Mersin’de hasret bitti, kent Narenciye Festivali’ne yeniden kavuştu

Mersin’in narenciyede sahip olduğu üretim ve ihracat gücünü ulusal ve uluslararası arenada tanıtmak amacıyla bundan 11 yıl önce yola çıkan Mersin Narenciye Festivali, dört yıl aradan sonra 7'den 77'ye binlerce Mersinlinin akınına uğrayarak, Mersin’e pandemi sonrası hasret kaldığı renkli anları yaşattı. Bu yıl 'Mersin Narenciyedir, Narenciye Hayattır' sloganı ile düzenlenen 8. Mersin Uluslararası Narenciye Festivali’ne iki gün boyunca yaklaşık 300 bin kişi katıldı.

Türkiye’de üretilen narenciyenin ciddi bir bölümü ihracata konu olurken, ülkemiz dünyanın en fazla narenciye ihraç eden üçüncü ülkesi olarak bu alandaki gücünü konuşturuyor. Türkiye’ye narenciyede hem üretim hem de ihracat açısından bu konumu kazandıran illerin başında ise Mersin geliyor. Öyle ki Türkiye narenciye üretiminin yüzde 26’sı, ihracatın ise yüzde 36’sı Mersin’e ait. Mersin'in ihracat gelirinin yüzde 15'i ise yine narenciyeden geliyor.

BU HİKAYE 11 YIL ÖNCE BAŞLADI

Kentin narenciyede sahip olduğu bu gücü ulusal ve uluslararası alanda tanıtmak amacıyla bundan 11 yıl önce yola çıkan Mersin Narenciye Festivali dört yıl aradan sonra Mersin’e renkli anlar yaşattı.

'Mersin Narenciyedir, Narenciye Hayattır' sloganı ile Mersin Ticaret Borsası tarafından düzenlenen 8. Mersin Uluslararası Narenciye Festivali, 12-13 Kasım tarihlerinde Mersin’in mavi ile birleştiği sahil şeridinde renkli görüntülere sahne oldu.Adnan Menderes Bulvarı Kültür Park'taki festivalin açılış törenine Vali Ali Hamza Pehlivan, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Ticaret Borsası ve Narenciye Festivali İcra Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, siyasiler, sivil toplum temsilcileri ile binlerce ziyaretçi katıldı.

MERSİN'İN İHRACAT GELİRİNİN YÜZDE 15'İ NARENCİYEDEN

Festivalin açılış konuşmasını gerçekleştiren Mersin Ticaret Borsası ve Mersin Uluslararası Narenciye Festivali İcra Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, narenciyenin kent ile özdeşleştiğini ve ortak paydaları narenciye etrafında şehrin tüm dinamiklerinin el ele vererek bu festivali organize ettiklerini kaydetti. Özdemir, “Rize için çay, Ordu ve Giresun için fındık, Malatya için kayısı, Aydın için incir neyse Mersin için de narenciye odur. Her zaman ve her koşulda olduğu gibi narenciye üreticilerimiz üretmeye, ihracatçılarımız ihraç etmeye devam ediyor. En büyük arzumuz üreticilerimizin ve ihracatçılarımızın alın terlerinin karşılığını almalarıdır. Ana amacımız kamuoyunun dikkatini narenciye ve narenciyenin başkenti Mersin'e çekmek. Çünkü Türkiye narenciye üretiminin yüzde 26’sı, ülkemiz narenciye ihracatının 36’sı Mersin’e ait. Mersin'in ihracat gelirinin yüzde 15'i narenciyeden geliyor. Böylece ülkemizin dünya üretiminde sekizinci, ihracatında üçüncü olduğu narenciyenin hak ettiği değeri bulmasını sağlamayı hedefliyoruz. Üretimin ve başta genç nesillerimiz olmak üzere tüketimin artması başlıca amacımızdır. Özellikle marka oluşturmanın ve marka değerini yükseltmenin, yeni ihraç pazarlarına açılmanın yollarını bulmalıyız” dedi.

“BU FESTİVALDE SANAT VAR”

Özdemir festivalin Türkiye'de ilk ve tek olma özelliği taşıdığını vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti; “Festivalimiz oluşturduğu güçlü birlik ve beraberlik ile Mersin’in neler başarabileceğinin en somut, en güzel örneği. İlmek ilmek işlediğimiz figürlerimiz ile tam bir görsel şölen sunduk. Oluşturduğumuz bu narenciye dünyasında emek, ekip ruhu, dayanışma, hayal gücü, sanat ve enerji var. Ülkemizde yapılan birçok meyve festivali var. Mersin Narenciye Festivali'ni diğerlerinden ayıran bir farklılığı var. Bu farklılık, narenciye ürünlerinin bizzat kendisinin süsleme aracı olarak kullanılması. Süslemelerde kullanılan 100 bin kilogram, 500 bin adet narenciye var. Günde ortalama 70 kişi ile 10 bin saati aşan iş gücü var. Bu özelliği ile festivalimiz, Türkiye'nin ilk, tek ve en görkemli festivali olma özelliğini taşıyor. Buradaki ürünleri festival sonunda halkımıza dağıtacağız" diyerek narenciyelerin israf olmayacağına dair de mesajını verdi.

FESTİVALLER FIRSAT KAPISI

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise yaptığı konuşmada kentlerin tanıtımını ulusal ve uluslararası düzeyde yapmak için, festivallerin önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çekti. Mersin'i festivaller kenti yapmak istediklerini ve bunun için de çaba sarf ettiklerini ifade eden Seçer, “Mersin narenciyenin başkenti diyebiliriz. O derece önemli; kentin hem ekonomisine hem de istihdamına çok önemli katkı sağlıyor. Geçen hafta Tarsus'ta 1. Uluslararası Tarsus Festivali’ni yaptık. Bu festivalleri artırarak devam ettireceğiz. Mersin'de her şey çok daha güzel olacak. Bunun da Türkiye'ye yansımasını istiyoruz” diye konuştu.

NARENCİYE ÖNEMLİ BİR ÜRÜN DESENİ

Mersin'in narenciye üretimi konusundaki potansiyeline dikkat çeken Vali Pehlivan, "Narenciye hem ilimiz hem ülkemiz hem de bütün dünya için önemli bir ürün deseni. Narenciye C vitamini, lif ve birçok mineralin deposu olarak tanımlanıyor. Narenciye vitamin, Mersin de narenciye deposudur. Dünyanın ve ülkemizin tüketimine, burada üretilen ürünlerin çok önemli bir katkısı var. Dünyada 140'ın üzerinde ülkede narenciye üretiliyor ve bunun 5.4 tonu ülkemizde, bu rakamın 4'te 1'i de ilimizde üretiliyor. Kısacası narenciyenin ve turunçgilin başkentiyiz. Özellikle limonda Türkiye geneli üretim 1 buçuk milyon ton, ilimizin üretimi ise 860 bin ton. Yani yüzde 55'ine karşılık geliyor. Festivaller kaynaşma, bir araya gelme ve adeta soluklanma vesileleridir. Bu festivalde de 300'e yakın stant, 30'a yakın figürle buralar şenlenmiş durumda. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.

FESTİVALE DAİR…

Bu yıl 70 bin dönüm alan üzerine kurulan figür ve alan süslemelerinde 100 bin kilogram ağırlığında 500 bin adet narenciye ürününün kullanıldığı festival hazırlığında günde ortalama 70 kişi ile 10 bin saati aşan iş gücü görev yaptı. İlk üç saatinde yaklaşık 50 bin kişi ağırlandığı etkinlik kapsamında açılan stantlarda yöresel ürünler ve el emeği çalışmalar da görücüye çıktı. Greyfurt, portakal ve limonla süslenen kuş, tren, ahtapot, ejderha, balina, denizaltı ve helikopter figürleri de Mersinlilerin festival alanındaki fotoğraf stüdyosu haline geldi.