Yazarlar

İthal girdiye bağımlı bir üretim yapısından çıkmalıyız

Prof. Dr. Esfender Korkmaz; Ekim ayı verilerine göre, toplam ithalat içinde yatırım malı ve tüketim malı ithalatının payı azalırken hammadde ve aramalı ithalatının payı arttı. Bunun nedeni ise 2021’de büyüme oranının artmasıdır. Üretim artışı daha çok ithal girdi gerektiriyor. Şimdi kur artışı ihracatı hızlandırdı ve fakat ithal girdiyi azaltmadı. İthal girdi oranını düşürmek için içerde ikame yatırım yapılması gerekir.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası09.02.2022
İthal girdiye bağımlı bir üretim yapısından çıkmalıyız

Prof. Dr. Esfender Korkmaz; Ekim ayı verilerine göre, toplam ithalat içinde yatırım malı ve tüketim malı ithalatının payı azalırken hammadde ve aramalı ithalatının payı arttı. Bunun nedeni ise 2021’de büyüme oranının artmasıdır. Üretim artışı daha çok ithal girdi gerektiriyor. Şimdi kur artışı ihracatı hızlandırdı ve fakat ithal girdiyi azaltmadı. İthal girdi oranını düşürmek için içerde ikame yatırım yapılması gerekir.

Merkez Bankası 2003 yılı ve TÜFE bazlı reel kur endeksine göre, TL kuru 2015 yılına kadar aşırı değerliydi. TL’nin dövize göre en yüksek değeri 2007 yılındaydı. 2007 yılında reel kur endeks değeri 128 oldu. TL yüzde 28 oranında daha değerliydi.

TL’nin değerli olmasının nedeni, cari açıktan daha yüksek oranda yabancı sermaye girişi ve bu yolla döviz arzının artmasıydı. Toplam net yabancı serma- ye girişinin yüksek olduğu dönemlerde, TL de aşırı değer kazandı.

2006 yılında toplam 26,7 milyar dolar ve 2008 yılında toplam 28,2 milyar dolar yabancı sermaye girdi. Ayrıca bu iki yılda Türkiye 79 milyar dolar borçlandı. Bu borçların bir kısmı ithalat borçları, bir kısmı ise bankaların ve özel sektörün aldığı ve nakit giren döviz borçlarıydı. Bu yollardan döviz girişi cari açıktan fazla olduğu için döviz arzı arttı ve TL aşırı değer kazandı. 2015 ve sonrası da yabancı sermaye girişi azaldı. TL değer kaybetmeye başladı.

TL’nin aşırı değer kazanması nedeniyle, ithal tüketim malları ve üretimde kullanılan girdiler, yerli üretimden daha ucuza geldi. Bunun için iplik üretim merkezleri olan Gaziantep’te ve Denizli’de iplik fabrikaları kapatılarak, tekstil sektöründe ithal iplik kullanılmaya başlandı. Adana’da pamuk ekimi durdu, yerine pamuk ithal edilmeye başlandı. Bunun gibi üretimde ithal aramalı ve hammadde oranı arttı.

Merkez Bankası uzmanlarının 2010 yılında imalat sanayisinde yaptıkları bir ankette; petrol hariç imalat sanayisinde 2002 yılında ithal girdi oranı yüzde 56,4 iken, 2007 yılında yüzde 61,8’e çıkmış.

Ankete katılan firmalar; ithal girdi payının artmasının nedenlerini, ucuza temin, kaliteli ve kesintisiz temin, yurt içi üretimin yetersiz olması ile yurt dışı kredi ve başka şirketlerle ilişkiler olarak belirtmişler.

(Merkez Bankası, “Türkiye İmalat Sanayinin İthalat Yapısı “, Şeref Saygılı ve diğerleri, Mart 2010.)

Bugün TL, 2003 ve TÜFE bazına göre yüzde 52 oranında daha düşük değerdedir. İthal girdi pahalıdır. Ama hala üretimde ithal girdi payı yüksektir.

Yazarlar
Yorum Yaz