Söyleşi

Güzelliğin online hali: Sinoz Kozmetik

Günümüzün en popüler kozmetik markalarından olan ve çözüm odaklı cilt bakım ürünleri sunmak için çalışan Sinoz Kozmetik, sürekli yenilenen ürün çeşitleri ve müşterilerine en kaliteli ürünleri sorunsuz alışveriş deneyimi ile sunma vizyonuyla Türkiye’nin en çok tercih edilen cilt bakım markaları arasında yerini alıyor. Dünyanın çeşitli metropollerinde mağazalar açmak istediklerini söyleyen Sinoz Kozmetik CEO’su Yasin Çörekçi, “Niyetimiz mağazaların raflarında yer almak, ihracatı artırmak ve teknolojideki son gelişmeleri dakika dakika takip ederek bunlara ayak uydurmak” diyor.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası14.06.2022
Güzelliğin online hali: Sinoz Kozmetik

Günümüzün en popüler kozmetik markalarından olan ve çözüm odaklı cilt bakım ürünleri sunmak için çalışan Sinoz Kozmetik, sürekli yenilenen ürün çeşitleri ve müşterilerine en kaliteli ürünleri sorunsuz alışveriş deneyimi ile sunma vizyonuyla Türkiye’nin en çok tercih edilen cilt bakım markaları arasında yerini alıyor. Dünyanın çeşitli metropollerinde mağazalar açmak istediklerini söyleyen Sinoz Kozmetik CEO’su Yasin Çörekçi, “Niyetimiz mağazaların raflarında yer almak, ihracatı artırmak ve teknolojideki son gelişmeleri dakika dakika takip ederek bunlara ayak uydurmak” diyor.

Takvimler 2008 yılını gösterdiğinde üç ürünle ticaret hayatına atılan Sinoz Kozmetik, çok kısa bir sürede Türkiye’nin en çok tercih edilen cilt bakım markaları arasına adını yazdırmayı başardı. Kaliteyle uygun fiyatı bir araya getirmeyi başarmış olan marka, hem ürünleri, hem de yaptığı iş birlikleriyle kadınların gönlünde taht kurmuş durumda. ‘Her evde bir Sinoz’ mottosu ile hareket ederek kozmetik sektöründe yüzde 100 yerli üretim gerçekleştiriyor ve ihracat rakamlarını her yıl hatırı sayılır bir büyüme ile kapatıyor. Her kadının kendi güzelliğinin farkına vardığı; ilham veren, yenilikçi, lider ve global bir marka olma vizyonunu temel alan Sinoz, 2021 yılından itibaren tamamen ihracata odaklanarak 30’un üzerinde ülkeye ihracat yapıyor.

Peki, Sinoz Kozmetik’i kısa sürede başarıya taşıyan ve en çok tercih edilen markalardan biri olmasını sağlayan girişimler nelerdi? Siz de bizim kadar merak ediyorsanız Sinoz Kozmetik CEO’su Yasin Çörekçi ile yaptığımız röportaj sizlerle, keyifli okumalar…

Sinoz Kozmetik’in yola çıkış hikayesini anlatır mısınız? Nasıl bir fikrin ürünü olarak doğdu? Bugünlere nasıl geldi?

Ticaret hayatıma 2005 yılında e- ticaret yaparak girdim. 2007 yılında çeşitli ürünlerin satıldığı bir web sitesi kurduk ve burada spor malzemelerinden, hediyelik eşya, kitap, saat, oyuncak ve yine cilt bakım ürünlerinde satışlar gerçekleştirdik. 2008’de yaşadığımız finansal krizde iç piyasada müthiş bir daralma vardı ve o süreçte kozmetik ürünleri hep yurt dışından geliyordu. Bizde Türkiye'de yerli markalar arasında kaliteli ürün çıkartan dermakozmetik markası olmadığını gördük ve beraber çalıştığımız kimya mühendisi arkadaşlarımızla birlikte Sinoz markasını kurduk. Sinoz’a 2008 yılında şuan hala satışta olan leke kremi, yüz temizleme jeli ve kil maskesi ile başladık. Daha fazla para kazanmak ya da marjımızı yüksek tutmak adına ne müşterimize ucuz bir hizmet verdik ne de ucuz bir ürün sattık. Markayla asla sorun yaşamayacak bir kurgu oluşturmaya çalıştık. “Müşteri neden bizi tercih etsin” sorusunu sorduğumuzda, kendimize güvenimiz tam olsa da bunu müşteriye anlatabilmek için iade garantisi verdik. Normalde kozmetik yönetmeliğinde kullanılmış bir ürünün iadesi söz konusu değil. Bu sayede piyasada yer edinmeye, tanınmaya çalıştık ve bunu da başardık.

METAVERSE’DE MAĞAZA PLANI

E-ticarete çok erken adım atmışsınız. Şu anda dünya e-ticaret üzerinde kurgulanıyor. Özellikle perakende konusu e-ticarette çok önemli. Bunun size nasıl kazanımları oldu?

Ben e-ticareti ilk duyduğumda çok enteresan bir fikir gibi gelse de benim mizacıma en uygun işin bu olduğuna karar vermiştim. Mesela Kars'tan bir müşteri sizin yüzünüzü görmüyor, siz onu tanımıyorsunuz ve ona bir şekilde değiyorsunuz. Şimdi çok kanıksadığımız için “Eee ne var bunda” diyebilirsiniz ama o yıllar için bu durum çok enteresandı.

2005 yılından bugüne kadar tamamen e-ticaret odaklı çalıştım. Sosyal medyayı çok iyi kullandık, müşterileri memnun ettik ve dedik ki biz biraz da mağazadaki, yereldeki müşterilere ulaşalım. 2020 yılının başında mağaza açmaya karar verdik. İlk mağazamızı Bayrampaşa Forum İstanbul'da tuttuk ve pandeminin patlamasıyla mağaza açmaktan vaz-geçtik. Bu süreçte 15 yıldır e-ticarete yatırım yapmamızın karşılığını alarak ürün yetiştiremez hale geldik.

Kendi ofisinde sorularımızı tüm içtenliğiyle cevaplayan Yasin Çörekçi, e-ticaretin çok geliştirilebilir bir alan olduğunu söyleyerek Sinoz’un metaverse ile ilgili bir mağaza açma planlarının bulunduğunu ve altyapı çalışmalarına başladıklarının haberini verdi.

O zamanlar e-ticaretle ilgili bir öngörünüz var mıydı?

Bir kere fikri çok sevdim. İkinci olarak bunun çok geliştirilebilir olduğunu düşündüm. 30 sene öncesine baktığınızda cep telefonunun hayalini bile kuramazken, bugün herkeste en akıllısı var. Bunu düşünerek teknolojinin o baş döndürücü hızına şahit olduğunuz zaman e-ticaretin çok gelişebileceğini görüyorsunuz. Bundan sonraki süreçte artık iş daha da boyut değiştirecek. E-ticaret veya mağazalardan da öte artık metaverse kavramı ile karşı karşıyayız. Bende dünyanın artık metaversede olacağı kanaatindeyim. Şuanda metaverse ile ilgili mağaza açma planımız var bu kapsamda altyapı çalışmalarımıza başladık.

E-ticaret toplam satışlarınızın ne kadarlık bir dilimini oluşturuyor?

Bize gelen talep, reklamlarımız, yeni ürünlerimiz e-ticarette çok güçlü olmamızla pandeminin resmen parlayan yıldızı olduk. Watsons, Gratis, Rossmann gibi yerel mağazalar çok talepte bulunmaya başladı. Biz de mağaza açma işini rafa kaldırıp, bu markalarla iş birliğine giderek tüketiciyle buralarda buluşalım diye düşündük. 2021 yılı itibarıyla tamamen ihracata odaklanarak 30’un üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. 2015 yılında Hollanda’da bir şirket kurduk ve buradaki depomuz sayesinde bütün Batı Avrupa ülkelerine e- ihracat yapmaya başladık. 2021 yılı itibari ile biraz daha Orta Doğu’ya yöneldik ve buralarda da en çok İran ve Irak’a ürün satıyoruz. Toplam ihracatımız yüzde 20 dolaylarında, ama bu rakamları çok da geliştireceğimize inanıyoruz.

GÖZDE PAZAR; HOLLANDA

İlk mağazanızı Hollanda’da açma sebebiniz neydi?

2015 yılından beri Hollanda’da çok yoğun çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’deki influencer ve fenomenleri Avrupa’daki gurbetçilerimizde çok fazla takip ediyordu. Dolayısıyla ürünlerimizi onlarda denemek istiyorlardı. İnternetten sipariş verdikleri zaman buradan oraya göndermesi çok vakit kaybına sebep oluyordu. Bizde Hollanda’da bir yer tutalım ve iş birlikleriyle oradaki müşterilerimiz buradan sipariş verdikleri zaman oradan kargo yapar hale geldi. Bu bizim oradaki operasyonları büyütmemiz için itici güç oldu. Avrupa’da çok fazla gurbetçi Türk yaşıyor olması bizim Avrupa’ya kolay açılmamıza sebep oldu. Çünkü biz oradaki çalışmalara başladığımız anda müşterimiz hazırdı.

Hollanda’da çalışmalarımıza başladığımızda ilk siparişlerimizin yüzde 100’ü Türklerden ibaretti. Şimdi çalıştığımız influencerlarla ve yaptığımız eventlerle Hollanda’nın en sevilen markalarından bir tanesi olduk. Şuan geldiğimiz noktada Türklerin oranı yüzde 30’lara düştü çünkü çok ciddi bir yabancı siparişi alıyoruz. Hollanda’daki depomuz vasıtasıyla Almanya, İngiltere, Fransa ve birçok ülkeye ürün gönderiyoruz.

Bu işin teknoloji ve Ar-Ge çalışmaları da çok önemli. Bu konuda neler yapıyorsunuz? Sinoz Kozmetik yıllık bütçesinin ne kadarlık bir payını bölümünü Ar-Ge’ye ayırıyor?

Geçtiğimiz sene bütçemizin yüzde 15’i Ar-Ge’ye ayırdık. Fabrikalarla birebir çalışarak ürünlerimizi ürettiriyoruz. Sinoz bünyesinde 50-60 kişilik bir ekibiz ama bize dışarıdan hizmet veren binlerce kişi söz konusu. Çok fazla yurt dışı bağlantılarımız var. Yeni hammaddeleri ve teknolojileri çok yakından takip eden harika bir ekibe sahibiz. Biz bugün bir ürün üretmeye karar verdiğimizde o ürünün tüketiciyle buluşması bir yıl sürüyor. Bir ürünü çok yoğun emekler sonucunda birçok testten geçirerek üretiyoruz. Biz, en ufak bir hata olması durumunda o ürünü ya da ürünleri diskalifiye edebilen bir firmayız.

Peki sektörün genel gidişatını nasıl buluyorsunuz? Kozmetik ve genel bakım ürünlerine ilişkin Türkiye ve dünya nerede?

Türkiye tekstilde, inşaatta çok iyi işler yapıyor. Ben bu işe 2008 yılında girdiğimde hiç kimse yoktu ama şuan kozmetik sektöründe son zamanlarda çok takdir ettiğim, rakiplerim diyebileceğim insanlar çıktı. Kozmetik sektörü her yıl yüzde 10 büyüme gösteren bir sektör haline geldi. 2021 yılında yüzde 21 büyüdü. Tüketici artık 500 liraya yabancı bir marka almaktansa Türkiye’de güvendiği bir markayı 200 liraya almaya tercih ediyor. Biz bugün bir ürün ürettiğimizde anında taklitlerimiz çıkıyor. İç piyasada Türkiye'nin en güvenilir cilt bakım markalarından biriyiz; ihracatta ise daha yapacak çok işimiz var. Türkiye’de çok iyi ihracat yapan firmalar söz konusu. Kozmetik deyince yalnız bizim ürünler aklınıza gelmesin ıslak mendilden kolonyaya kadar birçok alanda ihracatta çok iyiyiz. Sektörün ihracata katkısı 1.2 milyar dolar. Kozmetik sektörü hem katma değerli hem de ihracatçı bir sektör olması açısından çok değerli.

“GİDECEK ÇOK YOLUMUZ VAR”

Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Firma olarak sizin gelecek projeksiyonunuzda neler yer alıyor?

Avrupa’da kişi başı yıllık kozmetik harcaması 200 Euro dolaylarındayken Türkiye’de bu oran 12-13 Euro dolaylarında. Bu oran her sene artsa da Türkiye’nin kendi pazarı açısından gideceği çok yol var. Kozmetik deyince yalnızca makyaj akla gelmemeli. Bizim ürünlerimiz endüstriye çözüm sunarken aynı zamanda ithal ürünlere muadil bir marka. Bizim nihai hedefimiz dünyada global markalar arasında yer almak. Geçtiğimiz ay Irak’ta bir mağaza açtık, bu ay da Hollanda’da açıyoruz. Dünyanın belli başlı ülkelerinde mağazalar açmak istiyoruz. İstanbul’da müşterilere değebileceğimiz, satıştan ziyade ürünlerimizi anlatabileceğimiz bir mağaza istiyoruz. Ardından Londra, New York, Tokyo, Berlin gibi dünyanın çeşitli metropollerinde toplam 15 tane mağaza açmak istiyoruz. Niyetimiz mağazaların raflarında yer almak, ihracatı artırmak ve teknolojideki son gelişmeleri dakika dakika takip ederek bunlara ayak uydurmak.

Söyleşi
Yorum Yaz