Kadının olmadığı yerde üretim olmaz, bereket olmaz

Yazan: Hüsne Pamuk

Uzun bir süredir kaleme almayı düşündüğüm İş Dünyası dergisindeki ilk köşe yazımı, 8 Mart gibi anlamlı bir günde yazmaya karar verdim…Okuyanlar bunu bir kadın olarak kendime yaptığım pozitif ayrımcılık olarak algılayabilir. Esasında “pozitif ayrımcılık” deyimi bile biz kadınların toplumda ne denli bir eşitsizliğe maruz bırakıldığını gösteriyor.

Çok gariptir ki kadınlar sahip olduğu eşit haklara kavuşmak için hala savaş veriyor. Bugün Türkiye’nin bazı yörelerinde hala kız-erkek çocuk ayrımı yapılıyor. Günümüz şartları geçmişe nazaran daha iyi olsa da kadınların iş hayatına katılımı erkeklere nazaran çok daha geride. Yalnız ülkemizde değil dünyanın birçok bölgesinde kadınlar içlerindeki potansiyeli dışarı yansıtmakta güçlük çekiyor. Kadınlarımız hala iş bulmakta, buldukları işte yükselmekte zorlanıyor.

Kadınların iş gücüne katılımı, sürdürülebilir kalkınmanın da en önemli unsurlarından biri. Her alanda olduğu gibi bu noktada da bir kültürel ve zihinsel değişimin başlaması gerekiyor. 

KADIN GÜCÜ AFET DİNLEMEDİ

Geniş zamanlarda kimse kadınları görmek istemese de zor zamanlarda kadının dürüstlüğünün ve gücünün farkında olunması tüm kadınlarımız adına bizi mutlu ediyor. Keza bu durumun en yakın örneğini deprem felaketinin ardından başlatılan kadın hareketleriyle de görmüş olduk. Bu noktada Dergimizin Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak’ın Türkiye gazetesinde kaleme aldığı yazıya dikkat çekmek isterim.

“Daha önce yazmıştık. Deprem sonrası Nurten Öztürk ve arkadaşları çok iyi organize oldular. Afete hazırlıklı olmanın avantajını yerine getirdiler. Nurten Öztürk daha önceki yazımız üzerine Bitlis İl Başkanı Rahime Yılmaz Acet’ten gelen şu mesajı aktardı: "Başkanım (Nurten Öztürk) deprem bölgesinde bir ihtiyaç oldu. Ben de ‘bizim bir grubumuz var oraya yazalım’ dedim. Beklentiyi yükseltmemek için ‘sonuç alır mıyız bilemem’ demek durumunda kaldım. İhtiyaç sahibi arkadaş, ‘burası bir kadın grubu, buradan sonuç çıkar’ diye çıkıştı. Dediği gibi de oldu. Kısa sürede sonuç aldık." Nurten Öztürk kadın farkı diye noktaladı bu gelen mesaja ilişkin notunu…

Depremin ilk dakikalarından itibaren canla başla yola koyulan kadınlarımız vardı. Saatlerce belki de günlerce hiç uyumayanlar oldu. Depremin etkilediği her noktaya ulaştı. Evet kadın girişimciler depremde başarılı bir sınav verdi diyebiliriz çok rahatlıkla.

Evet böylesine zor zamanlarda, böylesine derin bir duyarlılık içerisinde olan bir ruhu temsil ediyor kadınlarımız. Dokunduğu her yeri güzelleştirmesini, anlam katmasını biliyor. Yeri gelir çorak topraklara dokunur ve bereket getirir. Yeri gelir sanata dokunur, o güzel melodisi kulağınızda hoş bir tını, gözlerinizde ahenk bırakır…Yönetmesini de bilendir kadın, evini yönetirken işini de nasıl yönetmesi gerektiğini bilir… An gelir giyer tulumları iner sahaya ve tüketenlere inat üretmesini de bilir… Kadının olmadığı yerde üretim olmaz, bereket olmaz. Hukuk olmaz. Her şeyden önemli demokrasi olmaz…

Ama konu bu topluma verdiği emeklerin karşılığını almaya geldiğinde üzülerek belirtmem gerekir ki; koca bir hüsrandır elimizde olan. Umudu da yeşerten, geleceği de inşa eden, yarınlara merhametli elleriyle dokunan bir mimar olan kadınlarımız, ne yazık ki 21’inci yüzyılda bile eşitlikçi yaklaşımdan uzak kalan bir anlayışın ceremesini çekiyor.  

ÇÖZÜM NEREDE GİZLİ?

Gelin sizi biraz geçmişe götürelim… Türkiye’de kadın istihdamının geçmişi 1950’li senelere dayanır. Bu tarihte köyden kente artan göçler sebebiyle kırsal kesimlerde aile işçiliği yapan kadın resmen modern hayatla yüzleşmiş ve ekonomik gelir elde etmek için çalışma hayatına başlamıştır.

Ancak ve maalesef kadınlara kırsal kesimde yapılan eğitim kısıtlaması kente göçte doğal olarak aleyhine olmuş ve bu sebeple kentte kadınların ağırlıklı oldukları sektör genelde alt kademe sanayi ve hizmet sektörü olmuştur.

1980 yılından sonra IMF ve Dünya Bankası kaynaklı uygulanan ekonomik politikalar, sosyo-ekonomik hayatı birinci dereceden etkilenmiştir. Ortaya çıkan yapısal dönüşümler ve meydana gelen kriz süreçleri ekonomide istihdama daha az yer veren bir finansal büyümeye sebep olmuş ve bu durum da normal şartlarda çalışma hayatında arka planda duran kadınların istihdam edilmesi durumunu daha da zorlaştırmıştır.

Hal böyle olunca söz konusu yoksullaşmanın ve krizlerin faturasını en çok kadınlar ödemiştir. Ortaya çıkan bu derin sorunun çözülmesi için ise kadınların istihdam edilmesi fazlasıyla önemlidir. O dönemden bu yana yapılan iyileştirme çalışmalarında bilhassa bu noktanın üzerine gidilmesi de bu yüzdendir. Kadın işgücünün resmi ve verimli bir şekilde çalışma hayatına dahil edilmesi hem onların bireysel yeteneklerinin körelmesini engelleyecek hem de toplumsal refahın arşa çıkmasına yardımcı olacaktır.

https://www.youtube.com/watch?v=w8a8KveTxFA

İŞ DÜNYASI “ÖNCE KADIN” DEDİ

Bu toplumun değerli taşları olan kadınlarımız, elbette ki dergimiz için de ilk günden bu yana öncelik oldu. Öyle ki sadece 8 Mart değil her daim kadın hareketine destek verdik. Yeri geldi yükselen değerimiz oldu ve iş dünyasındaki başarılı kadınlarımızı “Kadının eli; üretime, yönetime, topluma, sanata, kaleme, toprağa, sofraya, finansa ve gıdaya dokunduğunda neler olur?” başlıkları altında bir araya getirdik. Elinin hamuruyla ‘erkek işine (!)’ karışmış ve çok başarılı olmuş bu kadınları dinledik. Diğer kadınlara belki de cesaret verecek bir hamlenin de fitilini ateşlemiş olduk.

Demet Sabancı, Nurten Öztürk, Leyla Alaton, Zeynep Bodur Okyay, Feyhan Yaşar Ümit Boyner, Hülya Gedik, Sema Güral Sürmeli, Senur Akın Biçer, Hediye Güral Gür, Aynur Çeşmeliler, Işılay Reis Yorgun, Sultan Tepe ve Fatma Aydoğdu gibi daha nice isimleri sayfalarımıza taşıyarak cesaret verdik arkadan gelenlere…

Gelinen noktada gördük ki kadının eli neye değerse orda başarı var. Gördük ki kadınlarımız aklına koyduğu şey için çabalamaktan, savaşmaktan vazgeçmiyor ve gördük ki erkeğin olduğu her alanda aslında kadın da söz sahibi.

Ülkemizin güçlü, ardından gelenlerin yolunu açan ve de  umut aşılayan kadınları sadece 8 Mart değil, tüm günleriniz kutlu ve de umutlu olsun…

https://www.youtube.com/shorts/4U9iBEXnHmQ
Yorum Yaz