Söyleşi

Hakan Ateş; Hareket noktamız Memleket sevdamız

DenizBank, çeyrek asırlık geçmişinde sağlıktan turizme, enerjiden eğitime birçok alanda başarılı işlere imza attı. Gerek ülkemizde gerekse küresel çapta karşılaştığı krizlerin tamamından güçlenerek çıkan banka, hareket noktasına hep memleket sevdasını koydu. Bu sevdadan hareketle ülkemizin geleceği için çalışan ve farklı finansal hizmetleri aynı çatı altında toplayarak “finansal süpermarket” görevini üstelenen DenizBank’ı Genel Müdürü Hakan Ateş anlattı…

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası27.02.2023
Hakan Ateş; Hareket noktamız Memleket sevdamız

DenizBank, çeyrek asırlık geçmişinde sağlıktan turizme, enerjiden eğitime birçok alanda başarılı işlere imza attı. Gerek ülkemizde gerekse küresel çapta karşılaştığı krizlerin tamamından güçlenerek çıkan banka, hareket noktasına hep memleket sevdasını koydu. Bu sevdadan hareketle ülkemizin geleceği için çalışan ve farklı finansal hizmetleri aynı çatı altında toplayarak “finansal süpermarket” görevini üstelenen DenizBank’ı Genel Müdürü Hakan Ateş anlattı…

DenizBank, 1997 yılında bir bankacılık lisansı olarak Zorlu Holding tarafından Özelleştirme İdaresi'nden satın alınarak yolculuğuna başladı. Ekim 2006’da Avrupa'nın önde gelen finans gruplarından Dexia bünyesine katılan bankanın hisseleri, 28 Eylül 2012’de Rusya’nın en büyük bankası Sberbank’a, 31 Temmuz 2019 itibarıyla ise yine bölgesinin en büyük kuruluşları arasında yer alan Emirates NBD’ye devroldu. Bir otel odasında, bir sicil numarası ile başlayan hikâye bugün Türkiye’nin 81 ilinde iştiraklerin şubeleri dâhil toplam 717 şubesi, 15 bine yakın çalışanı ve 14 milyonun üstünde müşterisi olan bir finansal hizmetler grubu hâline geldi. Hissedarları değişse bile Genel Müdürlük koltuğu değişmedi DenizBank’ın… Hakan Ateş ile büyüdü ve gelişti. Memleket sevdasını esas alan Hakan Ateş, ülkemizin geleceği için attığı adımları hep daha ileri taşıdı. Hakan Ateş’in geniş vizyonuyla bugün ülkemizin en önemli bankalarından biri haline gelen DenizBank’ı sporda da görebiliriz, kültür sanatta da… Çiftçinin ihtiyaç duyduğu anda omuz olurken, KOBİ’lerin dertleriyle de dertleniyor. Kısacası DenizBank her yerde, halkın ihtiyaç duyduğu her alanda onların yanında olmaya devam ediyor. 25’inci yılı ile birlikte gümüş çağını bitirerek altın çağına adım atan DenizBank’ı Genel Müdürü Hakan Ateş’ten dinledik…
Bir otel odasında kurulan DenizBank bugün ülkemizin en önemli bankalarından biri olarak 25’inci yılını bitirdi. O günden bugüne dünyadaki bankacılıkta nasıl değişimler yaşandı ve DenizBank’ın vizyonu nasıl değişti-gelişti?

Gelecek dijital ekosisteme evrilirken, biz de bankacılık lisanslı finansal teknoloji şirketlerine dönüşüyoruz. Bununla, inovasyon yapan, teknolojinin bağdaştırıcı özelliğini çok iyi kullanan, bunun için yüzünü fintech ve start-up’lara dönmekten çekinmeyen, “rekaberlik” ilişkisi içinde onların çevik yapılarından faydalanabilen kurumları kast ediyorum. Bu özelliklere sahip olmayanların ömrü ne yazık ki çok uzun olamayacak.

Diğer yandan, ekosistem yaklaşımını merkeze alarak yürüyebildiğimiz bir dünyaya doğru hızla ilerliyoruz. Tek başımıza var olmamız imkânsız. Dünün zihin yapısında rakibimiz, pazar payına göz dikmiş olandı. Artık oyunun kuralları değişti. Bütün ekosistemin desteğini yanınıza alarak ilerlediğinizde, müşterilerinizin ihtiyaçlarına kapsayıcı hizmet üretme yollarınız artıyor, hareket alanınız genişliyor. DenizBank, bu konuda ilk günden itibaren vizyoner adımlar atmış bir kurum. Örneğin 2012’de dijital cüzdanımız fastPay'i hayata geçirdiğimizde, DenizBank müşterisi, hatta banka müşterisi olma şartını koymadık. 20 yıl önce insanlık için olmazsa olmaz diyerek tarımı sahiplendik. O tarihten itibaren de sektörün büyümesine, insanlarımızın ekonomiye katkılarını köylerinde, tarlalarında sağlamalarına destek olmayı misyon ediniyoruz. Bugün tarım sektörünün en gelişmiş dijital platformu olan "Deniz’den Toprağa" uygulamamızı yine ekosistem desteğiyle hayata geçirdik. Türkiye’deki girişimcilik ortamının büyüme ve gelişim alanı olarak yeni iştirakimiz NEOHUB'ı kurduk. Bu topraklara ve geleceğine hizmeti ilke edinirken, her zaman yüzümüzü ekosisteme dönüp, birlikte üretmenin, omuz omuza ilerlemenin yollarını aradık, arıyoruz. Açık Bankacılık kavramının yasal olarak hayatımıza girmesi ile bankaların sahip olduğu yetenekler API adı verilen teknoloji vasıtasıyla dışarı sunulabilir hale geldi.

Biz de DenizBank olarak üç senedir açık bankacılıkta uzak ara en geniş ve en fonksiyonel API setine sahip kurumuz. Diğer yandan tamamen dijital deneyim bekleyen müşterilerle, fiziksel deneyime ihtiyaç duyanlara eşit hizmet sunmak üzere omuzlarımızda önemli bir sorumluluk bulunuyor. Biz DenizBank olarak her zaman insan unsuru ile teknolojinin beraber yürümesi gerektiğine inandık. Bu sebeple, uzaktan müşteri edinimi gibi dijitalleşmenin bize sunduğu faydaları hizmetlerimize hızla adapte ediyor ve bunlardan en verimli şekilde faydalanıyoruz. Mevcut durumda müşteri edinimi için en büyük kanalımız dijital. İlk kontak noktalarımız artık MobilDeniz, internet bankacılığı ve DenizKartım gibi dijital kanallarımız.

TARIM, TOPRAK VE ÇİFTÇİYE TAM DESTEK

DenizBank’ın kurumsal ticari ve bireysel bankacılığında nasıl bir anlayış hakim?
Bankacılık sektörü olarak misyonumuz, sermayeyi akıllıca kullanmak ve geri dönüşü olan akıllı yatırımlara yönlendirmek. Biz de ekonominin her sektörüne, bankacılığın her alanında, son derece geniş bir ürün yelpazesi ile finansal süpermarket olarak hizmet veriyoruz. Bugüne kadar ülke geleceğine hizmet eden, istihdam oluşturan, üretime ve kalkınmaya katkı sağlayan her segmentte elimizi taşın altına koyduk. Geçiş ekonomisi olmamız nedeniyle altyapı, enerji ve tarım, coğrafi konumumuz sayesinde denizcilik ve turizm, demografik yapımız nedeniyle sağlık ve eğitim, kültürel özelliklerimiz ve altyapı yatırımları nedeniyle de spor kulüpleri bizim için öncelikli. Burada tarım bankacılığına ayrı bir başlık açmak gerek. Özellikle mikro üretici ve aile işletmelerinin finansmanı tarafında 20 yıldır çalışıyor, ülkemizin geleceği için tarımı, toprağı ve çiftçilerimizi gönülden sahipleniyoruz. Tarımın ilk ve en büyük finansal inovasyonu kabul edilen Üretici Kart ile girdi finansmanı ve kısa dönemli nakit ihtiyaçlarının karşılanması konusunda üreticilerimize büyük destek sağlıyoruz. Diğer yandan finansal destek mekanizmalarımız, teknolojik altyapımız ve uzman kadromuz ile KOBİ’lerin rekabet güçlerini artırmak ana hedeflerimizden biri. Kadın girişimcilerimizin toplumsal kalkınma ve sürdürülebilir ekonomiye değerli katkılarının farkındayız. Ayrıca aile işletmeciliği, kadın ve gençlerin tarım faaliyetine devam etmesi, kırsalın sosyal şartlarının korunması ve geliştirilmesi konuları üzerine de yoğunlaşıyoruz

Dijitalleşme ile birlikte geleceğin bankacılığında bizi bekleyen yeni trendler neler olacak?
Biliyoruz ki gelecekte sadece finansal ihtiyaçları karşılamak yeterli olmayacak; tek tuşla hayatın her alanında var olmamız gerekecek. Bu ülkümüzü başarabilmek için ise “banka” tanımlamasının ötesine geçmemiz gerekiyor. Daha önce de bahsettiğim gibi, start-up çevikliği ve teknolojik yetkinliği ile bir finans kurumunun tecrübesini birleştirmek hedefiyle kurduğumuz NEOHUB, geleceğin teknolojilerine ve trendlerine yatırım yapan oluşumumuz. Metaverse’te ilk yerli iş birliği ile açtığımız, yakın zamanda tam kapasiteli bir şube haline gelmesini hedeflediğimiz kontak noktamız, bu trendlere yön vermek için attığımız adımlardan biri. Biliyoruz ki müşteri deneyimi gelecekte bu ortamlara taşınacak, hatta geleceğin ekonomisi buradaki altyapıyla şekillenecek. Metaverse denilen dijital evrenin henüz çok başlarındayız. Birçok farklı uyarlama ve yorumlama sonucu oluşan uygulamaları takip ediyoruz. Teknoloji ve müşteri beklentileri değiştikçe, biz de yatırımlarımızı şekillendirecek; değişimin peşinden koşmak yerine, oluşturduğu dalgayla yol alacağız.

Teknolojinin gelişmesi ile siber güvenlik daha da önem kazandı. DenizBank olarak siber güvenlik konusunda nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz?

Bankalar güven kuruluşlarıdır. Bankacılık tarihinde ilk tehdit aktörleri, posta arabalarında gördüğümüz ve banka binalarına saldıran haydutlardı. İnternet dünyası ile eğer önlemler alınmazsa, fiziksel erişim olmadan da bilgisayar ağları üzerinden bankacılık sistemlerindeki güvenlik açıkları kullanılarak varlıklara erişilebiliyor. Bankalardaki varlıkların büyük kısmı dijital olarak transfer edilebiliyor. Dolayısıyla bu varlıklar üzerindeki her işlemin güvenliği sağlanmış yazılımlar ve sistemler üzerinden yapılmalı. DenizBank olarak, müşterilerimizden başlayarak sunduğumuz servisler ve kurum içi yapılarımızda insan, süreç ve teknolojiyi sürtünmesiz ve etkin olacak şekilde bir araya getiriyoruz. Müşterilerimiz ve çalışanlarımızın güncel siber tehditlere hazır olabilmeleri amacıyla özel eğitim videoları ile sosyal medya üzerinden, SMS ve e-posta ile farkındalık eğitimleri düzenliyoruz. Çeşitli test yazılımları ile verilen eğitimlerin katkı seviyesini ölçüyoruz. Biliyoruz ki, finansal okuryazarlığı artırmak, siber ve sosyal mühendislik yolu ile yapılan dolandırıcılık olaylarında en etkili savunma yöntemi. Diğer yandan insana ve çalışanımıza yatırım yapmak çok önemli. Teknoloji şirketimiz olan Intertech’te 40 kişilik siber güvenlik ekibimiz var.

Eğitim ve sertifikasyon programları ile siber güvenlik ekibimizi daha da geliştirerek, finans sektöründe önemli bir isme sahip Intertech tarafından üretilen uçtan uca bankacılık platformu ve bunların müşterilerimize uzanan bileşenlerinin güvenliğini sağlıyoruz. Ayrıca, ölçmediğin şeyi yönetemezsin. Bu nedenle siber güvenlik için kurguladığımız yapıların etkinliğini ve gelişme alanlarını, ulusal ve uluslararası standartlara uyumunu düzenli olarak uzman firmalara kontrol ettiriyoruz.

GELECEĞE DÖNÜK BANKACILIK

Spor kulüplerine verdiğiniz destekleri takip ediyoruz. Sizce kulüpler finansal olarak hangi adımları atmalı?
DenizBank olarak Türk sporunun lokomotifi ve çınarları olan dört büyük kulübümüzün elde ettiği başarılarda finansal çözüm ortağı olarak daima yanlarında durduk. Sağladığımız finansmanlar, sponsorluk anlaşmalarımız ve iş birliklerimizle Türkiye’ye mal olmuş kulüplerimize verdiğimiz destekler ile sporun genel anlamda gelişimine katkı sunduk. genelinde olduğu gibi ülkemizde de tecrübe edilen zorlu ekonomik koşullar, kulüplerimizin gelirlerini aşağı çekti. Spor kulüplerinin sahadaki başarısı mali güçleri ile birebir bağlantılı. Mali güç ise, mali disiplin ve bu disiplinin sürdürülebilirliğini gerektiriyor. Kulüplerimizin denk bütçe oluşturmasının yanı sıra, Türkiye Futbol Federasyonu'nun kulüplerimizi yakından denetlemesi de önem arz ediyor.
2022 yılını nasıl bir tablo ile kapattınız? 2023 yılına dair beklentileriniz nelerdir?
25’inci yılımızı idrak ettiğimiz 2022’de aktif, kredi ve mevduatta ihtiyatlı büyümemizi sürdürdük. Başrollerde KOBİ’lerimizin ve perakende bankacılığın olması bizleri mutlu etti. İlk üç çeyrekteki performansımıza bakarsak; aktiflerimiz konsolide bazda 598,1 milyar TL, konsolide olmayan bazda ise 503 milyar TL olarak gerçekleşti. 2022’nin ilk dokuz ayında konsolide net kârımız 14.289 milyon TL ve konsolide olmayan net kârımız 14.233 milyon TL olarak gerçekleşti.

Diğer yandan ortak akılla ilerleyen, cesur, çevik ve iz bırakan iş yapış modelimizi ‘İlerisi Deniz’ söylemiyle güçlendirerek iletişim stratejimizi tazeledik. Çiftçiye ve KOBİ’ye sunduğumuz destekte, teknoloji ve inovasyonda üstlendiğimiz rolde, ülkemizin geleceği için yatırım yaptığımız büyük projelerde ve dahası kültür & sanat alanında ileriyi tasarlayan, ülkemize hizmet eden, geleceğe dönük bankacılık yapma vizyonumuzla “İlerisi Deniz” dedik. Türk bankacılık sektörü güçlü yapısını koruyor; göstergeleri uluslararası kriterlere uygun seviyelerde kalmaya devam ediyor. Bankaların sermaye yeterlilik oranı yüzde 19’un üzerinde. Aktif kalitesinde de bozulma görünmüyor. Sorunlu kredi oranı yüzde 2 seviyesinde istikrarlı seyrini koruyor. Mevduatlar yüzde 56 pay ile bankaların en önemli fonlama kaynağı olmaya devam ediyor. Diğer tarafta kredi artışı YP kredilerdeki geri çekilmenin de etkisiyle yüzde 50’lerde ve yıllık enflasyonun gerisinde kalıyor. Yani bu yıl için reel bir kredi büyümesinden bahsedemiyoruz. Buna mukabil 2022 yılında özellikle politika faizinde yaşanan geri çekilme ve enflasyona endeksli tahviller banka kârlarını destekledi. Önümüzdeki yıl enflasyonun baz etkisi ile yılın ilk yarısında yüzde 40’lara doğru hızlı gerileyeceğini öngörüyoruz, kredilerin de enflasyona paralel bir artış trendinde olmasını bekliyoruz. 2023 yılında dış fonlama girişinin yavaş seyretmesi ve mevduat rekabetinin artması, fonlama maliyetlerinin yükselmesine neden olabilir. Ayrıca mevduattaki gelişmelerin yanında regülasyonlar sebebiyle ticari kredi faizlerindeki gerileme net faiz marjını daraltıcı etki oluşturuyor. Rakamların yanında sektörümüzde yaşanan inovasyon rekabeti önümüzdeki dönemde de devam edecek. Yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi, teknolojiye yatırım ve inovatif yaklaşımlar bankacılık hizmetlerinde fark oluşturmak isteyenlerin de odağı durumunda. Müşterilerimiz bankacılık işlemlerinde mobilite, hız ve kolaylık bekliyor; bankacılık, banka dışına taşınıyor. Müşterilerimizin yaşamında fark oluşturmaya odaklı bir kurum olarak, dijital ve mobil teknolojiler ile beraber bankacılıkta yaşanan paradigma değişimini çok önemsiyor; bu yönde yatırımlarımızı artırıyoruz.

SANATIN HER DALINDA SANATÇININ YANINDA

‘Sanata evet’ bakış açınız ile sanata ve müziğe ne kadar ilgili olduğunuzu biliyoruz. DenizBank olarak sanat ile ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

İlk günden bu yana hayalini kurduğumuz şey; gelecekte çocuklarımızın çalışmayı isteyecekleri bir kurum oluşturmak. Yaptığımız her işte, çocuklarımız için hayal ettiğimiz geleceğe katkı sağlamak üzere çalışıyoruz. Onlara; sanatın her türlüsünün yurdun dört köşesinde icra edildiği, tiyatroların, operaların, balelerin düzenli perde açtığı, sinemalarında yaşam hikayelerinin anlatıldığı canlı bir kültür sanat varlığı emanet etmeyi amaçlıyoruz. Bunun içinde sanatın her dalının ve sanatçılarımızın yanında dimdik durmayı görevimiz biliyoruz:
• 2004 yılında bünyemizde kurduğumuz Deniz Kültür ile ülkemizin kültür sanat hafızasına farklı dallarda onlarca eser kazandırdık.
• 18 yıldır İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın (İDSO) kurumsal destekçisiyiz.
• Uzun yıllar Opera ve Bale Festivallerini, UluslararasıGümüşlük Klasik Müzik Festivali’ni destekledik.
• Kara Hafta İstanbul Festivali’nin destekçiliğini yaptık.
• Çocuklarımızın insani değerlerini yüceltmek; kalplerine kültür-sanat sevgisinin tohumlarını erken yaşlarda ekmek üzere DenizBank Çocuk Operası’nı hayata geçirdik.
• Harbiye DenizBank Konserleri’nde üç yılı başarıyla geride bıraktık.
• Bodrum De Marin Müzik Festivali ve Orkestra Akademik Başkent Konserleri desteklediğimiz sanatsal aktiviteler arasında.
• 2018 sezonu itibarıyla, Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası’nı desteklemeye başladık.
• 14. İstanbul Bienali kapsamında ilk kez gerçekleşen Büyükada ayağına katkı sunduk.
• 4. Uluslararası Ankara Kukla Festivali sponsorluğumuz bulunuyor.
• Bünyemizde açtığımız GaleriDeniz sergi alanında değerli sanatçıların çalışmalarına yer veriyoruz.
• Yaşadığımız bu uygarlıklar beşiği zengin coğrafyanın geçmiş kültürlerini gün yüzüne çıkarmaya çalışan, arkeolojik kazılar yapılan alanlara desteğimiz yıllardır sürmekte. (Dexia zamanında Sagalassos / Alacahöyük, Laodikeia)

Gelecek projeksiyonunuzda neler yer alıyor? Önümüzdeki 5-10 yıllık süreçte nasıl yeniliklerle karşılaşacağız?

Bankacılığın geleceğini, “embedded” – “gömülü”; yani, diğer sektörlerin içine iliştirilmiş görünmez bankacılık olarak değerlendiriyoruz. Müşterilerimiz modern dünyada, geleneksel bir bankanın güveni ve pürüzsüz deneyimi ile alışverişlerini, yatırımlarını yapacaklar. Ancak bunlar için banka şubesi veya uygulamasına ihtiyaç duymayacaklar. Çünkü açık bankacılık sayesinde API teknolojisi ile bankacılık yeteneklerini dışarıya açabilecek, 3. parti uygulamalarda da hizmet verebileceğiz. Yani bankalar olarak yine hizmet eden ama daha görünmez bir pozisyona doğru çekileceğiz. Diğer yandan müşterilerimizin kişiselleştirilmiş hizmet beklentisinin öne çıktığını görüyoruz. Bu da bankalar tarafında, müşterinin olduğu yerde hizmet sunma gerekliliğini çok daha belirgin hale getiriyor. Biz bankalar olarak bireysel müşteriden KOBİ’ye ve en tepedeki kurumlara; A’dan Z’ye hizmet sunma gücüne sahibiz. Dolayısıyla farklı ihtiyaçları aynı anda görüp, data gücümüzü de devreye alarak bunları kapsayıcı bir şekilde çözüme kavuşturabiliriz. "İnsanların temel problemleri ne ve bunları hızla, tek merkezden çözmek için kiminle, nasıl modeller geliştirebiliriz;" sormamız gereken soru bu. Bir diğer önemli unsur ise veri. Dijital dönüşümün başında, veri yönetimi geliyor. Müşteri temas noktalarındaki tüm verileri kullanarak hızlı ve bütünleşik çözümler üretmemiz şart. Bu vizyonla, üç yıl önce, kapsamı ve katılımcı sayısı bakımından Türkiye’de bir ilk olan Veri Bilimi Programı’nı başlattık. Şu anda istihdam ettiğimiz veri bilimci arkadaşlarımızla, müşterilerimizin izdüşümlerini hızla analiz edip, aksiyonlarımızı gecikmeden oluşturacak şekilde çalışıyoruz.

Kapak Söyleşisi
Yorum Yaz