Sürdürülebilirlik

İklim kriziyle mücadeleye ve döngüsel ekonomiye çağrı

Çevko Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer; "Dünyada BM Paris Anlaşmasının imzalandığı 2015 yılından itibaren, katkı verdiğimiz geri dönüşüm çalışmaları sayesinde iklim değişikliğine neden olan yaklaşık 2 milyon ton karbondioksit eş değerinde sera gazı salımının önlendiğini hesapladık.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası06.01.2022
İklim kriziyle mücadeleye ve döngüsel ekonomiye çağrı

Çevko Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer; "Dünyada BM Paris Anlaşmasının imzalandığı 2015 yılından itibaren, katkı verdiğimiz geri dönüşüm çalışmaları sayesinde iklim değişikliğine neden olan yaklaşık 2 milyon ton karbondioksit eş değerinde sera gazı salımının önlendiğini hesapladık.

Sürdürülebilir bir geri kazanım sisteminin kurulmasına katkıda bulunmak amacıyla çalışmalarını sürdüren ÇEVKO Vakfı Türkiye’de sıfır atık konusunun önemli oyuncularından biri. ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer dünyada BM Paris İklim Anlaşması’nın imzalandığı 2015 yılından itibaren, katkı verdiği geri dönüşüm çalışmaları sayesinde iklim değişikliğine neden olan yaklaşık 2 milyon ton karbondioksit eş değerinde sera gazı salımının önlendiğini belirtiyor. İmer ÇEVKO Vakfı’nın çevre konusundadaki duruşunu bakın nasıl anlatıyor;

Günümüzde 8 milyara yaklaşan insan nüfusu, üzerinde yaşadığı dünyayı ve çevresini tarımsal, endüstriyel ve diğer etkinliklerle etkilemiş, gelişmeye ve refahını artırmaya çalışırken iklim değişikliğine, biyo-çeşitliliğin azalmasına, kısıtlı kaynakların tükenmeye yüz tutmasına yol açmıştır. İşte, insanın doğa karşısında bu kadar etkili ve güçlü hale geldiği bu çağa, bu nedenle, günümüzün düşünürleri “Antroposen Çağı” adını veriyorlar.

Bugün, artık, dünya üzerinde yaşamın devam etmesinin, insanlık olarak gelişimimizi sürdürmenin iklim kriziyle başa çıkmamıza bağlı olduğunu biliyoruz. Sürdürülebilir gelişmenin, bir eylemin ekonomik boyutunun yanında toplumsal ve çevresel boyutlarının da dikkate alınmasıyla mümkün olabileceğini öğrendik. Fosillerin yakıt olarak kullanılmamasının, kısıtlı doğal kaynakların dikkatli ve verimli kullanımının, atıkların kaynak olarak yeniden değerlendirilebileceğinin önemini kavradığımızı umuyorum.

SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞME, DÖNGÜSEL EKONOMİ İLE MÜMKÜN

Sürdürülebilir gelişmeyi sağlamanın yolu, günümüzde, “döngüsel ekonomi”den geçmektedir. Yeni bir ekonomik model olan döngüsel ekonomi “sürdürülebilir üretim”, “sürdürülebilir tüketim” ve geri dönüşümün ileri bir uygulaması olan “üst dönüşüm” süreçlerini içermektedir. Atıkları kaynak olarak gören bu ekonomik model, değerlendirilemeyen atıkları en aza indirmeyi hedeflemektedir.

ÇEVKO Vakfı 30 yıl önce, geri dönüşüm odaklı sürdürülebilir gelişmeye katkı sağlamak üzere, bir sanayi inisiyatifi olarak kuruldu. Amacı Türkiye’de ambalaj atıklarının kaynağında toplanarak geri dönüştürülmesi ile ilgili sürdürülebilir bir sistem kurulmasına öncülük etmek olan ÇEVKO Vakfı, üretici sorumluluğunun bir sonucu olarak doğdu.

Türkiye’de ÇEVKO Vakfı ile özdeşleşen tescilli “Yeşil Nokta” markası, Avrupa’da ve ülkemizde ambalaj atıklarının geri dönüşümü konusunda “genişletilmiş üretici sorumluluğu” modelinin simgesidir. Geri dönüşüm sisteminin finansmanı önemli bir konu. Sistemin verimli işlemesi, gelişmesi ve döngüsel ekonomiye geçişte üzerine düşen rolü oynayabilmesi için ekonomik işletmeler arasında haksız rekabeti önleyen, eko tasarımı, atıklarını kaynağında ayrı biriktiren tüketicileri teşvik eden, verimli toplayan belediyeleri ve katma değer yaratan lisanslı işletmeleri ödüllendiren bir model gereklidir. Bize göre bu model, devletin çerçeveyi çizdiği, denetimleri yaptığı ancak finansman ve organizasyonun “genişletilmiş üretici sorumluluğu” kapsamında bizzat üreticiler tarafından sağlandığı modeldir.

ATIK DEĞİL, KAYNAK

Geri dönüşümün başlangıç noktasını tüketiciler, yani bireyler oluşturur. Kullanılmış ambalaj bir atık değil, çevre, ekonomi ve toplumsal kalkınmaya katkı için bir kaynak, bir güçtür. Bu nedenle, ÇEVKO kurulduğu günden beri, bireylerin eğitim ve bilinçlendirilmesi amacıyla, okullarda eğiticilerin eğitimi, evlerde ve iş yerlerinde bilgilendirmeler, kalabalıkların yer aldığı büyük etkinlikler ve medya yoluyla iletişim çalışmaları gerçekleştirmektedir.

ÇEVKO Vakfı olarak Türkiye’de son 15 yılda yaklaşık 7,5 milyon ton ambalaj atığının toplanarak geri dönüştürülmesine katkı sağladık. Bu çalışmayı 5 binin üzerinde sanayi kuruluşu ve ekonomik işletme finansal olarak destekledi. 30 ilde 100’ün üzerinde belediyeye kaynağında ayrı toplama operasyonları için 1 milyonun üzerinde atık kumbarası gönderildi. 26 milyon kişiye kapı kapı bilgilendirme yapıldı. 1 milyonun üzerinde öğrenciye ÇEVKO Vakfı tarafından çeşitli yöntemlerle geri dönüşüm konusunda eğitim verildi. Dünyada BM Paris Anlaşması’nın imzalandığı 2015 yılından itibaren, katkı verdiğimiz geri dönüşüm çalışmaları sayesinde iklim değişikliğine neden olan yaklaşık 2 milyon ton karbondioksit eş değerinde sera gazı salınımının önlendiğini hesapladık.

Vakfımız son yıllarda “iklim krizi” ile savaşım ve “döngüsel ekonomi”ye geçişe odaklanmıştır. Döngüsel ekonominin doğal bir sonucu olan “sıfır atık” idealini benimsiyoruz ve ülkemizde sıfır atık yönetimini desteklemek için sanayi, belediye ve bireylerin içinde olacağı bilgi teknolojilerinin kullanıldığı sistemleri yaşama geçiriyoruz.

2015 yılının sonunda BM çatısı altında imzalanan Paris İklim Anlaşması’nın ardından ÇEVKO Vakfı İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nu kurduk. Bu yıl, Çalışma Grubumuz Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ile iş birliği içinde iklim değişikliği konusunun çeşitli yönleriyle ele alındığı bir dizi çevrim içi etkinlik düzenliyor.

Henüz AB Döngüsel Ekonomi Paketi çalışmalarının sürdüğü bir dönemde Türkiye’de düzenlediğimiz Uluslararası Döngüsel Ekonomi Kongresi’nin ardından, farklı sektörlere yönelik gerçekleştirdiğimiz bir dizi çalıştayla, döngüsel ekonomi konusunda, düşünce ve eylem odaklı devamlılığı hedefledik. Ülkemizin ‘sıfır atık’ hedefi yolunda ilerlemesi için Vakıf üyelerimizle birlikte çalışmayı sürdürüyoruz.

İKLİM KRİZİYLE SAVAŞMALIYIZ

Türkiye’nin döngüsel ekonomide kaynak olarak değerlendirilen atıkları ülke içinden temin etmesi yolunda önemli bir adım olacak depozito iade sisteminin uzun vadede hem şirketlere hem de topluma önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, ülkemizde içecek ambalajlarında kurulacak zorunlu depozito iade sistemi ile ilgili ekonomik, teknik ve lojistik altyapı eksikliklerinin tamamlanması; tüketici davranış alışkanlıklarının geliştirilmesine yönelik çalışmaların etkin bir şekilde yapılması gerektiğine inanıyoruz.

Gelecek kuşaklara yaşanılabilir ve refah içinde bir dünya bırakabilmek için iş dünyasını, kamu otoritesini ve tüm toplumu iklim kriziyle savaşım ve döngüsel ekonomiye geçişe katkı vermeye çağırıyoruz.

Sürdürülebilirlik
Yorum Yaz