Gündem Koridoru

"Köklü markalara zamansızlık kavramı çok yakışıyor"

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası23.03.2022

Eyüp Sabri Tuncer 1923 yılında kurulan Cumhuriyetle yaşıt bir marka. Bu derin tarihi sizden dinleyebilir miyiz?

1898 yılında Eyüp Sabri, Bosna Hersek’te dünyaya geliyor. Babası Süleyman Ağa, 1908’de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna’yı ilhak etmesi üzerine ailesi ile birlikte önce İstanbul’a sonra da İnegöl’e yerleşiyor. Bir süre sonra vefat ediyor. Ailenin bütün yükü artık genç yaştaki Eyüp Sabri’ye kalıyor ve genç yaşta ticareti öğreniyor. Markamızın hikâyesi 1923 yılında dedem Eyüp Sabri Tuncer’in Anafatalar Caddesi’nde bugün hâlâ açık olan dükkânı açmasıyla başlıyor. 1936’da yenilikçi bir yaklaşımla kendi çizimi olan bir broşür hazırlıyor. Ayrıca kolonyasını tanıtmak için broşürün arkasına ufak bir kupon çalışması ekliyor. Bu kuponla gelenle- re alışveriş yapmasalar dahi diledikleri bir kokuyu denemeleri için hediye olarak vereceklerini belirtiyor. Dönemin en işlek yerlerinden biri olan Ankara Garı’nda yüksek bir yerden insanların ellerine kolonya döküyor, kullanımını ve nerede bulabileceklerini anlatıyor. Bu sayede Ulus mağazamızın önünde uzun kuyruklar oluşuyor, halk kısa sürede kolonyaya ilgi göstermeye başlıyor ve bugünlere kadar süren marka yolculuğumuzun temelleri atılıyor. 1950’li yıllarda bitkilere ve esans üretimine olan merakı ile babam Sabahattin Tuncer iş hayatına atılarak aile şirketinin sorumluluğunu üstlenmiştir. Kolonyalarda kullanılan esanslar o dönem yurtdışından getirtiliyor. Babam yurt dışındaki büyük firmalara mektuplar yazıyor, esanslarla ilgili araştırmalar yapıyor ve imkânlarını kullanarak kaynak edinmeye çalışıyor. Yazdığı mektuplardan bir tanesine aylar sonra İsviçre merkezli bir firmadan gelen cevapla birlikte yerli esans çalışmalarının temeli atılmış oluyor. 1967 yılında çalışmaları sonuç veriyor ve Türkiye’de bir ilk olarak kendi limon kolonyası formülünü geliştiriyor. Bu gelişme ile maliyetler düştüğünden kolonyanın satışını olumlu yönde etkiliyor ve kapasite artırımına başlanıyor. 1994 yılında görevi babam Sabahattin Tuncer’den devraldıktan bir yıl sonra, Ankara’da 7 bin metrekare bir alan üzerinde modern, tamamen bilgisayar tabanlı, yüksek üretim kapasiteli bir fabrika kurduk. Markamızın yüksek kalite algısını korurken herkes için ulaşılabilir olarak konumlandırdık. Şu anda 600’ü aşkın ürün çeşidimiz ile 70’ten fazla ülkeye kendi markamızla ürünlerimizin ihracatını yapıyoruz.

SEKTÖRE YENİ BİR YAKLAŞIM

Markayı ismine yakışır noktaya çıkarmak için ne gibi adımlar attınız? Bu süreçte sizi en fazla zorlayan dönemeçler, kırılma noktaları neler oldu?

Uzun soluklu markalardan biri olarak yaşanan zorlukları veya kırılma noktalarını gelişim imkânı olarak değerlendiriyoruz. Gelecek odaklı olmak ve hedefler koyarak ilerlemek sürdürülebilir olmanın da öncelikleri arasında. Biz de bu dönemlerde doğru analizler yaparak dinamik ve yenilikçi adımlar atıyor, bu yaklaşım ile markamızın nesilden nesile gelişerek aktarılmasını sağlıyoruz.

Markamızın geçmişine baktığımızda hep ilklere imza attığımızı görüyoruz. Bir demet maydanozun bile pazarlıksız satılmadığı bir dönemde mağazasında fiyat listesi olan dedemden, Türkiye’nin ilk limon kolonyası formülünü geliş- tiren babam Sabahattin Tuncer’e uzanan bir emaneti teslim aldık. Üzerimizdeki sorumluluk bilinci ile markamıza yakışır işler yapmaya özen gösteriyoruz. Uzun yıllar kolonya ile özdeşleşmiş olan markamızı geleceğe taşımak için kapsamlı araştırmalara yer veriyoruz. 2000’li yılların başında yapmış olduğumuz bir çalışmada halkımızın bizden doğal ürünler beklediği sonucuna ulaştık. Bütün çalışmalarımızda bu bilgiyi merkezimize aldık, doğal içerikli, organik sertifikalı ürünler ürettik. İlerleyen yıllarda yenilikçi bir adım atarak Türkiye’de kozmetik ürünlerine Vegan ve Vejetaryan sertifikası alan ilk marka olduk. Çölyak hassasiyeti olan müşterilerimizin de sağlığını gözeterek ürünlerimizin gluten içermemesine özen gösteriyoruz. Bununla birlikte Türkiye’nin teknolojik alt yapısı gelişmiş, GMP (İyi Üretim Uygulamaları) sertifikasına sahip, yüksek kapasiteli üretim tesisine sahibiz. Her yıl hem teknolojik hem de makine yatırımlarıyla üretim tesisimizi geliştirmeye devam ediyoruz.

Türkiye'de tarihi 100 yılı aşan firma sayısı çok değil. Eyüp Sabri Tuncer’in ayakta kalmasının ardında yatan sır nedir?

Eyüp Sabri Tuncer’in üçüncü kuşak temsilcisi ve Yönetim Kurulu Başkanı olmanın yanı sıra Yüzyıllık Markalar Derneği’nin de Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyorum. Osmanlı İmparatorluğu döneminden Cumhuriyet döneminin başlarına kadar ticari, ekonomik ve kültürel hayatın merkezinde yer alan birbirinden kıymetli 36 markanın bir araya gelerek sürdürdükleri derneğimizde, değerlerini koruyan ve geliştiren markalarımız yer alıyor. Bu muhteviyatı gençlere aktarmak gelecek inşası için önemli gördüğümüz bir alan. Bizleri bir noktada buluşturan yüzyıllık marka olmamızı sağlayan en önemli unsurlar; dürüstlük, saygı, disiplinli çalışma ve işimizi sevmek. Geleceğe hazırlık yenilik ile gerçekleşir. Gelecek kuşaklar ve bütün ekibimiz bu kültür ile işini yapıyor ve her zaman gelişime açık olarak ilerliyor.

Gündem Koridoru
Yorum Yaz