Avrupa'nın tercihi bizden yana

Akdeniz’e özgün lezzet üretiminde uzun yıllara dayanan tecrübesi, yenilikçi ve müşteri odaklı üretim yapan ve yönetim merkezi Almanya’da bulunan bir gıda devi olan DEMKA GmbH, etno gıda pazarında Avrupa’nın vazgeçilmez markası. Global arenada kendi ürünlerini üreten DEMKA, sürekli olarak yeni yatırımlarla büyürken gıda sektörünün en seçkin ismi olmayı başarmış durumda. Biz de siz değerli okurlarımız için DEMKA GmbH firmasının Genel Müdürleri Abdurrahman ve Mustafa Demirdaş ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Öncelikle bize biraz Demka Group’tan bahseder misiniz?

Abdurrahman Demirdaş: Yaklaşık 22 yıllık köklü bir marka olan DEMKA, kurulduğu günden bu yana akılcı ve rasyonel büyümeyi hedefledi. Şirket olarak hazırladığımız kısa, orta ve uzun vadeli projeksiyonlarımızda tutarlı ve gerçekleştirici olduk. Sahibi olduğumuz her marka için, ayrı ve farkındalık oluşturan markalama çalışmalarını henüz AR-GE aşamasında yapmaktayız.
DEMKA grubu olarak, gerek tesis gerekse ürün çeşitliliği açısından her geçen yıl üzerine koyarak geliştirdik ve büyüttük. Şirketi kurduğumuz ilk andan itibaren kaliteyi hep öncelikli unsur olarak düşündük. Şirketimiz kalite anlayışından hiçbir zaman taviz vermedi. Bununla beraber sürekli olarak yeni yatırımlar ile büyümeyi hedefledik.
Mustafa Demirdaş: DEMKA GRUP olarak bünyemizde bulunan marka çeşitliliği, özellikle Yörem, Özyörem, Demdem, Zeliva, Destan ve diğer markalarımız ile çok büyük bir potansiyele sahibiz. Özyörem olarak zaten markalaşma olarak zirveyi yakalamış durumdayız. Hem kalitemiz hem helal kesim konusundaki hassasiyetimiz ile müşterilerimizin takdirini kazandık. Yörem olarak süt ürünlerinde de sektörde çok ayrıcalıklı bir yere sahibiz. Yeni ürünlerimizde özellikle genç hedef kitleye ulaşmayı amaçlıyoruz.

Almanya’da markaya olan ilgi düzeyi ne durumda?

Mustafa Demirdaş: Hem kaliteli ürün üretimi hem de üretim sonrası aşamalardaki süreçleri son derece profesyonel olarak yürütmenin güzel sonuçlarını aldığımızı söyleyebilirim. Sözgelimi yağ oranı az ürünler ile daha fit ve sağlıklı olmak için tüketilecek ürünlerimiz var. Özellikle güncel tüketim alışkanlıklarına yönelik yaptığı ön araştırmalar neticesinde ürün gamımızı geliştirmenin de yararlarını görüyoruz. Avrupa insanının “sağlık” endeksli beslenme hassasiyetleri bizim için çok önemli.

“AVRUPA’NIN TÜM ÜLKELERİNE HİTAP EDİYORUZ”

Kaç ülkeye ihracat gerçekleştiriyorsunuz? Girmeyi hedeflediğiniz yeni pazarlar var mı?

Abdurrahman Demirdaş: 600’den fazla ürün çeşidimiz, 12 global markamız, Manheim’daki 24 bin metrekarelik dev tesisimizle ana hedefimiz olan dünya liginde yer almaya doğru emin adımlarla yürüyoruz. Başta Almanya ve Avrupa’nın tüm ülkelerine hitap ediyoruz. 20’den fazla dağıtım ağımızda Bosna ve Kosava’yı da içine alan epey geniş bir lokasyona ürün tedarik etmekteyiz. Keza Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai gibi Orta Doğu coğrafyanın önemli pazarlarına da girmiş durumdayız. Dağıtım coğrafyamızı her geçen gün daha da genişletmekteyiz. Bu muazzam dağıtım sisteminin her anı uzman ekiplerce kontrol ediliyor ve fabrikadan rafa uzanan sürecin her anında kalitenin korunması esas alınıyor. 2023 ve sonraki yıllardan, her zaman olduğundan daha fazla umutluyuz ve beklentilerimiz akılcı stratejiler dahilinde epey büyük. Başta ABD, Kanada ve Avustralya pazarlarına açılmak için artık son aşamalardayız.
Mustafa Demirdaş: Gıda sektöründeki tüm büyük ve köklü fuarlara, kurulduğu günden bu yana katılmaktayız. ANUGA (GERMANY), SIAL PARIS (FRANCE), SIAL SHANGAI (CHINA), GULFOOD (DUBAI), SFFH (USA), ALIMENTARIA (SPAIN) gibi fuarların sürekli katılımcısı olan DEMKA, Avrupa’yı kapsayan geniş coğrafyaya ek olarak, Orta Doğu ve Orta Asya pazarına ürünlerini sunmaktadır.

2022 yılını nasıl kapattınız? 2023 yılından beklentileriniz nelerdir?

Abdurrahman Demirdaş: Biliyorsunuz dünya çok ağır ve üzücü bir pandemi süreci yaşadı. Biz DEMKA olarak bu süreci iyi yönettiğimiz düşünüyoruz. Dünya tekrar normale döndüğünde, pandemi sürecinden önceki ivmemizi yakalamamız zor olmadı. Kurumsal olarak iyi yapılanma, engeller ve arzu edilmeyen gelişmeler ne olursa olsun, şirketimizin seyir istikametini aksatmıyor, değişikliğe uğratmıyor. Son yaşanan deprem felaketinde de bu düşünce ile hareket ettik. Halkımızın yanında olduğumuzu hissettirmek için DEMKA olarak elimizden geleni yaptık ve yapıyoruz. Mustafa Demirdaş: Pandeminin hemen başından başlayarak geliştirdiğimiz stratejilerle raflarda asla ürün eksikliği hissettirmedik. Ve bu stratejilerimizin neticelerini de aldık. Sadece ticari bağlamda değil, sosyal sorumluluk alanında da pek çok organizasyona imza attık. Para kazanmak, ticaret yapmak her şey değil, zor zamanda insanların yanında olduğumuzu hissettirdiğimizi düşünüyorum.

TÜRK VE AVRUPALI TÜKETİCİLERE ORTAK LEZZET KÜLTÜRÜ

Yeni ürünleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Abdurrahman Demirdaş: Yaptığımız Ar-Ge çalışmalarının çoğunda yeni jenerasyonu önemsiyor ve önceliklerimiz arasına alıyoruz. Yeni ürünümüz “Bacon” böylesi bir ihtiyaçtan doğdu mesela. Özellikle gençlerin gönül rahatlığı ve sağlıklı olduğuna inanarak tüketeceği helal bir ürün. Çünkü hindiden üretiyoruz. Süt ve süt ürünleri alanı için de aynı şey geçerli. Örgü ve Çeçil peynirlerimiz hem yeni bir lezzet olarak olağanüstü bir ilgi gördü, hem de Türk ve Avrupalı tüketicilerin ortak lezzet kültürünü oluşturduk diyebilirim. Tüketici beklentisine uygun olarak araştırmalarımızı yapıp portföyümüzü ona göre genişletiyoruz.

Mustafa Demirdaş: Biliyorsunuz özellikle genelde Avrupa’da, özellikle Almanlarda salam kültürü müthiş geniş ve burada yaşayan yeni nesil Müslüman jenerasyon sözgelimi füme ürünlerin helal oranına bakarak tercih ediyor. Bizler de bu anlamda bu ihtiyaçları karşılayacak, sağlıklı ve helal ürünleri üretiyoruz.

DEMKA’nın dikkat çeken özelliklerinden biri de hem konvansiyonel reklam ve tanıtım mecralarını verimli kullanırken, diğer yandan sosyal medya gerçekliğine de hemen adapta olması. Bu konuda neler söylersiniz?

Mustafa Demirdaş: Bir yandan görsel ve yazılı medyanın klasik mecralarını kullanmaya devam etmekteyiz. Öte yandan sosyal etkiye sahip internet ünlüleriyle (fenomen, blogger, Youtuber ve Infuluencer) sürekli iş birliği yürüterek, üretimini gerçekleştirdiğimiz yeni ürünlerimizi farklı kitlelere, daha hızlı ve doğal şekilde tanıtmaya çalışıyoruz. Sonrasında marketlerde kurduğumuz stantlar ile tüketici ile doğrudan diyaloğa geçerek tüketici “feedback”lerini direkt olarak birinci kullanıcıdan alarak ürünün gelişimi için doğru perspektifi çizmeye çalışıyoruz. Abdurrahman Demirdaş: Son olarak şunu söylemek isterim. Hem sosyal medya alanında hem de geleneksel medyada iş birliği yaptığımız yüzler; fenomenler ve reklam yüzlerinde yaptığımız tercihlerin doğru olduğunu aldığımız geri bildirimlerle test etme şansımız oldu. Reklam ve tanıtım içeriklerimizin özgünlüğü ve halka ulaşabilme dilinin başarısından da çok memnunuz.