Dosya Haberi

Cari açığa yenilenebilir çözüm

Hızlı nüfus artışı ve sürekli ilerleyen teknoloji, temiz enerjiye duyulan ihtiyacı ikiye katlıyor. Artan sera gazları emisyonu nedeniyle yaşanan iklim değişiklikleri ve bunun sonucu olan küresel ısınma olgusu diğer yandan da fosil yakıt kaynaklarının yetersiz kalması ve doğaya zararlı olması yenilenebilir enerjinin cazibesini daha da artırıyor. Bazı uzmanlara göre cari açığın kapanmasında yenilenebilir enerji oldukça kritik bir rol oynuyor dolayısıyla yenilenebilir enerji kullanımı çözümün ciddi bir parçası olarak gözleniyor. Hem ülke ekonomisine hem de çevreye yararı olan yenilenebilir enerjinin sağladığı faydaları ekonomik boyutu başta olmak üzere yorumlarıyla derledik.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası02.06.2023
Cari açığa yenilenebilir çözüm

Doğal kaynaklardan elde edilen bu enerji türünün Türkiye'de kullanılmaya başladığı döneme bizi götüren YENADER Genel Sekreteri Prof. Dr. Haklıdır, kronolojik sıraya sadık kalarak şu ifadeleri kullandı; “Aslında yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi Cumhuriyet'in ilk yıllarında Trabzon'da kurulan Işıklar Hidroelektrik Santrali ile hayatımıza girmiştir. Aradan geçen 50 yıl sonrasında 1984'te ilk jeotermal santralimiz olan Kızıldere Jeotermal Santrali devreye alınıyor ve ardından rüzgâr, güneş, biyokütle santralleri yavaş yavaş hayatımıza girmeye başlıyor. Ancak ülkemizde yenilenebilir enerjinin resmi alt yapı kazanması ve bu alandaki yatırımların önünün açılması 2005 yılında çıkartılan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin 5346 kanunla başlamakta. Bu kanunun ardından 2010 yılında Yenilenebilir Enerji Destek Mekanizması (YEKDEM) teşvikleri farklı yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi için tanımlanarak, özel sektörün yenilenebilir enerjiye ilgisi ve Türkiye'nin yenilenebilir enerji kapasitesi özellikle 2010-2020 arasında ciddi bir sıçrama yapıyor. Zira devlet bu dönemde kurulan santrallerden üretilen elektriğe 10 yıl süreyle satın alım garantisi sağlarken, yerli ekipman kullanımına da ayrıca teşvik veriyor.”

YENADER Genel Sekreteri Prof. Dr. Haklıdır

YENİLENEBİLİR ENERJİNİN İHRACATA ETKİSİ

Türkiye’deki yenilenebilir enerjinin ihracata etkisini rakamlarla anlatan Füsun Tut Haklıdır verileri referans göstererek şunları aktardı; “Elektrik fiyatlarının sürekli arttığı, elektrik ihtiyacının da aynı şekilde arttığı bir dünyada yaşıyoruz. Avrupa'da da, ülkemizde de tüketicilerin fatura bedellerini düşürmek için çeşitli sübvansiyonlar sağlanmakta devletler tarafından ki bu da senelik ciddi bir yük getirmekte. Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarının özellikle rüzgar ve güneşin daha fazla elektrik üretiminde kullanılmasının elektrik üretim maliyetlerinin düşürmesi bekleniyor zira; halen doğalgaz, ithal kömürü yoğun olarak kullanıyoruz ki bu da maliyetleri yükseltmekte. Hali hazırda sadece güneş ve rüzgâr kurulu gücümüzü iki katına çıkararak elektrik fiyatının yüzde 25 daha az olabileceği hesaplanmakta. Bu hesapla hali hazırda kullandığımız fosil yakıtların payını azalttıkça elektrik fiyatlarındaki azalma yüzde 40'lara varabiliyor. Açıkçası cari açığın kapanmasında enerji oldukça kritik bir rol oynuyor ve yenilenebilir enerji kullanımı ise; çözümün ciddi bir parçası olarak gözleniyor.”

AKADEMİK DEĞERLENDİRMEYLE DÜNYADA YENİLENEBİLİR ENERJİ

Dünyada yenilenebilir enerjiye liderlik eden ülkeleri referans gösteren Doç. Dr. Füsun Tut Haklıdır şu açıklamayı gerçekleştirdi; "Çin hali hazırda, dünyanın en büyük yenilenebilir enerji üreticisi ve tüketicisi olarak öne çıkmaktadır. Ülke, güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi kurulumlarında lider konumdadır. Dünyadaki en büyük karbon salımını yapan ülkelerden biri olan Çin, 2025 yılına dek enerjisinin üçte birini yenilenebilir enerji kaynaklardan üretmeyi hedeflemektedir. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Çin'in küresel yenilenebilir enerjideki kurulu gücünün 3.372 GW'a yükseldiğini belirtmekte. Buna göre Çin, Avrupa'daki rüzgar enerjisi üretiminin toplamından yüzde 46 daha fazla kapasiteye sahip hale geldi. Benzer bir durum güneş enerjisi için de geçerli. 2022 yılında güneş enerjisi üretiminde önceki yıla göre yüzde 27'lik bir artış olduğu belirtilmekte ki, ne pandemi ne de küresel enerji krizi Çin'in yatırımlarını artırmasını etkileyemedi. Yenilenebilir enerjinin belli alanlarında lider olan ülkeler de bulunuyor. Avrupa'da Danimarka bunlardan biri; enerjisinin yüzde 67'sini yenilenebilir enerjiden özellikle karada ve denizde kurulu rüzgâr enerjisi santrallerinden sağlamakta. İzlanda elektrik ihtiyacının neredeyse tamamını jeotermal enerji ve hidroelektrik santrallerinden sağlamakta. Almanya ise; elektriğinin yaklaşık yüzde 47'sini yenilenebilir kaynaklardan sağlarken, 2030'a dek bu oranı yüzde 80'e çıkarmayı hedefliyor. Rüzgâr ve güneş ile ısıtmada jeotermal ısı pompaların kullanımı konusunda ciddi yatırımları bulunuyor.”

Enerji Uzmanı ve VATENERJİ (Verimlilik Artırıcı Teknolojiler) Genel Müdürü M. Altuğ Karataş

HEDEF TEMİZ ENERJİYE GEÇİŞİ HIZLANDIRMAK

Yenilenebilir enerji konusunda diğer bir yetkin isim olan Enerji Uzmanı ve VATENERJİ (Verimlilik Artırıcı Teknolojiler) Genel Müdürü M. Altuğ Karataş’a da Türkiye’de yenilenebilir enerji sektörünü düzenleyen resmi politikaları sorduk.

Ana hatlarıyla şöyle bahsetti; “Türkiye bir çok kanun ve yönetmelikle yenilenebilir enerjide yatırım imkanlarını artırmak, bu sayede kendi yenilenebilir enerji sektörünü oluşturmak için gerekli çalışmaları yapmıştır. Yenilenebilir Enerji Kanunu (YEK), Türkiye'de yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretimini teşvik etmek amacıyla 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. Lisanssız Elektrik Üretimi Tebliği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından 2016 yılında yayınlanmıştır. Bu tebliğ, belirli güç sınırları içindeki yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi yapmak isteyenlere lisanssız elektrik üretimi yapma imkanı sağlamaktadır. Yine Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) kanunu ise Türkiye'nin büyük ölçekli yenilenebilir enerji projelerine yönelik ihale sürecini düzenleyen bir dizi yönetmelik ve kanun barındırmaktadır. Enerji Verimliliği Kanunu, enerji tasarrufu ve enerji verimliliğini teşvik etmek amacıyla Türkiye'de 2007 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, enerji verimliliği uygulamalarının teşvik edilmesi, enerji yönetim sistemlerinin oluşturulması ve enerji verimliliği konusunda farkındalığın artırılması gibi hedefleri içermektedir.”

Hayatın her alanına yerleşen sürdürülebilirliğin yenilenebilir enerjiye etkisinden söz eden Altuğ Karataş şunları söyledi; “Paris İklim Anlaşması ve Yeşil Mutabakat ile birlikte bireyselden sanayiye, kamudan özel sektöre kadar hedefler temiz enerjiye geçişi hızlandırmakta ve hedefleri büyütmektedir. İklim kaygısı dünyada ilk sırada yer almakta bu da yenilenebilir enerjiden üretimi ve teknolojik gelişimi hızlandırmaktadır. Enerji krizleride özellikle Avrupa başta olmak üzere yenilenebilir enerjide hedefleri öne çekmektedir.”

Dosya Haberi
Sürdürülebilirlik
Yorum Yaz