Almanya'da başarı, dünyada başarı demek

Hazır giyim sektörü gibi emek yoğun bir sektörde çeyrek asırdır faaliyet gösteren Tamara Tekstil, dünyadaki moda trendlerini yakından takip ederek birçok Avrupa ülkesine koleksiyonlar üretiyor. Teknolojik gelişmeleri iş yapış süreçlerine adapte ederek hazır giyim sektöründe rekabetçi ve dinamik bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerleyen firmayı Yönetim Kurulu Başkanı Salih Boz’dan dinledik…

Göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Salih Boz beş yaşındayken ailesi ile birlikte Hollanda’ya taşındı. Tekstil ile tanışarak pazarcılıkla başlayıp toptancılık ve perakendecilik ile gelişen iş yaşamında 17 yaşındayken bir iş yeri kurdu. Hollanda serüveninin ardından Türkiye’ye ailesiyle birlikte gelerek Anadolu’da 24 yaşında 700 çalışanlı bir fabrika kurdular, 28 yaşında çok hızlı büyümenin etkisiyle iflas etti ve bu işe ilk olarak İstanbul’dan başlamak gerektiğine inanarak İstanbul’a geldi. Türkiye’den yurt dışına markası olan sayılı iş insanlarından biri olan Tamara Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Salih Boz ile iş yaşamını, markayı bugünkü haline getirirken yaşadıklarını ve sektör sorunlarını konuştuk.

GLOBAL MARKA OLMANIN YOLU; TEK TİP ÜRÜN ÜRETMEMEK

Türkiye’de çok fazla tekstilcileri var ancak kendi markasını Avrupa’ya satan firma sayısı oldukça az. Tamara Tekstil ise bu azınlıkta yer alan önemli firmalardan bir tanesi. Avrupa’ya mal satan sayılı firmalardan biri olduğunu söyleyen Salih Boz, “Avrupa’da şu anda altı tane markam var. Hollanda ve Almanya ağırlıklı olmak üzere Avrupa'da kendimize ait 2 bin bayimiz bulunuyor. Bunların hepsi kendi koleksiyonlarını hazırlayan markalar. Avrupa’yı tanıyıp bildiğim ve daha hızlı adapte olabildiğim için bu büyümeyi yakaladık. Hollanda’da kendimize ait 90 mağazamız mevcut. Üç ayrı şirketimiz bulunuyor. İmalatımızın yüzde 50’si Türkiye’de, yüzde 50’si ise Uzak Doğu’da bulunuyor. Türkiye’deki imalat firmalarımız yurt dışındaki mağazalarımıza ve kendi markalarımıza imalat harici mal satışı yapıyor. Kalan kapasite ile de başka mağaza zincirleriyle iş yapıyoruz. Yani şu an tüm kapasitelerimizin yüzde 50’si kendi mağazalarımıza ve kendi markalarımıza ürün üretirken, geri kalanı ile diğer firmalara ürün hazırlıyoruz. Ürünlerimizi hazırlarken Hollanda’dan ve Almanya’dan esinleniyoruz. Hatta yeri geliyor Türkiye’den ürünlerle de harmanlıyoruz. Bu sayede global marka olabiliyoruz” diyor. İstihdam alanında kadın ve erkek eşitliğini sağlamaya gayret ettiklerini söyleyen Boz, “Tekstilde ve imalatta her şey güç ile gerçekleştiği için sektörde erkekler daha ön plana çıktı. Son zamanlarda erkekler kadar kadınlarda ön planda ama ben beyaz yakada kesinlikle kadınlarla çalışmak isterim. Çünkü kadınlar daha titiz ve daha dikkatli oluyor. Bu yüzden erkekleri güç olarak kadınları ise beyin olarak kullanmak istiyoruz” şeklinde konuşuyor.

"İTALYANLAR ÖNCÜ, İSPANYOLLAR ANALİZCİDİR"

Almanya’nın kalitede bir ölçü olduğunu aktaran Boz, “Avrupa ile iş yapıyorsanız Almanya bir numara diyebilirim. Almanların modayla bir ilgisi yok ama kaliteli ürün ve ticarette çok başarılılar. Almanya’da başarılı olabilirseniz eğer her yerde başarı sağlayabilirsiniz. Almanya bu konuda ölçüdür. Londra, Münih, Paris, New York ve Milano’ya senede iki kere gider ve oraları takip ederim. Bu pazarları analiz eder, nabız yoklarım. Modada İtalyan’lar öncüdür. Konfora bakmazlar görselde çok iyidirler. Armani ve Gucci gibi markalara sahipler. İspanyolların analizi iyidir. Zara gibi bir markaları var ve şu an dünya markası durumunda. Tekstilde başrolü İtalya ve İspanya paylaşıyor. Ama kalitede Almanlar hep bir numaradır” diyor. Avrupa’daki savaşın ve artan maliyetlerin etkisiyle Türkiye’de marj sıkıntısı yaşandığını ifade eden Boz, son olarak şunları söylüyor; “Maliyetler artınca tüm tekstil sektöründe sıkıntılar yaşandı. Markalarımız ve imalat firmalarımız 50 milyon, ortak olduğumuz mağaza zinciri ise 60 milyon Dolar civarında ciro yapıyor. Türkiye’de aylık 400 bin adet ürün üretiyoruz. Hedefimiz bu rakamı 2023 yılında 500 bine çıkarmak."