Yazarlar

İletişimin gücünü daha iyi bir dünya için harekete geçirdi

Hem başarılı bir iş insanı hem de modern bir çiftçi olarak tanıdık onu. Keza bahçesinde hobi olarak yetiştirdiği lavantalardan bir marka yarattı. Lavanta konusuyla hobi olarak ilgilendi asıl işi ise iletişim. İletişim dünyasının duayen ismi Sibel Asna oldu bize bu satırları yazdıran.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası03.06.2023
İletişimin gücünü daha iyi bir dünya için harekete geçirdi

Hem başarılı bir iş insanı hem de modern bir çiftçi olarak tanıdık onu. Keza bahçesinde hobi olarak yetiştirdiği lavantalardan bir marka yarattı. Lavanta konusuyla hobi olarak ilgilendi asıl işi ise iletişim. İletişim dünyasının duayen ismi Sibel Asna oldu bize bu satırları yazdıran. Geçtiğimiz Şubat ayında Fransız Hükümeti tarafından; Gabriel García Márquez, Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Orhan Pamuk ve Nebahat Akkoç gibi isimlerin aldığı Onur Nişanı’na layık görülen Asna iş dünyasına; basın özgürlüğü, kadın hakları, yeşil enerji ve dijitalleşmeden güncel haberler vererek önemli değerlendirmelerde bulundu.

Algı mühendisliği ve sistem yönetimi kavramlarını tam anlamıyla karşılayan halkla ilişkiler mesleği, büyük bir akıl ve incelik gerektirdiği için iletişim terazisinde çok hassas bir konumda duruyor. ABD’de, Birinci Dünya Savaşı öncesi meslek formu kazanan halkla ilişkiler, -sektörde yaygın kullanılan ismiyle PR (Public Relations)- Türkiye’de ilk kez Prof. Dr. Alâeddin Asna öncülüğünde meslek formu kazandı. İletişim dünyasına adını ilk harflerle yazdıran A&B İletişim Kurucusu Alâeddin Asna, aynı zamanda akademide de Halkla İlişkilerin duayeni bir isim. Hem pratikte hem de teoride mesleğin önderi olan Alâeddin Asna’nın bıraktığı emaneti, sahip olduğu konumdan daha üstlere taşıyarak muhafaza eden Sibel Asna ise sürdürülebilirlik, kadın hakları, eşitlik, yeşil dönüşüm gibi altın ilkeleri baş tacı yapıyor. Eşitlik ve adaletten ödün vermeden yürüttüğü sistemi güncel hatlarıyla Türkiye’de İş Dünyası’na verdiği özel röportajda anlatan Sibel Asna, iletişim çevrelerine önemli mesajlar verdi.

KADININ GÜÇLENMESİ PRENSİPLERİ’NE SİBEL ASNA İMZASI

Yakın zamanda iş dünyasında fırsat eşitliğinin yaygınlaşması için özel sektöre rehberlik eden Kadının Güçlenmesi Prensipleri’nin (WEPs) imzacısı olan Sibel Asna, 30 yıldır etik kodlarını sürekli geliştirerek yayınladıklarını, hizmet sınırlarını çizerek çok net ifade ettiklerini, yeşil enerji taraftarı, nükleer enerji karşıtı olduklarını ve GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) karşıtı tavır sergilediklerini belirtiyor. Sözleşme yaptıkları müşterilerine de ilkelerini beyan ettiklerini söyleyen Asna, evrensel basın özgürlüğü kurallarına uygun davranacaklarının ve etik olmayan hiçbir davranış içinde bulunmayacaklarının sözünü verdiklerini belirtiyor.

1974’ten bu yana sürekli gelişme kaygısı içinde olduklarını söyleyen Sibel Asna, bu doğrultuda attıkları güncel adımlardan birinin de “Clean Creatives Taahhüdü”nü imzalamak olduğunu dile getiriyor. Clean Creatives Taahhüdü’nü kabul ederek iklim krizi inkarına ve fosil yakıt dezenformasyonuna karşı iletişimciler olarak tavırlarını bir kez daha ortaya koyduklarını söyleyen Asna, Clean Creatives için “Halkla İlişkiler ve Reklamcılık sektörünün fosil yakıtlarla ilgili çalışmalarını tekrar gözden geçirmelerini sağlamak amacıyla global ölçekte önde gelen ajansları, çalışanlarını ve müşterilerini bir araya getiren küresel bir hareket” tanımlamasını yapıyor. “İletişim o kadar güçlü bir araç ve yöntemler dizini ki her türlü çalışmayı içerisine dahil edebiliriz” diyen Sibel Asna, “Biz bu gücü daha iyi bir dünya için çalışmak için kullanıyoruz” ifadesine dikkat çekiyor.

BİR İLETİŞİMCİ NASIL OLMALI?

A&B İletişim’in yarım asırdır dimdik ayakta durmasının nedenlerinin sahip oldukları etik ilkelerden vazgeçmemesinden kaynaklandığını söyleyerek konuşmasına devam eden Sibel Asna, “50 yıldır bu kurallarla ayakta durabiliyoruz” diyor. Fosil yakıt çalışması yapan kurumlarla çalışmadıklarını, siyasete ve lobiciliğe girmediklerini belirten Sibel Asna, küresel ısınma ve çevre sorunuyla bizzat ilgilendiklerini aktarıyor. İklim değişikliğinin ve küresel ısınma sorununun ekonomik sistemden kaynaklı olduğunu söyleyen Asna şu tanımlamayı yapıyor; “Biz iletişimciler, duyarlı bir kitle olmalıyız ve yegâne amacımız; kâr etmek değil, insanı ve toplumu anlamak ve buna yönelik iyileştirici faaliyetlerde bulunmak olmalı.”

“GİDEBİLECEĞİMİZ BAŞKA BİR DÜNYA YOK”

Çevre sorunlarının ekonomik sistemden kaynaklı olduğu vurgusunun altını dolduran Sibel Asna, iş dünyasına şöyle sesleniyor; “Menfaatleri ve gelecekleri için bu konuyu gündemlerine almalılar. Sürdürülebilirliğin 17 maddesi laf olsun diye yazılmadı, dünya için karar alındı. Gidebileceğimiz başka bir dünya yok. İş dünyasının bunun farkına varmalı. İlerleyen zamanlarda nitelikli insan bulamayacaklar çünkü artık genç kesim niteliksiz kurumlarda staj bile yapmak istemiyor. İş dünyası, nitelikli eleman bulmak istiyorsa kurumsal değerlerini gözden geçirmek ve sürdürülebilirliği benimsemek zorunda.” Sürdürülebilirlik kavramının Türkiye’de yerleşmediğini söyleyen Sibel Asna, KOBİ’lerin ülke ekonomisinde lokomotif görevi gördüğünü ama bu firmalarda sürdürülebilirlik ve yeşil mutabakat ilkelerinin benimsenmediğini belirtiyor.

İLETİŞİMİN A&B’Sİ

İlkeleriyle iletişim dünyasına, çalışmalarıyla da iş dünyasına yön veren A&B İletişim'i; dünü ve bugünüyle anlatan Sibel Asna şunları söylüyor; "Alâeddin Asna, A&B İletişim’i çok sağlam ilkeler üzerine kurdu. En baştan beri etik ilkeler yerleştirdi. Bunlardan en belirgini; ‘Devlet işlerine girmemek’tir. Dolayısıyla iktidarla gelip iktidarla giden şirketler gibi olmadık. Bağımsız bir kuruluş olduk. Benim hâkim olduğum dönemde perakendeye girdik. Alâeddin Asna döneminde sendika, işçi sorunları vardı. Çok geniş kitlelerin iletişimini yaparak, onları analiz etme imkânımız oldu. Diğer yandan sivil toplum kuruluşlarıyla fazlasıyla çalışmaya başladık. Bu çalışma bize toplumun beklentilerini ve ihtiyaçlarını daha iyi gözlemleme imkânı sağladı ve danışmanlık yaptığımız şirketlerin bir yandan da yön göstericisi olmaya başladık.” Sürdürülebilirlik kavram olarak yokken bile üzerinde çalıştıklarını söyleyen Sibel Asna şöyle devam ediyor; “O zamanlar sürdürülebilirlik kavram olarak yoktu. 17 sene boyunca çevre, kültür, sanat gibi konularda yapabileceklerini anlatıyorduk. Kurumların sorumluluk çalışmalarına yönlenmesine önemli katkıda bulunduk. Bunlardan ilki Beymen’in cüzzam hastaları için farkındalık yaptığı bir çalışmaydı. Diğer yandan; Osmanlı Bankası ve Garanti Bankası’nın birleşmesinden sonra Osmanlı Banka Müzesi’nin kurulması ve daha sonra söz konusu binanın kültüre sanat faaliyetlerinde kullanılması için armağan edilmesi ve İstanbul halkına açılması da bize ait çalışmalardan biridir.”

Celal Toprak, Hüsne Pamuk, Sibel Asna

MANUELDEN DİJİTALE İLETİŞİM SEKTÖRÜ

İletişimdeki dijitalleşme yolunu ve dijitalleşen dünyayı yorumlayan Asna şunları söylüyor; “Değişim kolay olmuyor tabii. Bizim toplumumuz da değişime pek açık değil. Yeni yöntemler uygulamalara geçmek kolay olmuyor ama birlikte çalıştığımız kurumların hepsi bu konuda son derece ileri durumdalar. Onların sürekli gündemlerinde; yöntem geliştirme ve yeni yöntemlere evrilme çalışmaları var. Dolayısıyla biz de geride kalamayız hatta bilakis onların ilerisinde olmalıyız ki onlara da yol gösterebilelim. Değişimin kaçınılmaz olduğu ve hayatı çok kolaylaştıran bir dönem içindeyiz. Bu alana yatırım yapmak, öğrenmek, burayı geliştirmek iş dünyasına çok büyük fayda sağlar. İşler manuelden çıkıyor, daha stratejik hale geliyor. Dolayısıyla araştırma ve öğrenmeye vakit oluyor. Bilhassa yapay zekâ konusu bizim için çok önemli. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ile görüşmüştüm yapay zekâ için. Sayfalar dolusu makale okumamız, iletişim için malzeme çıkarmamız gerekliyken yapay zekâ bunları kolaylaştırıyor. Ancak yapay zekaya dair tehdit olarak gördüğüm şöyle bir düşüncem var; Eğer etik değerlerle yapay zekâ beslenmezse bu teknoloji dünya için bir tehdit olabilir.”

SİBEL ASNA’YA FRANSIZ SARAYI'NDA ONUR ÖDÜLÜ

Türkiye’nin ilk halkla ilişkiler danışmanlık şirketi A&B İletişim’in Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Asna, Fransız Hükümeti tarafından Onur Nişanı’na (Légion d’Honneur) layık görülen bir isim. Légion d’Honneur Nişanı; Fransa’da ve tüm dünyada, kültürlerin çeşitliliğine saygı çerçevesinde, ulus ve evrensel olduğuna inanılan değerler yararına çalışan kadın ve erkeklerin cesaretlerini ve çalışmalarını ödüllendiren en üst düzeydeki nişan, kırmızı bir kurdelenin ucundan beyaz mineden yapılmış beş köşeli bir yıldızdan oluşuyor.

Sibel Asna, Fransız Hükümeti tarafından Onur Nişanı’na layık görüldü.
Gündem Koridoru
Yorum Yaz