Yazarlar

Birlik kurdular ihracatın liderliğine soyundular

Bünyesinde bulundurduğu 10 farklı sektör ile kısa sürede Türkiye’nin en fazla ihracat yapan birlikleri arasında üst sıralara yerleşen Hizmet İhracatçıları Birliği (HİB), orta vadeli 150 milyar dolarlık ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyor. Yeni kurulan genç bir Birlik olmalarına rağmen ihracat performanslarının her geçen yıl artarak devam ettiğini dile getiren TİM Hizmet Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, “ITC Trademap verilerine göre; hizmetler sektörü 2019 yılında 6 trilyon doları aşan küresel ihracat hacmine sahipken, Birliğimiz 63.6 milyar dolar ihracat geliri ile Cumhuriyet tarihi rekorunu kırma başarısını gösterdi” diyor.

6dk okuma
Türkiye'de İş Dünyası26.11.2021
Birlik kurdular ihracatın liderliğine soyundular

Bünyesinde bulundurduğu 10 farklı sektör ile kısa sürede Türkiye’nin en fazla ihracat yapan birlikleri arasında üst sıralara yerleşen Hizmet İhracatçıları Birliği (HİB), orta vadeli 150 milyar dolarlık ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyor. Yeni kurulan genç bir Birlik olmalarına rağmen ihracat performanslarının her geçen yıl artarak devam ettiğini dile getiren TİM Hizmet Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, “ITC Trademap verilerine göre; hizmetler sektörü 2019 yılında 6 trilyon doları aşan küresel ihracat hacmine sahipken, Birliğimiz 63.6 milyar dolar ihracat geliri ile Cumhuriyet tarihi rekorunu kırma başarısını gösterdi” diyor.

Kurulduğu 2018 yılından bu yana üye sayısı hızla artırarak 2 binin üzerine çıkaran ve İMMİB Genel Sekreterliği çatısı altında faaliyet gösteren HİB, Ticaret Bakanlığı nezdindeki girişimlerinin olumlu sonuçlanmasıyla 2021 yılı Şubat ayında kendi Genel Sekreterliğine kavuştu. Ticaret Bakanlığı’nın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren tebliği ile Hizmet İhracatçıları Birliği’nin sekreterya hizmetleri artık yeni Genel Sekreterlik tarafından yürütülecek.

Hizmet sektöründe memnuniyetle karşılanan bu haberin ardından bir önemli gelişme daha yaşandı. Türkiye ihracatının lokomotif güçlerinden hizmetler sektörünün bir süredir talep ettiği Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürlüğü de Resmi Gazete’de yayımlanarak, Ticaret Bakanlığı bünyesinde kuruldu. Sektöre kendi dinamiklerine uygun olarak daha hızlı hareket edebilme kabiliyetini kazandıracak bu gelişmeleri ve sektörün Türkiye ekonomisi için önemini TİM Hizmet Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık’la konuştuk.

Önce Hizmet İhracatçıları Birliği’nin kuruluşundan başlayalım. Bu Birlik nasıl kuruldu?

Birliğimiz 2018 yılında İMMİB Genel Sekreterliği bünyesinde 7. Birlik olarak kuruldu. Kısa süre içinde 2 binin üzerinde üye sayısına ulaşan Birliğimiz ile gelişen dünyada geniş bir kullanım alanı olan hizmet sektörlerinin büyüklüğü ve ülkemize katkısı net bir şekilde gözler önüne serilmiş oldu. Birliğimiz çatısı altındaki sektörleri; Eğitim Hizmetleri, Eğlence ve Kültür Hizmetleri, Liman İşletmeciliği ve Yer Hizmetleri, Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri, Sağlık Hizmetleri, Turizm ve Seyahat ile İlgili Hizmetler, Yazılım ve Bilişim Hizmetleri, Yolcu Taşımacılığı Hizmetleri, Yük Taşımacılığı ve Lojistik Hizmetleri ile Diğer İş Hizmetleri olarak sıralayabiliriz. Bu 10 sektör içinde Turizm, Yolcu Taşımacılığı ve Yük Taşımacılığı Birliğimizin en fazla döviz kazandıran sektörlerinin başında gelirken diğer sektörlerimiz de her geçen yıl ihracat rakamlarını artırmayı sürdürüyor.

İHRACATTA TARİHİ REKOR KIRDIK

Birliğin 2018’de kurulduğunu söylediniz. 2019 yılında ihracat rakamlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hizmetler sektörü yüksek ihracat girdisi sağlama özelliğinin yanında; en fazla istihdam sağlayan, ülke GSYH’na en fazla katkıyı yapan ve cari açığın kapanmasına katkı sağlayan lokomotif bir sektör konumunda. Öyle ki orta vadeli ihracat hedefimiz 150 milyar dolar ile diğer tüm sektörlerin üzerinde. Bizler de bu hedefe ulaşabilecek güçteyiz. ITC Trademap verilerine göre; hizmetler sektörü 2019 yılında 6 trilyon ABD doları aşan küresel ihracat hacmine sahipken, Birliğimiz 63.6 milyar dolar ihracat geliri ile Cumhuriyet tarihi rekorunu kırma başarısını gösterdi.

Tüm dünya 2020 yılını pandeminin etkisinde geçirdi. Sizin sektörleriniz açısından durum nasıldı? Pandemi süreci ihracat rakamlarını nasıl etkiledi?

2019 yılındaki başarımıza bakarak 2020 yılında hedefimize ulaşmada daha iyi bir performans ortaya koyacağımıza inanıyorduk. Ancak yılın hemen başında ortaya çıkan salgın tüm dünyada dengeleri alt üst etti. Merkez Bankası tarafından açıklanan ulusal verilere göre; hizmetler sektörü ihracatımız 2020 yılında, 2019’a göre yüzde 45 oranında azalarak 34,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu gerilemenin başlıca sebebi ise turizm ve taşımacılık sektörlerinde yaşanan daralmalar oldu. Tüm bu olumsuzluğa rağmen global ihracat rakamlarının da gerilediği 2020 yılında hizmetler sektörümüz, yaklaşık 10 milyar dolar ihracat fazlası vermeyi başarabildi.

Konuşmanıza başlarken, HİB’in ihracat, istihdam ve GSYH’ya katkısından söz ettiniz. Bunu biraz daha açabilir misiniz?

HİB çatısı altındaki hizmet sektörlerini yakından incelediğimizde, 2019 yılında Türkiye milli geliri ve istihdamının yaklaşık yüzde 60’ı gibi yüksek bir oranının bu sektörler tarafından gerçekleştirmiş olduğunu ve ülke GSYH’na 1,6 trilyon TL katkı sağladığını görüyoruz. Türkiye’deki toplam ihracatın içindeki payını 2019 yılında yüzde 26’ya çıkararak 64 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektörümüzün yakaladığı ivme, mal ihracatının da önüne geçmiştir. 2016-2019 yıllarında mal ihracatımız yüzde 6,6 artarken hizmet ihracatımız yüzde 11,2 artış yakalamış durumda. Turizm, yolcu taşımacılığı, bilişim, eğlence kültür hizmetleri gibi Türkiye algısına küresel ölçekte olumlu katkı sağlayan sektörlerimizin yanı sıra lojistik ve yük taşımacılığı gibi ana sanayinin ihracatını ve gelişimini de destekleyen önemli alt sektörlerimiz bir çarpan etkisi yaratmakta.

2019 yılında gerçekleştirilmiş 64 milyar dolarlık hizmet ihracatında ilk üç sıraya baktığımızda en büyük pay yüzde 47 ile turizmin olurken; onu yüzde 20 ile yük taşımacılığı, yüzde 18 ile yolcu taşımacılığı takip etmekte. 2020 rakamlarına baktığımızda ise bu üç sektörümüzün en fazla ihracat kaybı yaşayan sektörler olduğunu görüyoruz. 2020 yılında pandemi nedeniyle turizmde yüzde 68 düşüş yaşanırken, taleplerin azalması sonucu ise taşımacılık sektöründe yüzde 42’lere varan bir gerileme görüldü.

EN REKABETÇİ OLDUĞUMUZ ALAN; TURİZM

HİB’in lokomotifi olarak belirttiğiniz turizm sektörünün pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğini söylediniz. Turizmin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Ülkemizin en önemli sektörlerinden olan ve birçok alt sektöre de pozitif etki yapan turizm bizim en rekabetçi olduğumuz
sektör. Pandemi öncesi dönemde turist sayısı açısından dünyada 6., Avrupa’da 4. sırada yer alırken, ülkemizin turizm gelirleri de her sene artmaktaydı. 2019 yılında ağırladığımız 51,7 milyon turistten elde ettiğimiz gelir; 34,5 milyar dolar oldu. Doğrudan cari açığın kapanmasına güçlü katkı sağlayan sektör gelirlerinin GSYH içindeki payı da yüzde 4,6 seviyesine ulaşmış durumda. Turizmde yatak kapasitemizin yüzde 70 dolu olduğunu dikkate alırsak, hala potansiyelimizin var olduğunu söyleyebiliriz. Doğru düzenlemelerle pandeminin olumsuz etkilerinden turizm ile kurtulabiliriz. Burada tek hedefimiz daha fazla turist çekmek değil, turist başına düşen geliri de artırmak. Turist sayısı açısından 6. sıradayız fakat turist geliri açısından 14. sıradayız. Bu makası kapatmak için çalışmamız gerekmekte. Biz diyoruz ki; “Hizmet ihracatı olmadan cari açık yönetilemez” / “Turizm olmadan hizmet ihracatı büyüyemez.”

2021 yılına gelirsek, geride bıraktığımız dönem turizm sektörü açısından olumlu gelişmelerin yaşandığı bir zaman dilimi
oldu. TCMB tarafından açıklanan Ocak-Haziran dönemi verilerine bakıldığında, turizm sektörünün ihracat geliri bir önceki yıl aynı döneme göre yaklaşık yüzde 30 artışla 4,5 milyar dolara ulaşmış durumda. Yine bu dönemde turizm sektörünün yaklaşık 4 milyar dolar net fazla verdiğini görüyoruz. Tüm bu veriler bizim geleceğe daha umutlu bakabilmemizi sağlıyor.
Ülkemize yurt dışından insanların gelmesini sağlayan eğitim ve sağlık sektörleri de sanırım hiç azımsanmayacak ölçüde döviz getirisi sağlıyor.

Ülkemiz son yıllarda eğitim sektörü açısından büyük bir aşama kaydetti. Üniversitelerimiz dünyanın birçok ülkesinden
gençlerin ilgi odağı oldu. Bu da yabancı öğrenci sayısında, her yıl yüzde 25 büyüyen ve dünyada en fazla yabancı öğrenciye ev sahipliği yapan 10. ülke konumuna yükselmemizi sağladı. 2020-2021 öğretim yılı itibarıyla Türkiye’de eğitim gören 200 bini aşan uluslararası öğrencinin ülkemiz ekonomisine katkısı; 1 milyar doların üzerinde. Mevcut fiziki yatırımlarımızın hazır olmasının yanı sıra uzaktan eğitime de hızlıca adapte olan eğitim sektöründe 14 üniversitemiz global sıralamada yer alıyor. Doğru adımların atılmasıyla kısa vadede 350 bin öğrenciye eğitim vermeyi hedefliyoruz.

Türkiye, eğitimde olduğu gibi sağlık turizminde de dünyada ilk 10’da yer alıyor. 50’yi aşkın JCI akredite sağlık kuruluşumuzla kardiyoloji, onkoloji, organ nakli gibi kompleks tedavilerde komşu ülkelerin; estetik, diş, saç ekimi gibi tedavilerde de Avrupa’nın tercih ettiği ülke konumundayız. Son 10 yılda üç kat büyüyerek 1 milyar doların üzerinde ihracata ulaşan sağlık hizmetleri sektörünün hedefi; kısa sürede ilk 3’e girmek.

680 BİN KİŞİYE İSTİHDAM

Türkiye temmuz ayında açıklanan rakamlara göre geriye dönük 12 ayda 200 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdi. Bu ihracatın gerçekleşmesinde yük taşımacılığı ve lojistik sektörünün rolü nedir?

Deniz ve hava yolu yük taşımacılığında global ölçekte önemli bir işlem hacmine sahip olan Türkiye lojistik ve yük taşımacılığı sektörü, uluslararası deniz yolu taşımacılığında 11.6 milyon konteyner ile 16. ülke konumunda. Hava yolu kargo taşımacılığında da 6.8 milyar ton/km ile globalde en büyük işlem hacmine sahip 9. ülke durumunda. Yaklaşık 680 bin istihdam yaratan sektörümüzün ihracatının da toplam mal ihracatına oranı yüzde 7 seviyesinde.

Türkiye’nin ihracatının yüzde 61’i deniz yolu, yüzde 30’u kara yolu, yüzde 8’i hava yolu ve yüzde 1’i de demir yolu üzerinden yapılıyor. Ülkemizde limanlarımız mal ihracatını önemli ölçüde destekliyor. 2019’da 11 bin konteynır, 6 bin Ro-Ro olmak üzere toplamda 49 bin geminin işlem gördüğü limanlarımız sayesinde, dünyada lojistik hub olarak öne çıkmaya başladık ve Hollanda, Singapur ve Almanya’dan sonra global sıralamada ilk 4 içinde yer aldık.

Yazılım ve Bilişim Hizmetleri de son yıllarda yıldızı parlayan sektörlerden. Bu sektörün geleceğini nasıl
görüyorsunuz?

2017-2019 arası ihracatta yıllık ortalama yüzde 21 oranında bir büyüme yakalayarak yıllık 2,5 – 3.0 milyar dolar
bandında bir ihracat rakamına ulaşan yazılım ve bilişim sektörü; 2020 yılında pandemiye rağmen ihracatında düşüş
yaşamadığı gibi bu süreçte uzaktan toplantı, eğitim, fuar gibi dijital modellerin gelişmesiyle ekstra önem kazandı.
Yazılım ihracatçılarına sağlanan tüm destek mekanizmalarının gözden geçirilerek revize edilmesi ve istihdam, kanal
oluşturma, hukuki giderler, kurulum, hosting, çağrı merkezi, tamir, bakım, destek hizmetlerinin destek kapsamına alınarak; prestijli fuar desteği, pazar araştırma ve pazara giriş desteklerinin hizmet sektörüne de uygulanması bu sektörümüzün önünü açacaktır.

Bir dönem yurt dışı müteahhitlik sektörü önemli döviz girişi sağlayan sektörler arasında yer alıyordu. Şimdi durum nedir?
İstihdama yüzde 9 katkı yapan ve GSYH’daki payı yüzde 7 olan inşaat sektörümüz her geçen gün uluslararası arenada yeniden güçlenmesini sürdürüyor. Türk inşaat firmaları Avrupa pazarındaki payını artırırken, 21,6 milyar dolar tutarında gelir ile küresel pazarda yüzde 4,6’lık paya ulaştı.

Türkiye eğlence ve kültür sektörü ihracatında ne durumda?

Birçok alt başlıktan oluşan eğlence ve kültür sektöründe özellikle; film, dizi ve program formatı alanlarında ciddi başarılar göstermekteyiz. Dijitalleşmenin etkileri ile sektör hızla değişiyor ve büyük fırsatlar barındırıyor. Eğlence ve kültür hizmetleri ihracatında dünyada ilk 10 içerisinde yer alan ülkemiz, ihraç ettiği diziler ile ABD’den sonra dünyada 2’nci sırada. Türk dizileri, Balkanlardan Orta Doğu’ya, Afrika’dan Avrupa, Latin Amerika ve Güneydoğu Asya’ya uzanan 150’den fazla ülkede 700 milyon izleyiciye ulaşmış durumda.

Yolcu taşımacılığı hizmetlerine değinirsek, Türkiye bu konuda önemli yatırımlar yaptı. Ancak pandemi sürecinde neler söyleyeceksiniz?

Pandemi öncesinde uluslararası hava yolcu taşımacılığında sırada yer alan sektörümüz yapılan yatırımlar neticesinde
yakaladığı ivme ile her geçen gün güçleniyordu. Pandemi döneminde bu durum biraz sekteye uğrasa da uluslararası hava yolu yolcu taşımacılığında 51,3 milyon yolcu ile globalde 13. sırada yer alan İstanbul Havalimanı, global uçak filosunun yüzde 2’sine denk gelen 524 yolcu uçağı filosu ile yaklaşık 700 bin kişiye istihdam sağlayan sektörümüzün ihracat hacmi 11,6 milyar dolarla toplam mal ihracatının yüzde 6,4’üne denk geliyor.

Milli bayrak taşıyıcımız Türk Hava Yolları’nın dünyanın en fazla ülkesine uçan hava yolu olmasının, ihracatçıların yeni
pazarlara ulaşmasında ve ülke ihracatının artmasında son derece etkili olduğunu söyleyebiliriz. Pandemi sonrasında yeniden eski hareketli döneme dönüşle birlikte hava yolu kargo taşımacılık sektöründe yeni atılımlar bekliyoruz. Doğrudan cari açığı kapatıcı etkiye sahip olan hizmet ihracatı, mal ihracatı üzerindeki dolaylı etkileriyle toplam katma değere ciddi katkı sağlamayı sürdürecek.

Son olarak hizmetler sektörünün orta vadeli 150 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasında şansı nedir? Bu hedefe ulaşmak için neler yapılmalı?

Hizmet ihracatı doğrudan cari açığı kapatıcı etkiye sahip olmasının yanı sıra, mal ihracatı üzerindeki dolaylı etkisiyle
toplam katma değere de ciddi katkı sağlıyor. Dolayısıyla hizmet ihracatının toplam ihracatımızın önemli ve ayrılmaz bir parçası olarak dikkate alınması ve söz konusu bilincin gerek kamu kurumları gerekse de sektör paydaşları tarafından canlı tutulması stratejik öneme sahip. Bu doğrultuda hizmet ihracatçılarının ayrı bir genel sekreterliğe kavuşması ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürlüğü’nün kurulması hükümetimizin sektöre inancını ve verdiği önemin bir göstergesi.

Bunun yanı sıra ayrım olmaksızın tüm hizmet ihracatçısı sektörlerin Ticaret Bakanlığı Destekleri ile Eximbank kredi ve
imkanlarından faydalanabilmesi hizmet ihracatındaki sürdürülebilir gelişim için gerekli. Türkiye ekonomisi stratejik öneme
sahip hizmet sektörlerinin markalaşma destekleri kapsamında firmalara tanınan üst limitlerinin mal üreten sektörlerle arasındaki farklılıkların giderilmesi ve eşitlenmesi de şarttır.

Gündem Koridoru
Yorum Yaz