Söyleşi

Speed Medya'da iletişimin dinamikleri matematikle besleniyor

İletişim çağının son dönemdeki en büyük donesi veriyi işlemek. Big data adı verilen havuzu doğru şekilde yönetmek belki de en büyük kazanım. Tam da buradan hareketle speed medya iletişim dinamiklerini matematikle buluşturuyor ve hizmet ağını sağlam temeller üzerine oturtuyor. Tüm ekibin Ali Nesin’in Matematik Köyü’nde ders alıp ve logoyu da oradaki dersten esinlenerek oluşturmaları da bunun bir kanıtı. İşleri büyük ölçüde matematik ve finansa dayanan Speed Medya'nın önemli yanlarını firmanın CEO'su Berrin İnaluk iLe konuştuk...

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası29.03.2022
Speed Medya'da iletişimin dinamikleri matematikle besleniyor

İletişim çağının son dönemdeki en büyük donesi veriyi işlemek. Big data adı verilen havuzu doğru şekilde yönetmek belki de en büyük kazanım. Tam da buradan hareketle speed medya iletişim dinamiklerini matematikle buluşturuyor ve hizmet ağını sağlam temeller üzerine oturtuyor. Tüm ekibin Ali Nesin’in Matematik Köyü’nde ders alıp ve logoyu da oradaki dersten esinlenerek oluşturmaları da bunun bir kanıtı. İşleri büyük ölçüde matematik ve finansa dayanan Speed Medya'nın önemli yanlarını firmanın CEO'su Berrin İnaluk iLe konuştuk...

Türkiye’nin çok özel markalarına hizmet veren bir ajansta CEO olarak görev alıyorsunuz. Bu süreci yönetirken yaşadığınız zorlukları anlatabilir misiniz bize? ajans olarak yürüttüğünüz çalışmaları da kısaca anlatabilir misiniz?

Şu an Türkiye'de bir kurumun temsilcisi, yöneticisi olmak sanırım herkes için zor. Türkiye Avrupa'ya göre her zaman politik türbülansları yüksek bir ülke oldu. Belirsizlikle  yaşamaya  bağışıklığı  yüksek  bir  ülkeyiz. Türkiye  siyaseti  yine  çok büyük bir türbülans içinde ve evet böyle dönemlerde kurumlarda yönetici olmak kolay bir deneyim değil. Bir de biz iletişim sektöründeyiz. Bu tür dönemlerde nefret artar, toplum birbirini anlamakta zorlanır, iletişim azalır, şiddet artar. Böyle dönemlerde iletişim demek, bir kavganın arasında kalmak demektir. O yüzden iletişim sektörünün her alanında çalışan her birey, en üst rütbeden en alt rütbeye bu gerilimden etkileniyor. Çünkü iletişim, sektörün doğası gereği kapsayıcıdır, herkese hitap etmeye çalışır, sürekli genişleme eğilimi vardır. Kutuplaşmış toplumlarda iletişim oldukça zor bir konu haline gelmektedir. Biz Speed Medya olarak, farklı olarak ne düşündük derseniz, böylesi dönemlerde veriyi iletişim haline getirmenin en anlamlı şey olduğuna karar verdik. Toplumun her kesiminin tepkisel duygusallıklar içinde olduğu dönemlerde, iletişimin veriye eşitlenmesinin en sağlıklı ve güvenilir yol olduğuna karar verdik. Bizi ayrıştıran bu. Hatta bunun için İngilizce çok güzel bir tanımlama var: Data is communication. Bu dönem için iletişim sektörünün ihtiyacının bu olduğuna karar verdik. Elbette çok normalleşmiş bir toplumda duygusal iletişimin de inanılmaz değeri var. Bu yüzden zaten sloganımız dinamik. Yani veriyi oku, sayılara güven ile sloganımızı kapalı tutmadık, “yaratıcı ol” ile tamamladık. Çünkü insanlık gelişiminde veri odaksa, amaç da niyettir. Yani bir fotoğraf makinesinin, bir anı olduğu gibi bize yansıtacak mükemmel bir objektifi varsa da kameranın hangi yöne çevrildiği ve hangi alana odaklandığı da amaç ya da niyettir. Türkiye'de en büyük ihtiyacın; serin bir akıl, bilimsel bir bakış ve işlenmiş anlaşılır veri olduğuna inanıyoruz. Zaten ekibimizi bu doğrultuda uzmanlardan kurduk.

İLETİŞİM DOĞASI GEREĞİ FEMİNEN BİR SEKTÖR

Ajans yönetimi noktasında bir kadın Lider olarak yer alıyor ve örnek oluyorsunuz. Sektörde kadın Lider olma konusunu nasıl anlatabilirsiniz? Buradan kadınlara söyleyebileceğiniz notlar neler?

Şöyle başlayayım, pandemiyle beraber dünyada bir kadın çağı başladı demek yanlış olmaz sanırım. Özellikle pandeminin yarattığı etkiyle çok daha arttı diyebilirim, üstelik salgına bir çözüm ışığı yakanlardan birinin de kadın olduğu düşünülürse. İnternetle beraber, kadın çağının açıldığını biliyoruz. İnternet kadınlar gibi her şeyi birbirine bağlayan, bilginin tekelini kaldıran ve her şeyin birbiriyle sonsuz etkileşime geçebileceği bir evreni ortaya çıkardı. Artık bireyler ve kurumlar dikey değil yatay ve çok etkileşimli yapılara dönüşüyor. Pandemide doğanın hızla iyileşmesine şahitlik etmek de dünyayı ve doğayı gözeten iş yapış biçimleri için önemli bir alan açtı.

Bu anlamda her sektörün bu çağın gereksinimlerine uygun dönüşümüne şahitlik ediyoruz. Mühendislik ya da finans gibi eril sektörler bile artık nasıl daha feminen şekilde -doğayı gözeten, çok odaklı, paylaşımcı ve etkileşimli şekilde- işlerini yapabileceklerini tartışıyorlar. Çok yakın bir örnek olarak İzlanda finansal krizine bu anlayışla çözüm üretilebildi. Öte yandan bizim hala bu alanda oldukça geri olduğumuzu, çok eril bir toplum olduğumuzu düşünüyorum. Kadın yöneticilerin burada çok daha büyük çabalarla hayatta kaldığını ve çoğunun hayalini gerçekleştiremediğini de belirtmeliyim. Hiç azımsanmayacak düzeyde kadının iğneyle kuyu kazarcasına dünyada esen bu rüzgara katılmaya çabaladığını görüyorum. Ben bu anlamda şanslı kadın yöneticilerden biriyim. İletişim sektörü zaten doğası gereği feminen bir sektör. Sektör çalışanlarımızın çoğunluğu kadın. Her ne kadar ben iletişim sektörünün medya planlama gibi matematik ağırlıklı bir alanında olsam da, sektörün bu karakterinin hayatımı kolaylaştırdığını düşünüyorum. Matematik, optimizasyon ve finansın ağırlıklı olduğu medya planlama alanında nasıl bir fark yaratabileceğimi araştırıyorum aslında ve bu hemen insanın aklında da belirebilen bir şey değil. Elbette belli projeksiyonlarım var ama iş yapış biçimim her bir vaka özelinde kazandığım deneyimlerle yeniden şekilleniyor.

2021’de çalışmalarını yürüttüğünüz markanın reklam filmiyle ödüle layık görüldünüz. Sektörün başarı kriterleri bu anlamda neler oluyor? Sizler neyi daha iyi yapıyorsunuz sizce?

Başarılı iletişim uygulamaları konusunda sektörümüzün genel kabul görmüş kriterleri çok ses getirme, yeni mecra kullanımları ya da mecraların farklı kullanımı ve WOM (ağızdan ağıza reklam) yaratacak medya uygulamaları olarak özetlenebilir. Bizim bakış açımıza göre ise iş sonuçlarına en iyi şekilde hizmet eden iletişim uygulamaları ve kurguları temel başarı kriteri olarak sayılmalıdır. Bu anlamda kampanya kurgularımızda bizim odağımız iş hedefleri olmaktadır. Sadece ödül için yapılan, yeterli erişimi sağlamayan, marka algısına ve iş hedeflerine hizmet etmeyen niş uygulamaları tercih etmiyoruz.

GÜVENE BAĞLI BÜYÜME

Speed, medya matematiği ajansıdır söyleminiz var. Bu tam olarak neyi ifade ediyor? Reklam ve pazarlama dinamiklerinin püf noktaları neler sizce?

İletişim sektöründeki kurumlarda, sürekli, alanını genişletme ve dağıtma eğilimleri oluyor. Her şeyi yapan bir ajans olmak istemiyoruz. Uzmanlığa inandığımız için, herkesin kendi alanına odaklanmasının ve onu en iyi şekilde yapmaya çalışmasının pek çok konuyu ve verimsizliği çözeceğine inanıyoruz. Medya planlama da dediğim gibi pazarlama ve iletişim sektörünün bir parçası olsa da, işimiz matematik ve finansa dayanıyor büyük ölçüde. Bu işe odaklanıp, kendi işimizin sınırları içinde en iyi hizmeti vermekle ilgileniyoruz. Çok büyümek ve hızlı büyümek değil, nitelikli ve güvene bağlı büyümeyi tercih ediyoruz.

SpeedApp adında bir uygulamanız da var. Bu uygulamayla kullanıcılarınıza nasıl avantajlar sağlıyorsunuz?

Biz verinin ve bilginin açık olmasına inanıyoruz. İşimiz veri diyoruz ama işimiz veri değil, işimiz veriyi en sağlıklı şekilde işlemek. Biz açık veriye inanıyoruz. Sadece veriye sahip olduğumuz için müşterilerimizle çalışmak istemeyiz, veriyi en iyi kullanan ajans olarak konumlanmak istiyoruz. Bu sebeple iletişim alanında kullanılabilir olan veriyi müşterilerimizle bir app yardımıyla işlenmiş ve anlaşılır olarak paylaşıyoruz. Bir de Türkiye’deki en büyük sorunlardan biri hesap verebilirlik ve şeffaflık. Takip, raporlama ve şeffaflık alanında da müşterileri rahatlatan, hakimiyet hissettiren bir çalışma olduğunu düşünüyorum.

Speed Medya ekibinde çoğunluğu kadınların oluşturduğunu söyleyen Berrin İnaluk, "İletişim sektörü doğası gereği feminen bir sektör" diyor.

Logonuzun da kendi içerisinde bir hikâyesi var. Biraz aslında mesajla insana dokunmayı da seviyorsunuz. Bize bu hikâyeden ve vermek istediğiniz mesajdan bahsedebilir misiniz?

Logomuz aslında sınırlanmış alanın dışına, yani çerçevenin dışına çıkabildiğimiz ölçüde çözümsüz görünen sorunlara bile çözüm bulunabileceği inancına dayanıyor. Ali Nesin bizim hikâyemizde çok önemli bir yerde duruyor. Matematik konumlandırmamızı yaptıktan sonra bu alanda Türkiye’nin ve dünyanın önemli matematikçilerinden biri olan Ali Nesin’den ders aldık ve her yıl zihinlerimizi açmak amacıyla bu derslerimiz Nesin Matematik Köyü’nde devam ediyor. Logo hikayemiz de buraya yaptığımız ilk ziyaretimizde şekillendi. Ali Nesin’in bize oynattığı ve çerçevenin dışında düşünmeyi tetikleyen bir oyun hepimizi çok etkiledi. Bu bulmacayı biz de logomuza taşımaya karar verdik.

Speed Medya’nın gelecek planlamalarında nasıl bir yol haritası var? Önümüzdeki süreçte nasıl bir yatırım ve hedef peşinde ilerleyeceksiniz?

Çok büyük hayaller kurup, iletişimini yapıp büyük bir kısmını yapamayan kurumlardan ayrışmak istiyoruz. Dediğim gibi büyük adımlar değil, güvenli ve sağlam adımlarla var olmak istiyoruz. Mevcut reklam verenlerimizin büyüme yolculuğuna eşlik etmek ve onlarla birlikte büyümek ve medya planlama matematiğini en iyi yapan kurum ya da ajans olmak en temel motivasyonumuz. Kendi alanımızda kalmayı hedefliyoruz. Son dönemin “sürekli yeni” hastalığına dahil olmak- tansa, odaklı, net, sınırlarını bilerek uzmanlığını sergileyen bir yapı olmak arzusundayız.

Söyleşi
Yorum Yaz