Yazarlar

İnsanı Gam Binayı Nem Yıkar

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası04.04.2023
İnsanı Gam Binayı Nem Yıkar

Deprem sonrası konuşulan konuların başında bina yaparken kâr amaçlı kazanç sağlayabilmesi için binada bazı şeyleri eksik yaptığı geliyor. Bunun müteahhitin vicdanı ile alakalı bir durum olduğunu ancak bazı konulara onlarında gücünün yetmediğini söyleyen MİR Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları, “Müteahhitin yaptığı yanlışlardan öte müteahhitlerin gücünün yetmediği bir rutubet sorunu var. Bu sorun binamız için güvenlik riski doğuruyor. Binaların temeline bohça sererler. Bohçaların ömürleri vardır. En kaliteli bohça firması bile 3 ila 5 yıl garanti verebilir. Binalarımızın ömrü 3-5 yıl değil ki. Bohça yapılırken de zorlukları var. Ama diyelim ki bohça sağlam yapıldı, o bohça yırtıldığında bir noktasından bile delinse binanın tabanından oluşan su kapileri etki ile tırmanmaya başlar. Binanın değer kaybının ana unsurlarından bir tanesi bu. Binanın en önemli yeri temelidir ve bu durum önce temeli sonra bodrum katı daha sonrasında ise zemin katı etkiler” dedi.

“KURU SANILAN TOPRAĞIN İÇİNDE YÜZDE 60 SU VAR”

Rutubetin bina sağlığı için oldukça tehlikeli olduğunu belirten Mirmahmutoğulları, “İnsanı gam binayı nem yıkar. Rutubetin dört tane büyük tehlikesi var.

Betonu ve demiri korozyona uğratıyor. Diğer üç madde küf, radon gazı ve sıva ile boya dökülmeleri. En önemli madde ise beton ve demiri korozyona uğratması. Su da masum değil. Suyun içinde toplam 14 tane element var. Klor, oksijen ve karbondioksit var. Tırmanan bu suyun içindeki elementler tahrip etme gücünü artırıyor. Betona ulaşıp hamurunu bozuyor. Çeliğe ulaşıp korozyona neden oluyor. Çeliğe ulaşması demek ise halk tabiriyle konuşmak gerekirse çeliği şişiriyor. Şişince betonun pas payını çatlatıyor. Statikçi bunların hesabını yapmaz. Statikçi binanın sağlam bir biçimde durması için hesaplıyor” diye konuştu. Rutubet ve nemi önlemenin mümkün olmadığını söyleyen Mirmahmutoğulları şöyle konuştu; “Nemin olmadığı bir yer yoktur. Kuru sandığımız toprak bile içinde tuzlu su barındırıyor ve bu oran yüzde 60 seviyesinde. Bohça yırtılırsa nem kaçınılmaz. Hatta nem tırmanma özelliği bulunuyor. İki, üç kat yukarı yükselebilir. Bunu önlemek için binayı yukarı kaldırıp altına bohça yapamayacağımıza göre topraktan binaya geçen gizli suyu engelleme şansımız yok. Bunun çözümü var aslında. Bilimsel olarak suyun verdiği tahribatı önlemek mümkün. Ultrasonic bir cihazımız var. Bebek annenin karnında nasıl görülüyorsa, bizde bina içinde duvarlara dokunarak 12 santimetre içindeki rutubetleri görüyoruz. Teknolojiyi bir ana kumanda merkezi ile kontrol ediyoruz. Bu cihazı bodrum kata koyuyoruz. İşimiz bodrum katta gerçekleşiyor. Binlerce bina analizi yaptık rutubetin yürümediğini görmedik. Demek ki bohçaların beş yıl ömrü var. Ses dalgalarıyla binaya çıkan suyu kurutuyoruz. Çok pahalı bir ürün değil. Binayı nemden ve rutubetten kurutuyor. Binanın hayatını önleyen bir cihaz. Küçük bir cihaz ve küçük bir kâr marjıyla satıyoruz. Deprem sonrası daha uygun fiyatlara veriyoruz.”

“BİNALAR FABRİKADA ÜRETİLMELİ”

8 büyüklüğünde ve 11 şiddetinde deprem dayanacak bir sistem geliştirdiklerini ifade eden Mirmahmutoğulları, bu teknoloji ile ilgili şu bilgileri verdi; “Masip betonarme ile kısa sürede gerçekleştiren bir ev ürettik. Finlandiya ve Almanya başta olmak üzere Avrupa’ya satıyoruz. Kısa sürede evi kurabiliyoruz. Fabrikada üretip yerine götürüp koyuyoruz. Evi şantiyede üretmekten vazgeçmemiz lazım. Fabrikada yapılan üretimler mükemmel hassasiyetle yapılıyor.”

Analiz
Yorum Yaz