Söyleşi

İhracatta hedef ilk 5 arasına girmek

Mobilya sektörü Türkiye’nin en eski ve en çok gelişim gösteren sektörlerinden bir tanesi. Türkiye’de mobilya ve yatak sektörünün çok büyük bir hacme sahip katma değerli ürün üreten bir sektör olduğunu söyleyen MOYSAD Başkanı Dr. Alpaslan Baki Ertekin, “Sektörde 40 bine yakın üretici, 65 binden fazla iş yerine sahip. Sektörün büyüklüğü milyar dolarlarla ölçülüyor. Sağladığı istihdam bakımından da önemli sektörlerden birisi. MOYSAD olarak hedefimiz, ihracatta Türkiye'yi ilk 5 arasına taşımak” diyor.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası07.04.2022
İhracatta hedef ilk 5 arasına girmek

Mobilya sektörü Türkiye’nin en eski ve en çok gelişim gösteren sektörlerinden bir tanesi. Türkiye’de mobilya ve yatak sektörünün çok büyük bir hacme sahip katma değerli ürün üreten bir sektör olduğunu söyleyen MOYSAD Başkanı Dr. Alpaslan Baki Ertekin, “Sektörde 40 bine yakın üretici, 65 binden fazla iş yerine sahip. Sektörün büyüklüğü milyar dolarlarla ölçülüyor. Sağladığı istihdam bakımından da önemli sektörlerden birisi. MOYSAD olarak hedefimiz, ihracatta Türkiye'yi ilk 5 arasına taşımak” diyor.

Mobilyalar hayatımızın olmazsa olmaz parçalarından. Bizlere kolaylık sağlamakla kalmaz mekânları yaşanacak hâle de getirirler. Aynı zamanda kullanıldıkları mekâna güzellik katan, sıcaklık veren eşyalardır. Mobilyalar, günlük yaşamın her alanında kullanılan bir ürün olmakla beraber zaman içinde refah düzeyinin bir göstergesi olarak da kabul edilmeye başlanır. Bu çerçevede, gelir düzeyi ve yaşam koşullarındaki iyileşmeler mobilya sektörünün gelişiminde en belirleyici unsurlar haline gelir.

Yaklaşık 500 bin kişiye sağladığı istihdam ile önemli sektörlerin başında gelen mobilya sektörünün Türkiye ekonomisine katkısı yadsınamaz bir gerçek olup katma değer açısından ülkemizde önemli bir yere sahip. İhracatta yerli kaynakları en çok kullanan ve ithal ürünlere bağımlılığı en az olan mobilya sektörüne yeni bir vizyon ve misyon kazandırmak için kurulan ve ülkemizin çok önemli mobilya markalarını bir çatı altında buluşturan Mobilya ve Yatak Sanayicileri Derneği (MOYSAD)’ı konuşmak üzere Dernek Başkanı Dr. Alpaslan Baki Ertekin ile görüştük.

Mobilya sektörüne öncülük etmek amacıyla sektörün önde gelen markaları ile kurulmuş bir dernek olan MOYSAD‘ı kurma fikri nasıl ortaya çıktı?

Sektörde faaliyet gösteren dev firmalar olarak, yeni bir vizyon ve misyon etrafında yapılanma fikrini benimsedik. Böylelikle ilk adım atılmış oldu. Geçtiğimiz yıl Ekim ayında Mobilya ve Yatak Sanayicileri Derneği (MOYSAD) ismiyle tüzel kişiliğine kavuşan yeni yapılanmamız, Ocak 2022’de ilk genel kurulunu yaparak yönetimini belirledi ve çalışmalarına başladı.

Sizin de bahsettiğiniz gibi, MOYSAD çatısı altında ülkemizin çok önemli mobilya markaları bir araya geldi. Bunlar arasında; Adore, Alfemo, Bellona, BRN Yatak, BY Kepi, Casa, Çetmen, Çilek, Divanev, Doğtaş, Fatih Kıral, Gündoğdu, İstikbal, İşbir, Kelebek, Kilim, Konfor, Lova Yatak, Modalife, Mondihome, Rapsodi, Vize, Yatsan, Zebrano gibi markalar yer alıyor.

“TÜRKİYE’DE MOBİLYA SEKTÖRÜRÜNÜN YÜZDE 50’SİNİ TEMSİL EDİYORUZ”

Salgın dönemi bazı sektörleri durma noktasına getirirken bazılarına ise en renkli dönemi yaşattı. Pandemi süreci mobilya sektörünü nasıl etkiledi?

Pandemi süreci pek çok alanda olduğu gibi ekonomik alanda da ciddi değişimlere neden oldu. Sizin de bahsettiğiniz gibi pek çok sektörde öngörülemeyen etkileri de beraberinde getirdi. Ancak mobilya sektörü bu anlamda dezavantajı avantaja çevirdi.

Kısıtlamaların başladığı günlerde daha çok evlerinde kalmaya başlayan insanlar, evde daha fazla vakit geçirmeye hatta evden çalışmaya yöneldi. Ev konforu daha da önem kazandı. Bu anlamda mobilya satışları da müşterilerdeki bu talebe bağlı olarak arttı. Yine yurt dışına yapılan satışlar da ülke sınırlarının kapatılması, gümrüklerin durma noktasına gelmesi, uluslararası nakliye sorunları gibi nedenlerle sekteye uğradı ilk başlarda. Ancak bu konuda da ilerleyen aylarda üreticilerimizin yüzünü güldüren gelişmeler yaşandı. Halihazırda nakliye zincirindeki maliyet artışlarından kaynaklanan bir kısım sorunlar bulunuyor ancak bunların da yakın bir zamanda düzene gireceğini umuyoruz.

Yeni bir kuruluş olmanıza rağmen MOYSAD’ın Türkiye pazarında nasıl bir yeri var? Ya da nasıl bir yer edinmek istiyorsunuz?

Türkiye’de mobilya ve yatak sektörü çok büyük bir hacme sahip katma değerli ürün üreten, bir sektör. Sektörde 40 bine yakın üretici, 65 binden fazla iş yeri bulunuyor. Sektörün büyüklüğü milyar dolarlarla ölçülüyor. Sağladığı istihdam bakımından da önemli sektörlerden birisi. Yaklaşık 500 bin kişiye istihdam imkânı sunuyor.

MOYSAD konusuna gelelim: Evet, kuruluşumuz yeni ancak kurucularımız sektörün duayenleri arasında yer alan önemli firma ve markalar. Türkiye’de mobilya sektörünün yüzde 50’lik bir kısmını temsil ediyoruz. Çatımız altında 20 civarında firma ve bu firmalara ait 30 civarında mobilya ve yatak markası bulunuyor. Yıllık ciro büyüklüğümüz 15 milyar dolara ulaşıyor, ihracat rakamlarımız da yaklaşık 300 milyon dolar civarında. Başka bir deyişle Türkiye’nin yurt dışına yaptığı mobilya satışının yarısını üyelerimiz gerçekleştiriyor. Bayilik konusunda da çok köklü ve yaygın bir ağa sahibiz. Üyelerimizin toplam mağaza sayısı 6 bine ulaşmış durumda. Amacımız Türkiye pazarında sadece sektör liderliğini değil, temsilciliğini de üstlenmek.

Sektörün ham maddesi ağaç. Her sektörde her alanda konuşulan sürdürülebilirlik kavramına yönelik sizler nasıl katkı sağlıyorsunuz? Çevre ve doğa bilincini sektörde nasıl işliyorsunuz?

Sürdürülebilirlik her sektörde olduğu gibi mobilya ve yatak sektöründe de önemli bir kavram haline geldi. Üretimden, nakliye ve teslimata kadar bütün tedarik zincirlerinde dikkat ettiğimiz bir unsur.

Kızılderililerin bir sözü vardır: “Biz dünyayı atalarımızdan miras almadık, çocuklarımızdan emanet aldık.” Biz de bütün süreçlerimizde doğaya duyarlı yaklaşım sergiliyoruz. Hammaddesi ağaç olan ürünlerimizde oranı azaltıp, çevreye daha duyarlı hammaddeler kullanmaya özen gösteriyoruz. İhracat başta olmak üzere yaptığımız satışlarda zaten “yeşil sertifika mutabakatı” kavramı bu amaca hizmet ediyor.

Mobilya ürünlerimizde kullandığımız özellikle sünger, yay, metal aksamlar gibi bölümleri iç piyasadan dönüştürülmüş malzemelerden tedarik etmeye çalışıyoruz. Sektörün geri dönüştürülebilir hammaddeler kullanmak konusunda her geçen gün biraz daha duyarlı olduğunu görmek bizim için çok değerli.

İHRACAT RAKAMI 10 MİLYON DOLARA ULAŞACAK

Türk mobilya sektörünün globalde önemli oyunculardan biri olması için yaptığınız çalışmalar nelerdir?

Mobilya ve yatak sektörünü uluslararası arenada söz sahibi yapmayı hedefliyoruz. Halihazırda uluslararası pazarda mobilya ihracatı yapan ülkeler arasında 8’nci sıradayız. Bu yapılan ihracatın yarısını ise dernek üyelerimiz gerçekleştiriyor. Bu konuda da ciddi bir ağırlığa sahibiz. MOYSAD olarak hedefimiz Türkiyemizi ihracat noktasında ilk 5 ülke arasına taşımak. Bunun rakamsal karşılığı 10 milyar dolar demek.

Sektör olarak ihracat rakamlarımızı artırmak için yurt dışında ortak hareket etme imkanlarını araştırıyoruz. Yurt dışında ortak mağaza açmak ve ortak lojistik merkezleri kurmak bu çözümler arasında yer alıyor.

Dijitalizasyon ve teknoloji kullanımı her sektörün iş süreçlerine dahil ettiği önemli argüman. Sizler iş yapış süreçlerinizde bu unsurları nasıl işliyorsunuz?

Dijitalleşme ve yeni teknolojilerin kullanımı her sektörde olduğu gibi mobilya sektöründe önemli başlıklardan birini teşkil ediyor. Özellikle pandemi ile birlikte dijitalleşme şirketlerin kaderlerini belirlemede önemli derecede rol oynamaya başladı.

Mobilya sektörü de dijital dönüşüm ve yeni teknolojilerin kullanımı konusunda ciddi gelişmelere sahne oluyor. Hammadde temininden üretim süreçlerine, oradan satış pazarlama ve son kullanıcıya ürünün teslim edilmesine kadar hemen hemen her alanda kullanılır hale geldi.

Tedarik, üretim, depolama, sevkiyat gibi süreçlerimizin neredeyse tamamı dijital olarak ölçülebiliyor, kontrol edilebiliyor ve yönetiliyor. Böylelikle bütün süreçlerimiz stratejik olarak planlanabilir hale geliyor. Dolayısıyla son teknolojiyi takip etmemiz kaçınılmaz.

Satış, pazarlama tarafında da yine dijitalleşme sektö- rümüzün vazgeçilmezleri arasına girmiş durumda. Ürün almadan önce özellikle sanal ortamlarda araştırma yapan tüketiciler, daha fazla bilgiye sahip olma ve aradığı ürünle ilgili bütün detaylara satış öncesi ulaşma isteği taşıyor.

Bu nedenle sektörde dijitalleşme bakımında müşteri deneyimini önceleyen yaklaşımlar ağırlık kazanıyor. İnternet siteleri, e-satış ve sosyal medya platformları satışta belirleyici rol üstleniyor. Müşteriler ayrıca satış öncesi artırılmış gerçeklik, sanal showroom imkanları sunan markalarla daha fazla etkileşim sağlıyor ve daha rahat alış-veriş yapıyor. Kısacası; teslimat sürelerini kısaltmak, hataları en aza indirmek ve müşteriye daha hızlı ulaşmak için diğer sektörler- de olduğu gibi mobilya sektörü açısında da yeni teknolojileri süreçlere dahil etmek artık kaçınılmaz.

Henüz yeni kurulmuş bir derneksiniz. Geleceğe yönelik hedef ve planlamalarınız neler?

Dernek olarak faaliyetlerimize yeni başladık. Ancak üyelerimiz yıllardır sektörde yer alan, köklü ve lider markalar. Türkiye’deki mobilya sektörünü domine eden üyelerimizle ciddi bir bilgi ve tecrübe birikimine sahibiz. Ancak alınması gereken daha çok yolumuz var. Sektörün en önemli ihtiyaçlarının başında kurumsallaşma, yenilikçi yaklaşımlar, sinerji oluşturma ve kayıt dışı ile mücadele geliyor. Mobilya sektöründeki kayıt dışılık yüzde 50’lere ulaşmış durumda. Bu nedenle firmalarımız haksız rekabete maruz kalıyor, devletimiz önemli oranlarda gelir kaybına uğruyor. Bu konuda ciddi çalışmalar yapmak istiyoruz.

Sektörde kurumsallaşmayla birlikte firmalarımız arasındaki birlik ve beraberliği tesis etmek mevcut sorunlara uygulanabilir ve kalıcı çözümler de getirecektir. Bu aynı zamandan dış piyasalardaki gücümüzü de sürdürülebilir şekilde artıracaktır.

Planlarımız arasında yer alan bir başka başlık ise fuar konusu. Türkiye’de mobilya sektörünün hak ettiği büyüklükte fuar organizasyonu yapmayı hedefliyoruz.

2023 hedefine doğru yol alırken mobilya sektörünün daha etkin, daha girişimci ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması bizim için büyük önem taşıyor.

Söyleşi
Sivil Toplum
Yorum Yaz