Almanya tedarik zinciri yasası ile fiyat yerine uyum rekabeti geliyor

Almanya, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülke. 2002’den 2022’ye Türkiye’nin dünyaya yaptığı toplam ihracat 36 milyar Dolar’dan 254 milyar Dolar'a çıkarken, Almanya hep ilk sıradaki pazarımız olmaya devam etti. 2022’de Almanya’ya 19 milyar Dolar’a ulaşan ihracatımızın neredeyse yüzde 70’ini gerçekleştiren beş sektör sırasıyla şöyle: otomotiv, hazır giyim ve konfeksiyon, demir ve demir dışı metaller, elektrik ve elektronik, kimyevi maddeler ve mamulleri.

Almanya bizim için bu kadar önemli bir ihraç pazarı iken, Almanya’da dış ticareti etkileyebilecek her türlü gelişme de haliyle takibimizde. “Lieferkettensorgfaltsgesetz”, kısa vadede dahi etki gösterecek, iş dünyasında insan haklarına saygıyı çerçeveleyen önemli bir gelişme. “Tedarik Zinciri Durum Tespiti Yasası” veya kısaca “Tedarik Zinciri Yasası” olarak bilinen yasa, 1 Ocak itibarıyla yürürlüğe girdi. Bu yasa, Almanya’daki şirketlerin küresel tedarik zincirlerinde insan haklarına uyulmasına ilişkin kurumsal sorumluluğunu düzenliyor; bu yasa ile işletmeler çocuk işçi çalıştırma; ücret eşitsizliği; cinsiyet eşitsizliği; hava kirliliği, aşırı su kullanımı, ses kirliliği gibi insan sağlığına zarar verme suretiyle insan haklarını etkileyen nitelikte çevresel zararlara sebebiyet verme gibi durumları hem kendi bünyelerinde hem de tedarik zincirlerinde yer alan diğer işletmelerde engellemek zorundalar. Yasa gerek Almanya’da gerek dışında ham maddeden son kullanıcıya kadar olan tüm tedarik aşamalarını hedefliyor.

Tedarik Zinciri Yasası, 1 Ocak 2023 itibarıyla ilk aşamada 3 bin çalışanı olan şirketleri kapsayacak şekilde uygulamaya girip 2024 yılında bin çalışanı olan şirketleri de kapsayacak ve sonrasında kapsam daha da genişletilecek. Kapsamdaki şirketler tedarik zincirleri boyunca insan haklarına saygı gösterilmesine yönelik politika taahhütlerini belirlemek, insan hakları ihlalleri ile ilgili risk analizlerini yapmak, olası insan hakları ihlallerinin bildirilmesini sağlayan bir şikayet mekanizması kurup bunun için şirket içinde sorumlu kişi ataması yapmak durumundalar. Şirketler tedarik zincirlerinde insan hakları ihlallerini önlemeye yönelik özel yükümlülüklere uymadıkları takdirde ciddi yaptırımlar ile karşı karşıya kalabilecekler. 8 milyon Euro’ya kadar idari para cezası veya yıllık cironun yüzde 2'sine kadar para cezası ve hatta mükerrer ihlallerde hapis cezası mevcut.

Yasanın, Almanya’ya önemli miktarda tedarik sağlayan Türkiye’deki şirketlerin müşterileriyle çalışma şeklini değiştirmesi bekleniyor. Alıcılar, ticari sözleşmelere, tedarik zincirinde oluşacak ihlalden kaynaklı uygulanacak yaptırımın tedarikçiye rücu edilmesi gibi maddeler eklemeyi talep edebilirler. İkame edilmek istemeyen tedarikçiler, ortaklık yapısı kurgulayabilirler. Sonuç itibarıyla de yasaya uyum sağlayan, ortak değerleri paylaşan şirketlerle iş yapılıyor olacak. Fiyatta rekabetçilik eski önemini kaybedebilir; rekabet üstünlüğü uyum gücü ile kazanılabilir. Bu durum hem Türkiye’deki tedarikçiler arasında ayrışmaya hem de Türkiye’nin Almanya’ya ihracat yapan diğer ülkeler ile rekabetinde ayrışmaya sebebiyet verebilir. Uyumu başaranlar tedarik zincirinde kalıp daha rekabetçi olurken, başaramayanların tedarik zincirinden kopuşu gerçekleşebilir.

 

Yorum Yaz