Panorama

Her beklentiye yanıt veren bir teknoloji üssü

Dijitalleşmenin en büyük göstergeleri bilgisayarlar. Artık günlük hayattaki birçok argümanın yerini de alan bu teknolojik ürünler, aslında bir nevi dönüşümün öncülüğünü üstleniyor. Hatta öyle ki, maddesel bir olgudan yaşamın parçası olan ve bağ kurulan unsura dönüşüyor. ASUS da bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor ve 1989’dan bu yana dünyayı ve Türkiye’yi teknolojiyle buluşturuyor. 14 bin 500’den fazla çalışanı, 5 binden fazla mühendis ve Ar-Ge ekibiyle güçlü bir takım olan ASUS ekibi, geleceğin evreni olan Metaverse için de çoktan yol almaya başladı. Bizler de bu sayımızda ASUS’u daha yakından tanımak ve teknolojinin gidişatına ışık tutmak adına ASUS Türkiye Sistem İş Birimi Ülke Müdürü Özge Kılıç Güler ile konuştuk…

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası27.02.2023
Her beklentiye yanıt veren bir teknoloji üssü

Dijitalleşmenin en büyük göstergeleri bilgisayarlar. Artık günlük hayattaki birçok argümanın yerini de alan bu teknolojik ürünler, aslında bir nevi dönüşümün öncülüğünü üstleniyor. Hatta öyle ki, maddesel bir olgudan yaşamın parçası olan ve bağ kurulan unsura dönüşüyor. ASUS da bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor ve 1989’dan bu yana dünyayı ve Türkiye’yi teknolojiyle buluşturuyor. 14 bin 500’den fazla çalışanı, 5 binden fazla mühendis ve Ar-Ge ekibiyle güçlü bir takım olan ASUS ekibi, geleceğin evreni olan Metaverse için de çoktan yol almaya başladı. Bizler de bu sayımızda ASUS’u daha yakından tanımak ve teknolojinin gidişatına ışık tutmak adına ASUS Türkiye Sistem İş Birimi Ülke Müdürü Özge Kılıç Güler ile konuştuk…

ASUS’un global yolculuğundaki Türkiye hikayesinin nasıl başladığını ve bugünkü büyüklüğünü anlatabilir misiniz?
ASUS, 1989’dan bu yana anakartlardan ekran kartlarına, işlemci soğutucularından güç kaynaklarına, çevre birimlerinden ekranlara kadar milyonlarca adet PC bileşeni ve aksesuar tasarlayıp geliştiriyor ve piyasaya sunuyor. Kalıcı yenilikler, kullanıcı odaklı tasarım ve şirket çapında daima en iyi performansı ve güvenilirliği sunma misyonumuz ile Türkiye pazarındaki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Türkiye, ASUS için en büyük potansiyele sahip ülkeler arasında yer alıyor. Genç nüfusa sahip oluşu, gelişen ve büyüyen bir pazara sahip olması ASUS için çok değerli. ASUS olarak, hem günlük yaşamda, hem de profesyonel iş dünyasında öncü teknolojilerle tüketicinin karşısına çıkıyoruz ve karşılaştığımız ilgi, Türkiye’deki kullanıcının teknolojiyi tümüyle benimsediğini ve hayatının tüm alanında etkin biçimde kullandığını çok net bir şekilde gösteriyor. 2020 yılında büyük potansiyel gördüğümüz kurumsal pazara da giriş yaptık ve burada da yoğun ilgiyle karşılaştık. ASUS elbette ağırlıklı olarak bir tüketici markası. Tüketici elektroniğinde pek çok ülkede lideriz. Fakat inovasyon ve teknolojide ilerledikçe ticari pazara yönelik de kendimizi hazır hissettik. Türkiye sadece ASUS için değil, birçok üretici için çok önemli bir pazar. Hatta buradaki çalışmalarımız öyle önemli ki bu yıl içinde çalışan kapasitemizi yaklaşık yüzde 30 oranında artırmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla Türkiye’de geleceğe yönelik yatırım planlarımız devam ediyor.
Ayrı ayrı segmentlere özel bilgisayarlar üretiyorsunuz. Ortaya çıkan bu ihtiyaç durumunu ve Ar-Ge sürecini nasıl yönetiyorsunuz?
Teknolojideki inanılmaz hızlı gelişime ayak uydurmak, tüketici beklentilerini öngörerek doğru ürünleri, doğru kanal ve iş ortaklarımız ile müşterilerimize ulaştırmak en önemli kabiliyetimiz.

Bunu da her yıl çok ciddi Ar-Ge yatırımlarımız ve ekibimizle geliştirdiğimiz teknolojileri sektöre kazandırarak yapıyoruz. ASUS’un dünya genelinde yaklaşık 14 bin 500 çalışanı bulunuyor. Bu sayının içerisinde ise 5 bin mühendis ve Ar-Ge ekibi yer alıyor. Bu da Ar-Ge’ye her zaman öncelik verdiğimizin bir göstergesi. Her altı ayda bir tüm modellerimizi yeni jenerasyonları ile değiştiriyoruz.. İnovasyonun sınırlarını zorlayan ürün portföyümüzü daha da genişletme gayretindeyiz. Seneler önce henüz internet toplumun geneli için bir lüks iken ürünlerimizi trendlere göre belirliyorduk. Ancak bugün dinamikler farklı. Örnekle açıklamak gerekirse; üretken sektörün içinde olan bir kişi çift ekranlı bir bilgisayara ihtiyaç duyarken, bir öğrenci yazma deneyimini kolaylaştıran, klavyesi güçlü bir bilgisayar arayışında olabiliyor. Tüketici elektroniğinde daha yüksek işlem gücü ve daha kaliteli bir ekran ihtiyacı büyük oranda karşılarken, iş dünyasının beklentileri için bu iki unsur sadece başlangıç sayılıyor. Şirketler faaliyet alanlarına, büyüklüklerine ve çalışma standartlarına göre kendilerine özgü pek çok ek ihtiyaçla teknoloji arayışına giriyor. Dolayısıyla bizim de odak noktamız, ihtiyacı zamanında ve doğru tespit edip “terzi işi” teknolojiler sunmak. ASUS, Ar-Ge ve teknoloji odaklı bir şirket. Teknolojimiz zaten var ama bizim için önemli olan bu teknolojiyi tüketicilerin beklentilerine göre tasarlamak. Tasarım yaklaşımımızı buna göre şekillendiriyoruz. 20 yıl önce tüketici beklentilerini gösteren araştırma verileri daha ziyade ABD ağırlıklıydı. Biz de bu senaryolara göre ürünlerimizi tasarlıyorduk. Ancak yeni araştırmalar daha dengeli veriler sunuyor.


YEŞİL BİR DÜNYA İÇİN “DÖRT YEŞİL KAZANÇ”


Her sektörün özellikle son dönemlerdeki önceliği sürdürülebilirlik kavramı oluyor. ASUS için bu kavram ne ifade ediyor? Ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz bu konuyla ilgili?

Hem bireysel hem de kurumsal pazarda daha sürdürülebilir ürünler sunmak konusunda sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz. ASUS, 2000 yılından bu yana çevreye duyarlı, sürdürülebilir bilişiminin önde gelen ve bu konuda da ilk aksiyon alan firmalardan biri diyebiliriz. 22 yıldır da bu değer iş yaşamamızın içerisinde. GreenASUS standartları çerçevesinde üretim yaparak doğayı korumaya destek oluyoruz. Burada sadece yasal prosedürlere uygun çevre dostu ürünler sunulmasıyla sınırlı bir yaklaşımdan söz etmiyoruz. GreenASUS, küresel operasyonlarımızın tamamında yürütülen bir vizyon. Yeşil Tasarım, Yeşil Tedarik, Yeşil Üretim ve Yeşil Hizmet ve Pazarlama olarak adlandırılan “Dört Yeşil Kazanç” kavramını gerçekleştirme gayreti içerisindeyiz. Dolayısıyla bu vizyon şirketin her kademesinde enerji tasarrufundan geri dönüşüme kadar farklı yöntemlerle destekleniyor. Teknoloji, yenilik ve çevresel sürdürülebilirliği, herkesin yaşayabileceği daha temiz ve daha yeşil bir dünya için harmanlamayı amaçlıyoruz. Sürdürülebilirlik liderimizle (CSO) birlikte bu konuda net bir yol haritası belirledik. 2025 yılına kadar global operasyonların tümünde hayata geçirmeyi planladığımız sürdürülebilirlik hedeflerimizi; İklim Eylemi, Değer Yaratımı, Sorumlu Üretim ve Döngüsel Ekonomi olmak üzere dört başlık altında ele alıyoruz. Ürün verimliliğinden, kalitesinden, sağlığından ve çevreden ödün vermeden, alternatif teknolojiye sahip halojensiz bileşen ve ürünlerin oranını artırmayı taahhüt ettik. 2018 yılından bu yana her yıl 60 binin üzerinde yeni eko etiket kazandık.

Türkiye’nin önümüzdeki dönem en büyük hedefi, 2053 yılına kadar karbon salınımını nötr hale getirmek. Hem Türkiye hem de iklim anlaşmasında olan birçok ülke gibi biz de bu hedeflere paralel olarak 2025 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 50 azaltmayı ve ana ürünlerimizin enerji verimliliğini yüzde 50 artırmayı hedefliyoruz. 2030 yılına kadar Tayvan merkezli operasyon merkezlerinde, 2035 yılına kadar küresel operasyon merkezlerinde yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanmak da ASUS’un en önemli hedefleri arasında.
Dijitalleşme süreçlerini sizler nasıl yönetiyorsunuz şirket içerisinde?
Ben bu konuda teknoloji şirketlerini, özellikle de ASUS’u çok şanslı görüyorum. Çok uluslu bir şirket olmamız ve yaklaşık 72 ülkede ofisimizin olması bizim dijital süreçlere çok daha önce adapte olmamızı sağladı. Yaklaşık 15 yılı aşkın süredir sabit sistemler kullanmıyoruz, tüm işleyişimiz web tabanlı ve bulut çözümlerini kullanıyoruz. Özellikle pandemi döneminde uzaktan çalışma ile ilgili ek bir önlem almamıza gerek kalmadı, zaten uzun zamandır bu iş modeline uygun sistemler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyorduk. Son kullanıcıya ulaşma noktasında ise yine 2014 yılından bu yana dönem dönem devreye aldığımız hazır bir altyapımız bulunuyor ve direkt son kullanıcıya online satış yapabiliyoruz. Aynı şekilde yine online portallar üzerinden satış yapabilen ve aktif stok tutan çok fazla iş ortağımız bulunuyor. Dijital platformlara yüzde 100 entegre olmuş iş ortaklarımız ile kullanıcılarımız 24 saat gibi kısa bir süre içerisinde siparişlerine ulaşabiliyorlar ya da satın alma aşamasında dijital asistanların yardımı ile bilgi desteği alabiliyorlar.

HER ÜÇ AYDA BİR YENİ TEKNOLOJİ


Oyun sektörü dijitalleşmeyle birlikte her geçen gün büyüyor. Buna bir de NFT ve metaverse evreni de ekleniyor. Bu bileşenlerden de yola çıkarak bizlere sektörü değerlendirebilir misiniz?

Oyun sektörü, Türkiye’de son yıllarda inişli çıkışlı ilerlemesine rağmen yükselen bir grafik ortalamasına sahip. Dünya ile kıyaslandığında gidecek çok yolumuz olmasına rağmen ciddi bir potansiyele sahip olduğumuzu da göz ardı etmemek gerekir. Geçmişte oyuncular çok küçük bir grubu temsil ediyorlardı. Şu anda özellikle genç neslin ilgisiyle önemli ölçüde yaygınlaştı. E-spor giderek gelişiyor. Hepimiz için önemli olan; oyun sektörünün doğru kişiler/kurumlar tarafından sahiplenilmesi, sponsorların beklentilerinin doğru yönetilmesi ve emin adımlarla ilerlenmesidir. Ancak bu sayede kalıcı başarılar elde edecek yatırımlar yapabiliriz. Yetenekli oyuncu havuzu anlamında diğer ülkelerden geride olduğumuzu asla düşünmüyoruz ancak bu yetenekli gençlerin doğru yönlendirilmesi ve doğru modellerin oluşturulması gerekiyor. Aslında geldiğimiz bu noktada herkesin oyuncu olduğunu düşünüyoruz. Ancak bu bir meydan okumayı da beraberinde getiriyor. Herkes oyuncu ise herkesin farklı taleplerini yerine getirmek gerekiyor. Cihazların herkesin kullanımı için uygun olması gerek. Bilgisayarlarda üç farklı kategorimiz var. İlki; işi tamamen oyun olanlar için çok güçlü cihazlar. İkincisi daha hafif, oyun oynamaya elverişli laptoplarımız. Sonuncusu ise daha genele hitap eden, tüm oyuncular için hazırladığımız ürünlerimiz. Bu ürünler de özelliklerine göre kendi aralarında farklılaşıyor. “Herkes oyuncudur” yaklaşımımızla farklı kullanıcıların istek ve ihtiyaçlarına göre ürün tasarlıyoruz. OG modellerimiz ile kullanıcıların artan beklentilerini, kendi geliştirdiğimiz teknolojilerimizi ve yüksek performanslı bileşenleri ultra mobil ve ergonomik ürünlere entegre ediyoruz. Türkiye oyun pazarındaki payımız yüzde 22-23’ler seviyesinde seyrediyor. Oyun pazarında sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde lideriz.
Gelecekte nasıl bir PC çağı ve bununla birlikte bir ASUS gözlemleyeceğiz? Gelecek hedef ve planlamalarınız neler?
Gelecekteki bilgisayarlar hakkında bugünkü akıllı telefonların AI yazılımlarını ya da PC’de daha basit bir versiyon olan Cortana’yı dikkate alarak fikir sahibi olabiliriz. Biz akıllı cihazlarımızı ne kadar hayatımızın içine alırsak, onlar da bizim hayatımızda o derece yer kaplayacaklar. Söylemek istediğim şu; akıllı cihazların çalışma sistemi veri işlemek, bu verileri yorumlayarak tahminlerde ve önerilerde bulunmak. Bir nevi insan beyni gibi; bizler de yaşayıp kaydedip tecrübe edinip bu tecrübelerden edindiklerimiz ile hayatımızın kalanı için karar vermeye ve buna uygun adımlar atmaya çalışıyoruz. Burada önemli olan doğru veriyi işleyip yorum sağlayan yazılımların geliştiriliyor olması. Donanım üreticisi olarak bizlerin hedefi ise her dönem kesintisiz ve hızlı veri akışı ve işleme kapasitesine sahip olan cihazlar üretmek ki her yıl bu konuda ciddi yol alıyoruz. Her üç ayda bir yeni teknolojileri pazara sürüyoruz. Gelecekte de amacımız gerek mobilite, gerekse performans ve konfor konusunda kullanıcıları destekleyerek onların çağın yeniliklerini tecrübe etmelerini sağlayabilecek ürünler üretme. Tüketici ürünlerinde Avrupa önde olmak üzere tüm dünyada ciddi pazar payına sahip lider markalardan biriyiz. Önümüzdeki dönemde 2020 yılında giriş yaptığımız kurumsal ürün pazarında da aynı başarıyı sağlamak en yakın ve en önemli hedefimiz.

Söyleşi
Merak Edilenler
Yorum Yaz