılığında bayisi olmamı istedi. O zaman 27 yaşındaydım, 1970 senesiydi. “Evladım ben Beymen kompozisyon fabrikasını kurdum. Sen şimdi takım elbiseleri yerinde önce bir gör” dedi ve şoförü ile arabasını hizmetime sundu. Topkapı'daki takım elbise fabrikasına gittim müthişti her şey sıfırdan başlıyordu.

“Bundan sonra artık bayimsin sen benim. Beyoğlu’nda sen satacaksın” dedi. Ertesi gün bütün gazetelerde Beymen’le fark edildik. Satış yeri Kiğılı mağazası oldu.

Sene 1971 ilk Beymen elbisesini sattım çok iyi gitti altı ay sonra Osman Boyner beni bir daha çağırdı; "Bu böyle olmayacak sana ortaklık teklif ediyorum beraber bu işi yapacağız" dedi. Yüzde 40’ı benim, yüzde 60'ı Osman ağabeyin olmak üzere yeni bir şirket kurduk. İşte böyle başladı serüven.

İlk bayiliğini Beyoğlu’nda açan Kiğılı şu anda yurt dışın da bayilik ağlarına sahip. Tabi o zamanlar yurt dışı hedefimiz yoktu, tek mağaza yeterli diyorduk. Şu anda neredeyse her ilde şubemiz var. Üç sene evvel "yurt dışı pazarına çıkacaksınız" deseler “yok canım” derdim ama şu an yurt dışındayız. Bayilik sistemi ile genişlemeye başladık. Irak’ta hatta Afrika’da bile bayimiz var. Azerbaycan'ı şu anda istila etmiş durumdayız. Geçen hafta orada altı bayi daha açıldı.

Abdullah Kiğılı yüreğindeki sıcaklığı ve samimiyeti Celal Toprak ve Hüsne Pamuk ile el ele verdiği bu kare ile ölümsüzleştiriyor

SEKTÖRÜN AĞABEYİ: ABDULLAH KİĞILI

Birçok ilkin altında Abdullah Kiğılı imzası yer alıyor. İhracatçılar Birliği başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşunda da aktifsiniz. Bu bağlamda size "sektörün ağabeyi" diyorlar. Siz bu yakıştırmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kiğılı olarak çağdaş, akılcı ve başarılı erkeklerin tercih ettiği Türkiye’nin erkek giyim markasıyız. Yıllara meydan okuyan yenilikçi vizyonumuz ve dünya standartlarındaki koleksiyonlarımız ile her zaman kentli profesyonellerin vazgeçilmezi olmayı sürdürüyoruz. Moda sektörüne gE tirdiğimiz yeniliklerle öncü rol üstleniyor, trendleri kendi çizgimizle yorumlayarak erkeklerin beğenisine sunuyoruz.

Farklı yaş gruplarına yönelik seçenekler sunan koleksiyonlarımız, erkeklere haftanın her günü en konforlu giyim deneyimini yaşatıyor. Yoğun bir iş toplantısında özgürce hareket edebileceğiniz takım elbiseler, bir pazar kahvaltısında konfor sunan gündelik tasarımlar, özel davetlerde en şık smokinler veya bir kayak tatilinde içinizi ısıtan trikolar Kiğılı deneyimini zenginleştiren öğelerden bazıları.

Benim için sektörde birlik ve beraberliğin sağlam olması çok önemli. Türkiye’de henüz yeni ama hakikaten çok güzel markalarımız var. Bilhassa erkek giyimde hiçbir Avrupa markası Türkiye’ye giremiyor. Bunun sebebi; sektördaşlarımızla birlik beraberlik içerisinde olmamız.

52 ÜLKEDE SATIŞ NOKTASI

"Yurt içinde toplam 200, yurt dışında ise 52 ülkede 62 mağaza ve 106 franchise satış noktası ile 168 mağaza ile toplam 368 mağazamız var. Erkek modasının kalbi olan İtalya en çok satış noktamızın olduğu ülke. İtalya’da Bergamo, Saronna ve Bologna’da kendi mağazalarımızın yanı sıra Bologna’da 2 bin 500 metrekarelik büyük bir showroomumuz var, buradan hem AB, hem de Afrika ülkelerine ve Uzak Doğu’ya satış yapıyoruz. Diğer yandan tüm AB ülkelerine e-ticaret satışımızı da gerçekleştiriyoruz.

İtalya’dan sonra en çok mağazalarımızın olduğu ülkeler; Romanya, Sırbistan ve Azerbaycan’dır. Almanya, İtalya, Sırbistan ve Romanya’da kendi yatırımlarımızı artıracağız. İtalya’nın yanı sıra Azerbaycan, Bulgaristan, Sırbistan, Özbekistan ve Irak’ta büyüme devam edeceğiz. Bu yıl ilk kez pazarına gireceğimiz ülkeler; Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Irak, Kazakistan, Suudi Arabistan ve Balkan ülkelerinden olan Hırvatistan ve Arnavutluk’tur. Bunların bazıları franchise olacak."

Abdullah Kiğılı'nın cesaret örnekleri ile dolu yaşam serüveni devam ederken Altınyıldız Kumaş Fabrikası'nın Sahibi Osman Boyner’den
ansızın gelen bir telefon iş yaşamını tamamen değiştirdi.

FENERIUM’UN BAŞINA GEÇMEMİ AZİZ YILDIRIM İSTEDİ

Fenerbahçe’nin giyim markası olan Fenerium’un yönetiminde yer alan Abdullah Kiğılı: Fenerbahçe'yi Fenerbahçe yapan gelmiş geçmiş en iyi başkan Aziz Yıldırım'dır. Kendisi 1998'te göreve geldi. 2018'de ayrıldı. Tesisler, stadlar, mağazalar o zamanlar yoktu. Ciddi yatırımlar yaptı. 2009'da beni çağırdı ve Fenerium'un başına geçmemi istedi. Fenerium mağazalarına hep bayilik verilmişti ama hiçbiri çalışmıyordu. 2009'da yeni bir kadro kurdum. 10-15 tane mağaza vardı. Bayilik sistemini kaldırdım. İşe başladık. İlk yıl 15, sonra 65 mağazaya çıktık. Her yeni yapılan AVM’ de ilk teklifler Fenerium'a geliyordu. Büyük bir avantajdı bu. Dolayısıyla ciroyu 100 milyon TL'ye getirdim. Diğer kulüp başkanları benden yardım istemeye başladı ve hepsine yardım ettim. Hiçbir zaman fanatikliğe girmedim. Diğer takımlara da hep saygılıydım.“

Kiğılı’nın Türkiye moda sektörüne yön veren markalar içinde yer almasını hangi etkenlere bağlıyorsunuz? Fenerbahçe yönetimindeki kimliğinizin Kiğılı’nın ürün profiline etkisi oldu mu?

Sektöre yön veren markalar içinde yer almamızın en büyük etkeni müşteri memnuniyetini ve güven duygusunu her koşulda sağlamaktır. Müşteri sadakatini sağlamanın yolu güvenilir marka olmaktan geçiyor. Türk halkının markaya karşı oluşturduğu aidiyet duygusunu boşa çıkarmamak önemli. Marka güven demektir. Ben bu konuda hep kaliteyi korumaya özen gösterdim. Müşteri memnuniyetsizliğini değerlendirdim. En iyi şartlarda müşteriyi karşıladım. Şimdi de öyle bir noktaya ulaştık ki, 40 yıl boyunca ektiklerimizin hasadını almak müthiş bir şey…

SEKTÖRÜN AĞABEYİ PİYASANIN YOL GÖSTERENİ: ABDULLAH KİĞILI

İş dünyasına ismini altın harflerle yazdıran Abdullah Kiğılı tekstilci kimliğinin yanı sıra yol gösterici yanıyla da öne çıkıyor. Gerek Fenerbahçe’ye yansıttığı duruşu gerekse bağlı olduğu sivil toplum kuruluşlarındaki etkisi olmak üzere iş dünyasında başarılı, uzlaşmacı ve yol gösterici bir imaj çiziyor. Bizzat kendisiyle dirsek temasına geçmiş sektördeki isimlerden aldığımız değerlendirmeleri bir çatı altında topladık.

“KENDİSİNE YAPILAN İYİLİĞİ ASLA UNUTMAZ”

 Mudo Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Taviloğlu: Abdullah Kiğılı'yı anlatmak esasında çok zordur. Dilim döndüğünce kıymetli şahsından bahsetmek gerekirse ilk söyleyeceğim şey etrafındaki herkese karşı sergilediği babacan tavrı. Dirsek temasında bulunduğu yakınlarına muhakkak abilik-babalık buna rağmen birine iyilik yaparken de asla karşılık beklemez. Hayatımın sıkıntılı süreçlerinde bana ilk yardım eli uzatan kişilerden olmuştu Abdullah Kiğılı. Hem de hiç karşılık beklemeden. Üstelik sadece bana değil tanıdık tanımadık herkese abilik yapmayı sever o. Dediğim gibi birine yardım etmek için onu tanıyıp tanımaması önemli değildir. Her zaman temiz niyetli ve uzlaşmacı olmuştur. Bağlayıcıdır, kavga edenler ona gider çünkü tıpkı bir terzi edasıyla olayları ölçüp tartar ve tatlıya bağlar.

MUDO CEO'su Ömer Taviloğlu

“KİĞILI HAZIR GİYİM PİYASASINDA BİR EFSANEDİR”

TOBB Türkiye Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayii Meclis Başkanı, System Denim A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı ve Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu Üyesi Şeref Fayat: Hem abimiz hem aile dostumuzdur Abdullah Kiğılı, yerli hazır giyimde bir efsanedir. Özellikle Türk erkek giyiminin markalaşmasında öncü bir kişidir. Beymen’de çalışma hayatına başlayıp, Beyoğlu’ndaki dükkanı alması ve işi büyütmesi her zaman bütün sektör tarafından takdirle hatırlanan ve bahsedilen bir konudur. Sektöre yeni atılanlara her zaman yardım etmiştir. Her ne kadar alt jenerasyonda çok değerli isimler olsa da işin duayeni Abdullah Kiğılı’dır.

Hem tekstilde hem hazır giyimde şu an Türkiye’de büyük bir hafıza olduğu için sorulacak sorulara en iyi yanıtlar ondan gelir, sorun olduğunda ona danışılır.

1999 yılıydı, Aziz Yıldırım’ın yeni başkan olduğu bir dönemdi ben de Fenerbahçe kongre üyesiydim o zamanlar. Abdullah Kiğılı nikah şahidim olmuştu, Aziz Başkan ile özel uçakla Ankara’dan gelip nikahıma katılmıştı. Bu sebeple benim için çok özel bir insandır.

System Denim A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Fayat

“SEKTÖRE YOL GÖSTERİCİ OLDU”

DESA Yönetim Kurulu Başkanı Melih Çelet: “Abdullah Kiğılı sektörün duayenlerinden bir arkadaşımız. Her zaman etrafına ve çevresindekilere yol gösterici olmuştur. Hep faydalı işler yaptı. Kariyeri başarıyla dolu bir arkadaşımızdır. Spor tarafındaki kimliğiyle Fenerbahçe’ye de çok fazla zaman ve emek harcadı. Etik değerleriyle ilgili bulunduğu her noktada iyi bir mesaj vermiştir. Kendi işkolu üzerinde son derece başarılı ve çizgisini, kalitesini, müşterisiyle olan güven ve ilişkisini hiç bozmadan alıp götüren bir kardeşimiz. Türkiye’de erkek giyim denildiğinde ilk akla gelen olmuştur. Kiğılı olarak erkek giyim markasını yarattı. Türkiye'de İş Dünyası dergisinin kapak söyleşiside yer alması da çok doğru bir hamle olmuş.“

DESA Yönetim Kurulu Başkanı Melih Çelet

“OTORİTER GÖZÜKÜR AMA ALTIN GİBİ BİR KALBİ VARDIR”

Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim: Bazı insanlar vardır, birer cümleyle tarif edebilirsiniz ama Abdullah Kiğılı’yı anlatmak için sayfalar yetmez. Tam anlamıyla şahsına münhasır bir arkadaşımızdır. Bizim sektörde herkes ona baba der, sektörün gerçekten manevi babasıdır. Herkes gelir, akıl danışır, hiçbirini de kırmaz, bazen de “Bana bak bunları böyle yapmazsan kulağını çekerim ha” der. Otoriter gözükür ama altın gibi bir kalbi vardır.

 Erkek giyim sektöründe devrimler yapıp, çok kişiye dokunmuştur. Sektörde ülkede yaşanan ekonomik krizlerden dolayı biz de çok sıkıntılar çektik. O her zaman sakinliğini korur. “Beyler panik yapmayalım, bugünler de geçecek, birbirimize destek olalım” diyerek sektörün hep taşıyıcı kolonlarından biri olmuştur.

Senin bir problemin var mı yok mu hemen gözünden onlar; 'Hadi çekinme anlat da şu işi çözelim' der. Abdullah Kiğılı’nın dostu olduğum için çok şanslıyım.”

Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim

ABDULLAH KIĞILI DEMEK…

  • İş dünyasının ağabeyi
  • İş dünyasının yol göstericisi
  • İş dünyasının uzlaşmacı ismi
  • İş dünyasının babacanı
  • İş dünyasının vefa bileni
  • Zor zamanların dostu
  • Türkiye'deki erkek giyimin kilometre taşı
  • Hazır giyimin hafızası
  • İş dünyasının güvenilen ismi
    demek…
Gündem Koridoru
Söyleşi
Kapak Söyleşisi
Kim nerede?
Yorum Yaz