Söyleşi

Bodrum'dan Uludağ'a turizm 'Akın'ı

Akfen Holding, yatırım fırsatlarını yakından izleyip, kimi zaman elindeki portföyü değerlendirmeye, kimi zaman da sıfırdan sayılabilecek yatırımlar yapmaya yönelik bir kabiliyete sahip. Holding’in turizmde Türkiye’nin taşıdığı fırsatlara paralel olarak hayata geçirdiği Bodrum Loft oteli de sahip olduğu bu kabiliyetin en güzel örneklerinden biri. Çevreci ve modern bir tatil köyü olarak geliştirdikleri Bodrum Loft’un sadece iki yıllık süre içerisinde Türkiye’de olduğu kadar yurt dışından da büyük ilgi gördüğünü belirten Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, “Bodrum Loft’un başarısı nedeniyle turizmde bu sefer Türkiye’nin klasik kışlık tatil bölgesi Uludağ’da 100 milyon TL’lik bir otel yatırımını hayata geçirmeye karar verdik” diyor.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası05.05.2022
Bodrum'dan Uludağ'a turizm 'Akın'ı

Akfen Holding, yatırım fırsatlarını yakından izleyip, kimi zaman elindeki portföyü değerlendirmeye, kimi zaman da sıfırdan sayılabilecek yatırımlar yapmaya yönelik bir kabiliyete sahip. Holding’in turizmde Türkiye’nin taşıdığı fırsatlara paralel olarak hayata geçirdiği Bodrum Loft oteli de sahip olduğu bu kabiliyetin en güzel örneklerinden biri. Çevreci ve modern bir tatil köyü olarak geliştirdikleri Bodrum Loft’un sadece iki yıllık süre içerisinde Türkiye’de olduğu kadar yurt dışından da büyük ilgi gördüğünü belirten Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, “Bodrum Loft’un başarısı nedeniyle turizmde bu sefer Türkiye’nin klasik kışlık tatil bölgesi Uludağ’da 100 milyon TL’lik bir otel yatırımını hayata geçirmeye karar verdik” diyor.

Hamdi Akın, yaptığı çalışmalarla iş dünyasına adını altın harflerle yazdıran, tüm çevrelerin yakından tanıdığı bir sima. Kendini bildi bileli çalışıyor. Tabii ki bir de emeklilik hayatı olsun istiyor. Bu konuda planları da var Akın’ın. Çok da geciktirmeye niyetli değil. “Günde bir saat tavla oynamak isterim. Şimdi iş yoğunluğundan dolayı yapamıyorum. Gezmeyi çok severim, kafama estiği zaman uçağa atlayıp görmediğim yerlere gitmek isterim. Bunları elbette yapıyorum ama daha sık hatta tamamen hiç işi düşünmeden yapmak isterim” diyor. Son yıllarda stresli bir iş hayatından, işin keyifli tarafına geçti ünlü iş insanı. Bunda da hem çocuklarının hem de profesyonellerin büyük rolü olduğunu söylüyor. “Zaten siz istemeseniz de hayat sizi yavaş yavaş oyunun dışına çıkarıyor. Buna hazırlıklı olmak lazım” diyerek bugün bulunduğu noktayı samimi bir şekilde aktarıyor bizlere…

TURİZMDE ARTIK BAMBAŞKA BİR TABLO SÖZ KONUSU

Son yıllarda turizm alanında yaptığı yatırımlarla adını sıkça duyduğumuz Akfen Holding, Akfen GYO bünyesindeki şehir otellerinin ardından 2020 yılında Bodrum Loft projesini tamamlayarak hizmete açtı. 36 adet villalı turistik bir tesis düşünün… Hiçbir şekilde doğayı rahatsız etmeyen, doğanın içinde, onunla beraber yaşayanları mutlu edecek bir konsept…. Kendilerine verilen inşaat hakkının tamamını kullanmadıklarını ifade eden Hamdi Akın, “Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki 18 bin metrekare inşaattan sadece 14 bin metrekaresini kullandık. Çünkü çok yoğun bir inşaat yapmak istemedik. Açılışı pandemi dönemine denk geldi. Papermoon, Sunset Sushi, Vakko Patisserie ve Loftelia gibi marka restoranlar ile de destekledik ve görenlerin takdirini kazandı” diyerek bir turizm ülkesi olarak Türkiye’nin bu tür turizm yatırımlarıyla dünyanın dikkatini çekebileceğini düşünüyor…

Hamdi Akın’a göre turizm alanında artık bambaşka bir tablo söz konusu. İnsanların pandemiden sonra otellerden ziyade artık daha villa tarzı olan ya da daha doğayla iç içe olan tatil köylerini tercih etmeye başladığını söyleyen Akın, “Belki şimdi şehirlerdeki otellerin kiralanması ya da 'service apartment' dediğimiz modeller daha çok ön plana çıkabilir” diyerek turizm alanında yaşanan değişime dikkat çekiyor.

Bu ayki sayımızın dosya konusu “Turizm” olunca, kapak söyleşimizi de Hamdi Akın’la yapmak kaçınılmaz oldu… İşte turizm, işte yatırım, işte Hamdi Akın….

Tüm dünya, yaşanan pandemi süreciyle çok zor bir dönemden geçti, geçmeye de devam ediyor. Bu süreçte Akfen Holding olarak sizler nasıl önlemler aldınız? Bir krizden fırsat doğdu mu sizin için?

Pandemi döneminin getirdiği ve yaklaşık iki yıldan bu yana devam eden belirsizlik ortamında tüm şirketlerin farklı alanlardaki mevcudiyetlerini korumaları son derece önemli hale gelmişti. Çünkü pandemi başta gelirlerin olmadığı, giderlerin devam ettiği bir ortam yarattı. Daha sonra kademeli olarak bu etki azaldı ancak çok büyük açıklar oluştu. Bunları kapatmak, oluşan yaraları sarmak için mesai harcandı. 2021 yılı böyle bir yıldı. Bu zorlu ortama rağmen geçen yıl biz yatırımlarımızı taahhüt ettiğimiz zaman zarfında hayata geçirirken, kadrolarımızı ve yatırımlarımızı korumayı başardık. Akfen Holding özelinde 2022 yılının mevcut yatırımlarımızı tamamlarken, ekonomik ortamı yakından izlediğimiz ve yatırım fırsatları arayacağımız bir yıl olmasını bekliyorum. Burada meydana gelecek hareket, beraberinde yeni istihdam ve yatırımları da getirecek.

Dünyada iklim değişikliği ile ilgili son yıllarda ortaya çıkan hassasiyet, yenilenebilir enerji alanında ne kadar doğru yatırımlar yaptığımızı ortaya koydu. Bunu daha önceden görüp, Akfen Yenilenebilir Enerji olarak sadece rüzgar, güneş ve sudan enerji üretimine odaklandık. Kısa zamanda bu alanda 706 MW’lık portföye ulaştık. Enerji şirketimizde bir halka arz planlıyoruz. Halka arzın hemen arkasından tabii elde etmiş olduğumuz sermayeyle birlikte yeni yatırımlar hayata geçirerek büyümeye devam edeceğiz.

100 MİLYON TL’LİK YATIRIM

Akfen Holding’in fırsatları seven bir yapısı olduğunu söylüyorsunuz. Bu kapsamda 2020 yılında hayata geçirdiğiniz Bodrum Loft Tatil Köyü geride kalan yılları nasıl geçirdi?

Akfen olarak yatırım fırsatlarını yakından izleyip, yatırım ortamı ve cazipliğe göre kimi zaman elimizdeki portföyü değerlendirmeye, kimi zaman da sıfırdan sayılabilecek yatırımlar yapmaya yönelik kabiliyetimiz var. Turizmde Türkiye’nin taşıdığı fırsatlara paralel olarak hayata geçirdiğimiz, arazisi uzun zamandır elimizde olan ve önceki yıl tamamlayarak hizmete aldığımız Bodrum Loft otelimiz buna önemli bir örnek oldu. Çevreci ve modern bir tatil köyü olarak geliştirdiğimiz Bodrum Loft, sadece iki yıllık süre içerisinde Türkiye’de olduğu kadar yurt dışından da büyük ilgi gördü. Bodrum Loft’un başarısı nedeniyle turizmde bu sefer Türkiye’nin klasik kışlık tatil bölgesi Bursa Uludağ’da bir otel yatırımı hayata geçirmeye karar verdik.

Uludağ’daki otel projesi hakkında bilgi alabilir miyiz?

1993 yılında Uludağ birinci bölgede yeri kendimize ait bir alanda Akfen Club ismiyle otel açmıştık. Sonraki yıllarda burası başka bir marka ile hizmet vermeye başladı. Şimdi burasını yenilemeye karar verdik. 40 odalı yeni butik otel için yaklaşık 100 milyon TL yatırımla, oteli önümüzdeki kış sezonuna yetiştirmeyi planlıyoruz. Yeni otel tıpkı Bodrum Loft’da olduğu gibi çok özel bir proje olacak ve Uludağ'da olmayan yapıda bir butik otel yapmak istiyoruz. Adını da “Uludağ Loft” koyacağız. Uludağ'a gitmeyeli çok uzun zaman oldu. Fakat yeni otel yatırımıyla artık kışın daha çok oralarda olacağız. İstanbul'a çok yakın olması ve yeni dönem ihtiyaçlara cevap verecek, konforlu bu tesis için öngördüğümüz 100 milyon TL'lik bütçe artabilir.

“TURİZMDE BODRUM LOFT GİBİ PROJELERE İHTİYAÇ VAR”

Turizmde yeni arayışların söz konusu olduğu Türkiye’de sizce bu sektör nereye gidiyor? Türkiye’nin alternatif turizm adımlarına ihtiyacı var mı?

Turizm alanında artık bambaşka bir tablo var. Görüyoruz ki insanlar pandemiden sonra otellerden ziyade artık daha villa tarzı olan ya da daha doğayla iç içe olan tatil köylerini tercih etmeye başladı. Belki şimdi artık şehirlerdeki otellerin kiralanması ya da 'service apartment' dediğimiz modeller daha çok ön plana çıkabilir. Akfen GYO bünyesindeki şehir otellerimizin ardından 2020 yılında Bodrum Loft projemizi tamamlayarak hizmete açtık. 36 adet villalı turistik bir tesis burası. Hiçbir şekilde doğayı rahatsız etmeyen, doğanın içinde, onunla beraber yaşayanları mutlu edecek bir konsept yaratmaya çalıştık. Bize verilen inşaat hakkının tamamını kullanmadık. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki 18 bin metrekare inşaattan sadece 14 bin metrekaresini kullandık. Çünkü çok yoğun bir inşaat yapmak istemedik. Açılışı pandemi dönemine denk geldi. Papermoon, Sunset Sushi, Vakko Patisserie ve Loftelia gibi marka restoranlar ile de destekledik ve gelenlerin, görenlerin takdirini kazandı. Bir turizm ülkesi olarak Türkiye’nin bu tür turizm yatırımlarıyla dünyanın dikkatini çekebileceğini düşünüyorum.

Çevre ve ülke ekonomisi için şirketlerin yeşil ve sürdürülebilir alanlardaki faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Akfen olarak sizin bu yöndeki uygulamalarınız neler?

İklim değişikliğinin neden olduğu sorunlara karşı toplumlarda son yıllarda gelişen bilinç düzeyi, kurulduğumuzdan bu yana Akfen Holding’in temel felsefe ve iş yapış şekillerinde bulundu.

Akfen olarak kurulduğumuz 1976 yılından bu yana faaliyet gösterdiğimiz farklı sektörlerdeki şirketlerimizin tümünde sürdürülebilirlik adı altında “verimlilik” esası yer aldı. Sürdürülebilirlik zamanla, özellikle de küresel ısınmanın somut etkileri de görüldükçe, iklim değişikliği ile birlikte bir bütün olarak karşımıza çıktı. Biz de Holding olarak sürdürülebilir gelişmeyi destekleyen gönüllü bir girişim olan Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni (Global Compact) 2 Temmuz 2002 yılında Türkiye’de imzalayan ilk Holding olduk.

2011 yılından itibaren yenilenebilir enerji alanında port- föy oluşturmaya başladık. Dünyada iklim değişikliği ile ilgili son yıllarda oluşan hassasiyet, yenilenebilir enerji alanında ne kadar doğru yatırımlar yaptığımızı ortaya koydu. Yenilenebilir enerjinin çok çok önemli olduğunu, fosil yakıtların artık tamamen devrini kapattığı bir döneme geçtiğimizi bir kez daha vurguladı. İklim değişikliği insanların hayatında birinci plana geldi. Bunu daha önceden görüp, Akfen Yenilenebilir Enerji olarak sadece rüzgâr, güneş ve sudan enerji üretimine odaklandık.

Yıllar geçtikçe Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Uluslararası Finans Kurumu (IFC) gibi dev ortaklarla bu yapıyı güçlendirdik. Temiz enerji üretiminde Türkiye’nin önemli bir oyuncusu haline gelerek, kısa zamanda bu alanda 706 MW’lık portföye ulaştık. Enerji şirketimizde gelecek dönemde bir halka arz planlıyoruz. Halka arzın hemen arkasından tabii elde etmiş olduğumuz sermayeyle birlikte yeni yatırımlar hayata geçirerek büyümeye devam edeceğiz.

“İKLİM KRİZİNE KARŞI FARKINDALIK OLUŞUYOR”

Önümüzde duran iklim krizini de göz önünde bulundurarak bir değerlendirme yaptığınızda, çevreci bir Türkiye’yi inşa etmek için toplum olarak üzerimize düşen görev ve sorumluluklar nelerdir?

Dünyada kendini gösteren iklim krizine karşı birçok alanda farkındalıklarının oluşması çok olumlu. Bu farkındalıklar hem insanların yaşam tarzlarına, hem de şirketleri hayata geçirecekleri yatırımlara dikkat etmeleri konusunda belirleyici rol oynuyor. Akfen olarak yatırımlarımızda sürdürülebilirliğe dikkat etmemiz bir yandan toplumsal görevlerimizi yerine getirmemizi sağlarken, diğer yandan finansman koşullarını da daha ulaşılabilir kılıyor. Sadece su, güneş ve rüzgârdan 2 milyon kişiye her yıl temiz enerji sağlayan yenilenebilir enerji yatırımlarımızı hayata geçirmemizde bu tür finansman koşullarından önemli ölçüde faydalandık.

Akfen Yenilenebilir Enerji olarak sahip olduğumuz santrallerde ürettiğimiz yeşil ve temiz enerji sayesinde 4 milyon tona yakın karbondioksite eşdeğer azalımı sağladık. Bu rakam yaklaşık 562 bin ağacın sağladığı temiz havaya eşdeğer olarak kabul ediliyor. Öte yandan şirketimiz, uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s’in bir şirketi olarak kurulan Vigeo Eiris’in hazırladığı sürdürülebilirlik raporunda dünyadaki 4 bin 914 şirket arasından 46’ncı sırada yer aldı. Buradaki rol ve sorumluluğumuzu her geçen yıl geliştirerek, kendi üzerimize düşeni yapmayı hedefliyoruz.

Faaliyet gösterdiğiniz alanlarda yaptığınız işi sadece ticari olarak düşünmüyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştirip uygulayarak, sadece markanız için değil sektör ve hatta ülke için kaldıraç etkisi yaratıyorsunuz. Bize bu alandaki çalışmalarınızdan söz eder misiniz?

Akfen Holding tarafından sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirmek üzere 1999 yılından Türkiye İnsan Kay- nakları Eğitim ve Sağlık Vakfı’nı (TİKAV) kurduk. TİKAV, üniversite öğrencilerine yönelik Bireysel Gelişim Programı, 14-24 yaş arası Kişisel Gelişim Programı, Uluslararası Ödül Programı ve toplumun çeşitli sorunlarına karşı eğitim ver- diği Ulusal Projeler adı altında üç ana başlıkta faaliyetlerini yürütüyor. Kurulduğu 1999 yılından bu yana 35 bin kişiye ulaşan TİKAV, bu adımlarını güçlendirerek gelecek 10 yılda 100 bin kişinin hayatına dokunmayı hedefliyor.

Öte yandan bir süredir sanat alanında bir adım atmayı hayal ederken, bu adımı sosyal sorumluluk projesi ile birleştiren önemli bir projeyi hayata geçirdik. Daha önce farklı iş birlikleri ile Bodrum Loft’ta Sanat ile Sculptville sergilerini gerçekleştirmiştik. Bunlar çok ilgi görünce, sanatı sosyal sorumluluk ile birleştirme kararı aldık ve İstanbul Levent’teki Nisbetiye On adresinde Loft Art isimli bir sanat alanı açtık. TİKAV Yönetim Kurulu Üyesi Dilara Akın’ın sorumluluğunda olacak Loft Art sanat alanımızdaki ilk iki sergimizi Humano ve Symbio ile yaptık ve sanatseverler tarafından çok beğenildi. Burası her 2-3 ayda bir farklı sergilere ev sahipliği yapacak.

Söyleşi
Kapak Söyleşisi
Yorum Yaz