Sektörel Panorama

"Bu yıl ihracatta hedefi tutturmak önemli bir başarı olacak"

Asrın felaketi olarak nitelendirilen deprem afetinin ilk anından itibaren Türkiye, devlet ve millet olarak bir bütün halinde sahada yaraları sarmak için el ele verdi. Yaşanan felaket sonrası depremden etkilenen illerde ticaretin canlanması ve şehirlerin tekrar ayağa kaldırılmasına yönelik çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.  Bugüne kadar görülen en büyük felaket ama bunun yanında da felakete karşı en büyük dayanışmanın, sahiplenmenin olduğunu belirten Gülle Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle, “İhracatta bu yıl, geçen yıla oranla yüzde 10'luk bir büyümeyle 275 milyar dolarlık hedef vardı. Yaşanan bu felakete rağmen bu hedeften sapmamak çok önemli bir başarı olacaktır” dedi.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası21.03.2023
"Bu yıl ihracatta hedefi tutturmak önemli bir başarı olacak"

Asrın felaketi olarak nitelendirilen deprem afetinin ilk anından itibaren Türkiye, devlet ve millet olarak bir bütün halinde sahada yaraları sarmak için el ele verdi. Yaşanan felaket sonrası depremden etkilenen illerde ticaretin canlanması ve şehirlerin tekrar ayağa kaldırılmasına yönelik çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.  Bugüne kadar görülen en büyük felaket ama bunun yanında da felakete karşı en büyük dayanışmanın, sahiplenmenin olduğunu belirten Gülle Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle, “İhracatta bu yıl, geçen yıla oranla yüzde 10'luk bir büyümeyle 275 milyar dolarlık hedef vardı. Yaşanan bu felakete rağmen bu hedeften sapmamak çok önemli bir başarı olacaktır” dedi.

Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin üzerinden 44 gün geçti. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Üyesi ve Gülle Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle; Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler sonrası yaraların sarılması için devam eden çalışmalar, deprem bölgesindeki sanayi kuruluşlarının durumu, depremin ekonomiye ve ihracata etkisini düzenlenen basın toplantısında değerlendirerek, çözüm önerileri sundu. Bu yıl da büyük hedeflerin olduğuna, bunu sağlamak için de deprem bölgesinde yaşam alanlarının, özellikle üretim tesislerinin devamlılığı için kalıcı konutlar ve konteyner evler ve okulların inşa edilmesi gerektiğine dikkat çeken Gülle; "Gitmesi gereken bir yol haritası var. Biz 2021'de büyük bir başarı hikayesi yakaladık. Bu başarı hikayesinde lojistik bize çok büyük bir imkan sağladı. 25 milyar dolarlık ekstra ilave bir ihracat getirdi. 2022 yılında 250 milyar dolarlık hedefi, 250 milyar doların üzerinde yakalamayı başardık.” dedi.

Cumhuriyet'in 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılının henüz ilk çeyreğinde Türkiye, 6 Şubat sabahı 'asrın felaketi' niteliğindeki depremle uyandı. İlk günden devlet ve millet el ele vererek tüm dünyaya örnek olabilecek bir birliktelikle yaraları sarmak, deprem bölgesinde hayatı normale döndürmek için canla başla mücadele etmeye devam ediyor. 100. yılda umutlarla birlikte beklentilerin de büyük olduğunu dile getiren Gülle; "Hem görev yaptığımız dönemde hem de devletimizin 100. yılında çok büyük beklentilerimiz vardı. Her şeyin taçlandırılacağı çok büyük hedeflerin oldu bir yıldı. O nedenle iyi başlamayı ümit ediyorduk ama gerek dünyadaki konjonktürel etkilenme gerekse yaşadığımız deprem felaketi hepimizi çok farklı bir ruh dünyasına itti. Yani, hepimiz hala bunu yaşıyor ve konuşuyoruz." dedi.

DÜNYAYA ÖRNEK NİTELİĞİNDE BİR BİRLİKTELİK

Bugüne kadar görülen en büyük felaket ama bunun yanında da felakete karşı en büyük dayanışmanın, sahiplenmenin olduğunu belirten Gülle; "İnsan olarak, millet olarak bu durumlarda böyle bir yekvücut olma, böyle bir destek gerçekten görmedim desem abartmış sayılmam. Böyle bir birliktelik dünyaya örnek niteliğinde oldu. İlgili bütün kurumlarla, STK'larla beraber organizasyonların içerisinde deprem bölgesine günün ihtiyaçları neyse onları göndererek yaraları sarmaya çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz.” dedi.

“DEPREM BÖLGESİNİN GÜÇLÜ İHRACAT ALTYAPISI VAR”

Bir yandan can kayıplarının, diğer yandan hareket eden bir nüfus olduğunu belirten Gülle; yaşanan felaket sonrası depremden etkilenen illerde ticaretin canlanması ve şehirlerin tekrar ayağa kaldırılmasına yönelik çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü belirtti. İsmail Gülle, "Deprem bölgesinde Türkiye'nin yüzde 8-9'unu kapsayan çok güçlü bir ihracat altyapısı var, mevcut yatırımlar var, büyümeler var. En büyük etkilenmenin Kahramanmaraş'ta, Adıyaman’da, Hatay’da ve Malatya olduğunu diğer bölgelerde de bölgenin kendi özelliklerine göre etkilendiğini görüyoruz. Ama en büyük ihracat kaybının Kahramanmaraş ve Hatay'da olduğunu görüyoruz. Gaziantep'in 10 milyar doların üzerinde ihracatı var, oranın da çok ciddi etkilendiğini görüyoruz. Maraş'ın 1,6 milyar dolar civarında bir ihracatı var. Onun da bu süreçten etkilendiğini, en çok fabrika hasarının da orada olduğunu görüyoruz. Bu birliktelik ruhuyla birbirimizi kucaklamamız, her türlü ve her şeyden ayrı olarak tüm insanımızla dayanışmamız gerçekten tarihi bir durum." ifadelerini kullandı.

“İHRACAT HEDEFİNDEN SAPMAMAMIZ LAZIM”

Daha önce de felaketlerin yaşandığını ve bunun da üstesinden milletçe el ele vererek geçileceğini ifade eden Gülle; "Bu felaket büyük olduğu için belki biraz daha geçmesi uzun sürecek ama mühim olan bu tabloyu koruyarak götürmek. Bizim için en önemli iş, burada hem hükümetin eylem planında hem de bizler açısından temel olarak görünen büyümeye odaklı ihracat stratejisiyle, bu felaketten en az etkiyle hareket etmek gerekiyor. Yani bu yıl, geçen yıla oranla yüzde 10'luk bir ihracat büyümesiyle 275 milyar dolarlık hedef vardı. İnşallah yaşanan bu felakete rağmen bu hedeften sapmamak çok önemli bir başarı olacaktır. Ama bu süreç içerisinde bunu çok da kısa zamanda onarmanın, yerine koymanın kolay olmayacağını görüyoruz. Çünkü, bazı yerlerde beklenenden daha büyük bir hasar ve tedavi süresi olacak. En önemlisi insanların ruh halini iyileştirmek, tekrar üretebilir, çalışabilir hale getirmek. Bize düşen buna destek olmak, morali bozmak ya da moral bozucu birtakım şeyler üretmek yerine moral vererek daha iyisini hayal ederek daha iyisini gerçekleştirmek adına çalışmak. Devlet ve millet olarak el ele vererek, yaşanan bu asrın felaketini de aşacağımıza inancım tam." değerlendirmesinde bulundu.

ÜRETİMİN DEVAMI İÇİN KALICI KONUT

Bu yıl için büyük hedeflerin olduğu, bunu sağlamak için de deprem bölgesinde yaşam alanlarının özellikle üretim tesislerinin eğitimin devamı, yaşamın normale dönmesi için kalıcı konutlar, konteyner evlerin ve okulların inşa edilmesi gerektiğine dikkat çeken Gülle; "Gitmesi gereken bir yol haritası var. Biz 2021'de büyük bir başarı hikayesi yakaladık. Bu başarı hikayesinde lojistik bize çok büyük bir imkan sağladı. 25 milyar dolarlık ekstra ilave bir ihracat getirdi. 2022 yılında 250 milyar dolarlık hedefi, 250 milyar doların üzerinde yakalamayı başardık. Piyasadan ve sektörden gördüğümüz kadarıyla, lojistik ve o günün koşullarındaki tedarik merkezi avantajını kullanarak getirdiğimiz müşteriler, fiyatlar nedeniyle bizden uzaklaşıyor bunu görüyoruz. Bazı siparişlerin, lojistik fiyatlarının geri gelmesi sebebiyle Uzak Doğu'ya gittiğini görüyoruz. Bu durum; ihracat performansımız açısından da daha çok çalışmamız, daha çok uğraşmamız, daha çok fiyat ve maliyet üçgeninde mücadele etmemiz gereken bir dönemi de bizlere getirmiş olacak." ifadelerini kullandı.

“KURLA REKABETİ KAYBEDİYORUZ, İHRACAT YAPAMIYORUZ ALGISI TÜRKİYE İÇİN YANLIŞ OLUR”

Gülle sözlerini şöyle sürdürdü; "İhracat deyince kur, kur deyince ihracat ayrılmaz iki terim oldu. Kur, tabii ki önemli bir parametre. İşin sonu belki bununla gidiyormuş gibi gözüküyor ama tamamen kurun üzerinden bakarsak da bizi daha yanlış bir yere götürür. Paramızı değersizleştirerek, ‘kurla rekabeti kaybediyoruz, ihracat yapamıyoruz’ gibi bir algıyı vermek de Türkiye için yanlış olur.  ‘Kur varsa ihracat var, kur yoksa ihracat yok’ gibi bir algı yaratmak, yapılana haksızlık olur. Yaklaşık 8 aydır kur hep belli bir yerde gidiyor, bu algıya göre hiç ihracat yapamamamız gerekiyordu. Kur, elbette rekabet için bir etkendir ama tek başına tek etken değildir. Biz değerlerini ucuza satan değil, ihracat birim kilogramını yükselterek, daha değerli üreterek ilerleme yolunu tercih etmiş bir ülkeyiz. Pandeminin arkasından ‘artık yeni bir dünya düzeni var ve bu dünya düzeni devam edecek’ dedik ve onu da yaşıyoruz. Yıllardan beri unutulmuş olan enflasyon rakamının birinci önemli etken olduğunu gördük. Hep beraber de bunu yaşıyoruz, her ülke bunu artık hissediyor. Yaşanan bu enflasyon çerçevesinde, maliyetler bazında en azından taşıyacak bir kuru tabii ki ihracatçı ister ve istemeye de devam edecektir.”

DÜŞÜK ENFLASYON İÇİN İNDİRİM TALEBİ

Bugünlerde enflasyon tüm dünyanın sorunu. Dünyada merkez bankaları enflasyona göre pozisyon alıyor. Bizim merkez bankamızda bu yönde adım atıyor. Enflasyon hedefi doğrultusunda Merkez Bankası'nın kuru sabit tutma hedefinin olduğunu belirten Gülle, "Burada en azından maliyet açısından indirimler olursa, bu konuda ‘Merkez Bankası'nın eli güçlenir’ dedik ve arka arkaya aralık ayında ocak için, ocak ayında şubat için, şubat ayında da mart için indirimler geldi. Bu indirimlerin hem maliyetlerde hem de rekabette önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. İnşallah nisan ayı içinde martta da böyle bir indirim rakamı açılır ve bu iyileştirme devam eder." değerlendirmesinde bulundu.

“HAZIR GİYİMCİLER İTHALATA YÖNELDİ”

Sektör olarak, özellikle geçen yılın son çeyreğinden itibaren siparişlerde ve işlerde düşüş görüldüğü için bu süreçte stokların oluştuğunu ifade eden Gülle; "Bu durumu sektördeki arkadaşlarımızla değerlendirdiğimizde maalesef ülkemizdeki hazır giyim markalarımızın ve bazı firmalarımızın ithalata yöneldiğini söylediler ve bu en son olması gereken bir şey. Bizim buradaki değerlerimizin, fabrikalarımızın çalışması dururken biraz daha ucuz, biraz daha bu kurun vermiş olduğu avantajı kullanarak bu kadar ithalata yönelmeyi de çok doğru bulmadığımı da ifade etmek istiyorum. Bana göre; çok etik değil, özellikle bugün etik değil. Yani, ithalat etik değil demiyorum ama bugün özellikle bizde ikamesi olan ürünlerde etik değil. Bu kadar yerli üretim kapasitemiz varken, bugün bunu bizim üretmemiz gerekiyor. Netice itibarıyla yüzyılın felaketini yaşadığımız yerde ülkeden, büyümeden, kalkınmadan, gelişmeden, ihracattan bahsedeceksek biraz daha gerçekçi olmamız lazım, biraz daha duygulu olmamız lazım, bu ülkeyi normalinden daha fazla sevmemiz lazım. Normalden daha fazla sevmek demek; ‘bugün menfaatini değil, ülkeni düşüneceksin’ demek. Ülkende ürettirip ülkenden alacaksın." şeklinde açıklama yaptı.

Sektörel Panorama
Yorum Yaz