Yatırım

Meyve suyu yerli ve milli bir üründür

Tarım konusu gündeme geldiğinde en büyük eleştiri şu; Türkiye eskiden tarımda kendine yetebilen bir ülke iken şimdi bağımlı hale geldi. İthalat oranları çok arttı. Tabii ki artan nüfusun bunda etkisi hiç kuşkusuz ciddi bir paya sahip. Ancak ülke olarak acaba bazı stratejik noktalarda hata mı yaptık? Globalin krizin eşiğinde olduğu tarım sektörüne gereken önemi vermedik mi? Bu gibi soruların cevapları muhakkak ki çok uçlu. Fakat bizler, konuyu derinlemesine incelemek adına DİMES Genel Müdürü Ozan Diren'in yorumlarını dinledik…

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası20.02.2023
Meyve suyu yerli ve milli bir üründür

Tarım konusu gündeme geldiğinde en büyük eleştiri şu; Türkiye eskiden tarımda kendine yetebilen bir ülke iken şimdi bağımlı hale geldi. İthalat oranları çok arttı. Tabii ki artan nüfusun bunda etkisi hiç kuşkusuz ciddi bir paya sahip. Ancak ülke olarak acaba bazı stratejik noktalarda hata mı yaptık? Globalin krizin eşiğinde olduğu tarım sektörüne gereken önemi vermedik mi? Bu gibi soruların cevapları muhakkak ki çok uçlu. Fakat bizler, konuyu derinlemesine incelemek adına DİMES Genel Müdürü Ozan Diren'in yorumlarını dinledik…

Bugün tarım ürünlerinde yaşanan enflasyonda, küresel dinamiklerin de etkisi var. Gelişmekte olan ekonomilerdeki büyümenin getirdiği normalin üzerindeki gıda talebi, pandemi sonrası şeker gibi emtialarda pandemi sonrası talebin beklenenin üzerinde olması, Avrupa gibi büyük ekonomilerin bölgesel tedarik stratejileri gibi dinamikler ithalatımız üzerinde de etkili oluyor. Diğer yandan bugün gelinen noktada, ülkemizde olduğu gibi dünya genelinde de şehir nüfuslarında artış, kırsal nüfusun ise azalma trendi yaşanıyor. Bu dinamiğe, artan yaşam süresi beklentisi ve genel nüfus artışı da eklendiğinde, daha az sayıda insanın, daha fazla sayıda insanın tüketeceği gıdayı üretiyor olması gerekliliği kendini gösteriyor. Bu önemli konu, tarımla uğraşan kırsal nüfusun sübvansiyonlar gibi inisiyatiflerle desteklenmesi ve tarım üretiminde verimliliğin artırılması gibi iki başlığın önemini artırmaktadır. Ülkemiz meyvecilik konusunda iklim, toprak niteliği, çeşitlilik gibi avantajları elinde bulunduruyor. Tarım alanlarının bölünmüşlüğü, verimlilik odaklı yeni teknolojilere adaptasyonda yavaşlık, tarımsal bilgi eksikliği gibi konular da belli başlı dezavantajlar olarak öne çıkıyor. Meyvecilik konusunda bir diğer önemli konu, meyvecilikte ilk yatırımların, yani dikilen meyve fidanlarının 5 yıl gibi bir süre sonrasında dönüş vermeye başlaması. Yatırım finansmanı mekanizmalarının, doğanın bu gerçekliğini göz önünde bulundurularak oluşması büyük önem taşıyor. Sözleşmeli tarım da önemli bir konu ve ülkemizde son yıllarda bu konuda önemli adımlar atılıyor. Meyve suyu endüstrisi, bu konuda Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri ile iş birliği yapıyor. DİMES bünyesinde hasattan başlayarak süreçlerimizi kendimiz yönetiyor olsak da kendimiz büyük ölçekli meyve bahçeciliği yapmaktansa, bu işin ve gelirinin tarım üreticilerine ait olması düşüncesini benimsiyoruz. Tarım üreticilerini fidan dağıtımı ve bilgi paylaşımı ile destekliyoruz, hammadde alımında mümkün olan en yüksek mertebede meyve alımı gerçekleştirerek tarım üreticisinin emeğini değerlendirmek; meyvelerin heba olmasının önüne geçmek önceliğiyle hareket ediyoruz. Türkiye’nin yaş meyve üretimi, yaklaşık 20 milyon ton düzeyinde gerçekleşmektedir. Ülkemizin meyvelerini katma değerli bir şekilde işleyerek bu yararlı ürünü tüm dünyaya sunan meyve suyu endüstrisi, bu üretimin yüzde 10’a varan miktarını hammadde olarak işlemekte ve yaklaşık 1 milyon çiftçiden meyve alımı gerçekleştirmekte. Ülkemiz meyve üretiminin daha geniş bir yüzdesinin, katma değerli ürünlere dönüştürülmesi de mümkün. Türkiye’nin meyve suyu ihracatı, 400 milyon dolar seviyesine yaklaşmış durumdadır ve yüzde 95’e varan dış ticaret fazlasıyla ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Ürün kalitesi ve çeşitliliğinin yanı sıra, üretim bilgisi ve teknolojileri açısından dünyada itibarlı bir konumda bulunan endüstrimiz, ihracatını 1 milyar dolar seviyesine çıkarma azmine ve potansiyeline sahiptir. Meyve suyu ihracatı, ülkemiz meyvelerinin değerlendirmesinde dönemsellik baskısını ortadan kaldırır, ihracat pazarlarının çeşitlendirilmesini sağlar. Yerli hammadde kullanımı ile dışa bağımlı olmadan üretilen meyve suyu, Türkiye’nin dünya pazarlarında rekabetçi olduğu, yerli ve milli bir ürün olma özelliği taşımaktadır.

Söyleşi
Türkiye'de Gündem
Bölgesel Bakış
Finans Dünyası
Şirket Haberleri
Yorum Yaz